Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/495 E. 2022/348 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI : HASIMSIZ

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Kooperatifi tarımsal faaliyet sektöründe faaliyet göstermekte olup, … İli … İlçesi … Mahallesinde bulunan kooperatif binamızın taşınmaz işlemleri sırasında kooperatifin karar defterinin zayi olduğunu, 6102 kayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Belgelerin saklanması, saklama süresi” başlıklı 82.maddesinde “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyayı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” şeklinde bir düzenlemenin yer aldığını, Tüm bu nedenlerle yasal süresi içinde zayi belgesi verilmesine kararının verilmesini talep ve dava etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İşbu dava Zayi Belgesi Verilmesi davasıdır.
HMK nun DAVA ŞARTLARI başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
HMK nun DAVA ŞARTLARININ İNCELENMESİ başlıklı 115. maddesi; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava şartlarını düzenleyen 114/1-d maddesindeki dava ehliyeti, fiil ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şeklidir. Fiil ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir. Aynı Kanun’un 114/1-e maddesindeki dava takip yetkisi, davada taraf olan kişinin o davayı kendi adına yürütebilme ve talep sonucu hakkında kendi adına hüküm alabilme yetkisidir (HMK md. 53). Sözü edilen kurum, şeklî taraf kuramının kabulünün sonucu olarak ortaya çıkmış ve sözü edilen kuramı tamamlamak amacıyla geliştirilmiştir. Davayı takip yetkisi, maddi hukuktaki tasarruf yetkisinin usul hukukundaki karşılığını oluşturur. Ayrıca, bu kavram, davada taraf olmadığı hâlde kanun gereği taraf gibi davranmakla görevli kılınmış olanların hukukî konumlarının açıklanmasında başvurulan bir kavram konumundadır.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler. Kural olarak taraf ehliyeti ve dava ehliyeti bulunan kişinin dava takip yetkisi vardır. Ancak bazı istisnai durumlarda davada taraf olarak gösterilen kişinin taraf ve dava ehliyeti olmasına rağmen dava takip yetkisi olmayabilir.
Ancak, tüzel kişiler kural olarak mahkemelerde temsilcileri vasıtasıyla temsil olunurlar. Özel hukuk tüzel kişilerinin organları tarafından temsil edilmesi asıldır.
Kooperatifler Kanunu’nun 58, 59 ve 60. maddeleri gereğince yönetim kurulu Kooperatifler Kanunu’nun ve ana sözleşme hükümleri göre kooperatifi yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Temsile yetkili olan kişiler kooperatif adına onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabilir. Yönetim kurulunun temsil yetkileri kanunda sayılan şubeye hasr (özgüleme) ve birlikte imza dışında sınırlandırılamaz. Sınır sadece kötü niyetli yani sınırı bildiği halde işlemi yapan 3.kişilere karşı ileri sürülebilir.
Somut olayda; davacı Kooperatifi temsile Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümlerine göre Sarayönü Noterliği 16.04.2018 tarihli … yevmiye nolu Tescil Talepnamesi ve eki belgedeki Kooperatif kararı uyarınca yönetim kurulu başkanı …, yönetim kurulu başkan yardımcısı … ve muhasip Üye … ‘ nun 4 yıl müddetle herhangi ikisinin atacakları müşterek imzaları ile kooperatifi temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği, davanın kooperatif adına yönetim kurulu başkanı … tarafından açıldığı anlaşılmıştır.
Kooperatifi idare ve temsile müşterek yetkili diğer yönetim kurulu üyesinin davaya katılım ve muvafakatini sağlayarak taraf teşkilini tamamlaması için dava açan kooperatif başkanına tebligat yapılmış ancak gereğinin yerine getirilmediği anlaşıldığından; davanın HMK 114/1-d bendi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d, 115/1-2 maddeleri gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Dair ; davacının yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/05/2022

Katip … Hakim …