Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2022/673 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 08.06.2020 tarihi saat 11:45 de davalılardan … idaresindeki diğer davalı … adına kayıtlı … plakalı kamyonet ile … sokağı takiben … sokak istikametinden Hizarcı sokak istikametime giderken No:… önü civarında araç üstünde yüklü olan eşyaların davalı tarafından kusurlu olarak kasa dışına 35 cm taşırılmak suretiyle yüklenmesi sebebiyle yaya olarak yolunda kenarında yürüyen davacıya çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını ve olay yerinden ambulans ile Konya Numune Hastanesi Acil Servisine aynı gün saat 12:00 civarında getirildiğini, acil serviste yapılan ilk muayene sonucunda sağ dizinde ve sağ kalçasında kırıklar oluştuğunu, kaza nedeniyle davacının vücudunda meydana gelen kırıklar sonucu davacının yaklaşık 1 ay hastanede yattığını, davacının tedavisinin hastanede yapıldığını, hastaneden taburcu edilmesinden sonra yaklaşık 2 ay bakıma muhtaç şekilde evde yatmak zorunda kaldığını, kazanın üzerinden yaklaşık 1 yılı aşkın süre geçmesine rağmen kazanın meydana getirdiği yaralanma sonucunda davacının halen sağ bacağını tam olarak kullanamamakla beraber yürümekte dahi zorlandığını, her ne kadar kaza sonucu geçen süre içerinde davacı tarafından maluliyet oranına tespitine ilişkin Konya Meram Devlet Hastanesi ve Konya Numune Hastanesine başvurulmuş olsa da Covid-19 salgını sebebiyle kişisel başvurulardan dolayı davacıya maluliyete ilişkin rapor tespitinin “Savcılık veya mahkeme yazısı olmadan yapılamayacağı tarafına” bildirildiğini, meydana gelen kaza sonucunda davalılar tarafından davacı hastanede iken davacıya tüm masrafları ve zararının karşılanacağı belirtilerek kaza nedeniyle kendilerinden şikayetçi olmaması istenilmesi sebebiyle davacının, davalıların bu isteğini kendi zararı karşılanacak diyerek düşündüğünden dolayı kabul ettiğini ve davalılardan şikayeti olmadığını, bu nedenle davalılar hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma nolu dosya takipsizlik ile kapandığını, ancak davalılar tarafından davacının halen herhangi bir zararı karşılanmadığını, davalılar tarafından davacının kötü niyetli olarak aldatıldığını, davacının kaza tarihinde emekli ve tek başına yaşadığını, kazadan önce ve kaza tarihinde emekli aylığı yetmediğinde dolayı geçimini sağlamak için farklı işlerde günü birlik çalışmak zorunda kaldığını, ancak kazadan sonra hem hastanede geçen hem de evde tedavisinin sürdüğü süre boyunca davacı yalnız yaşanan birisi olduğu ve kendisine bakacak kimsesi olmadığından dolayı dilekçemiz deliller kısmında belirtilen ve sayın mahkemenizce tanık olarak dinlenmesini istediğimiz kişi ile günlüğü 200,00 TL ücret ödenmek üzere yaklaşık hastane süresi de dahil edildiğinde 3 ay bakıcı tutmak zorunda kaldığını, ayrıca davacının kazadan sonra halen sağ bacağını tam olarak kullanamadığından dolayı iş göremez ve çalışamaz hale geldiğini, kaza nedeniyle davacının vücudunda meydana gelen yaralanma sonucunda davacı kardeşlerine ve eşe dosta geçim konusunda muhtaç hale geldiğini, 6098 sayılı Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümleri ve ilgili diğer yasal mevzuat çerçevesinde davacının hem maddi hem manevi tazminat hakkı doğduğunu, ayrıca aylar süren tedavi ve iyileşme süresince davacının gerek psikolojik gerekse fizyolojik olarak büyük acılar çektiğini, halen iyileşmeyen bacağı sebebiyle de hem bakıma muhtaç kalmış hem de yaşamış olduğu acıları çekmeye mahkum kaldığını, davalı sigortaya yapılan … kodlu iadei-taahhütlü başvurularının davalı sigorta şirketine 01.10.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, bu taleplere olumlu yanıt verilmemesi ve hem maddi tazminat yönünde yapılan zorunlu arabuluculuk hem de manevi tazminat yönünden yapılan ihtiyari arabuluculuk görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, bu nedenlerle maddi tazminat yönünden belirsiz alacak davamızın kabulü ile tahkikat sonucunda davacının uğradığı maddi zararın tam ve kesin olarak sayın mahkemece alınacak bilirkişi raporu sonucunda belirlenebildiği anda arttırılmak üzere, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ( 500,00 TL’si sürekli maluliyet, 100,00 TL’si geçici iş görememezlik, 300,00 TL si karşılanamayan ve belgelenemeyen tedavi giderleri, 100,00 TL’si tedavi süresinde bakıcı giderleri olmak üzere) olay tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte ( sigorta şirketi açısında sigortaya başvuru tarihinden itibaren işleyecek faiz ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar … adına kayıtlı … plakalı araç üzerine müvekkilin anlatılan sebeplerden dolayı teminatsız olarak ihtiyati haciz kaydının konulmasına, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Davacının HMK’nın yetki kurallarına aykırı olarak yetkisiz mahkemede huzurdaki davayı açtığını, davalı Sigorta şirket merkezinin “… Mah. … Sok. … Center (WBC) No:… Kat:… … / İstanbul” adresinde bulunduğu göz önüne alındığında huzurdaki davanın yetki bakımından İstanbul Anadolu Mahkemesi yetki alanına girdiğini, dolayısıyla, sözü edilen düzenlemelere göre; zarar gören kişilerin sigorta kuruluşuna eksik belge ile başvurmaları halinde, sigorta kuruluşu aleyhine doğrudan doğruya dava yoluna gitme hakları bulunmadığını, gerekli belgeler talep edilmiş olsa da davacı tarafından taleplerinin dikkate alınmayarak başvuru şartı yerine getirilmeden huzurdaki davanın ikame edildiğini, tıbbi mütalaa raporunda da görüleceği üzere davacı tarafından sunulan evraklar ile maluliyet oranı tespit edilmemiş olduğunu ve bu nedenle ödeme yapılmadığını, davalı Sigorta şirketi tarafından ödeme yapılamamasının sebebi davacı tarafından eksik evrak ile başvuru yapılmış olması olduğundan huzurdaki davanın usulden reddinin gerektiğini, somut olayda davacı, huzurdaki davadan önce ve sonra Trafik Sigortası Genel Şartlarında belirtilen belge ve bilgileri ibraz etmemiş olması nedeniyle geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceğini, kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacının talebi; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, maluliyete ilişkin itirazlarının saklı kalmak kaydıyla savunma hakkına halel gelmemesi adına, dosyada mübrez davacının maluliyet oranını gösterir adli rapor var ise işbu raporun taraflarına tebliğini, böyle bir rapor yok ise maluliyet oranının kesin ve net olarak tespit edilebilmesi adına huzurdaki dosyanın ATK’ya gönderilerek davacının maluliyet oranının kesin ve net olarak tespit ettirilmesini, Yargıtay kararlarında belirtildiği şekilde üniversite hastanelerinin adli tıp ana bilim dalı bölümlerinden seçilmiş adli tıp anabilim dalı uzmanlarından evraklar üzerinden yapılacak inceleme ile değil bizzat kişinin muayenesi sonucu genel şartlara uygun Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, itirazları baki kalmak kaydıyla her halükarda tazminat tutarının TRH-2010 tablosu ve %1,8 Teknik Faiz esas alınarak hesaplanma yapılması gerektiğini, her ne kadar bilirkişi hesaplamalarında işleyecek aktif/pasif gelir dönem hesabını %10 artış ve %10 iskonto esasına göre yapmışsa da aslında sonuç itibarıyla ne artış ne de iskonto olduğunu, yapılan hesaplamanın sonucu, başlangıçtaki gelirin kendisi olduğunu, defaten peşin ödenen maluliyet tazminatının reel faiz getirisi kadar iskonto edilmemesini hakkaniyete uygun olmadığını, maluliyet tazminatının defaten peşin alınması ve bunun değerlendirilmesi sonucunda, reel gelirin ortaya çıktığını, şöyle ki, defaten ödenen paranın reel getirisi olduğunu, toplu alınan paranın yatırıma yönlendirilmesi durumunda, maaş artışlarından daha yüksek oranda reel getiri elde edilebildiğini, bu ise haksız şekilde, zarar gören açısından zenginleşmeye, davalı açısından ise fakirleşmeye neden olacağını, davacının güncel SGK hizmet dökümünün dosyaya sunulmasına ve geçici iş göremezlik süresi boyunca maaş almaya devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının talebine konu geçici iş görmezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatı Trafik Sigortası Genel Şartları A.5.b maddesi gereği, sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu ve sağlık gideri teminatının ise SGK’nın sorumluluğunda bulunduğunu, her halükarda davacı tarafından tedavi giderleri faturalandırılmadığını, ancak günümüzde teknolojinin geldiği noktada faturalandırılmayan bir gider olması hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğini, ayrıca iddia edilen tedavi giderinin neye göre hesaplandığı belirsiz olduğunu, denetime elverişli olmayan ve varsayım üzerinden hesaplanan tedavi giderinin hükme esas alınmasının mümkün olamayacağını beyan ettiklerini, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, taşıt yolunun ortasına yakın bölümde yürüyen davacının kanun ve yönetmelikte belirlenen kurallara riayet etmeyerek, tedbirsizce taşıt yolunda bulunduğu esnada dava konusu kaza meydana geldiğini, görüleceği üzere davacı mevzuat hükümleriyle belirlenen kuralları ihlal ederek kazanın meydana gelmesine asli ve tam kusuruyla sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle davanın reddini, davalı şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Manevi tazminatın şartlarının oluşabilmesi için öncelikle kusurun varlığından söz etmek gerektiğini, olayda davalı … ve …’ya atfedilecek her hangi bir kusur durumu söz konusu olmadığını, davalı … nizami bir biçimde KTK uygun olarak emanet olarak aldığı … plakalı araç ile seyir halinde iken dikiz aynasından davacı tarafın yere düştüğünü gördüğünü, davalı taraf kendi dikkatsizliği ve özensizliği sebebi ile kazaya sebebiyet verdiğini, davalı araçtan inerek davalı tarafın yardımına gitmiş ambulans çağırmış davacı tarafın hastaneye gitmesinde eşlik etmiştir. Görgü tanıklarından duyduğu ölçüde ” davacı tarafın kamyonete vurduğunu öğrenmiştir.” Davacı asilin görme sıkıntısı çekmesi ise bu durumu doğrular nitelikte olduğunu, davalı … daha sonraları davacı asilin yanına devamlı gitmiş bir isteği olup olmadığını sorduğunu ve ihtiyaçları karşılamak için durumu ölçüsünde çaba sarf ettiğini, bunun dışında BK ilgili hükümleri çerçevesinde manevi tazminatın oluşabilmesi için haksız bir fiil, hukuka aykırılık, zarar , kusur ve uygun illiyet bağının meydana gelmesi gerektiğinden söz ettiğini, Davacı taraf sigorta şirketine yapmış olduğu başvuruda maluliyet durumunu, oranı ve kusur durumunu ortaya koyamadığını, bu durumda maddi ve manevi tazminatın hesaplanmasını imkansız olduğunu, HMK’nın görevli mahkemeyi düzenleyen hükmünde ”…dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesidir” şeklinde olduğunu, manevi tazminat istenen davalılara karşı açılacak davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerekirken görevsiz mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, bu sebepten dolayı davanın usulden reddini, davacı taraf eksik evrak ile sigorta şirketine ve arabulucuya başvuru yapıldığını, bu nedenle tazminat davalarında dava şartını yerine getirmediğini, açılan bu davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davalıların davacıyı kandırarak şikayetinden vazgeçirdiği hususu olduğunu, bu tamamen gerçeği yansıtmadığını, araç işleten sıfatı ile davaya dahil edilen …’ın davacı telkin etmek yönlendirmek ya da kandırma durumu şöyle dursun tarafın kendisi ile hiç görüşmesi olmadığını, …’nın olayda sadece aracını emanet vermiş olduğu için davaya dahil edildiğini, davalı … ise olayın yaşanmasında kusuru bulmamasına rağmen davacı tarafla iletişim halinde olmuş kendisinin bu elim kazanın yaşanmasından dolayı davacı için yapabileceği bir şey olup olmadığını sormuş ancak şikayetinden vazgeçmesi konusunda her hangi bir telkin yönlendirme veya kandırma durumu olmadığını, davacı tarafın kendi hür iradesi ile ceza davasından vazgeçtiğini, davalıların bu konuda bir dahilleri olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile karşı taraf vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 10/11/2022 tarihli ıslah dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER
Mahkememizce Konya CBS Hazırlık Bürosu … Soruşturma sayılı dosyası UYAP sistemini üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumunun 28/10/2021 tarihli cevabi yazısında bahse konu kaza ile ilgili fatura ve belgelerin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğünün 28/10/2021 tarihli cevabi yazısında davalı …’nın ekonomik ve sosyal durumu bilgilerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Sosyal Güvenlik Kurumunun 01/11/2021 tarihli cevabi yazısında davacı … geçirmiş olduğu iş kazasından dolayı kurumun çalışmalarının devam ettiğini bildirildiği görülmüştür.
Meram İlçe Emniyet Müdürlüğü … Polis Merkezi Amirliğinin 05/11/2021 tarihli cevabi yazısında davalı …’nın sosyal ve ekonomik durumu bilgilerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğünün 08/11/2021 tarihli cevabi yazısında davacı … sosyal ve ekonomik durumu bilgilerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Konya Numune Hastanesinin 15/11/2021 tarihli cevabi yazısında davacı … ait hastane kayıtlarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliğinin 01/12/2021 tarihli cevabi yazısında … plakalı aracın tescil bilgilerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Adli Trafik bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 04/04/2022 tarihli raporunda özetle; Keşif mahallinin ve dosya üzerinde yapılan inceleme ve dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağından, krokiden, sürücü ve yayanın beyanlarından anlaşılacağı üzere; … plakalı Kamyonet Sürücüsü …’ bu kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK nun Madde-65/-İ (Yükü her çeşit yolda ve yolun her eğiminde dengeyi bozacak, yoldaki bir şeye takılacak ve sivri çıkıntılar hasıl edecek şekilde yüklemek.) Kuralını ihlal ettiğinden %50 oranında kural ihlalinde bulunduğu; Yaya … ise bu kazada yine aynı kanunun Madde-68/a-3 (Yaya yolu bulunmayan veya kullanılır durumda bulunmayan iki yönlü yollarda yaya taşıt yolu üzerinde yolun solundan ve taşıt yolu kenarına yakın olmak şartı ile taşıt yolu üzerinde yürüyebilirler.) Kuralını ihlal ettiğinden %50 oranında kural ihlalinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca 25/03/2022 tarihli raporunda; Dava dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve tetkiklerden; mağdur davacı …’in 08/06/2020 tarihinde trafik kazası geçirdiği, kaza neticesinde sağ asetabulum anterior kesiminde deplase fraktür, sağda ramus pubis inferior kesiminde deplase fraktür meydana geldiği, kırıkların konservatif tedavi ettiği, sağ kalça fleksiyon 90, ekstansiyon 25, abdüksiyon 40, addüksiyon 35, iç rotasyon 20, dış rotasyon, 50 derecede olduğu, sağ kalça eklem hareket açıklıklarının sola göre %20 kısıtlı olduğu, çekilen grafide sağ asetabulum ve ramus pubis kırığındaki iyileşmenin yeterli olduğu anlaşılan şahsin arızasının kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, mevcut arızanın “Koksa – femoral ekleminin normal hareketlerinin %50’sini kaybettirecek şekilde sertliği- Tek taraflı” (takdiren 3/5 oranında azaltılarak) olarak değerlendirildiği, şahsın 1965 doğumlu olup, olay tarihinde 55 yaşını tamamlamış olduğu anlaşılmakla ve meslek grup numarası 1 (düz işçi-emekli) olarak kabul edilmekle; 11/710/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre, A cetveli — Arıza Listesi: Xll, Arıza sıra no: 6a, Arıza ağırlık ölçüsü: 25, B cetveli — Meslek grup numarası: 1 (düz işçi-emekli), C cetveli — Sürekli iş göremezlik simgesi: A, D cetveli — 38-39 yaşlarındaki sigortalının mestekte kazanma gücü azalma oranı: 29×2/5=12, E cetveli — 54-55 yaşlarındaki kişinin meslekte kazanma gücü azalma oranı: 14.2 tespit edilmiş olmakla; Kişide meydana gelen arızanın %14.2 oranında kalıcı sakatlık (sürekli iş göremezlik) niteliğinde olduğunu, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre; Sağ kalça hareketlerinde kısıtlılık için tablo 3.8a ve tablo 3.8b’ye göre alt ekstremite özür oranı %10 olduğu ve tablo 3.2’ye göre kişinin özür oranı %5 olduğu, kişide meydana gelen arızaların %5 oranında tüm vucut fonksiyon kaybına (sürekli iş göremezlik, kalıcı maluliyet, raporun geçerlilik süresi-süresiz) neden olduğunu, Asetabulum ve pubik ramus kırığı arızalarının emsallerine göre iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğini, kişinin bu süre zarfında mesleğini İcra edemeyeceğini, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilebileceğini, dosya kapsamında tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir fatura, fiş ya da makbuza rastlanılmadığını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanmış olduğunu, ancak bu nitelikteki bir yaralanmada yukarıda III-Tedavi ve İyileşme Giderleri Kavramları ile îlgilî Değerlendirme” başlığı altında belirtildiği şekilde tedavi sırasında yapılan zorunlu harcamaların olacağını (Refakatçi, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına, doktor muayenehaneterine, fizik tedavi merkezlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren, uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri vs), bu tür kaçınılmaz ve zorunlu giderlerin niteliği, tarihleri ve yerleri tam olarak bilinemeyeceğinden, yaralanmanın ağırlığı, uygulanan tedavi ve ameliyatlar, refakatçi ihtiyacı olup olmadığı, hastanede yatış süresi, koöntrol muayeneleri, kişinin yerleşim yerinin sağlık kuruluşlarına uzaklığı, yerleşim yeri ile sağlık kuruluşları arasında kullanılan ulaşım aracı vs gibi durumlar dikkate alındığında, söz konusu giderlerin tek tek belirlenmesinin mümkün olmadığı, takribi olarak belirlenmesinin uygun olduğunu, şahsın geçirdiği kazanın yeri, ikametgahı, tedavi gördüğü sağlık kuruluşu, yaralanmasının ağırlığı ve tedavi süreci dikkate alındığında, SGK kapsamı dışında kalan kaçınılmaz giderlerin olay tarihi itibarıyla 3.000,00 TL olarak değerlendirildiği (500,00 TL ulaşım, 2.500,00 TL diğer giderler), …’in vücut bölgesi ve yaralanma ağırlığı dikkate alındığında; 2 ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağını ve dosya kapsamında bakıcı tutulduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı ve bakım işinin aile bireyleri tarafından yapılmış olabileceği, bu nedenle bakıcı gideri hesaplanırken asgari net ücret üzerinden hesaplama yapıl görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca 13/05/2022 tarihli raporunda; Dava dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve tetkiklerden; mağdur davacı …’in 08/06/2020 tarihinde trafik kazası geçirdiği, kaza neticesinde sağ asetabulum anterior kesiminde deplase fraktür, sağda ramus pubis inferior kesiminde deplase fraktür meydana geldiği, kırıkların konservatif tedavi edildiği, sağ kalça fleksiyon 90, ekstansiyon 25, abdüksiyon 40, addüksiyon 35, iç rotasyon 20, dış rotasyon 50 derecede olduğu, çekilen grafide sağ asetabulum ve ramus pubis kırığındaki iyileşmenin yeterli olduğu anlaşılan şahsın yaralanmasının; 20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre; Sağ kalça hareketlerinde kısıtlılık için tablo 3.8a ve tablo 3.8b’ye göre alt ekstremite özür oranı %10 olduğu ve tablo 3.2’ye göre kişinin özür oranı %5 olduğu, kişide meydana gelen arızaların %5 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına (sürekli iş göremezlik, kalıcı maluliyet, raporun geçerlilik süresi-süresiz) neden olduğunu, Asetabulum ve pubik ramus kırığı arızalarının emsallerine göre iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğini, kişinin bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceğini, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilebileceği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Aktüerya bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 03/10/2022 tarihli raporunda özetle; Erişkinler için Engellik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ile TRH-2010 Erkek Mortalite Tablosuna göre, 08.06.2020 günü meydana gelen trafik kazasında yaralanıp 6 ayda iyileşen, bu sürenin ilk 2 ayında bakıcıya ihtiyaç duyan ve %5 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına uğrayan davacı …’in; 08.06.2020 — 08.12.2020 tarihleri arası 6 aylık süre ile sınırlı Geçici İş Göremezlik Süresinde Uğradığı Maddi Zararının: 6.311,91 TL, 09.12.2020 — 22.12.2041 tarihleri arasındaki süre ile sınırlı Sürekli İş Göremezlik Devresinde Uğradığı Maddi Zararının: 33.583,61 TL, 08.06.2020 — 08.08.2020 tarihleri arası 2 aylık süre ile sınırlı İyileşme Döneminde Bakıcı Giderinden Doğan Maddi Zararının : 2.943,00 TL, Fatura Edilemeyen ve Belgeye Bağlanamayan Kaçınılmaz Tedavi Giderlerinden Doğan Maddi Zararının: 1.500,00 TL olduğu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile PMF Yaşama Tablosuna göre Muhtelif Yaşlarda Ortalama Ömür Cetveline göre; 08.06.2020 günü meydana gelen trafik kazasında yaralanıp 6 ayda İyileşen, bu sürenin ilk 2 ayında bakıcıya ihtiyaç duyan ve %14.2 oranında malul kalan davacı …’in; 08.06.2020 – 08.12.2020 tarihleri arası 6 aylık süre ile sınırlı Geçici İş Göremezlik Süresinde Uğradığı maddi zararının 6.311,91 TL, 09.12.2020 – 20.09.2038 tarihleri arasındaki süre ile sınırlı Sürekli İş Göremezlik Devresinde uğradığı maddi zararının: 80ç123,53 TL, 08.06.2020 – 08.08.2020 tarihleri arası 2 aylık süre ile sınırlı İyileşme Döneminde Bakıcı Giderinden doğan maddi zararının: 2.943,00 TL, Fatura Edilemeyen ve Belgeye Bağlanamayan Kaçınılmaz Tedavi Giderlerinden doğan maddi zararının 1.500,00 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı Tanığı … mahkememiz 28/04/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında;”Davacı benim kardeşim olur. Kaza tarihinde sanayide bulunan dükkanıma ziyarete gelmişti. Çıkışta davaya konu kaza gerçekleşmiş, biz yanına gittiğimizde kardeşim yaralı şekilde yerde yatıyordu, çarpan kişi yanımıza gelerek ne gerekiyorsa yapacaklarını söylediler, ancak bu söylemden sonra hiçbir zaman arayıp sormadılar. Kardeşim 1 ay hastanede yattı ve taburcu olduktan sonra da yaklaşık 3 ay boyunca evde yattı. Kardeşim emekli ve eşinden boşanmış olduğundan çocukları da yanında bulunmadığından toplamda 4 ay boyunca bakıcıya muhtaç şekilde yaşadı, çünkü kendi ihtiyaçlarını tek başına gideremiyordu, mutlaka birinin koluna girip yardım etmesi gerekiyordu, bir aydan fazla süre ile maaşlı bakıcı tuttuk, bakıcıya günlük 150 TL + yemek ücreti ödedik. Kalan günlerde de kalfamı veya komşulardan birini yardım etmesi için kardeşimin yanına yönlendiriyordum. Kardeşim yeme içme ihtiyacını kendisi giderebiliyordu, ancak tuvalete gitmesi gerektiğinde beni arıyordu, yukarıda bahsettiğim şekilde kalfamı yada komşularımdan birini yönlendirerek kardeşime yardım etmesine sağlıyordum, 4 ay boyunca bu şekilde süreç devam etti. Bu yaralanma nedeniyle bacaklarımda halen çekme vardır, yürümekte zorluk yaşamaktadır.” diyerek beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı … mahkememiz 16/06/2022 tarihli duruşmada alının beyanında; “Ben davacıya abisi vasıtası ile tanıdım abisi eşimin arkadaş olur davacı kaza geçirdiği için bakıma muhtaç olduğunu söyledi. İşsiz olduğum için 34 veya 35 gün davacının bakıcılığını yaptım, ilk 30 gün hastanedeydi, tuvaletine dahi gidemiyordu, yemeklerini kendisi yiyebiliyordu taburcu olduktan sonra evde 5 gün bakımına devam ettim evde kendisi tuvalet ihtiyacını kendisi gidebiliyordu, bu sebeple 5 gün sonunda bakıcılığını bıraktım, ilk 1 ay boyunca yaralanmalarından dolayı sağına soluna dönemiyordu sürekli sırt üstü yatar vaziyette idi, ayağa kalkamıyordu, ağrılarından dolayı sürekli sancı içerisinde idi, hatırladığım kadarıyla 30 günlük hastane sürecinde taburcu olmasına son 5 gün kala bir kere tuvalete gitmek için ayağa kalktı, taburcu olduktan sonrada yürüteçle yavaş yavaş yürüyebiliyordu, genelde yatar vaziyette idi.” diyerek beyanda bulunmuştur.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; Maddi ve Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde; meydana gelen trafik kazası nedeniyle, maddi tazminat yönünden belirsiz alacak davalarının kabulü ile tahkikat sonucunda davacının uğradığı maddi zararın şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın (500,00 TL’si sürekli maluliyet, 100,00 TL’si geçici iş görememezlik, 300,00 TL si karşılanamayan ve belgelenemeyen tedavi giderleri, 100,00 TL’si tedavi süresinde bakıcı giderleri olmak üzere) olay tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte (sigorta şirketi açısında sigortaya başvuru tarihinden itibaren işleyecek faiz ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar … adına kayıtlı … plakalı araç üzerine davacının anlatılan sebeplerden dolayı teminatsız olarak ihtiyati haciz kaydının konulmasına, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesiyle, işbu davada yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafından HMK 115. Maddesinin gereğini yerine getirilmediğini, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve tedavi giderlerin teminat dışı olduğunu bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesiyle, işbu davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dava şartının eksik olduğunu, davalıların herhangi bir kusurunun olmadığını bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce keşif yapılarak trafik bilirkişisine kusur yönünde rapor düzenlettirilmiş ve 04/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda; … plakalı araç sürücüsü …’nın kazanın oluşumunda %50 kusurlu olduğu, yaya …’in kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir bilirkişi raporu yargılamaya esas alınmıştır.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp ABD Başkanlığınca düzenlenen 25/03/2022 tarihli raporunda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre; davacının yaralanmasının %14.2 oranında kalıcı sakatlık (sürekli iş göremezlik) niteliğinde olduğu mevcut arızasının iyileşme süresinin 6 (altı) ayı bulacağı, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği, faturalandırılamayan sağlık giderlerinin 3.000,00 TL olduğu, davacı …’in 2 aylık iyileşme sürecinde bir başkasının sürekli bakımı ve yardımına ihtiyaç duyacağı tespit edilmiştir. 13/05/2022 tarihli raporunda; Erişkinler İçin … Yönetmelik hükümlerine göre; davacının yaralanmasının %5 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı olduğu, mevcut arızasının iyileşme süresinin 6 (altı) ayı bulacağı tespit edilmiş olup; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamları gereği kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerine göre oluşturulan 13/05/2022 tarihli maluliyet raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Her ne kadar yargılamaya esas alınan maluliyet raporunda bakıcıya muhtaçlık süresi ve tedavi giderleri belirtilmemiş ise de; ilgili hususlar maluliyet tespitine ilişkin yönetmelik hükümlerine göre değil reel ihtiyaç ve giderlere göre karşılandığından usul ekonomisi ve yargıda hedef süre ilkeleri de nazara alınarak bu hususta yeniden rapor tanzim ettirilmemiş ve 25/03/2022 tarihli raporda tespit edilen hususlar yargılamaya esas alınmıştır.
Dosya tazminat hesabı için aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek 03/10/2022 tarihli aktüerya raporunda neticeten; PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplamaya göre; davacının Sürekli İş Göremezlik döneminde oluşan zararının 80.123,53 TL, geçici iş göremezlik döneminin de oluşan zararının 6.311,91 TL, bakıcı giderinin 2.943,00 TL, tedavi giderinin 1.500,00 TL olduğu hesaplanmıştır; TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplamaya göre; davacının Sürekli İş Göremezlik döneminde oluşan zararının 33.583,61 TL, geçici iş göremezlik döneminin de oluşan zararının 6.311,91 TL, bakıcı giderinin 2.943,00 TL, tedavi giderinin 1.500,00 TL olduğu hesaplanmıştır; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar ; Yargıtay (Kapatılan) . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay (Kapatılan) . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı içtihatları ile benzer mahiyetteki Yerleşik içtihatları nazara alınarak; 03/10/2022 tarihli raporda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsive rant sistemine göre hesaplamalar mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı vekilinin 10/11/2022 tarihli ıslah dilekçesinde, geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı 100,00 TL bedelden 6.211,91 TL arttırarak 6.311,91 TL, sürekli iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararı 500,00 TL bedelden 79.623,53 TL arttırarak 80.123,53 TL, iyileşme döneminde bakıcı giderinden doğan maddi zararı 100,00 TL bedelden 2.843,00 TL arttırarak 2.943,00 TL, kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararı 300,00 TL bedelden 1.500,00 TL arttırarak ıslah ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; yargılamaya esas alınan bilirkişi raporlarına göre davacının, meydana gelen dava konusu kazadan %50 kusurlu olduğu, düzenlenen maluliyet raporuna göre %5 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına uğradığı, 6 ay iyileşme süresinin olduğu, bu sürenin 2 ayında bakıcıya muhtaç olduğu ve 3.000,00 TL tedavi giderinin bulunduğu anlaşılmış olup, her ne kadar davacı geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararlara ilişkin talepte bulunmuş ise de; sosyal ekonomik durum araştırmasına göre davacının emekli olduğu ve devamlı işinin bulunmadığına yönelik tespitler karşısında davacının kaza tarihi öncesinde fiili çalıştığına dair herhangi bir muteber delil sunulmadığından bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmiştir. Yine davacı her ne kadar bilirkişi raporunda tespit edilen süreden daha uzun süre ile bakıcıya muhtaç olduğunu iddia etmiş ise de; ilgili hususa ilişkin soyut beyanı dışında muteber ve denetlenebilir herhangi bir delil sunulmadığından bu yöndeki savunmalara da itibar edilmemiştir. Neticeten; davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; sürekli iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı için 33.583,61 TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 2.943,00 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 1.500,00 TL tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 08/06/2020, davalı sigorta şirketi yönünden( sigorta limitleri dahilinde) 14/10/2021 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; geçici işgöremezlik süresine ilişkin talebin ve sürekli işgöremezlik süresine ilişkin fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın manevi tazminat başlıklı 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü amirdir.
TBK 56. madesine göre bir olaydan zarar gören kişinin çektiği acıları bir nebze olsun azaltmak veya bozulan ruhsal dengesi yeniden düzelmesi için zarar veren kişiden bir miktar ücreti talep edebileceğini düzenlenmiş olup; kanun koyucu manevi tazminatın miktarını tayin etme hakkını hakimin takdirine bırakmıştır. Hükmedilecek miktar uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifleticek nitelikte olmalıdır. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tarafların kusurları da gözetilmesi gerekmektedir. Manevi tazminatın miktarı bir tarafın zenginleşmesine, diğer tarafın yıkımına neden olmamalıdır. Belirtilen bu çerçevede; tarafların sosyal ekonomik durum araştırmalarına yönelik düzenlenen tespit raporları, mahkememizce dinlenen yeminli tanık beyanları, davacının maluliyet oranının tespitine yönelik bilirkişi raporu ile birlikte davacının manevi tazminat talepleri değerlendirilerek davacının bu yöndeki taleplerinin kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 08/06/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; sürekli iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı için 33.583,61 TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 2.943,00 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 1.500,00 TL tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 08/06/2020, davalı sigorta şirketi yönünden( sigorta limitleri dahilinde) 14/10/2021 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Geçici işgöremezlik süresine ilişkin talebin ve sürekli işgöremezlik süresine ilişkin fazlaya dair talebin REDDİNE
2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 08/06/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
3-Alınması gereken 3.280,69 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 870,96 TL harcın, 306,98 TL ıslah harcının mahsubu ile ‭2.102,75‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazine irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 vekalet harcı, 870,96 TL peşin harç, 306,98 TL ıslah harcı, 571,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam ‭1.817,64‬ TL harcın davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, ‭2.338,86‬ TL Selçuk Tıp Fakültesi Adli Tıp rapor ücreti, keşif taksi ücreti 190,00 TL ile posta tebligat gideri ‭474,5‬0 TL toplamı olan ‭4.403,36‬ TL ‘den kabul red oranına göre hesaplanan 1.497,14 TL’nin davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat yönünden;
a)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
b)Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık ücret tarifesi gereğince reddedilen kısma göre takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden;
a)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
b)Davalı … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık ücret tarifesi gereğince reddedilen kısma göre takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı … ve …’ya verilmesine,
8- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ret ‭oranına göre hesaplanan 462,40 TL’si davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak) müştereken ve müteselsilen, ‭897,6‬0 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
9-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı Musa ve Mehmet vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekili yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/11/2022

Katip Hakim