Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/476 E. 2023/22 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı firma, davalı yana dilekçe ekindeki sipariş formları ve faturalara istinaden birtakım plastik tüp ısıtıcı, ısıtıcı set malzemeleri satış işlemlerini yaptığını, devamında davalı yan bu faturaları defterine işlendiğini, her bir fatura sipariş formlarına istinaden düzenlenmiş olup sipariş formu ve faturalarda mal bedelleri Dolar (USD) cinsinden kararlaştırıldığını, Vergi Usul Kanuna göre faturalarda Türk Lirası karşılığı gösterilmek zorunda olduğundan kanun gereği faturalar Türk Lirası olarak düzenlenmişse de her bir faturanın ait olduğu sipariş formunda malların birim fiyatının Dolar (USD) cinsinden değerinin belli olduğunu, vadenin belli olduğunu, fakat davalı yanın ödemeleri vadesinde yapmadığını, bu nedenle de davacının kur farkı alacağının doğduğunu, davacı, kur farkı alacağını faturalandırarak Konya .İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası ile bakiye kur farkı alacağı için ilamsız icra takibi yaptığını, davalı yan söz konusu takibe yetkiye ve borca “böyle bir borcum yoktur” diyerek itiraz ettiğini, itirazın üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali davası açılabilmesi için dava şartı olan arabuluculuk başvurusu yapıldığını, davalı yan arabuluculuk aşamasında da yetkiye itiraz ettiğini, Konya .Sulh Hukuk Mahkemesi … E. … K. Sayılı kararıyla davalı yanın yetki itirazını reddettiğini, Arabuluculuk faaliyeti sonucu anlaşılamadığını, faturaları kabul edip, defterine de işleyen davalı yanın söz konusu itirazı borcunu ödememek için yaptığı çok açtığını, icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptali amacıyla işbu itirazın iptali davasını açtığını, işbu davamızda davalı taraflar tacir ve davalarınında ticari işletmeleri ile alakalı alacak davası olmasından ötürü özel mahkemeler görevli olup asliye ticaret mahkemesi, HMK 10 hükmünün sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesini yetkili kılması gereğince dava konusunun faturadan kaynaklı alacak olmasında ötürü ve dolayısıyla TBK 89/1 uyarınca para borçlarının ifa yeri alacaklının ikametgahı olmasından ötürü Konya mahkemeleri yetkili olduğu için Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili ve görevli olduğunu, davanın HMK 105 gereği itirazın iptalini içerdiği için eda davası olduğunu, söz konusu takip için asıl alacak hakkında dava konusu edildiğini, işbu davanın temelinde icra takibi olduğu için İİK 67 hükmü gereğince itirazın iptali ile icra-inkar tazminatı ve faiz talebinde bulunduğunu, davanın ticari dava olup değeri 500.000 TL altında kaldığından basit yargılama usulüne tabi olup tensip ile birlikte durulma günü verilmesini, davalı yan davacının göndermiş olduğu 49 adet faturayı teslim aldığını, fatura konusu malları teslim aldığını, HMK 222 hükmü uyarınca davacının kesmiş olduğu faturayı defterine işleyen davalı taraf borcun varlığını kabul etmiş sayılacağını, bir başka ifadeyle faturanın deftere işlenmesi tek başına borcun varlığının kabulü için yeterli olduğunu, sayın mahkemenin de bildiği üzere Vergi Usul Kanunu uyarınca faturalarda Türk Lirası karşılığı gösterilmek zorundadır bu nedenle faturalar Türk Lirası karşılığı gösterilerek düzenlendiğini, her bir fatura taraflar arasındaki sözleşme niteliğindeki imzalı sipariş formlarına göre düzenlendiğini, söz konusu sipariş formları sözleşme niteliğinde olup her bir faturanın ait olduğu sipariş formunda birim fiyatı Dolar cinsinden kararlaştırılmış ve esas alınacak Dolar kuru belirtilmiş olup, ödemelerin vadesi de karalaştırıldığını, davalı yan bu faturalara itiraz etmediğini, faturaları defterine kaydettiğini, faturaları defterine kaydeden davalı yan faturaların içeriğini kabul ettiğini, fakat fatura bedelleri vadesinde ödenemediğini, fatura karşılığı ödemeler, ödemelerin tarihini içeren tablonun sunulduğunu, bu tabloda da ödemelerin zamanında yapılmadığı belli olup fark Dolar (USD) belli olduğunu, davacının davalı yana ait … adresine elektronik posta göndererek faturaların vadesinin geçtiğini bildirdiğini, ödemelerin yapılmasını talep etmişse de davalı yan ödemeleri zamanında yapmamakta ısrarcı olduğunu, yüksek mahkeme kararlarında yabancı para karşılığı ile yapılan satışlarda alacağın faturada belirtilen tarihten daha sonraki tarihte ödenmesi nedeniyle oluşacak kur farkı alacağının istenebileceğini, somut olayda faturaların USD karşılığı TL olarak düzenlendiği gerek faturalardan gerekse sipariş formlarından açıkça anlaşılabileceğini, her bir sipariş formunda vade açıkça belirtildiğini, davalının basiretli bir tacir olduğunu, bu konuda taleplerinin davalının icra dosyasında yaptığı itirazın asıl alacak yönünden iptaline karar verilmesini, davalının, sırf icra dosyasına yapmış olduğu itiraz ile borcunu ödememek için zaman kazanmak adını bu itirazını yaptığını, davalının itirazıırı haksız olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu ticari bir satım olduğu için dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiğini, davalının Konya .İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, kabul olunan kısım üzerinden %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı aleyhine arabuluculuk başvuru tarihi olan 02.08.2021 tarihinden bu yana değişen oranlarda ticari temerrüt faizine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine (arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması nedeniyle aaüt m.16/2-c maddesi gereği hükmedilecek maktu vekalet ücretinin de ayrıca karşı tarafa yükletilmesine) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Öncelikle fatura ve içeriğindeki döviz kuru farkı taleplerine ilişkin zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, her ne kadar davacı tarafından fatura alacağına dayanılmış ise de davaya konu fatura, davalı tarafından iade edildiğinden ve talep konusu yargılama gerektirdiğinden, genel yetkiye ilişkin hükümler uyarınca (Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.) davanın davalı şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olan İstanbul Mahkemelerinde açılması zorunlu olduğunu, bu sebeple yetki itirazında bulunduklarını, davalı ile davacı arasında mal alım satımına, ödemelerin döviz cinsinden yapılacağına, ödeme tarihinde kur farkının doğması halinde bunun davalıdan istenebileceğine dair herhangi bir sözleşme bulunmadığını, sözleşme bulunmadığı gibi 2018 yılından bu yana yapılan tüm alımların bedeli davacıya ödenmiş olup, çek ve nakit olarak yapılan hiçbir ödeme için kur farkına ilişkin ihtirazi kayıt konulmadığını, ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde davalının davacıya periyodik ve düzenli olarak ödeme yaptığı ve dava tarihi itibarıyla da davacıya herhangi bir borcunun olmadığının tespit edildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin jeneratör üretimi yapmakta olup davalıdan ihtiyaç duyduğu ürünleri yaklaşık 4 yıl boyunca satın almış, bedelini eksiksiz olarak ödemiş, bu aşamaya kadar hiçbir şekilde kur farkı gündeme gelmemiş ancak davalı davacıdan aldığı ürünleri kendi üretmeye başladıktan ve davacıdan ürün satın almayı bıraktıktan sonra davaya konu fatura düzenlendiğini, davalı tarafından ise içeriği doğru olmayan işbu fatura davacıya süresi içerisinde iade edildiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları incelendiğinde kur farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşme yapılmış olmasının gerektiğini, davacı tarafından sunulan faturalar incelendiğinde; 10.01.2020 tarihine kadar düzenlenen faturalarda yabancı para cinsine ilişkin herhangi bir ibare yer almadığının görüleceğini, E-faturaya geçildiği 2020 yılı ve sonrasına ait faturalarda ise döviz cinsinden birim fiyat yer almış ancak ödemenin döviz cinsinden olacağı ve kur farkı uygulanacağına dair yine hiçbir kayıtın yer almadığını, taraflar arasındaki hesap mutabakatlarında, davacı tarafından delil olarak sunulan 2018 yılına ait yazışmada ve taraflar arasındaki diğer tüm elektronik postalarda da herhangi bir döviz kuru farkının talep edilmediği, buna ilişkin hiçbir ifadenin de yer almadığı görülmediğini, davacı tarafından, taraflar arasında düzenlendiği iddiası ile bir kısım sipariş formu sunularak (tarafların imzalarını ve satın alma onayı içermeyen sipariş formlarını kabul etmemekle birlikte) satış bedelinin döviz cinsinden gösterildiği belirtilmiş ise de sipariş formları incelendiğinde kur farkına ilişkin herhangi bir ibare içermediğinin görüleceğinin, bu sebeplerle davanın reddine, davacı haksız ve kötüniyetli olduğundan aleyhinde %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER
Mahkememizce Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
SMMM Bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 07/02/2022 tarihli raporunda özetle; davacı firmanın incelemeye sunulan 2018-2019-2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun ve süresinde yapılmış olduğu, 2021 yıllarında e-defter mükellefi olduğu, defter beratlarının usulüne uygun ve süresinde gönderildiği, Davacı firmanın davalı firmaya düzenlemiş olduğu, 25.06.2021 tarihli, … nolu, KDV dahil 95.869,13 TL (11.034,66 USD) tutarlı e-Faturanın, davalı firma hesabına borç yazılmak sureti ile davacı firmanın ticari defterlerinde muhasebe usul ve esaslarına göre kayıtlı olduğu ve ilgili dönem BS formunda beyan edildiği görüldüğünü, ancak; bu faturaya karşılık davalı firmanın, davacı firmaya 30.06.2021 tarihli, … nolu, KDV dahil 95.869,16 TL tutarlı iade e-Faturasını düzenlediği, bu faturanın davalı firma hesabına alacak yazılmak sureti ile davacı firmanın ticari defterlerinde usul ve esaslarına göre kayıtlı olduğu ve ilgili dönem BA formunda beyan edildiğinin görüldüğünü, karşılıklı düzenlenen fatura işlemlerinden sonra davalı firma tarafından davacı firmaya 8.684,80 TL ödeme yapıldığı, bu ödemeden sonra davacı firmanın davalı firmaya 10.07.2021 tarihli, … nolu, KDV dahil 87.318,95 TL tutarlı e-Faturayı düzenlediği, e-Faturanın, davalı firma hesabına borç yazılmak sureti ile davacı firmanın ticari defterlerinde muhasebe usul ve esaslarına göre kayıtlı olduğu, ancak bu faturaya karşılık davalı firmanın, davacı firmaya 14. 07.2021 tarihli, … nolu, KDV dahil 87.318,95 TL tutarlı iâde e-Faturasını düzenlendiği, bu faturanın davalı firma hesabına alacak yazılmak sureti ile davacı firmanın ticari defterlerinde muhasebe usul ve esaslarına göre kayıtıl olduğu, Davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı firma ile davalı firma arasında ticaretin 2018 yılında başladığının görüldüğünü, davacı firma ile davalı firma arasında herhangi bir sözleşme olmadığı, siparişlerin sipariş fişleri ile oluşturulduğu akabinde faturaların düzenlendiği, düzenlenen faturalar ve faturaların düzenleme tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre TL tutarların USD karşılığı aşağıda tablo raporun inceleme ve tespitler bölümünde sunulduğunu, yapılan hesaplamalara göre davalı firmaya düzenlendiği faturaların USD karşılığı, toplam 98.089,54 USD olduğu, davalı firma tarafından davacı firmaya yapılmış olan ödemeler ve ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre TL tutarların USD karşılığı raporun inceleme ve tespitler bölümünde sunulduğunu, yapılan hesaplamalara göre davalı firmanın, davacı firmaya yaptığı ödemelerin USD karşılığı toplam 88.445,59 USD olduğunu, davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre; davalı firma hesaplarının izlediği … nolu hesabın; 2018 yılı sonunda, 93.324,48 TL, 2019 yılı sonunda 2.834,77 TL, 2020 yılı sonunda 70.375,19 TL, 14/07/2021 tarihinde 0 TL olduğu, davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre; davalı firma hesaplanın izlediği … nolu hesabın son işlem tarihi olan 14/07/2021 tarihinde hesap bakiyesinin olmadığı, yapılan hesaplamalar neticesinde; yapılan hesaplamalara göre davacı firmanın, davalı firmaya düzenlendiği faturaların USD karşılığı toplam 98.089,54 USD olduğu, davalı firmanın, davacı firmaya yaptığı ödemelerin USD karşılığının toplam 88. 445,59 USD olduğu, fatura tutarları ile yapılan ödemeler arasında ki fark; İncelenen ticari: defter ve kayıtlara göre; davalı firmanın TL olarak herhangi bir borcu olmadığı, ancak yapılan kur hesaplamalara göre 9.643,95 USD kur farkından dolayı davalı firmaya borçlu olabileceğini, takip tarihi olan 09/07/2021 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru ile hesaplanan TL karşılığının ise; 9.643,95 USD x 8,6715 TL(KUR)= 83. 627,51 TL olabileceği, neticeten; Davacı firma ile davalı firma arasında ticari ilişki olduğu, herhangi bir sözleşme olmadığı, mal satışlarının sipariş fişleri ile oluşturulduğu, fatura tutarları ile yapılan ödemeler arasında ki fark; İncelenen ticari defter ve kayıtlara göre; davalı firmanın TL olarak herhangi bir borcu olmadığı, ancak yapılan kur hesaplamalarına göre 9.643,95 USD x 8,6715 TL (KUR)= 83.627,51 TL olabileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
SMMM Bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 10/03/2022 tarihli raporunda özetle; Vergilendirmede dönemsellik ilkesi olduğunu ve Davacı Şirket tarafından bu ilke 2018 yılı ilk geçici vergi döneminden itibaren çiğnendiğini, aralarında sözleşme olmadığı için satışın döviz bazında olup olmadığı faturalar üzerinde de görülmediği, bu nedenle de zamanında talep etmediği kur farkını 4 yıl sonra da talep etmemesi gerektiği görüşünün oluştuğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
SMMM Bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 18/04/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı tarafından davalıya düzenlenmiş olan faturaların USD karşılığının hesaplanması, işbu ek raporunda ise, faturaların üzerinde vade tarihi var ise bu vade tarihlerinde, fatura üzerinde vade yok ise sipariş fişinde yer alan vade günü fatura tarihine eklenerek, her ikisinde de yok ise fatura tarihinden itibaren 8 gün sonrası vade tarihi kabul edilerek o tarih ki “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif döviz satış kuruna” göre hesaplama yapıldığını, davacı firmanın davalı firmaya düzenlenmiş olan fatura TL tutarları, hesaplanan vade tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif döviz satış kuruna” bölünerek faturaların USD karşılıklarının hesaplandığını, buna göre davacı firmanın, davalı firmaya düzenlemiş olduğu toplam 551.610,38 TL tutarlı faturaların, vade tarihlerindeki USD karşılıklarının toplamı 94.678,68 USD olarak hesaplandığını, fatura tutarları ile yapılan ödemeler arasında ki USD farkı; 94.678,68 USD – 88.138,25 USD= 6.540,43 USD olabileceği hesaplandığı, 6.540,43 USD x8,7002 TL (KUR) = 56.903,05 TL olabileceği hesaplandığı, kur farkı alınabileceğine yönünde karar verecek olur ise bu tutar; kur farkı 56.903,05 TL+ 10.242,55 TL KDV (%18) = 67.145,60 TL hesaplandığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
SMMM Bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 21/09/2022 tarihli Kök raporunda özetle; Dava konusunun, 09.07.2021 tarih ve Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 95.869,13 TL kur farkı faturasına ilişkin davalı tarafın borcunun olmadığı iddiası üzerine çıktığı, taraflar arasında 04.01.2018 tarihinde başlayan ticari ilişkinin yazılı bir sözleşmeye dayanmadığı, davacı tarafından düzenlenen faturaların, sipariş formlarına göre düzenlendiği ve her faturada sipariş form numarasının yazıldığı, sipariş formlarında dövizli bedellerin yazılı olduğu, davacı tarafından düzenlenen 2018 ve 2019 yıllarına ait faturalarda döviz bedeli yazılmadığı, 2020 ve 2021 yıllarına ait faturalarda döviz bedellerinin yazılı olduğu, icra takibine konu olan kur farkı faturasının Vergi Usul Kanunu ve KDV Kanunu yönünden – değerlendirildiğinde yasal süresinden çok sonra düzenlendiği, davalı yanın davacı yana göndermiş olduğu EFT ve verilen çeklerin TL cinsinden olduğu ve fatura bazında ödemeler yapıldığı, Sayın mahkemenizin kur farkı oluştuğu yönünde karar vermesi halinde, raporu içerisinde detaylı açıklamış olduğum üzere kur farkının aşağıda belirtilen kriterlere göre hesaplanması gerektiği, fatura tarihindeki TCMB döviz alış kuru ve Tahsilat tarihindeki TCMB döviz alış kuru, toplam bedeller üzerinden kur farkı hesaplandığından, oluşan kur farkından iç yüzde yöntemi ile kdv hesaplanması gerektiği, fatura tarihi ve ilgili faturanın ödeme tarihlerinin tespiti ile hesaplama yapıldığı, çeklerde vade günü esas alındığı, neticeten; 8.339,95 USD kur farkı hesaplanmış olup, davacı şirketin kur farkı faturasını düzenlediği tarih olan 25.06.2021 tarihindeki döviz alış kuru ile düzenleyeceği fatura tutarı, 8.339,95 USD X 8,6772 (döviz alış kuru) – 72.367,41 TL kur farkı olabileceği, iç yüzde yöntemi ile KDV hesapladığımızda ise KDV hariç bedeli 61.328,32 TL+ KDV 11.039,10 olacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
SMMM Bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 04/11/2022 tarihli EK raporunda özetle; Kök raporumda KDV dahil rakamlar üzerinden hesaplanan Kur Farkı’nın KDV hariç tutarları üzerinden hesaplanarak, davalı itirazlarında geçen çekle yapılan ödemeler hariç tutularak ve çek ile yapılan ödemeler dahil edilerek ayrı ayrı kur farkı hesaplanması hususunda yapılan incelemelerim sonucunda; fatura ve ödemelerin KDV Hariç tutarları esas alınarak çekler dahil edilerek yapılan Kur Farkı hesaplamasına göre, 12.037,05 USD cinsinden kur farkı oluştuğu, TL karşılığının ise 85.946,49 TL olduğu, fatura ve ödemelerin KDV hariç tutarları esas alınarak çekler dahil edilmeden Kur Farkı hesaplamasına göre 4.652,47 USD cinsinden kur farkı oluştuğu TL karşılığın ise 26.923,85 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
SMMM Bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 15/12/2022 tarihli Ek raporunda özetle; Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi ile, raporum içerisinde ayrıntılı açıklamış olduğum üzere, tabloda 2 adet faturaya ilişkin hesaplamada maddi hata yapıldığını, söz konusu hataların düzeltilmesi neticesinde; Fatura ve Ödemelerin KDV hariç tutarları esas alınarak çekler dahil edilmeden Kur Farkı hesaplamasına göre; 8.685,32 USD cinsinden kur farkı oluştuğu TL karşılığın ise 57.249,67 TL olarak hesaplandığı, Fatura ve Ödemelerin KDV Hariç tutarları esas alınarak çekler dahil edilerek yapılan Kur Farkı hesaplamasına göre, 12.037,05 USD cinsinden kur farkı oluştuğu, TL karşılığının ise 83.903,36 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava kur farkına ilişkin düzenlenen faturaya bağlanmış alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf dava dilekçesiyle, davalı adına düzenlenen fatura ve döviz kuru farkının davalı tarafından ödenmemiş olduğunu, bu cihetle icra takibi başlatıldığı, itirazların haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenlerle vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesiyle, davalı ile davacı arasında mal alım satımı olduğu, bu alışverişten dolayı ödemelerin döviz cinsinden yapılacağına dair bir sözleşmenin olmadığını, bahse konu sipariş formlarında kur farkı ile ilgili herhangi bir ibare olmadığını, bu nedenle davalıdan kur farkının talep edilemeyeceğini, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce davacının ticari defterleri ile birlikte kur farkı hususuna ilişkin rapor tanzimi için dosya bilirkişi … tevdii edilmiş olup, düzenlenen 07/02/2022 tarihli raporda; davacı defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, davaya konu faturaların defterde kayıtlı olduğu, taraflar arasında ticaretin var olduğu, taraflar arasında kur farkına ilişkin bir sözleşmenin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı ticari defterlerin incelenmesine ilişkin bilirkişi … tarafından düzenlenen 10/03/2022 tarihli raporunda neticeten; davalı şirket defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı, dava konusu icra takibine dayanak faturaların defterde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Taraf defterlerinin incelenmesine ilişkin olarak düzenlenen raporlar mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kur farkı alacağının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Tarafların ticareti kapsamında düzenlenen faturalar incelendiğinde; her bir faturanın ayrı ayrı USD cinsinden düzenlendiği ve fatura düzenleme tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrildiği görülmüştür.
Faturaların düzenlenmesine temel oluşturan satın alma sipariş formlarında ise; alınan malzemelere ilişkin her bir ürünün USD cinsinden bedelleri belirtilmiş, ödeme vadesinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar arasında kur farkı alacağına ilişkin sözleşme bulunmuyor ise de; taraflar arasındaki ticarete konu emtiaların dolar üzerinden fiyatının belirlendiği, davalı tarafından bu belirlenen fiyat üzerinden siparişlerini teslim aldığı ve faturaların düzenlendiği, davalının bu fatura bedellerini faturanın düzenleme tarihindeki kur üzerinden belirlenen fiyatlara göre EFT veya çek vermek suretiyle gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki düzenlenen faturalarda bedellerin dolar olarak belirlenmesi ve mal tesliminden sonra fatura bedellerinin derhal ödenmemiş olması karşısında döviz cinsinden belirlenen bedellerin fatura tarihindeki bedeller üzerinden değil, teslim edilen emtiaya ilişkin ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması gerektiği takdir ve kanaatine varılarak ilgili hususta düzenlenen faturalar incelenmek suretiyle KDV hariç olarak yalnızca emtia bedeli olarak belirlenen fiyatlar üzerinden kur farkı hesabı yapılmak üzere dosya bilirkişi … tevdii edilmiş ve bilirkişinin 15/12/2022 tarihli raporda neticeten; Fatura ve Ödemelerin KDV hariç tutarları esas alınarak çekler dahil edilmeden Kur Farkı hesaplamasına göre; 8.685,32 USD cinsinden kur farkı oluştuğu TL karşılığının ise 57.249,67 TL olarak hesaplandığı, Fatura ve Ödemelerin KDV Hariç tutarları esas alınarak çekler dahil edilerek yapılan Kur Farkı hesaplamasına göre, 12.037,05 USD cinsinden kur farkı oluştuğu TL karşılığının ise 83.903,36 TL olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılı denetlenebilir gerekçeli bilirkişi raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Ayrıntıları Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; taraflar arasındaki faturada kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen TL cinsinden düzenlenen çekleri teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemeyeceğinden bilirkişi raporundaki çekler dahil edilmeden yapılan hesaplamalar mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Dava kur farkı alacağına ilişkin olduğundan, ilgili faturalardaki asıl alacağın yanı sıra devlete ödenen KDV tutarları yapılan hesaplamada dikkate alınmamıştır.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; yargılamaya esas alınan bilirkişi raporlarındaki tespitlere göre davacının, davalıdan 57.249,67TL kur farkı nedeniyle alacaklı olduğu anlaşılmış olup, ilgili bedelin ödendiğine dair davalı tarafından sunulan muhteber herhangi bir delil bulunmadığından, davaya konu Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile, takibin 57.249,67 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %16,75 avans faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Alacak likit ve muayyen olduğundan hükmedilen miktar üzerinden takdiren % 20 oranında hesaplanan 11.449,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın KISMEN iptali ile, takibin 57.249,67 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, Takip tarihinden itibaren asıl alacağa %16,75 avans faiz uygulanmasına
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Hükmedilen miktar üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 11.449,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
3-Alınması gereken 3.910,72 TL karar harcından peşin olarak alınan 1.174,94 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭‭2.735,78‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 1.174,94 TL peşin harç toplamı ‭‭1.242,74‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, ‭‭121,25‬ TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam: ‭‭2.521,25‬ TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan ‭1.487,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul-red oranına göre hesaplanan ‭‭778,8‬0 TL’nin davalıdan, ‭‭541,2‬0 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
9-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/01/2023

Katip Hakim