Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/471 E. 2022/115 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: Esas –

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALILAR : 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesince … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı verilerek dava mahkememize tevzi edilmiştir. Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi özetle; 04.09.2019 tarihinde müvekkili şirkete sigortalı … plakalı … Ticaret Borsası’na kayıtlı araç … sevk ve idaresindeyken, … istikametinden … istikametine Devlet Hastanesi alt geçit çıkışı yaya … bir anda yola fırlaması sonucu ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, yaya … hayatını kaybettiğini, kaza sonrası açılan Karapınar Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda; yaya … asli kusurlu olduğu tespit edildiğini, uzman raporda da yayaya yüzde 75 kusur verildiğini ve aracın hasarı tespit edildiğini, sigortalı araç maliki müvekkili şirketi ibra ederek tüm hak ve alacaklarını … yetkili servisi … San. A.Ş.’ye temlik ettiğini, araçtaki hasarın onarılması sonucu temlik alan şirkete ödeme yapıldığını, kazanın meydana gelmesinde yaya … asli kusurlu olduğundan TTK m.1472 hükmü halefiyet ilkesi gereği müvekkili şirketin alacağını talep etmek hakkı doğduğunu, yaya … mirasçıları ödenen tutarın tazmin edilmesinden sorumlu olduğunu, ancak mirasçılar herhangi bir ödeme yapmadıkları gibi mirasın reddine dair bir karar da sunmadıklarını, mirasçılara karşı takip başlatıldığını ancak takibe de itiraz edildiğini, Davalı – borçluların itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla; Haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davamızın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Karapınar Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
Dava … Sigorta Anonim Şirketi’nin kasko sigortası ile sigortalı aracın zarar gören sigortalısına ödediği tazminatın zarar sorumlusundan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Dava, T.T.K.1472. maddesi uyarınca açılan sigorta rücu davasına dair olup, ilgili kanun maddesi Halefiyet kenar başlığı altında “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmünü içermektedir.
İlgili kanun maddesi hükmü gereğince davacının dava hakkının temeli halefiyet ilkesine dayanmaktadır. Halefiyet ile rücuyu birbirinden kesin bir şekilde ayırmak gerekir. Alacaklıya ifada bulunan bir kimsenin onun bütün hak ve yetkilerine sahip olarak sorumlu olan bir başka kimseye başvurmasına halefiyet denir. Pek eski bir müessese olan halefiyet ile edada bulunan şahıs alacaklının yerine geçmekte, borcun nevi ve mahiyetinde, borçlunun şahsında ve vecibelerinde bir değişiklik olmamaktadır (Reşat Atabey, Sigorta ve Sosyal Sigortada da Halefiyet ve Rücu), halefiyet basit bir rücu hakkından farklı olup, halef olan kişi rücu hakkı olan kişiye nazaran daha geniş imkanlara sahiptir, rücu hakkı olan kimse bu hakkını kullanabilmek için sadece alacaklıya ifada bulunduğunu ispatla yetinemez; ayrıca rücua esas teşkil eden hukuki sebeplerden birinin varlığını da ispat etmelidir. Halefiyette ise ödemede bulunan kimse kural olarak sadece ödemeyi ispat etmekle yükümlüdür.
Rücu hakkı ifa eden alacaktan bağımsız bir haktır. Halefiyet ise alacağın ifasına rağmen alacağı sona erdirmeyip onun ifa edene geçmesi sonucunu doğurur, bu nedenle rücu hakkı sahibi alacaklıya ait bulunan bütün yetkilerden ve fer’i haklardan faydalanamazken, halefiyette alacak hakkına bağlı olarak bütün yetkiler ve fer’i haklar, alacak ile birlikte talep olan kimseye intikal etmektedir. (… , Borçlar Hukuku)
Bu farklar nedeniyle her rücu hakkının mevcut olduğu yerde halefiyet hakkı söz konusu olamamasına rağmen, her halef olan kimse rücu hakkına sahiptir.
Halefiyet müessesesi; genel olarak Borçlar Kanununda tanzim edilmiş olup, Türk Ticaret Kanununda da özel halefiyet halleri öngörülmüştür. Kanunda veya diğer düzenlemelerde hüküm bulunmadığı sürece halefiyet hususu söz konusu olamayacaktır.
Mevzu davamızdaki rücuen tazminata dair davacı sigorta şirketinin halefiyetlik durumu da yukarıda belirtilen T.T.K. 1472. maddesi gereğidir.
Haklara halef olunmasının önemli neticelerinden birisi de sorumlu kişi aleyhine açılan davanın kaynağı, sebebi ve mahiyeti ile; eğer zarar tazmin edilmemiş olsa idi, zarar görenin açacağı esas davanın aynı olmasıdır. Mevzu davamızda da davalının sorumluluğuna göre haksız fiil davanın temelini oluşturmaktadır. Halefiyet sadece maddi bakımdan değil usul hukuku bakımından da söz konusu olduğu için bu dava sebebine karşı zarar görenin açacağı esas dava hangi yetkili ve görevli mahkemede açılması gerekiyor ise; bu zararları tazmin ederek zarar gören yerine geçen ve haklarına halef olan sigorta şirketinin de aynı mahkemede davasını icra etmesi gerekmektedir.
Şöyle ki; halefiyet davası bir ticari dava olmayıp aynı zarar görenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibi görülmektedir. (YARGITAY . HUKUK DAİRESİ’ nin 19.10.2020 tarihli E. … K. … sayılı kararı)
Yargılamaya konu dava dosyası incelendiğinde davacı Sigorta Şirketi ödemiş olduğu bedelin halefiyet ilkesi gereğince sorumlu davalıdan tahsiline yönelik icra takibi başlattığı, takibe davalının itiraz ettiği ve davacı tarafından İtirazın İptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay’ ın bir çok kararında, görev yönünden değerlendirme yapılırken Halefiyet davalarında “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” kararı temel alınmıştır.
KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ, 11.10.2021 tarihli ve DOSYA NO: … KARAR NO: … sayılı kararında benzer uyuşmazlık konusu hakkında yargı yeri olarak Asliye Hukuk Mahkemesini tayin etmiştir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; izah edilen hususlar nedeniyle davacı Sigorta Şirketinin zarar gören kendi sigortalısına yaptığı ödemelere ilişkin, zarar görenin yerine geçerek halefiyet ilkesi gereği açtığı davalara veya takiplere temel teşkil eden husus haksız fiilden kaynaklandığından ve bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan ve taraflar arasındaki davanın ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna, Görevli mahkemenin Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
3-Mahkememizin görevsizliği hakkındaki kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde Mahkememiz ile Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı doğduğundan, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için 6100 sayılı HMK 21/c madde ve bendi uyarınca merci tayini yönüyle dosyanın Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
5-İşbu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından varsa gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılabileceği hususlarının taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Konya Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.15/02/2022

Katip Hakim