Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/465 E. 2022/241 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı …, davacı müvekkilimizden … İli, … İlçesi, … Mah. … Mevkii, … Ada, … Parselde kain taşınmazı KDV dahil 2.100.400 TL’ye fatura karşılığı satın almıştır. Davalı taraf 05.07.2021 tarihli adına kesilen ve kendisine tebliğ olup, tarafınca süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmamış olan 2.100.400 TL’lik fatura bedelinin 130.000 TL’sini ödemediğini, davalı tarafından devam eden süreçte de davacı müvekkiline bir türlü ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı hakkında 14.07.2021 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 130.000 TL asıl alacak ve 288,49 TL işlemiş faiz toplamı 130.288,49 TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını; davalı 26.07.2021 tarihinde davacı müvekkiline herhangi bir borcu olmadığı iddiasıyla itirazda bulunduğunu, davalı taraf her ne kadar itirazında davacı müvekkilimize herhangi bir borcu olmadığı yönünde itirazda bulunmuşsa da ekte sundukları fatura ve davacı müvekkiline davalı tarafından yapılmış olunan banka ödeme dekontundan da görüleceği üzere davalının davacı müvekkiline bakiye 130.000 TL’yi ödemediği hususu açık olduğunu, davalı taraf hem fatura karşılığı almış olduğu taşınmazın bakiye 130.000 TL’lik ödemesini halen davacı müvekkiline ödememiş hem de icra dosyasına yaptığı itirazında davacı müvekkiline bir borcu olmadığını iddia ettiğini, davalının amacı haksız olarak icra dosyasına itirazda bulunarak müvekkilinin alacağına daha geç ulaşmasına sebep olmaya çalıştığını, davalı borçlunun yetkiye dair itirazları da yerinde olmayıp faturaya dayalı para alacağından kaynaklı işbu davalarının mahkememiz yetkisinde olduğu açık olduğunu beyanla; borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 18/11/2021 havale tarihli cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin halen Ankara ili Çankaya ilçesinde ikamet etmekte olup tebligat da bu adrese yapıldığını, bu açık düzenleme çerçevesinde davacı yanın hem icra takibini hem de davayı yetkili Ankara İcra Daireleri ve Mahkemeleri marifeti ile yapması gerekir iken Konya İcra Daireleri ve Mahkemelerinde yapması usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Ankara Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, müvekkilinin tıp doktoru olup, tarla vasfındaki taşınmazı esasa ilişkin cevaplarında açıklayacakları şekilde davacıdan satın aldığını Taraflar işbu alım satım ilişkisinde tacir vasfına sahip olmayıp yapılan bu satış işlemi de ticari işlem olmadığını, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde tarih dahi kaleme alınmamış, 130.000 TL bedelli bir fatura takip dayanağı olarak gösterilmiş ise de ne icra takibi ne de dava dilekçesi ekinde 130.000 TL bedelli bir fatura olmadığını, ayrıca sadece bir faturanın varlığı bu satış ilişkisini ticari ilişki haline getirmediğini, bu nedenle görev itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, haksız davanın taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, davacı yan sadece fatura ilişkisinden kaynaklanan bir alacak borç münasebeti varmış gibi davrandığını, dava dilekçesinde sadece … ili, … ilçesi, … Mah. … Mevki, … ada, … parselde kain taşınmazın satışından bir satır bahis edilmiş, işin özü hiç kaleme alınmadığını,2) Müvekkilim hem ülkemiz genelinde hem de yurt dışında tanınan bir Tıp Doktoru olduğunu, müvekkilinin Konya’lı olup köyünde bulunan hukuki ilişkinin özünü teşkil eden dava konusu taşınmazın Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu tarafından açık artırma ile satışa sunulduğunu öğrenmiş ve satın almak istediğini, iş yoğunluğu nedeni ile zaten asaleten iştirak edemeyeceği bu satışa gerekli evrakları süresinde hazırlayamadığı için vekaleten de katılamadığını, bu aşamada davacıdan kendi nam ve hesabına bu taşınmazı alması için mutabakata vardığını, davacının da kabulüne binaen 10.06.2021 tarihinde “… … … ADA … PARSEL KAPORA BEDELİ OLARAK” dekonta açıklaması ile davacıya 260.000 TL gönderdiğini, davacı bu bedel ile ihaleye girmiş ve taşınmazı satın aldığını, ihalede taşınmaz 1.650.000 TL’ye satın alınmış ve davacının o dönemdeki vekili müvekkilime 1.390.000 TL İhale bedeli bakiyesi, 297.000 TL %18 KDV, 9.388,50 TL %0569 Damga Vergisi, 100 TL beyanname harcı, 33.000.TL %2 Tapu Harcı, 428.TL Döner sermaye harcı olarak toplam 1.729.917 TL ödemesini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin 18.06.2021 tarihinde 1.390.000 TL’yi “İHALE BEDELİ” dekont açıklaması ile, ayrıca 339.917 TL’yi de “TESCİL VE TESLİM MASRAFLARI” dekont açıklaması ile gönderdiğini, yani müvekkilinin davacı yana toplam 1.989.917 TL havale ettiğini, ihale bedelleri ödendikten sonra müvekkilinin tapunun kendisine devir edilmesi hususunda şifai taleplerde bulunmuş ancak davacı hemen devir etmediğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile zaten müvekkilinin yaptığı ödemelerin bakiyesi 130.000 TL değil, 110.483 TL olup o da satım esnasında elden ödendiğini, davacı bununla da yetinmeyip 26.07.2021 tarihli 49.569,44 TL bedelli tarla komisyon bedeli açıklamalı bir fatura daha düzenleyip müvekkiline göndermiş ise de bu fatura kabul edilmeyerek Ankara . Noterliği’nin 17.08. 2021 tarih … yevmiye nolu ihtarı ekinde davacıya iade edildiğini beyanla; Haksız davanın reddine, Davacının haksız takibi için %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 25/11/2021 tarihli yazısı ile davacı … ve davalı …’ın gerçek kişi kayıtlarına ve güncel şirket ortaklarına rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28/02/2022 tarihli yazısı ile davalı …’ın Mükellefin elektronik ortamda vermiş olduğu 2020 yılı gelir vergisi beyannamesinin tetkikinden; yukarıda belirtilen Doktorluk Faaliyeti nedeniyle 213 sayılı VUK’nun 210. maddesine göre Serbest Meslek Kazanç Defteri ile aynı kanunun 213.maddesine göre Zirai işletme hesabını ihtiva eden Çiftçi İşletme Defteri tuttuğu bildirildiği görülmüştür.
Konya Vergi Dairesi Başkanlığı Mevlana Vergi Dairesi Müdürlüğünün 03/03/2022 tarihli yazısı ile davacı …’nin bilanço esasına göre defter tuttuğu bildirildiği görülmüştür.
Ankara Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 01/03/2022 tarihli yazısı ile davalı …’ın Esnaf Ve Sanatkarlar sicil kaydına rastlanılmadığı bildirildiği görülmüştür.
(II)DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
Türk Ticaret Kanununun Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri başlıklı 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmünü içerir.
Yine Türk Ticaret Kanununun Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler başlıklı 5. Maddesi “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü içerir.
Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (md.99), İcra ve İflas Kanunu (md.154), Finansal Kiralama Kanunu (md.31) gibi bazı özel kanunlarda da belirlenmiştir.
Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de tarafların tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Uyuşmazlık konusunun taraflar arasındaki İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda eldeki somut davaya bakıldığında; Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü, Meram Vergi Dairesi Müdürlüğü, Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğü, Ankara Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği müzekkere cevapları, dava dilekçesi incelendiğinde, taraflardan davalı …’ ın tacir olmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yukarıda belirtilen mutlak ticari davalar kapsamına girmediği gibi tarafların tacir olmaması sebebiyle eldeki davanın nispi ticari dava kapsamında da kalmadığı açıktır.
Bu hali ile bu davalara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/03/2022

Katip … Hakim …