Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/459 E. 2022/729 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalının maliki bulunduğu ve sürücüsü tespit edilemeyen … plakalı aracın 23.04.2019 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda zarar gören 3. Kişilere ZMMS poliçesi kapsamında ödenen tazminatın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigortası Genel Şartları B.4.f maddesi uyarınca, olay yeri terk nedeniyle davalı sigortalıya rücu etmek amacıyla Akşehir İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun iş bu takibe haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak itiraz etmesi neticesinde takip, borçlu yönünden durmuş olup, tebliğ edilmeyen itiraz dilekçesi ve durma kararına UYAP üzerinden yapılan inceleme sonucunda ulaşılmış olup borçlunun iş bu takibe haksız ve mesnetsiz itiraz etmesi üzerine icra takibi durduğunu, davalı adına tescilli … plakalı araç, müvekkil sigorta şirketi nezdinde, 08.08.2018 – 08.08.2019 tarihleri arasında geçerli … numaralı KTK ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sürücüsü tespit edilemeyen … plakalı araç 23.04.2019 tarihinde İstasyon Bulvarı üzerinde seyir halindeyken aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağ kısmında nizami şekilde park halinde bulunan … plakalı aracın arka kısmına çarpması sonucu her iki aracın da savrularak elektrik dağıtım panosuna çarparak durmaları neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı aracın sürücüsünün kaza sonra aracı bırakarak olay yerini terk ettiği yetkili polis memurlarınca hazırlanan Kaza Tespit Tutanağı ile sabit hale geldiğini, … plakalı sürücüsü belirlenemeyen aracın sebebiyet verdiği maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazası neticesinde müvekkili şirket tarafından 27.12.2019 tarihinde 27.900,00-TL ödeme yapıldığını, olay yerini terk eden sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve müvekkili sigorta şirketinin rücu hakkının sabit olduğu her türlü izahtan vareste olduğunu, faiz başlangıç tarihi ödeme tarihi olan 27.12.2019 olup faiz türü ise yasal faiz olacağını beyanla; Haklı davalarının kabulü ile; davalının Akşehir İcra Müdürlüğü … E. sayılı takibine haksız itirazının iptaline dava dışı zarar gören 3. kişiye ödenen 27.900,00-TL ile 27.12.2019 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizi 2.118,87-TL olmak üzere toplamda 30.018,87-TL üzerinden takibin devamına, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine; yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Davacı tarafından başlatılan icra takibi haksız olduğunu ve taraflarınca icra takibine itiraz edildiğini, davacının açtığı işbu dava icra takibinin haksız olması nedeniyle hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, meydana gelen kazadan dolayı müvekkilinin kusurlu olduğuna dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığını, bir ceza dosyası olmadığını, olay yerinden düzenlenen kesinleşmemiş bir olay yeri tespit tutanağına dayanarak müvekkilinin sorumlu olması mümkün olmadığını, müvekkilinin meydana gelen kazadan, zarardan sorumlu olması için kesinleşmiş bir kusurunun bulunması gerektiğini, meydana gelen olayda kaza yapan araç sürücüsünün kaçtığı beyan edildiğini ancak bu iddia gerçek olmadığını, kazaya karışan sürücü tanık beyanları ile ispatlanacağını, davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Akşehir İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, uyap sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkere cevabında; … Soruşturma dosyasının …’ ın dosyada taraf olmadığından işlemsiz iade edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Akşehir Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 27/10/2021 tarihli yazı cevabında … plakalı aracın karışmış olduğu 23/04/2019 tarihli yaralanmalı trafik kazası raporunun mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliği’nin13/01/2022 tarihli yazı cevabında … plakalı aracın 03.03.2021 tarihi itibariyle … Ticaret Limited Şirketi (T.C. No: … ) adına kayıtlı olduğunu, araç tescil özet raporunun mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliği’nin 08/03/2022 tarihli yazı cevabında … plakalı aracın … – şasi numarasından yapılan sorgulama sonucu belirtilen tarihleri kapsar devir ve malik bilgileri gösteren tablo düzenlenerek mahkememize gönderildiği görülmüştür.
… Anonim Şirketine yazılan müzekkere cevabında… numaralı hasar fotoğraflarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 13/05/2022 tarih ve … sayılı raporu özetle; Davalı …’ın maliki olduğu … plakalı kamyonetin tespit edilemeyen sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Sigorta Bilirkişi DR. … 03/10/2022 tarihli raporunda özetle; Taraflar, olayın oluş şekli, tarafların beyanları dikkate alınarak, hasar tespit tutanağı ve sigorta eksperinin görüşleri de dikkate alınarak, olay yeri fotoğraflarıyla olayın oluş şeklinin uyumlu olduğunu, yine olay yeri fotoğraflarından mağdur araç … plakalı araçta meydana gelen hasarın tamiri için gerekli yedek parça listesinin uyumlu olduğunu, bu kaza kırım durumuna göre yapılan tamir, bakım, onarım faaliyetlerinin uyumlu olduğunu, parça fiyatlarının ve işçilik fiyatlarının sektör teamülleriyle ve kazanın olduğu 23.04.2019 tarihiyle ve sahip olunan trafik poliçesiyle uyumlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı 13/11/2021 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davalının hasar nedeniyle sorumlu olduğu bilirkişi raporuyla bir kez daha sabit hale geldiğini, bilirkişi kurul raporunun kusura ilişkin değerlendirme bölümünde kazanın oluşumuna sadece dava dışı araç sürücüsünün yapmış olduğu kural ihlallerinin sebebiyet verdiği tespit edildiğini, davalıya ait araç sürücüsü, bilirkişi raporunda da isabetle tespit edildiği üzere, madde hükümlerinde belirtilen kural ihlallerinde bulunmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiğini, ZMMS Genel Şartlar b-4-b-c maddeleri uyarınca ehliyetsizlik ve alkol rücu şartlarından olduğunu, dava konusu olayda rücu şartları gerçekleşmiş olup davalının meydana gelen zarardan sorumluluğu mevcut olduğunu, kaza anında araç sürücüsün 1,36 promil alkollü olduğu tespit edilmiş olup kanda alkol emiliminin ağrı ve fiziksel duyumların azalmasına neden olduğu ve duygusal tutarsızlıklara yol açtığını, sürücünün aracı, sağlıklı ve kurallara uygun bir şekilde idare edemeyeceğinden kazanın alkolün etkisiyle meydana geldiği sabit olup bilirkişi raporunda da bu husus bir kez daha ortaya konulduğunu, kaza sonrasında sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan hazineye bağlı tarafsız ve bağımsız eksper raporunda hasarın oluş şekli ve miktarı belirlenmiş olup müvekkili sigorta şirketi zarara uğrayan tarafa bu raporlar doğrultusunda ödeme yapmış olup ödenen tutar bilirkişi kurul raporunda piyasa rayiçlerine uygun bulunduğunu, olay yerini terk eden sürücüye ZMMS Genel Şartlar uyarınca rücu imkanı bulunduğunu, haklı davalarının dava dilekçelerindeki talepleri uyarınca kabulüne ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 13/05/2022 tarihli raporuna karşı 18/05/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuyla da sabit olduğu üzere; davalı …’ın maliki olduğu … plakalı kamyonetin tespit edilemeyen sürücüsü, idaresindeki kamyonet ile İstasyon Bulvarı üzerinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybedip kamyonetin ön kısımları ile yolun sağında park halinde bulunan … plakalı otomobilin arka kısımlarına çarpıp, yolun sağındaki elektrik panosuna çarptığı anlaşılmakla meydana gelen kazada asli kusurlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin rücu hakkı sabit hale geldiğini, rapor içeriğinde aleyhlerine olabilecek hiçbir hususu kabul etmeyip itiraz ettiklerini, dosya kapsamında ilerleyen süreçte alınabilecek raporlara karşı her türlü talep haklarını saklı tuttuklarını belirtmek kaydıyla, bilirkişi raporu kanaatlerince denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunu, davalarının tam tutar üzerinden kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, haklı davalarının kabulüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 13/05/2022 tarihli raporuna karşı 18/05/2022 havale tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle;Bilirkişi raporunda değerlendirme eksik ve hatalı olup müvekkiline kusur atfedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, şöyle ki; müvekkili kendi kusuru ile kazaya sebebiyet vermediğini, kaza karşı tarafın KTK’da belirtilen kurallara aykırı davranması sonucu meydana geldiğini, karşı taraf hatalı park ettiğini, ancak raporda bu durum hiç dikkate alınmadığını, ayrıca mahallinde keşif yapılmadan ve tanıkları dinlenmeden verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle öncelikle olay yerinde yapılacak keşif ile birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas dairesine yahut İstanbul Üniversitesi Trafik Kürsüsü’ne sevki ile rapor aldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 03/10/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı 05/10/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda değerlendirme eksik ve hatalı olup müvekkili haksız kusur atfedilmesi sonrasında alınan hesap raporu usul ve yasaya aykırı olduğunu, şöyle ki; müvekkili kendi kusuru ile kazaya sebebiyet vermediğini, kaza karşı tarafın KTK’da belirtilen kurallara aykırı davranması sonucu meydana geldiğini, karşı taraf hatalı park ettiğini ancak raporda bu durum hiç dikkate alınmadığını, ayrıca mahallinde keşif yapılmadan ve tanıkları dinlenmeden verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle öncelikle kusur yönünden olay yerinde yapılacak keşif ile birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas dairesine yahut İstanbul Üniversitesi Trafik Kürsüsü’ne sevki ile rapor aldırılmasına karar verilmesini talep ettiğini, ayrıca hesap raporunda aracın kazadan hemen sonra yapıldığına ve meydana gelen hasarın tamami ile kazadan olduğuna ilişkin bir tespit de söz konusu olmadığını, rakamlar fahiş olarak hesaplandığını, bu nedenle dosyanın yeniden kusura ardından da hesap bilirkişisine gönderilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı 24/10/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda yapılan hasar hesabı ile talepleri birbirine uygun olduğunu, dosya kapsamında ilerleyen süreçte alınabilecek raporlara karşı her türlü talep haklarını saklı tuttuklarını belirtmek kaydıyla, bilirkişi raporu kanaatlerince denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunu, bilirkişi raporu içeriğinde aleyhlerine olabilecek tüm hususlara itiraz ettiklerini, haklı davalarının dava dilekçelerindeki talepleri uyarınca kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşbu dava; İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının;Akşehir İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyada “… plakalı aracın kusuru nedeniyle … plakalı araç için yapılan ödemenin Trafik Sigortası Genel Şartları B 4 F gereği sürücünün olay yerini terketmesi sebebiyle rücüen tahsili” için başlatılan takipte, takibe itirazın haklı olup olmadığı, icra takibinde belirtilen miktarda alacağın bulunup bulunmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, ayrıca tarafların kusur durumunun ne olduğu ve rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususları olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Çözümlenmesi gereken sorun ZMMS poliçesi bulunan dava konusu araç bakımından meydana gelen iş bu trafik kazası neticesinde olay mahallinin terk edilmesinin tek başına poliçeyi teminat kapsamından çıkarıp çıkarmadığına ilişkindir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır.
Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır.
ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
a)- Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmiştir. Kaza tarihinde tutulan Ölümlü / Yaralamalı Trafik Kaza Tespit Tutanağı incelendiğinde yolcu Nesrin PEKTAŞ’ ın yaralandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla rücu için aranılan birinci sebep gerçekleşmiştir.
b)-Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Somut olayda; sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden olmadığı toplana delil ve belgelerden anlaşılmıştır. Hattı zatında bu amaçlarla terk edildiği de davalı tarafça ileri sürülmemiştir. Bu halde B.4.f maddesi gereği rücu imkanı olduğu açıktır.
Mahkememizce yapılan incelemede; yukarıda belirtilen Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş f bendindeki “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” şartın gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili icra inkar tazminatı talep etmiş ise de; itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükmedilen asıl alacak miktarı kusur ve hesap incelemesi ve yargılama ile belli olduğundan icra inkar koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebi uygun görülmemiştir.
Bu nedenle tüm dosya kapsamı ile; Davacının davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kabulü ile; dosyaya konu Akşehir İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki İtirazın İptali ile takibin 27.900,53 TL asıl alacak ve 2.118,87 TL işlemiş faiz olmak üzere TOPLAM: 30.018,87 TL’ nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz (Adi Kanuni Faiz) üzerinden devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davasının KABULÜ İLE;
2-Dosyaya konu Akşehir İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 27.900,53 TL asıl alacak ve 2.118,87 TL işlemiş faiz olmak üzere TOPLAM: 30.018,87 TL’ nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz (Adi Kanuni Faiz) ÜZERİNDEN DEVAMINA,
3-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin Reddine,
4-Alınması gereken 2.050,59 TL karar harcından peşin olarak alınan 362,56 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭1.688,03‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 vekalet harcı, 362,56 TL peşin harç, toplamı ‭430,36‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 600 TL bilirkişi ücreti, 945,00 TL Adli Tıp Fatura Bedeli, ‭112,40 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 1.657,4‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2021 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
9-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/12/2022

Katip Hakim