Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/425 E. 2022/643 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Konya Bölge Adliye Mahkemesinin . Hukuk Dairesinin 16/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin … Esas … karar sayılı kararı kaldırılarak mahkememize gönderilmekle ve dava dosyası mahkememizin …Esas sırasına kaydedilmekle;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 11.06.2010 tarihinde Konya-Cihanbeyli karayolu 20. Km’de … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç seyir halinde iken araç hakimiyetini kaybederek aracın ters döndüğünü, müvekkil …’nun kaza yapan araçta yolcu olarak bulunmakta olup kaza sonucunda yaralanarak malul kaldığını, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında sürücü …’nin 2918 sayılı K.T.K.”nun 52/1- B maddesi gereğince (Aracın hızını teknik özelliği ile hava ,yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak ) maddesini ihlal ettiğinden işbu kazaya asli kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, müvekkilinin ise yolcu olup herhangi bir kusurunun olmadığını, kazadan sonra ambulansla Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğünü, burada müvekkilin, sağ frontal bölgede ekimoz, sol dizinde 2 cm cilt kesisi ve muhtelif ekimoz mevcut olduğu tespiti yapıldığını, ancak bu kazadan dolayı rahatsızlığı nedeniyle 22.06.2018 tarihinde aynı hastaneye müracaat eden müvekkili için 05.07.2018 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre %15 oranında maluliyet raporu verildiğini, bu rapor ile birlikte trafik kazasından dolayı bedensel zarara uğradığını öğrendiğini, öğrenme tarihi olan 05.07.2018 tarihi itibariyle süresinde davayı açtıklarını, kazaya sebebiyet veren … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın …’e ait olup kaza tarihinde … Sigorta A.Ş. tarafından … poliçe no ile sigortalı olduğunu, bu nedenle de …(…) Sigorta A.Ş. meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, dava miktarımız artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak şimdilik Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin 25,00 TL geçici iş göremezlik süresinde uğradığı kazanç kaybı ile 25,00 TL çalışma gücünün azalmasından doğan sürekli iş göremezlik maddi zarar ve 25,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ve 25,00 TL bakıcı giderleri için şimdilik 100 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğünü, davaya konu kaza tarihi 11.06.2010 olup, uygulanacak zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğunu, davacının dava dilekçesinde “kazadan sonra ambulansla Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülerek tedavi gördüğünü” ifade etmesinin açıkça öğrenme tarihinin kaza tarihi olduğunu ikrar etmesi anlamına geldiğini, davanın zamanaşımından reddedilmesi gerektiğini, HMK m.16- “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunu, müvekkil şirketin belirlenecek olan gerçek zarardan sigortalısının dava konusu olan trafik kazasındaki kusuru oranına isabet eden oranda ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde bedensel zarara uğramış olduğunu iddia ettiğini, söz konusu iddianın ispatı ve oranı için bizzat muayeneye sevki ve sakatlık durumunun bir heyetten sorularak tespiti gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin poliçe dahilinde davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını, temerrütü söz konusu olmayan müvekkil şirket aleyhine ancak ve ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini, zamanaşımına uğramış haksız davanın usulden reddine, yetki itirazının kabulü ile, yetkisiz mahkemede açılan dosyanın yetkisizlik nedeniyle reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Bölge Adliye Mahkemesi Kaldırma kararı uyarınca Trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmanın tedavi ile hangi tarihte tamamen sona erdiği, dava konusu kazadan dolayı gelişen ve yeni ortaya çıkan bir durumun olup olmadığı varsa gelişen durum nedeniyle artan maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tespitiyle dosya içerisinde yer alan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kuruluna gönderilmiş ve kurumdan alınan 08/09/2022 tarihli maluliyet raporunda özetle; Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalının 16.06.2020 tarih ve … sayılı raporunda; Mağdur … doğumlu …’nun 11.06.2010 tarihinde uğradığı trafik kazası neticesinde yaralandığı, sol dizinin önünde 2 cm’lik laserasyon ve ekimoz olduğu, kemik kırığı olmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralandığı, yapılan muayeneleri sonucu her iki dizde kazayla illiyet bağı bulunmayan, yaşla beraber dejeneratif olarak geliştiği bilinen osteoartrit tespit edildiği, ancak eklem hareket açıklıklarının doğal olduğu, şahsın kaza tarihinde 56 yaşında olduğu anlaşılmakla, şahsın kaza tarihinde evhanımı olduğunu bildirmesiyle birlikte grup 1 (düz işçi) olarak kabul edildiğinde; Kişinin arızasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre; Kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, şahsı tedavi eden hekimler tarafından verilmiş herhangi bir geçici iş göremezlik ya da istirahat raporuna dosya kapsamında rastlanılmamakla birlikte, mevcut yaralanmasının emsallerine göre iyileşme süresinin 2 (iki) haftayı bulacağı, kişinin bu 2 (iki) hafta süre zarfında kişinin herhangi bir gelir getirecek işte çalışamayacağını, bu sürenin geçici iş görmezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği, dosyaya ekli grafilerin Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulunca incelenmesinde; 11.06.2020 tarihli lomber grafi ve BBT tetkikinde osseöz parankimal patoloji izlenmediği, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulunun 30/09/2020 karar tarih ve 12668 karar numaralı Mütalaasında; (Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/09/2020 tarih ve … Esas sayılı yazısına istinaden düzenlenmiş.) mevcut belgelere göre … kızı … doğumlu …’nun 11.06.2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğunun görüldüğü, … kızı, … doğumlu …’nun 11.06.2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının; 11.06.2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan; kişinin maluliyet oranının %0(yüzdesıfır) olduğu; iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsününün öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğü aşikardır.
Zamanaşımı başlangıç tarihinin belirlenmesindeki kriter ” zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarih” dir. Dava dilekçesi dosyadaki belgelerden anlaşılacağı üzere davacı zarar gören, tek taraflı trafik kazasında … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araçta yolcu olarak bulunmakta iken kaza sonucunda yaralandığı, kazadan sonra ambulansla Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğünü anlaşılmıştır. Ayrıca davacının polis merkezindeki ifadesinde arkadaşı ve arkadaşının kızı ile yolculuk yaptığı anlaşılmıştır. Yani davacı kaza tarihinde tazminat yükümlüsünü öğrenmiş durumdadır. Davacının ikinci kriter olan zararı öğrendiği tarih için mahkememizce yapılan araştırmada özellikle Necmettin Erbakan Üniversitesi ve İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan raporlarda şahısta kalıcı sakatlık durumunun söz konusu olmadığı ve gelişen durumun mevcut olmadığı bu nedenle kaza tarihinde zararı öğrendiği anlaşılmıştır.
Maddi olayımızda davaya konu kaza tarihi 11.06.2010 olup, kaza neticesinde yaralanma mevcut olduğundan uygulanacak uzamış ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, davacının dava dilekçesinde ve polis merkezinde verdiği ifadeler dikkate alındığında “kazadan sonra ambulansla Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülerek tedavi gördüğünü” ifade etmesinin açıkça öğrenme tarihinin kaza tarihi olduğu, YARGITAYHukuk Dairesinin E. … , K. … , T. 28.3.2019) sayılı kararında “Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 16.03.2006 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı yaralanmıştır. Mahkemece eylem için ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile dava esas yönlerden incelenerek talebin kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda davaya konu kaza; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde gerçekleşmiş olup buna göre eylem için(TCK 89/1) 5237 Sayılı TCK’nın 66/1-5 maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihi olan 18.04.2014 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolduğu dikkate alınmak suretiyle karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” hükmünün bulunduğu da dikkate alındığında;
Konya BAM . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı kaldırma kararında belirtilen hususlarda dosyaya dahil edilen davacının tüm tıbbi belgeleri ile mahkeme dosyamız Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kuruluna gönderilerek dava konusu kazadan dolayı gelişen ve yine ortaya çıkan bir durumun olup olmadığı ve yaralamanın hangi tarihte tedavi ile tamamen sona erdiğinin tespiti için rapor alınmış yukarıda özetlenen rapora göre davacının 11/06/2020 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu davacının maluliyet oranının % 0 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren üç haftaya kadar uzayabileceği bildirildiğinden davaya konu kaza tarihinin 11.06.2010 olup, uygulanacak zamanaşımı süresi 8 yıl olduğu anlaşılmakla; davacının dava şartı arabuluculuğa başvuru tarihinin 01.04.2019, dava tarihinin 15/10/2019 olduğu da nazara alındığında zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafından da zamanaşımı def’inin ileri sürüldüğü anlaşılmakla davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının peşin olarak alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesine göre belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/11/2022

Katip Hakim