Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/389 E. 2021/373 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin …E. …K. Sayılı dava dosyasından verilen görevli ve yetkili Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine yönelik karar gereği, dosya Mahkememize tevzi edilmiş ve Mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 09/11/2016 tarihli dava dilekçesiyle; 20/09/2015 günü saat 16:45 sıralarında davalı sigorta şirketi ile sigortalı sürücüsü …sevk ve idaresinde bulunan …plakalı kamyonet ile …istikametinden …istikametine seyir halinde iken …mesire alanının önüne geldiği sırada kamyonetin sağ ön tampon teker ve far kısmı ile, …istikametinden gelip …mesire alanı istikametine dönüşü tamamlamak üzere olan sürücüsü …idaresindeki …plakalı motosikletin sağ yan pedal ve arka teker kısmına çarpması neticesinde çift taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davalı sigorta şirketine müracaat yapıldığını, sigorta şirketinin davacı müvekkil ibraname feragatname başlıklı 29/09/2016 tarihli belgeyi imzalatmak suretiyle 21220,00 TL ödeme yaptığını, ödemenin eksik olup dava dilekçesi kapsamında ibraname ve feragatname çerçevesinde yapılan işlemin iptalini, kaza nedeniyle davacının yaralandığını, yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek nitelikte olduğunu, davacının maddi zararının karşılanması için davanın kabulü ile 50,00 TL geçici iş göremezlik, 50,00 TL faturalandırılmayan tedavi gideri ve bakıcı gideri, 50,00 TL kalıcı maluliyet kalemlerinden maddi tazminatın davalı taraftan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

Dava dosyası Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin …yeni esas sırasına kaydedilerek, 07/09/2021 gün ve …K. sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine ve gönderilmesine karar verilmiş, karar taraflara tebliğ edilmeden ve kesinleştirme şerhi yazılmadan dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/09/2021 gün ve …E. …K. sayılı ilamında, HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı gerekçeye dayanak yapılmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Konya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay . HD’nin E. K. sayılı kararı “Somut uyuşmazlıkta dava Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Dava tarihinde, İskenderun’da müstakil ticaret mahkemesinin bulunmaması nedeniyle, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa bakmaya, davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığının 14.05.2015 tarihli Oluru ile İskenderun ilçesinde Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğu ve 03.08.2015 faaliyete geçtiğinden mahkemece dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine re’sen devredilmesine (aktarılmasına) veya gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir” şeklindedir.
Yargıtay . HD’nin 03/10/2016 gün ve E. K. sayılı kararı ise; “Somut uyuşmazlıkta, sahte olduğu iddia edilen çek nedeniyle, keşideci ve banka aleyhinde 18/08/2014 tarihinde Erzurum Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmıştır. Dava tarihinde, Erzurum’da müstakil ticaret mahkemesinin bulunmaması nedeniyle, 6102 sayılı Yasa’nın 5/4 maddesi gereğince ticari nitelikteki uyuşmazlığa bakmaya davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Ancak yargılama sırasında HSYK’nın 23/07/2015 tarih 1157 sayılı kararı ile Erzurum Adliyesi’nde 03/08/2015 tarihi itibariyle asliye ticaret mahkemesi kurulmuş olup uyuşmazlıkta artık asliye ticaret mahkemesi görevli bulunduğundan, asliye hukuk mahkemesince dosyanın asliye ticaret mahkemesine re’sen devredilmesine (aktarılmasına) karar verilmesi gerekmektedir. Bu halde bir görevsizlik kararı söz konusu olmadığı için iki hafta içinde görevli mahkemeye başvurulmasına ilişkin HMK 20 maddesi hükümlerinin uygulanması da söz konusu değildir. Yerel mahkemece, 12/11/2015 gün …E. ve …K. Sayılı kararla görevsizlik kararı verilmiş ise de, bu karar Yargıtay HGK 04/10/2006 gün …- …sayılı kararında vurgulandığı üzere teknik anlamda bir görevsizlik kararı değil, özel mahkemenin yargı çevresinde sonradan faaliyete geçmiş olmasından kaynaklanan, kendine özgü bir devir (aktarma) kararı niteliğinde ve kesindir. Bu durumda yerel mahkemece 12/11/2015 günlü kesin nitelikteki devir kararı üzerine dosyanın asliye ticaret mahkemesine re’sen gönderilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu 12/11/2015 günlü kararın görevsizlik kararı olarak nitelendirilmesi suretiyle yasal iki haftalık süre içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde 18/04/2016 günlü ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir” şeklindedir.
Yukarıda yazılı Yargıtay’ın iki kararın öncelikle bir ihtisas mahkemesi kurulduğunda aynı yerde (İskenderun ve Erzurum) olan genel yetkili mahkemelerin, ihtisas mahkemesinin görev alınana giren davaları gönderme kararı ile göndermesine ilişkin içtihatlar olduğu, yeni ihtisas mahkemesi kurulmayıp, mevcut ihtisas mahkemelerinin yargı çevresinin genişletilmesi durumunda, aynı yerde olmayan diğer mahkemelerin derdest davalarına uygulanabilir bir içtihat olmadığı kanaatine varılmıştır.

Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve …E. …K. sayılı emsal içtihadına göre, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, …E., …K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)…
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (…: Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119).
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve …E., …K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve …sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.”
Dolayısıyla, yukarıda yazılı Yargıtay . ve . HD’lerinin yukarıda yazılı içtihatlarının somut olaya uygulanamayacak olması, bir an için uygulanabileceği düşünülse dahi yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, yine yukarıda yazılı emsal içtihadı gereğince açık bir düzenleme olmadığı takdirde aynı yer mahkemelerinin dahi gönderme kararı veremeyecek olmaları nedeniyle, Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği kararın, gönderme kararı denilmesine rağmen, teknik anlamda bir görevsizlik kararı olduğu, Uyap işlemlerini de yetkisizlik şeklinde yapıldığı belirlenmiştir.
Bilindiği üzere teknik anlamda görevsizlik kararları üzerine davanın Mahkememiz tarafından görülebilmesi için, bu kararın taraflara tebliğ edilmesi, kesinleştirilmesi ve süresinde talep olması halinde görevli mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki, gönderme kararları iş bölümünün söz konusu olduğu hallerde söz konusu olabilir. HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı, aynı sıfat ve düzeydeki mahkemeler arasında bir iş bölümü düzenlemesine değil, ihtisas mahkemelerinin yargı çevresinin genişletilmesine (göreve) ilişkin bir karardır.
Gönderme kararında, kararın esas hükümle birlikte istinafı kabil olduğu belirtilmiştir. Başka yer mahkemesi tarafından verilecek yetkisizlik veya görevsizlik kararları da kesinleştirilmeden gönderilmeyecek kararlardandır.
Her ne kadar gönderme kararına karşı gönderme kararı verilemez ise de anılan nedenlerle Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının, teknik anlamda bir görevsizlik kararı olduğu, tebligat, kesinleştirme ve gönderme talebi konusunda eksiklik bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu usuli eksikliklerin giderilmesi amacıyla da Mahkememizin bu esas sırasının kapatılarak, dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Mahkememizin bu davada görevli olup olmadığı şimdilik değerlendirilmeksizin, sadece ilk kararı veren mahkemenin tebligat ve kesinleştirme eksikliklerinin giderilebilmesi amacıyla bu esas sıramızın kapatılarak, dosyanın ilk kararı veren Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemesince takdir edilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu kesin olarak karar verildi. 07/10/2021

Katip Hakim