Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/385 E. 2022/116 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALILAR 2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 11.06.2006 tarihinde … ‘ya ait olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktör Ilgın … yolu üzerinde seyir halinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine şarampole yuvarlandığını, trafik kazası meydana geldiğini, gerçekleşen kazada traktör sürücüsü … vefat ettiğini, söz konusu kazada … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığı anlaşıldığını, gerçekleşen kazada hayatını kaybeden … hak sahipleri tarafından … aleyhine Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. – … K. Sayılı dosyasında destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle dava açıldığını, ilgili dosyada hükmedilen karar ve ilam harcı 13.02.2020 tarihinde müvekkili … tarafından 5.756,64 TL olarak ödendiğini, … tahsil etmek amacıyla Ilgın İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ayrıca Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. – 2017/301 K. Sayılı dosyasında hükmedilen tazminat ve ferileri yönünden başlatılan icra takipleri üzerine borçluların yapmış oldukları itiraz sonucu Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında ve Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davaları açılmış olup, ilgili dosyalar derdest olduğunu, davalılar tarafından borca itiraz edilerek icra takibi haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulmuştur. Müvekkil … tarafından yapılan takibe karşı itirazları haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla; yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, Sayın Mahkemece hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra Ilgın İcra Dairesi’nin 2020/1265 E. sayılı icra dosyasına davalılar tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ayrıca davalıların alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, dava masrafları, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; … ödediği miktarı sürücü murisin mirascılarından isteyemez, araç maliki muris değil mürsel ada olduğunu, ayrıca, müvekkillerinin murisi işci olarak … ailesinin tarlalarında çalışmakta olduğunu, işkazası geçirdiğini, bu hususda tanıkları olduğunu, savcılık dosyası olduğunu, aynı şekilde Konya .Asliye Ticaret mah … E kararı olduğunu, davanın açılmasında hukuki yarar olmadığını, ödenen paranın rücusu için dava dilekçesinde belirtildiği üzere ılgın asliye hukuk mahkemesi … E ve … E vardır.Bu davalar ile birlikte açılması gerekmekte olduğunu, bu davalar ile birleşmesi gerektiğini, muris işci olduğu için husumet yönünden reddi gerekmekte olduğunu beyanla; HUSUMET itirazlarımızın kabulüne; Davanın Ilgın Asliye hukuk mahkemesi … ve E ile birleştirilmesine ; Davanın esasdan reddine karar verilmesini ,yargılama gideri ile ücreti vekalete karşı tarafın mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; Muris-destek … vefat ettiği kazanın 11.07.2006 tarihinde meyana geldiği, … mirasçılarının açtığı davanan tarhinin ise … olduğu görülmekle, ilk davanın açılmasından itibaren en iyi şartlarda 10 yıla yakın bir süre geçtiği görüldüğünü, hem asıl destek … mirasçılarının hem de eldeki rücu davasındaki zamanaşımı süresinin geçtiğinin görüldüğünü, mahkememizin yetkisiz olması dolayısıyla yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkilinin ikametinin Konya olmaması, kazanın Konya’da değil, Ilgın’da olması, rücu davasına konu önceki davanın Ilgın’da görülmesi, davanın Ilgın İcra Müdürlüğüne yapılan itirazın iptali davası olması dolayısıyla dosyanın yetkili Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, eldeki davanın konusunun, dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın ve ferilerinin kusurlu davalıya rücu etme yönünde olduğunu, bu davalarda yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi veya kazanın gerçekleştiği yer mahkemesi olduğu görülmekte olduğunu, rücu davalarında görevli mahkemenin ticari nitelikte olmadığını, genel hükümlere tabi olduğu, bu ihtilafın ticari dava olmadığını, davacı tarafın huzurdaki davayı ticari dava olarak değerlendirip mahkemenizde açmasının yasal olmadığını, görev ile ilgili değerlendirmenin kamu düzeninden olduğu, görevli mahkeme olarak Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu görülmekle, mahkememizce görevsizlik kararı verilmesini taleple taktiri mahkemeye bıraktıklarını, davacının dava açmaktaki yararı, hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar yalnız başına yeterli olmadığını, davacı, hakkına kavuşmak için mahkemenin kararına muhtaç bulunması gerektiğini, dava ile erişilmek istenen amaç, aynı güvenle ve fakat daha basit bir yol ile gerçekleşebilecekse, o konuda dava açılmasında hukuki yarar olmadığını, yine kaza sonrası kazaya karışan traktörün akıbetinin ne olduğunu, nerede olduğu hususunun müvekkili tarafından bilinmediğini, aracın resmi tesliminin yapılıp yapılmadığını, teslimi yapıldı ise kime yapıldığının taraflarınca bilinmediğini, müvekkilinin adresinin senelerdir Turgutlu Mahallesi Kadınhanı olduğunu, kazanın olduğu yerin Vakıfağılı Ilgın olduğu, burada müvekkilinin bir taşınmazının veya bir tarımsal faaliyetin olmadığını, olmasının da imkansız olduğu açık olduğunu, kesinlikle traktörün müvekkili adına kayıtlı olduğu ve müvekkili adına kayıtlı traktörün kazaya sebebiyet verdiğini kabul etmemekle birlikte, bir an için bu aracın müvekkiline ait olduğunun mahkememizce kabulü halinde ortada araç kiralama işlemi bulunmakta olduğunu, tazminat davalarında öncelikle kusur konusu en başta ele alınıp, titizlikle incelenmeli; nedensellik bağına (neden-sonuç ilişkisine) ağırlık verilerek en doğru ve en adaletli bir sonuca ulaşılmaya çalışılması gerektiğini, Tazminat davalarında kusur belirlemede ölçü NEDENSELLİK BAĞI olduğunu, somut olayda ise ölen muris tam kusurlu olduğunu, uzun dönem araç kiralama sözleşmesinde bulunan kiracı; kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufunun bulunmasından kaynaklı olarak “ işleten” olarak sorumlu tutulabildiğini beyanla; yasal sorumluluğumun ve kusurumuzun olmaması sebebi ile davanın öncelikle usulden yoksa da esastan reddini, haksız icra takibi ve devamında açılan dava sebebiyle alacak tutarının % 20’sinden az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
Dava … zarar verene ödediği tazminatın zarar sorumlusundan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14/b maddesinde; Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … oluşturulacağı;
… Yönetmeliğinin 16/c maddesi; hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle zarardan sorumlu olan kişilere veya yükümlü sigorta şirketine ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücu edilebileceği, yine … Yönetmeliğinin 17. Maddesinin 2. Fıkrası da … ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçeceği hükmüne havidir.
Kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere … yaptığı ödemelere ilişkin rücu hakkının temeli halefiyet ilkesine dayanmaktadır. Halefiyet ile rücuyu birbirinden kesin bir şekilde ayırmak gerekir. Alacaklıya ifada bulunun bir kimsenin onun bütün hak ve yetkilerine sahip olarak sorumlu olan bir başka kimseye başvurmasına halefiyet denir. Pek eski bir müessese olan halefiyet ile edada bulunan şahıs alacaklının yerine geçmekte, borcun nevi ve mahiyetinde, borçlunun şahsında ve vecibelerinde bir değişiklik olmamaktadır (… , Sigorta ve Sosyal Sigortada da Halefiyet ve Rücu), halefiyet basit bir rücu hakkından farklı olup, halef olan kişi rücu hakkı olan kişiye nazaran daha geçiş imkanlara sahiptir, rücu hakkı olan kimse bu hakkını kullanabilmek için sadece alacaklıya ifada bulunduğunu ispatla yetinemez; ayrıca rücua esas teşkil eden hukuki sebeplerden birinin varlığını da ispat etmelidir. Halefiyette ise ödemede bulunan kimse kural olarak sadece ödemeyi ispat etmekle yükümlüdür.
Rücu hakkı ifa eden alacaktan bağımsız bir haktır. Halefiyet ise alacağın ifasına rağmen alacağı sona erdirmeyip onun ifa edene geçmesi sonucunu doğurur, bu nedenle rücu hakkı sahibi alacaklıya ait bulunan bütün yetkilerden ve feri haklardan faydalanamazken, halefiyette alacak hakkına bağlı olarak bütün yetkiler ve feri haklar, alacak ile birlikte talep olan kimseye intikal etmektedir. (Tekinay, Borçlar Hukuku)
Bu farklar nedeniyle her rücu hakkının mevcut olduğu yerde halefiyet hakkı söz konusu olamamasına rağmen, her halef olan kimse rücu hakkına sahiptir.
Halefiyet müessesesi; genel olarak Borçlar Kanununda tanzim edilmiş olup, Türk Ticaret Kanununda da özel halefiyet halleri öngörülmüştür. Kanunda veya diğer düzenlemelerde hüküm bulunmadığı sürece halefiyet hususu söz konusu olamayacaktır.
Mevzu davamızdaki rücuen tazminata dair … halefiyetlik durumu da yukarıda belirtilen … Yönetmeliğinin 17/2 fıkrası gereğidir.
Haklara halef olunmasının önemli neticelerinden birisi de sorumlu kişi aleyhine açılan davanın kaynağı, sebebi ve mahiyeti ile; eğer zarar tazmin edilmemiş olsa idi, zarar görenin açacağı esas davanın aynı olmasıdır. Mevzu davamızda da davalının sorumluluğuna göre haksız fiil davanın temelini oluşturmaktadır. Halefiyet sadece maddi bakımdan değil usul hukuku bakımından da söz konusu olduğu için bu dava sebebine karşı zarar görenin açacağı esas dava hangi yetkili ve görevli mahkemede açılması gerekiyor ise; bu zararları tazmin ederek zarar gören yerine geçen ve haklarına halef olan … da aynı mahkeme de davasını icra etmesi gerekmektedir.
Şöyle ki; halefiyet davası bir ticari dava olmayıp aynı zarar görenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibi görülmektedir. Dava sigorta poliçesinden kaynaklanan bir dava olmayıp, … zarar görene yaptığı ödemeler de herhangi bir poliçe veya sigorta kaydından kaynaklanmamaktadır. …, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. Maddesi gereği oluşturulması hususu veya ilgili düzenlemede … sorumluluğunun, zorunlu sigorta poliçesi teminat miktarları dahilinde olmasına yönelik belirlemeler iş bu rücu davasında TTK’da düzenlenen Sigorta işlemlerine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği manasını taşımadığı takdir ve kanaatine varılmıştır.
Nitekim; Yargıtay . Hukuk Dairesinin 16/09/2021 tarih … esas, … karar sayılı kararında; … açtığı rücu davalarında Konya Bölge Adliye Mahkemesinin . Hukuk Dairesi, Adana Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin . Hukuk Dairesi ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin . Hukuk Dairesinin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin taleplerin değerlendirilmesinde ”… tarafından ödediğinin rücuen tahsili için zarar sorumluları olan gerçek kişi malik ve sürücüye karşı açılan davalarda GÖREVLİ MAHKEMENİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA” yönelik içtihat ile Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki uyuşmazlık giderilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin Esas Karar, Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar, Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar, Yargıtay … . Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar, Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı içtihatları ile;
KONYA BAM . Hukuk Dairesinin 14.12.2020 tarih … Esas … Karar, Ankara BAM . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar, İstanbul BAM . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar, Antalya BAM . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar, Adana BAM . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar,Gaziantep BAM . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar, Ankara BAM . Hukuk Dairesinin … Esas … sayılı kararları da; davamız konusu ile aynı mahiyetteki davalarda uyuşmazlık konusu haksız fiilden kaynaklandığı için halefiyet ilkeleri de nazara alınarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik içtihat ve kararları içermektedir. Yine Yargıtay . Hukuk Dairesinin mercii tayinine ilişkin olmasa dahi Asliye Hukuk Mahkemelerince görülen davamız ile benzer mahiyetteki davalarda göreve ilişkin herhangi bir bozma kararı verilmediği anlaşılmıştır.(Örn;Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar, Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar ),
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; izah edilen hususlar nedeniyle … zarar görene yaptığı ödemelere ilişkin, zarar göreninin yerine geçerek açtığı davalara temel teşkil eden husus haksız fiilden kaynaklandığından ve bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/02/2022

Katip Hakim