Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/380 E. 2022/84 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından, yetkisiz bulunan İzmir . İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, söz konusu bu icra takibinde müvekkil konutunda değilken tebligat yapıldığından icra takibinin kesinleştiğini ve müvekkilin banka hesaplarına haciz/ bloke işlemi uygulandığını, söz konusu bu icra takibi 06.04.2018 tarihinde müvekkilin geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle (haksız fiil sorumluluğu sebebiyle) başlatıldığını, haksız fiil sebebiyle başlatılmış olunan icra takibinde istenen zarar TBK 72 maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, açıkça zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kasko ya da sigorta şirketi müvekkile, karşı taraf olan Nilgün Erdoğan’ ın halefi olarak başvurduğunu, ancak müvekkil ile karşı taraf, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma sayılı dosyasından 27.07.2018 tarihinde “edimli- 5000 TL” karşılığında uzlaştıklarını, müvekkil uzlaşılan parayı 27.07.2018 tarihinde … ‘ın banka hesabına gönderdiğini, söz konusu bu uzlaşma gerçekleştiğinden … ile müvekkil arasında yaşanmış olunan bu olay da hiç bir dosyada hukuki delil olarak değerlendirilemeyeceğini, söz konusu bu olay sebebiyle … açmış olduğu tazminat davasından açıkça feragat etmiş sayılacağını, uzlaşmaya ilişkin evrakları ve dekontları ekte sunduklarını, bu nedenlerle davalarının kabulü ile İzmir . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibinin iptaline, müvekkilinin, davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle hareket ederek müvekkillerin ticari hayatlarına onarılmaz zararlar veren davalıdan icra takibi bedeli likit olduğundan %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı aleyhine başlatılan takip İzmir İcra Dairelerinde başlatılmış olup bu takip dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti de yine icra dairesinin yargı çevresinde açılmasının gerektiğini, işbu davaya bakmada yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisiz mahkemede açılmış olan davanın, yetkisizlik kararı verilerek yetki yönünden reddedilmesini, öncelikle yetki yönünden davanın reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, haksız ve zaman kazanma amacına yönelik işbu davayı ikame eden davacı borçlunun %20’ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
Dava; sigorta şirketinin dava dışı sigortalı ile aralarındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ödemelerine ilişkin başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit davasıdır.
Davacı, davalı … firmasının yaptığı ödemelere ilişkin başlattığı icra takibinde haksız olduğunu, dava dışı ödeme yapılan sigortalı ile Konya CBS … Soruşturma sayılı dosya kapsamında edimli olarak 5.000,00 TL karşılığında uzlaştıklarını, bu cihetle dava dışı sigortalının tazminat davasından feragat etmiş sayılacağının ve sigorta firmasına borçlu olmadığını beyan etmiştir.
Dava, T.T.K.1472. maddesi uyarınca başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit davasına dair olup, ilgili kanun maddesi Halefiyet kenar başlığı altında “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmünü içermektedir.
İlgili kanun maddesi hükmü gereğince sigorta firmasının takip hakkının temeli halefiyet ilkesine dayanmaktadır. Halefiyet ile rücuyu birbirinden kesin bir şekilde ayırmak gerekir. Alacaklıya ifada bulunan bir kimsenin onun bütün hak ve yetkilerine sahip olarak sorumlu olan bir başka kimseye başvurmasına halefiyet denir. Pek eski bir müessese olan halefiyet ile edada bulunan şahıs alacaklının yerine geçmekte, borcun nevi ve mahiyetinde, borçlunun şahsında ve vecibelerinde bir değişiklik olmamaktadır (… , Sigorta ve Sosyal Sigortada da Halefiyet ve Rücu), halefiyet basit bir rücu hakkından farklı olup, halef olan kişi rücu hakkı olan kişiye nazaran daha geniş imkanlara sahiptir, rücu hakkı olan kimse bu hakkını kullanabilmek için sadece alacaklıya ifada bulunduğunu ispatla yetinemez; ayrıca rücua esas teşkil eden hukuki sebeplerden birinin varlığını da ispat etmelidir. Halefiyette ise ödemede bulunan kimse kural olarak sadece ödemeyi ispat etmekle yükümlüdür.
Halefiyet müessesesi; genel olarak Borçlar Kanununda tanzim edilmiş olup, Türk Ticaret Kanununda da özel halefiyet halleri öngörülmüştür. Kanunda veya diğer düzenlemelerde hüküm bulunmadığı sürece halefiyet hususu söz konusu olamayacaktır.
Mevzu davadaki menfi tespit taleplerine konu alacak miktarına ilişkin sigorta şirketinin halefiyetlik durumu da yukarıda belirtilen T.T.K. 1472. maddesi gereğidir.
Haklara halef olunmasının önemli neticelerinden birisi de sorumlu kişi aleyhine açılan davanın kaynağı, sebebi ve mahiyeti ile; eğer zarar tazmin edilmemiş olsa idi, zarar görenin açacağı esas davanın aynı olmasıdır. Mevzu davamızda da davalının sorumluluğuna göre haksız fiil davanın temelini oluşturmaktadır. Halefiyet sadece maddi bakımdan değil usul hukuku bakımından da söz konusu olduğu için bu dava sebebine karşı zarar görene karşı açılacak esas dava hangi yetkili ve görevli mahkemede açılması gerekiyor ise; bu zararları tazmin ederek zarar gören yerine geçen ve haklarına halef olan sigorta şirketine karşı açılacak davada aynı mahkemede ikame edilmelidir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; izah edilen hususlar nedeniyle davalı … Şirketine karşı açılan menfi tespit davasında halefiyet ilkesi gereği davalara temel teşkil eden husus haksız fiilden kaynaklandığından ve bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan ve taraflar arasındaki davanın ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde içerisinde Konya Bölge Adliye İlgili Hukuk Dairesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 07/02/2022

Katip … Hakim …