Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/379 E. 2021/484 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 27.02.2021 tarihinde kira sözleşmesi imzalandığını, İşbu sözleşmeye göre müvekkil … plakalı ve …plakalı TGA 41.360 tipi beton mikserlerini davalıya kiraladığını, 27.02.2021 tarihli kira sözleşmesine göre beton mikserlerinin şoförlü kira bedeli (aylık) 19.000,00 TL + KDV (bir adet makine için geçerli kira bedeli) olup bir günde on saat çalışma süresini aşan çalışmalar fazla mesai ücreti olarak çalışma bedeline eklenerek davalı şirket tarafından müvekkile ödeneceği hususunda anlaşıldığını, müvekkili tarafından 31.03.2021 tanzim tarihli hak ediş raporuna göre 11.04.2021 tarihli 44.524,10 TL bedelli … nolu faturayı davalıya gönderdiğini, 11.04.2021 tarihli 44.524,10 TL bedelli … nolu fatura, 30.04.2021 tarihli 67.260,00 TL bedelli … nolu fatura ile 31.05.2021 tarihli 67.260,00 TL bedelli … nolu fatura bedellerini davalı şirketin ödememesi üzerine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına istinaden ilamsız takip başlatıldığını ve müvekkiline yapılan kısmi ödemeler fatura bedellerinden düşüldüğünü, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi davalı şirketin borca itirazı üzerine durduğunu, yapılan itiraz iyiniyetle yapılan bir itiraz olmadığını beyanla; Davanın KABULÜ ile itirazın iptaline ve Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 24/09/2021 tarihli cevap dilekçesi ile özetle; Davacı haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davacı tarafa iş bu davaya konu icra takibinden kaynaklı olarak herhangi bir borcu bulunmadığını, öncelikle davacı ile müvekkili arasında hakedişe dayalı çalışma ilişkisi mevcut olmakla birlikte hiçbir şekilde sözleşmeye dayalı bir ilişki olmadığını, müvekkil ile davacı arasındaki hakedişe dayalı çalışma ilişkisi gereğince ekte sunulu 1 ve 2 Numaralı hakediş raporunda da yazılı olduğu üzere %10 teminat kesintisi yapılacak ve kalan miktar üzerinden ödeme gerçekleşeceğini, ilişkinin hakediş ilişkisine dayalı olduğu hususu esasında davacı tarafça da ikrar edilmiş dosyaya 1. hakediş raporu sunulduğunu, bu sebeple taraflar arasındaki ilişkinin hakedişe dayalı olduğunun şüphesiz kabulünün gerektiğini, 1 Numaralı hakkediş raporunda hesap edilen 44.524,10 TL toplam miktardan yapılan %10′ luk kesinti sonrası YÜKLENİCİYE ÖDENECEK NET TUTAR 40.071,69 TL olarak kararlaştırıldığını, bu miktar bizzat yüklenici olan davacı kaşe ve imzası ile de tasdik edildiğini, Yine aynı şekilde ekte sunulu 2. Numaralı hakkediş raporunda da hesap edilen 67.153,65 TL toplam miktardan yapılan %10′ luk kesinti sonrası YÜKLENİCİYE ÖDENECEK NET TUTAR 60.438,28 TL olarak kararlaştırıldığını, bu miktar bizzat yüklenici olan davacı kaşe ve imzası ile de tasdik edildiğini, (2. hakediş raporunun düzenlendiği dönemde davacı işi bıraktı) davacı 2021 mayıs ayı başında çalışmayı bırakıp gittiği için bu tarihten sonra hakediş raporu düzenlenmediğini, davacı başkaca bir alacağa hak kazanmadığını, önceki hakediş raporlarında düşülen %10′ luk teminatta iş bitiminde muaccel hale gelmesi mümkün alacaklar olduğundan söz konusu teminatlar da muaccel hale gelmediğini, bu sebeple müvekkilin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, müvekkilinin davacı tarafa hiçbir şekilde borcu olmamakla birlikte davacının iş bu davadaki faiz talebi ile takip talebinde yer alan faiz talep ve oraları ile faiz başlangıç tarihleri tamamen hatalı, çelişkili olup kabulünün mümkün olmadığını, alacağın likit olmadığını, bu sebeple davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla; Öncelikle haksız ve mesnetsiz davanın REDDİNE, Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, Davacı aleyhinde alacağın %20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİNE, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan TAHMİLİNE karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
İşbu dava İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasına ilişkindir.
Öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının üzerinde durulması gerekmiştir.
HMK nun görev-görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesi; “(1)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmünü amirdir.
HMK nun görev-asliye hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 2. maddesi; “(1)Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2)Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükmünü amirdir.
HMK nun dava şartları başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir. HMK nun dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesi; “(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
Bir davaya asliye ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olabilmesi için görülecek dava veya işin; 1-Ya her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davası olması, 2-Ya da TTK nda düzenlenen bir konudan doğan hukuk davası olması, 3-Veyahut TTK 4/1. maddenin (b), (c), (d), (e), (f) bentlerinde sayılan konulardan doğan hukuk davası olması, 4-Yahut da diğer özel kanunlardan doğan hukuk davası olması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından taraflar arasında 27.02.2021 tarihinde kira sözleşmesi imzalandığının bildirildiği, fatura bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına istinaden ilamsız takip başlatıldığı ve davacıya yapılan kısmi ödemelerin fatura bedellerinden düşüldüğünün bildirildiği, davalı vekili tarafından ise davacı ile müvekkili arasında hakedişe dayalı çalışma ilişkisi mevcut olmakla birlikte hiçbir şekilde sözleşmeye dayalı bir ilişki olmadığı,davacının 2021 mayıs ayı başında çalışmayı bırakıp gittiği için bu tarihten sonra hakediş raporu düzenlenmediği, davacının başkaca bir alacağa hak kazanmadığı, önceki hakediş raporlarında düşülen %10′ luk teminatta iş bitiminde muaccel hale gelmesi mümkün alacaklar olduğundan söz konusu teminatlar da muaccel hale gelmediği, bu sebeple davalının davacıya herhangi bir borcunun olmadığı yönünde beyanlar bulunduğu dava dosyasının incelemesinden anlaşılmıştır.
T.C YARGITAY .Hukuk Dairesi 26.01.2017 tarihli Esas No: … Karar: … Karar sayılı ilamında ” Her ne kadar dava konusu kambiyo senetlerinden dolayı menfi tespit isteminde bulunulmuş ise de, her iki taraf da bu senetlerin kira sözleşmelerinin teminatı olarak verildiğini kabul etmektedirler. Hal böyle olunca somut olayda uyuşmazlık TTK da düzenlenen kambiyo senetleri ile ilgili hükümlerden değil, taraflar arasındaki kira sözleşmelerinde yer alan hükümler çerçevesinde tarafların birbirlerine karşı olan edimlerini yerine getirip getirmedikleri konusunda toplanmaktadır. Bu sebeple uyuşmazlığın çözümünde 6100 sayılı HMK nun 4/1-a maddesi uyarınca görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Aynı Yasanın 114. maddesinde görev dava şartları arasında sayılmış, 115. maddesinde ise dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda mahkemece davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken,” denildiğinden; yine
T.C.YARGITAY . Hukuk Dairesi 22/04/2020 tarihli Esas No: … Karar No: … sayılı ilamında “Mahkemece, davacının temel ilişkiden kaynaklanan alacağını değil bonodan kaynaklanan alacağını talep ettiği, davaya konu bonoya karşı zamanaşımı itirazında bulunulduğu, kambiyo senetleri ve bunların zamanaşımına ilişkin hususların Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olması nedeniyle bu hususun çözümünün Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya satışı yapılan hayvanlar karşılığında verildiği ileri sürülen bonoda yazılı bedelin ödenmediğini ileri sürerek alacak isteminde bulunmuş, davalı ise bononun satışı yapılacak hayvanlar karşılığı teminat olarak verildiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki temel ilişki hayvan satım sözleşmesi olup, uyuşmazlık bonodan değil, hayvan satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir olmadığı gibi, davada Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca, davayı görmeye Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. O halde mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” şeklinde hüküm kurulduğundan;
Somut olayımızda da davacı tarafından taraflar arasında 27.02.2021 tarihinde kira sözleşmesi imzalandığının bildirildiği, sözleşmeye göre … plakalı ve …plakalı TGA 41.360 tipi beton mikserlerinin davalıya kiralandığını, 27.02.2021 tarihli kira sözleşmesine göre beton mikserlerinin şoförlü kira bedeli (aylık) 19.000,00 TL + KDV (bir adet makine için geçerli kira bedeli) olup bir günde on saat çalışma süresini aşan çalışmalar fazla mesai ücreti olarak çalışma bedeline eklenerek davalı şirket tarafından müvekkile ödeneceği hususunda anlaşıldığı, davalının ise hakedişe dayalı çalışma ilişkisi mevcut olmakla birlikte hiçbir şekilde sözleşmeye dayalı bir ilişki olmadığının ileri sürüldüğü görülmüştür.
Her ne kadar davalı tarafından kira sözleşmesinin varlığı inkar edilse de; cevap dilekçesine ve delil listesi dilekçelerine ekledikleri yazılı belgelerden 10.05.2021 tarihli Yapı Kredi Bankası EFT gönderim dekontunda Açıklama bölümünde ” 3 adet mikser kira bed” Mesaj türü bölümünde de “Diğer Kira Ödemesi” yazıldığı, 28.04.2021 tarihli Yapı Kredi Bankası EFT gönderim dekontunda Açıklama bölümünde ” 2 adet mikser kira bed” yazıldığı, yine Hakediş No:1 ve Hakediş No: 2 başlıklı belgelerde İşin Konusu bölümünde ” KOS Duvar İşi Mikser Kiralanması İşidir” yazıldığı anlaşılmakla taraflar arasında mikser kiralanması hususunda kira sözleşmesinin varlığı değerlendirilerek uyuşmazlığının temel ilişki olan Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklandığı anlaşıldığından temel ilişkiye göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal hükümler ve ilgili Yargıtay içtihatları gereğince; eldeki davayı çözümlemekle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2021

Katip Hakim