Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/363 E. 2022/267 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı borçluya Konya . İcra Dairesi … esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, takibin konusu, müvekkili şirket tarafından davalıya teslim edilen mallar bakımından düzenlenen 03.04.2021 tarihli ve … nolu, 10.615,28 bedelli fatura olduğunu, davalı borçlu tarafından ticaret konusu mallar ve ilgli fatura teslim alındığını, davalının ticari defterine işlendiğini, buna karşın davalı tarafından haksız olarak ödeme yapılmadığını, taraflarınca yapılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, bunun üzerine taraflarınca dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşma sağlanamadığını, davalının haksız ve kötüniyetli bir şekilde yaptığı itiraz, müvekkilinin alacağının tahsilinin geciktirmek amacını taşıdığını, İşbu sebeplerden dolayı yapılan haksız itirazın iptali ve borçulun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi için mahkememize başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu beyanla; davalarının kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan dava haksız ve mesnetsiz olduğunu, reddi gerektiğini, müvekkili Şirket’e Konya . İcra Dairesi … esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, takibin konusu, 03.04.2021 tarihli ve … nolu, 10.615,28 bedelli faturadan kaynaklı olarak müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket bu nedenle takibe itiraz ettiğini, borcu kabul etmemekle birlikte talep edilen alacaklar, zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, yine borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili borçlu firma alacaklı yanca temerrüde düşürülmemiş olup; talep olunan faiz de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili tarafından fatura konusu mallar tam ve sağlam şekilde teslim alınmadığını, faturanın müvekkilinin ticari defterlerine işlenmesi davacı yararına işin tam ve eksiksiz yapılarak teslim edildiği yapıldığı yönünde karine teşkil etmediğini, anılan fatura, davacının işi müvekkiline eksiksiz ve gereği gibi teslim ettiğinin bir delili olarak kabul edilemediğini, fatura konusu mallar geri dönüşüm sektöründe kullanılan çelik döküm dirsekler olduğunu, bir tanesinin ağırlığı aşağı yukarı 30 kg civarında olduğunu, bu dirsekler fabrikanın içerisine döşenmekte ve makinelerin kırdığı metal parçalar bu boruların içerisinden geçerek ilgili yerlere iletildiğini, ürünlerin bozuk olması tolere edilebilir bir durum olmadığını, fatura konusu dirseklerin kalıpları müvekkili firma tarafından … Tic. Ltd. Şti.’nden alınmak suretiyle döküm işi yapan davacı firmaya teslim edildiğini ve çelik dirseklerin dökümü istendiğini, müvekkili firma bu dirsekleri Almanya’ya … firmasına ihraç etmek üzere sipariş ettiğini, fatura konusu 12 dirsekten 8 tanesi müvekkili firma tarafından teslim alınarak Almanya’ya gönderildiğini, bu gönderilenlerin 2 tanesi dışında diğerleri tamamen bozuk şekilde üretildiğini, müvekkilinin Almanya’daki müşterisi bu malları satamadığını, zarara uğradığını, müvekkilinin müşterisi … uğradığı zararı da müvekkilinin tazmin etmesini istediğini, ödediği nakliye bedeli olan 650 Euro’nun 01.07.2021 tarihli … Ltd. Şti. tarafından kesilen faturasını göndererek bu bedeli talep ettiğini, ayrıca nakliye harici gümrük müşavirliği ve gümrükleme bedelinin de müvekkiline tahmili kuvvetle muhtemel olduğunu, aynı zamanda müvekkili şirket Almanya’daki müşterisine taahhüdünü zamanında yerine getiremediği için ticari itibarı zedelenmiş ve maddi manevi zarara uğradığını, müvekkili firmanın Almanya’daki müşterisi … yetkilisi, dirsekler Almanya’ya ulaştığında whatsapp üzerinden malların ayıplı olduğuna dair fotoğrafları ve bu malların Alman müşterileri tarafından alınmadığını beyan eden mesajlar gönderdiğini, ayrıca davacı, dava dışı … Ltd. Şti.’ne ait olan kalıpları da iade etmesi gerekirken iade etmediğini, davacı firma uhdesinde olan 4 adet kalıbın değeri en az 80.000,00 TL olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 29/09/2021 tarihli davalı vekilinin cevap dilekçesine karşı sunduğu 15/10/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde, 2004 tarihli bir yargıtay kararına atıfla takip konusu faturanın ispat kabiliyeti bulunmadığını iddia ettiğini, davalı tarafça yapılan bu inkara karşın cevap dilekçesinin ilerleyen bölümünde “… fatura konusu 12 dirsekten 8 tanesi müvekkil firma tarafından telsim alınarak almanya’ya gönderilmiştir” ve “…davacı tarafından son teslim edilen 4 adet dirsek müvekkilin elinde kalmıştır.” denilmek suretiyle fatura konusu 12 adet ürünün teslim alındığı davalı tarafça açıkça ikrar edildiğini, davalı bu ikrarı ile bağlı olduğunu, davalı tarafından fatura konusu ürünlerin teslim alındığı tartışmasız iken, ileri sürülen iddiaların kötünniyetli ve borçtan kurtulmaya yönelik olduğu açık olduğunu, davalını kendi iddiasına göre dahi açık ayıp bulunduğunu, kabul etmemekle birlikte bu durumda davalının 2 günlük ihbar süresine uymadığı açık olduğunu, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte açık ayıp durumun dışındaki ihtimallerde dahi yukarıda belirilen kanun maddelerini davalının ihlal ettiği ve malların kabul edilmiş sayılması gerektiği açıkça hüküm altına alındığını, davalının, müvekkili tarafından aylar sonra icra takibi yapılmasını müteakip ayıp iddiası dinlenilemez olduğunu, davalı tarafından sunulan fotoğraf ve yazışmalar ve diğer belgeler hiçbir şekilde ispat kabiliyeti bulunmayan ve yazılı ispat kuralına aykırı belgeler olduğunu, davalı söz konusu malları ve faturayı telsim alarak defterine işlemiş ve müvekkili tarafından icra takibi yapılana dek herhangi bir müracaat yapmadığını, davalı tarafından sunulan yargıtay kararında dahi faturaya itiraz edilmemesinin karine teşkil edeceği belirtildiğini, karinenin aksini ise muteber deliller ispat yükü davalı üzerinde olduğunu, davalının cevap dilekçesinde belirttiği ifadeler ve 2004 tarihli yargıtay kararına dayanması yalnızca mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, davalı 2004 tarihli bir yargıtay kararını çarpıtarak kötüniyetli iddialarına dayanak yapmaya çalıştığını, ancak yargıtay’ın güncel sayısız kararında davalının iddialarının aksi belirtildiğini, davalarının kabulü ile dava dilekçelerindeki talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İcra Müdürlüğünün … esas dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … 15/03/2022 tarihli raporunda özetle; Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı 10.615,28 TL fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapıları itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacının 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı şirketin 2021 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdik süresi henüz dolmadığından kağıt ortamına defterlerir döktürülmediği, davalı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu bilgisayar kayıtlarındaki muhasebe kayıtlarının incelendiğini, davacı şirket tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturanın E-Arşiv fatura şeklinde usulüne uygun düzenlendiği, faturanın davalı yana e-arşiv portalı üzerinden teslim edildiği, davalı yanın faturaya takip öncesi itirazının olmadığını, davacı yan ticari defterlerine göre ve davalı yan bilgisayar muhasebe kayıtlarına göre, icra takip tarihi itibariyle icra takibine konu fatura nedeniyle davalı yanın davacı yana 10.615,28 TL borçlu olarak göründüğünü, davalı yan tarafından düzenlenen iade faturası olmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin 15/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı 29/03/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporu iddialarını doğrular nitelikte olduğunu, bilirkişi raporunda; müvekkili defterlerinin lehe delil niteliği bulunduğunu, davalı tarafça dosyaya sunulu muhasebe kayıtlarının incelendiğini, takibe konu faturanın usulüne uygun düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, faturaya takip öncesi itiraz bulunmadığını, taraf defter ve incelenen belge kayıtlarına göre davalının müvekkiline fatura konusunda borçlu olarak göründüğünü, davalı tarafça düzenlenen iade faturası olmadığı açıkça tespit edildiğini, dolayısıyla davalının iddialarının aksine fatura konusunda itiraz bulunmadığını, faturanın iade edilmediği ve sair hususlar raporla da tespit edilmiş olup davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğinin açıkça ortaya çıktığını, dava dilekçelerindeki talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 15/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı 04/04/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda ‘Salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişi borçlu kılmaz.’ denildiğini, düzenlenen faturaya itiraz edilmemesi itiraz etmeyen tarafı fatura münderacatındaki mal veya hizmetin eksik yapıldığını ya da teslim edildiğini ispat yükü altına sokar şeklinde görüş bildirildiğini, bilirkişi raporundaki bu tespite bir diyecekleri olmadığını, zira cevap dilekçelerinde aynı hususa değinmiş bulunduklarını, müvekkili tarafından fatura konusu mallar tam ve sağlam şekilde teslim alınmadığını, faturanın müvekkilinin ticari defterlerine işlenmesi davacı yararına işin tam ve eksiksiz yapılarak teslim edildiği yapıldığı yönünde karine teşkil etmediğini, anılan fatura, davacının işi müvekkile eksiksiz ve gereği gibi teslim ettiğinin bir delili olarak kabul edilemediğini, fatura konusu dirseklerin 2 tanesi dışında diğerleri tamamen bozuk şekilde üretildiğini, bu mallar ayıplı olduğunu ve müvekkili şirkete ait iş yerinde bekletildiğini, açıklanan nedenle bilirkişi raporunda davacı tarafın 10.615,28 TL. tarafımızdan alacaklı olduğu yönündeki değerlendirmeye itiraz ettiklerini, Haksız ve mesnetsiz davanın reddine, Kötü niyetli davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava; İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Konya . İcra Müdürlüğü … E sayılı 1 adet faturadan kaynaklı takipte davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı davalının takibe yaptığı itirazın haklı olup olmadığı itirazının iptalinin gerekip gerekmediği hususları olduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan açık kanun hükmü uyarınca; uyuşmazlığın çözümü için mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine vereceği karar ile ticari defterlerin ibrazını isteyebilir ve ticari defterleri delil olarak inceleyebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 2. Fıkrasındaki “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulma, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olma ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasıdır.” hükmüne uygun olmaları aranmaktadır. Genel hukuk kuralları dâhilinde bir kimsenin kendi düzenlemiş olduğu belgenin kendi lehine delil sayılması mümkün değildir.
Görüldüğü üzere ticari defterlerin sahibi lehine delil sayılması istisnai bir haldir. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için bir takım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların neler olduğu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” başlıklı 222. maddesinin 3. Fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile somut dava dosyamızda HMK 222. Maddenin 3 fıkrasında belirtilen hususlardan ” ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünün uygulama alanı bulacağı açıktır.
Yukarıda belirtilen nedenler ve açıklayıcı, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ve diğer delil ve belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kabulü ile; dosyaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile; takibin 10.615,28 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 10.615,28 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 2.123,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davasının KABULÜ İLE;
Dosyaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 10.615,28 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz (Adi Kanuni Faiz) ÜZERİNDEN DEVAMINA,
2-Alacak likit olduğundan; hüküm altına alınan 10.615,28 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 2.123,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 725,13 TL karar harcından peşin olarak alınan 128,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 596,92‬ TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 vekalet harcı, 128,21 TL peşin harç toplamı 196,01‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 48,50 TL posta tebligat gideri toplam 798,50 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/04/2022

Katip Hakim