Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/350 E. 2021/461 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI : HASIMSIZ

DAVA : Ayni Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacının ayni sermaye değerinin tespiti talebini içeren dava dilekçesi, HMK Yönetmeliğinin 10-15. maddeleri uyarınca mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;

-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-

Davacı dava dilekçesi ile özetle; Konya Ticaret Sicili Müdürlüğünde kayıtlı … Pastanesi – … unvanlı işletmenin bilançosunun aktif ve pasifiyle birlikte kurulacak olan şirkete ayni sermaye olarak hissedar olmak istediğini, ayni sermaye olarak şirkete iştirak edeceğinden bilirkişi marifetiyle işletmesinin değerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; ayni sermaye değerinin tespiti davasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ticaret şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcunun konusu” başlıklı 127. maddesi; “(1)Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak; a)Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, b)Fikrî mülkiyet hakları, c)Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz, d)Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, e)Kişisel emek, f)Ticari itibar, g)Ticari işletmeler, h)Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, i)Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, j)Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer, konabilir. (2)Kanunun 307 nci maddesinin ikinci, 342 nci maddesinin birinci ve 581 inci maddesinin birinci fıkra hükümleri saklıdır.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ticaret şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcunun genel olarak hükmü” başlıklı 128. maddesi; “(1)Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur. (2)Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur. Özel sicile yapılan kayıt iyiniyeti kaldırır. (3)Sermaye olarak taşınmaz mülkiyeti veya taşınmaz üzerinde var olan veya kurulacak olan ayni bir hakkın konulması borcunu içeren şirket sözleşmesi hükümleri, resmî şekil aranmaksızın geçerlidir. (4)Paradan başka ekonomik bir değer veya bir taşınırın sermaye olarak konulmasının borçlanılması hâlinde şirket, tüzel kişilik kazandığı andan itibaren bunlar üzerinde malik sıfatıyla doğrudan tasarruf edebilir. (5)Taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil gereklidir. (6)Mülkiyet ve diğer ayni hakların tapu siciline tescili istemi ile diğer sicillere yapılacak tescillerle ilgili bildirimler, ticaret sicili müdürü tarafından, ilgili sicile resen ve hemen yapılır. Şirketin tek taraflı istemde bulunabilme hakkı saklıdır. (7)Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır. Şahıs şirketlerinde bu davayı ortaklar da açabilir. (8)Ortaklarca, sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların korunması için, kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir istenebilir. Tedbir üzerine açılacak davalar için, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda öngörülen süre ancak şirketin tescil ve ilanı tarihinden itibaren işlemeye başlar.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ticaret şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcu ile ilgili karineler” başlıklı 131. maddesi; “(1)Sermaye olarak konulan ayınlara, bilirkişi tarafından biçilecek değerler, ilgililerce kabul edilmiş sayılır. (2)Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, sermaye olarak konan ayınların mülkiyeti şirkete ait ve haklar şirkete devredilmiş olur. (3)Hizmet karşılığı olarak verilecek ücretin kısmen veya tamamen kâra iştirak suretiyle ifası kararlaştırıldığı takdirde bu kayıt çalışanlara ortak sıfatını vermez.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun limited şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye, ayni devralmalar ve özel menfaatler” başlıklı 578. maddesi; “(1)Ayni sermaye, ayınların veya işletmelerin devralınması ve özel menfaatler hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342. maddesi; “(1)Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz. (2)128 inci madde hükmü saklıdır.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “değer biçme” başlıklı 343. maddesi; “(1)Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.” hükmünü amirdir.
Davacı tarafından verilen dava dilekçesi ile, yeni kurulacak bir limited şirkete ayni sermayeli olarak iştirak olmak istenildiğinden bahisle mevcudundaki öz sermayesinin tespiti talep edildiğinden, davacıya üzerine kayıtlı taşınmaz ve araç kayıtlarını bildirmek üzere süre verilmiş, bildirilen kayıtlar uyap sisteminden çıkartılarak dosyamız içine alınmıştır.
Davacının talebi doğrultusunda öz sermayesinin tespiti için mahallinde bir serbest muhasebeci ve mali müşavir bilirkişi, bir makine mühendisi bilirkişi, bir gıda mühendisi bilirkişi, bir fen ve kadastro bilirkişi ile bir gayrimenkul değerlendirme uzmanı bilirkişi refakatinde 25/08/2021 tarihinde keşif yapılmıştır.
Bilirkişilerce düzenlenen 15/11/2021 tarihli heyet raporunda; davacı adına kayıtlı ve üzerinde … Pastanesi adlı işyerinde bulunduğu toplam 4 adet taşınmaz üzerinde ipotek olduğu ve yine davacı adına kayıtlı 2 adet taşıt üzerinde 3. kişiler lehine rehin tesis edildiği, bu haliyle davacının aktiflerinden pasiflerinin mahsubuyla davacının öz sermayesinin 31.953.141,54 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından verilen 26/11/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı adına kayıtlı bir kısım taşınmazlar üzerinde ipotek ve bir kısım araçları üzerinde rehin tesis edilmekle bu haliyle TTK’nun 342. ve 343. maddesindeki yasal koşulların olmadığı kanaatine verildiğinden davacının davasının reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ REDDİNE.
Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa davacının yatırdığı avanstan artanının talep halinde davacıya iadesine.
İşbu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılabileceği hususlarının davacı tarafa tebliğine.
İşbu gerekçeli kararın 02/12/2021 tarihinde yazıldığına.
Dair TTK nun 343. maddesi gereğince kesin olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 01/12/2021

Başkan Üye Üye Katip