Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/347 E. 2023/190 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 28/12/2018 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin istinaf kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine KONYA Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 12/03/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile HMK nun 353. Maddesi gereğince esası incelemeden kararımızın kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkememize gönderilmesine kesin olarak verilmesi üzerine mahkememize gelen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin Konya Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren makine üretim ve pazarlama şirketi olduğunu, müvekkili şirkete Konya . Sulh Ceza Mahkemesinin … D.İş sayılı kararı ile TMSF’nin kayyum olarak atandığını, Resmi Gazete’nin 01.09.2016 tarihli ve 29818 sayılı 2. mükerrer nüshasında yayımlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 19 uncu maddesinde kayyımlık yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devri düzenlendiğini, Kanun Hükmünde Kararname’nin 19 uncu maddesinin birinci fıkrasında; “maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK madde 133 uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna, ikinci fıkrasında ise; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK madde 133 uyarınca şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararname’nin 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun atanacağı ” ifade edildiğini, yine aynı Kararname’nin 20 uncu maddesi de; “(1)19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkiler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde Fon haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır. Bu madde kapsamında Fon tarafından atanan veya görevlendirilenler, 5411 sayılı Kanunun 127 nci maddesi hükümlerinden yararlanır. Şirketlerin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere Fon Kurulu tarafından görevlendirilen tasfiye komisyonu, adli işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahiptir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da bunların varlıklarının bu madde kapsamında satışından elde edilecek tutarlar yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir hesapta nemalandırılır.” hükmünü amir bulunduğunu, Davacı … Ticaret A.Ş.’ye TMSF’ nun kayyım olarak atandığını, bu kayyımluğun 26.09.2016 tarihinde Ticaret Sicil’e tescil edilmiş ve 06.10.2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan olunduğunu, ilgili şirketin tüm dava ve icra işlerini takip etmek üzere, kayyım olarak atanan TMSF’nin görevlendirdiğini yeni yönetim kurulu tarafından verilmiş vekâletnameyi dava dilekçesi ekinde ibraz ettiğini, taraflar arasında ticari satımdan kaynaklanan alacak/borç ilişkisi olduğunu, müvekkilince davaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini, davalı yanın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, şuan müvekkili şirketin yönetiminin kayyımlar tarafından sağlandığını, müvekkili şirketin yaşanmış olan yönetim değişikliği nedeniyle alacaklarını tahsil edemediğini, bu nedenlerle müvekkili şirketçe tahsil edilememiş ve dava sonucu tespit edilecek olan yabancı para alacağının fiili ödeme günüdeki kur üzerinden hesaplanarak dava konusu 301.474,00 USD alacağının fatura tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dava tarihi itibariyle işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya tercüme edilmiş dava dilekçesi ve eklerinin Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü kanalı ile gönderildiği, ancak Erbil Başkonsolosluğunun 14/05/2019 tarih … sayılı cevabi yazısında belirtildiği üzere adres yetersizliği nedeniyle davetiyenin tebliğ edilemediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 28/12/2018 tarihinde verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararımıza karşı; Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 12/03/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında; “Dosyanın yapılan incelenmesinde; davalı …’a usulüne uygun karar ve istinaf dilekçesinin tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Dava dosyası incelendiğinde; davalı ile davacı şirket arasında aracılık yapan şirketten davalının adresi sorulup araştırılmadan HMK’nın 119/2. maddesine dayanılarak davalın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından; davacının istinaf talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip davanın esasına ilişkin deliller toplandıktan sonra duruma göre karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilerek sözü geçen kararımız davacı yararına kaldırılmıştır.
Kaldırma kararından sonra mahkememizce davalı şirketin adresinin tespiti amacıyla Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ ne, Erbil Başkonsolosluğu’ na müzekkereler yazılmış olup sözü geçen yerlerden davalı şirketin adresinin tespit edilmediğine ilişkin gelen yazı cevapları incelenerek dosyamız arasına konulmuştur.
Davacı vekilince 18/11/2021 tarihinde mahkememize bildirilen davalı şirket adresine Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığı ile yurt dışı tebligat yapılmış olup yapılan tebligatın muhatabın net bir şekilde adresinin belirlenememesi nedeniyle yapılamadığı mahkememize bildirilmiştir.
Bunun üzerine mahkememizce davacı vekiline davalı şirketin tebligata yarar adresini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize bildirmesi aksi takdirde HMK 119/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar edilmiş olup sözü geçen tebligat davacı vekiline 16/04/2023 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacı vekilince kesin süre içerisinde adres bildirilmemiş davacı vekili kesin süreden sonra 26/04/2023 tarihinde dilekçe sunduğu anlaşılmıştır.
HMK nun Dava Dilekçesinin İçeriği başlıklı 119. maddesi; “(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası. (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” hükmünü amirdir.
Yukarıdaki kanun hükmü gereğince davacı vekiline davalının tebligata yarar açık adresini bildirmesi için 1 haftalık kesin süre verilerek, kesin sürenin sonuçları meşruhatlı davetiyede açık olarak gösterilmesine rağmen, davacı vekilince kesin süre içinde davalı şirketin adresi mahkememize bildirilmemiş olduğundan açılan iş bu davanın HMK’nun 119/2. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının HMK’nun 119/2. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA
Alacaklı kanunen harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa davacının yatırdığı avanstan artanının talep halinde davacıya iadesine.
İşbu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından varsa gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılabileceği hususlarının taraflara tebliğine.
İşbu gerekçeli kararın 09/05/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 26/04/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …