Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/329 E. 2022/690 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; 2020 yılının Mart ayında COVİD-19 hastalığının küresel salgın hale gelmesinden hemen sonra 200.000 adet 3 katlı maskenin 92.000 EURO karşılığında müvekkili şirkete satımı ve teslimi konusunda davalı şirket ile anlaştıklarını, anlaşma gereğince ödeme tarihinden itibaren en geç bir hafta içerisinde maskelerin müvekkiline teslim edileceğini, müvekkilinin yapacağı ödemenin davalının ihraç için gerekli izinleri alınması şartına bağlı olarak sözlü olarak anlaşıldığını, davalının gerekli izinlerin alındığı hususunda müvekkili şirketi aldatması sonucunda müvekkiline kesilen proforma faturanın akabinde müvekkilinin 92.000,00 EURO yu davalıya ödendiğini, davalı tarafın kendilerine yapılan ödemenin 91.950,00 EURO olduğunu kabul ettiklerini, davalı tarafın proforma faturanın kesildiği tarih olan 16/03/2020 tarihinden sonra 18/03/2020 tarihinde ihraç izni için Sağlık Bakanlığına müracaat ettiğini, Sağlık Bakanlığının davalı tarafın müracaatını 05/04/2020 tarihinde reddettiğini, davalı tarafın maskelerin ihracı için izin dahi almamışken ödemeyi müvekkilinden tahsil ettiğini, dünyadaki maske ihtiyacından dolayı satılan malın bedelinin yüksek belirlendiğini, davalı tarafından sözleşmeye aykırı davranılmasından sonra maskelerin müvekkili şirkete Çin’ den tedarik edileceği konusunda güvendirilmiş olmasına rağmen bu tercihten de bir netice alınamadığını, müvekkilinin sözleşmeyi feshetmemesi için Çin firması tarafından davalı şirket adına düzenlenen 38.000,00 EURO bedelli 200.000 adet maske faturasının müvekkiline davalı tarafından gönderilmesine ve müvekkilinin uzun süre beklemesine rağmen maskelerin teslim edilmemesi üzerine müvekkilinin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini ve ödediği tutarın tarafına iade edilmesini talep ettiğini, müvekkilinin satım sözleşmesinden dönmesinden sonra maskelerin 176.000 adeti 08/05/2020 tarihinde, 24.000 adedi ise 16/05/2020 tarihide İtalya gümrüğüne ulaştığını, bir yılı aşkın süredir sözü geçen maskelerin Milano gümrüğünde beklediğini, gümrükte bekleyen maskelerin Avrupa Birliğinde geçerli olan CE belgesine sahip olmadığını, maskelere CE belgesi veren ECM firmasının AB için CE belgesi düzenleme yetkisinin bulunmadığını, İtalya hükümetinin 08/05/2020 tarihinden önce Çin’ den gelen bütün maskelere CE belgesi zorunluluğu ile ithalat yasağı getirdiğini, hile yoluyla müvekkilinden tahsil edilen bedelin müvekkiline iade edilmediği gibi davalı şirket tarafından müvekkiline 22/04/2020 tarihinde 70.000,00 EURO bedelli fatura tanzim edildiğini, müvekkilinin sözü geçen faturayı kabul etmediğini, davalı şirketin proforma fatura ile fatura arasındaki 22.000,00 EURO luk kısmı dahi müvekkiline iade etmediğini, gümrükte bekleyen maskelerin gümrükten çekilmediği takdirde İtalya Gümrüğü tarafından imha edileceğinin bilgisinin 28/04/2021 tarihinde davalı şirkete iletildiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı tarafa ödenen 92.000,00 EURO nun devlet bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
{}DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davacının MÖHUK 48. madde gereğince teminat göstermek zorunda olduğunu, bu nedenle dava değerinin en az %15 oranında teminat yatırması için kesin mehil verilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı firma arasında 16/03/2020 tarihinde FCA teslim şekline tabi olarak 200.000 adet yüz maskesi için 92.000 EURO üzerinden anlaşma yapıldığını ve bu anlaşmaya istinaden davacı firma tarafından müvekkiline 25/03/2020 tarihinde 91.950,00 EURO ödeme yapıldığını, FCA’ nın uluslararası ticarette satıcının ülkesinde teslim yeri belirterek taşımacıya teslim anlamına geldiğini, bu tür ticarette ihracat formaliteleri ve belirlenen yere kadar olan yurt için nakliye masraflarının satıcıya ait olduğunu, Incoterms 2020’ye göre satıcı belirlenen yerde, mutabık kalınan tarihte veya mutabık kalınan süre içerisinde alıcı tarafından bildirilen zamanda veya böyle bir zaman bildirilmemişse mutabık kalınan süre bitiminde alıcının atadığı nakliyeciye veya kişiye ürünleri teslim etmesi gerektiğini veya bu şekilde teslim edilmiş ürünleri tedarik etmesi gerektiğini, belirlenen teslim yeri satıcının tesisi ise alıcının nakliye aracına ürünler yüklendiğinde, belirlenen teslim yerinin başka bir yer olması durumunda ürünlerin satıcının aracı üzerinde boşaltmaya ve alıcının atadığı nakliyecinin veya kişinin alımına hazır edildiğinde satıcının teslim yükümlülüğünü yerine getirmiş kabul edildiğini, davacının delil olarak sunduğu proforma şartları gereği ödeme sonrası 7 gün içerisinde sevkiyatın yapılması kararlaştırıldığını, müvekkilinin sahip olduğu CE belgelerinin davacıya gönderildiğini, 16/03/2020 tarihinde proformanın taraflarca imzalandığını, müvekkilinin 18/03/2020 tarihinde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna ihracat izni için müracaatta bulunduğunu, 25/03/2020 tarihinde ise davacı tarafından müvekkiline sözü geçen bedelin gönderildiğini, 05/04/2020 tarihinde T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından ülkede artan pandemi nedeniyle maske, dezenfektan, eldiven, steril kıyafet vs. tüm ürünlerin ihracının yasaklandığını, bunun üzerine davacı firmanın anında bilgilendirilerek gönderime hazır olan ürünlerin videolarının delil olarak gönderildiğini, daha sonra Türkiye hazır olan ürünlerin ihracatının kısa sürede yapılamayacağının anlaşılması üzerine davacı firmanın talebi ve onayı doğrultusunda ürünlerin Çin’ den temini konusunda tarafların anlaştıklarını, Çin’ deki firmanın 01/04/2020 tarihinde proforma fatura düzenlendiğini, sözü geçen faturanın davacı tarafından onaylanması üzerine müvekkilinin sözü geçen firmaya 75.750 USD ödeme yapıldığını, ürünlerin gümrük işlemlerinin usulüne uygun olarak ürünlerin İtalya’ ya uçak kargosuyla gönderildiğini, davacının temsilcisinin imzasının bulunduğu proformanın incelendiğinde teslim şartının ne şekilde yapılacağının görüleceğini, müvekkilinin Çin firmasına ödediğini bedelin davacı tarafından müvekkiline ödenmediğini, Çin’ de üretilen maskelerin iki part halinde İtalya Gümrüğüne ulaştığı noktasında davacının kabul beyanın bulunduğunu, Çin’ deki üretici firmanın CE belgesinin üretimden önce davacının onayına sunulduğunu ve davacının sözü geçen belgeyi kabul ettiğini, ürünlerin İtalya Gümrüğüne ulaştığında İtalya Hükümetinin mevzuat değişikliğine gitmesinden dolayı ürünlerin davacıya teslim edilmediğini, bu nedenle de davacının sözü geçen ürünleri başka ülkelere pazarladığını, davacı tarafından müvekkiline gönderilen ihtarnameye müvekkilinin cevap verdiğini ve verilen cevabi ihtarnamede müvekkilinin Çin firmasına ödediği bedelin gönderilmesinin talep edildiğini, ayrıca müvekkilinin fabrikasında hazır olarak bekleyen maskelerinde ihracat yasağının bitmesi nedeniyle teslim alınmasının talep edildiğini, buna rağmen davacı tarafından müvekkiline ödeme yapılmadığı gibi fabrikada bulunan maskeler ile gümrükte bekleyen maskelerin teslim alınmadığını, müvekkilinin uhdesinde bekleyen ve davacı tarafından teslim alınmayan ürünlerin son kullanma tarihlerinin yaklaşması üzerine Marmaris’ te çıkan orman yangınlarında sivil toplum örgütlerinin kullanması için müvekkili tarafından hibe edildiğini, müvekkilinin davacıya ürünlerin teslimi konusundaki gecikmenin mücbir sebep nedeniyle yaşandığını, sonuç olarak Türkiye’ de teslime hazır olan maskelerin müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerle zamanında teslim edilemediğini, davacının sözleşmeden dönmediğini aksine sözleşmeyi ayakta tutarak Türkiye’ deki siparişlerinin baki kalması kaydıyla 3. Bir ülkeden ürün temini konusunda müvekkili ile yeni bir anlaşma yaptığını, anlaşma gereklerini müvekkiline yerine getirmesine rağmen davacının ürünleri teslim almadığı gibi müvekkilinin üçüncü kişiye ödediği bedeli de müvekkiline vermediğinden bahisle müvekkilinin alacak davası açma hakkı saklı kalmak üzere davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesinin feshi sebebiyle açılan alacak davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerince dosyaya sunulan diğer dilekçe ve belgeler, Ticaret Sicil Kayıtları proforma fatura örneği, tarafların birbirlerine gönderdikleri ihtarname ve cevabi ihtarname örneği, davalının elinde bulunan maskeleri bağışladığına ilişkin belge örneği, taraflar arasında düzenlenen belge örnekleri, davacının davalıya ödeme yaptığına ilişkin belge örneği, mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu örneği ile yine mahkememizce talimat yazılmak suretiyle temin edilen bilirkişi kurulu raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalı aleyhine açılan bu davada taraflar arasında yapılan maske alım satım sözleşmesi gereğince davalının edimini yerine getirmediği ileri sürülerek, davacı tarafça davalıya ödenen 92.000,00 EURO’nun devlet bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduata ödediği en yüksek faizi ile davalıdan tahsili talep edilmiş olup; davalı vekilince ilk olarak MÖHUK 48. maddesi gereğince teminata ilişkin dava şartı yokluğundan davanın reddi talep edilmiş ise de; Türkiye Devleti ve İtalya Devleti arasında 1954 tarihli Lahey Sözleşmesi gereğince karşılıklılık antlaşması bulunduğundan MÖHUK 48. maddesi kapsamında teminat alınması zorunluluğu bulunmadığından bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Esastan yapılan değerlendirmede; esasen taraflar arasında maske alım satımına ilişkin tarihi belli olmayan şifahi bir anlaşma yapıldığı, bu anlaşma gereğince davalı şirket tarafından davacıya 16.03.2020 tarihli proforma fatura düzenlendiği, davacı tarafça bu fatura bedelinin davalıya 23.03.2020 tarihinde ödenerek, 25.03.2020 tarihinde davalının banka hesabına 91.950,00 USD’nin geçti ve davalı tarafça davaya konu maskelerin davacıya teslim edilemediği hususlarında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık TBK hükümleri gereğince davalının temerrüde düşmesinde, davalıya yüklenecek herhangi bir kusurun bulunup bulunmadığı, borçlunun giderim sorumluluğunun kapsamı, taraflar arasında 2. bir sözleşmenin yapılmasından dolayı 1. sözleşmenin hali hazırda ayakta olup olmadığı, ifa imkansızlığı ve mücbir sebep koşullarının bulunup bulunmadığı ve neticeten davacının sözleşmenin feshi nedeniyle 1. sözleşme gereğince ödediği bedelin iadesini talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
TBK 112. maddesinde borçlunun temerrüdü düzenlenmiş olup; borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını giderim yükümlülüğü altındadır.
Somut uyuşmazlıkta davalı vekilince, ilk anlaşmanın ifa edilmemesinde müvekkiline atfı kabil bir kusurun olmadığı, müvekkilinin anlaşma gereğince davaya konu edilen maskelerin üretimini yapıp, teslime hazır hale getirmesine rağmen T.C. Sağlık Bakanlığının 05.04.2020 tarihli ihracata getirdiği sınırlamalar nedeniyle sözleşmeye konu malların davalıya teslim edilemediği, bu konuda müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığı, mücbir sebepten dolayı teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediği ileri sürülmüş ise de; davalı tarafça bu koşullarda sözleşmeyi haklı nedenlere dayanarak feshetme hakkı mevcuttur. Davacı tarafça 05.05.2020 tarihinde sözleşmenin feshedilerek, ödemenin iadesi talep edildiği anlaşılmıştır.
Borçlar Kanunu 136.maddesi gereğince somut uyuşmazlıkta davalıdan kaynaklanmayan ifa imkansızlığı mevcut olup; bu durumda karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkansızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geri vermekle yükümlüdür.
Her ne kadar davalı tarafça taraflar arasında iyi niyet kuralları çerçevesinde davacının zararının giderimine yönelik 2. bir anlaşma yapıldığı ve bu anlaşma uyarınca davalının Çin’den temin ettiği maskeleri İtalya/Milano Gümrüğüne ulaştırdığı, bu suretle FOB teslim nedeniyle davalının gümrük işlemlerini bitirdikten sonra hiç bir sorumluluğunun kalmadığı ileri sürülerek, 2. sözleşmenin ifası sırasında 1. sözleşme hükümlerinin halen ayakta olduğu, 2. sözleşmedeki edimin yerine getirilmekle davacının 1. sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunda tamamlandığı ileri sürülmüş ise de; mahkememizce taraflar arasındaki 01.04.2020 tarihli proforma faturasına konu alışverişin 1. sözleşmeden farklı ve yeni bir sözleşme olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle dosyada toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; ifa imkansızlığı nedeniyle temerrüde düşen davalı borçlunun TBK 136/2. maddesi gereğince ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre peşinat olarak aldığı 91.950 EUDO’yu iadesiyle mükellef olduğu, davalının bu davada takas talebi olmadığından 01.04.2020 tarihli proforma faturasından kaynaklı talepleri yönünden dava açma muhtariyeti olduğu kanaatine varıldığından, davacının davasının kısmen kabulü ile davacı hesabına geçen 91.950,00 EURO’nun dava tarihinden itibaren 3095 S.K.’nun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının EURO ile açılmış mevduata ödediği en yüksek faizi ile davalıdan tahsiline ve davacıya verilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ DAVASININ KISMEN KABÜLÜ İLE; 91.950 Euro’nun dava tarihinden işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının Euro ile açılmış bir mevduatına ödediği en yüksek döviz faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
2-Fazlaya ilişkin reddine.
3-Davalı tarafın takas mahsup talepleri konusunda dava açma hakkının saklı tutulmasına.
Alınması gereken 121.515,50 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 15.746,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 105.769,47 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2021 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL davanın kabul/talep oranı olan %99,01 oranına isabet eden 1.306,93 TL arabulucuk giderinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince davalıdan davanın red/talep oranı olan %0,99 oranına isabet eden 13,07 TL arabulucuk giderinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 59,30 TL başvuru harcı, 15.746,03 TL peşin karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 15.805,33 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Davacının yaptığı 221,40 TL taraf davetiye ve posta gideri, 7.500,00 TL temin edilen bilirkişi rapor ücreti giderinden ibaret toplam 7.721,40 TL yargılama giderinden davanın kabul/talep oranı olan %99,01 oranına isabet eden 7.644,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı 78,60 TL posta gideri ile 500,00 TL bilirkişi ücreti giderinden ibaret toplam 578,60 TL yargılama giderinden davanın red/talep oranı olan %0,99 oranına isabet eden 5,73 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalının fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 187.944,15 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davanın kabul/talep oranı olan %99,01 oranına isabet eden kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 12/12/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …