Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/306 E. 2022/493 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı …nin bilişim alanında hizmet veren bir kuruluş olduğunu, davalı şirketin %35 hissesinin Konya . Noterliğinin 20/04/2019 tarih ve … yevmiye numaralı hisse senedi devir senedi ile müvekkili …’a devredildiğini, bu devirin pay defterine işlenmesine dair ortaklar kurulu kararının Konya . Noterliğinin 20/04/2019 tarih ve … yevmiye numarası ile de noterlikçe onaylandığını, buna rağmen müvekkillinin halen şirkette ortak olarak gözükmediğini, şirket müdürü olan ve hisse devrini yapan davalı …’ın hisse devrine ilişkin keyfiyeti hem şirket ortağı hem de şirket müdürü sıfatı ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirmediğini, şirketi halen tek ortaklı bir şirket gibi yönetmeye devam ettiğini ve şirketin usulsüz bir şekilde 16/03/2021 tarihinde tasfiye sürecine girdiğini, müvekkilinin şirket üzerindeki haklarının gasp edildiğini, davalı … şirkete tek başına hakim olduğundan şirketin tüm kayıt ve belgelerinde değiştirme ve oynama ihtimali olduğunu, bu nedenlerle şirketin evraklarının korunması ve zararın daha da büyümemesi için davalı şirkete kayyum atanmasına, ayrıca şirketin tasfiye sürecine girdiğinden tasfiyenin devam etmesinin şirket açısından geri dönüşü olmayan hukuki nitelik değişikliği yaratacağından tedbiren tasfiyenin durdurulmasına, davalı …’ ın müvekkiline noterden hisse devri yaptığının tespitine, tespit ile birlikte devrin pay defterine işlenip işlenmediğinin de tespit edilmesine, pay defterine devrin işlenmemiş olması halinde işlenmesinin ve ticaret sicilde ilan edilmesini sağlanmasına, mahkeme masrafı ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin genel kurul kararının 16/03/2021 tarih ve 10288 sayılı resmi gazetede yayımlanan ilanla tasfiyeye girdiğini, şirkete yapılacak tebligatların tasfiye memuruna yapılması gerektiğini, eldeki dava konusunun zaman aşımına uğradığını, bu nedenle zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacının hisse devir belgesini şirkete sunmadığını, bu konu ile ilgili gündem maddesiyle genel kurulun toplanmadığını, alınmış her hangi bir genel kurul kararı olmadığını, davacının iddialarının doğru olduğu kabul edilse dahi müvekkilinin davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, bu nedenle davanın müvekkili şirket açısından dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan genel kurul kararının bulunmadığını, …’ın böyle bir genel kurul kararına imza atmadığını, … adına atılan imzanın sahte olduğunu, açıklanan nedenlerle şirkete pay devri konusunda yapılmış bir bildirimin bulunmaması nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, pay devrine ilişkin bir genel kurul kararı bulunmadığından ticaret sicile tescil ve ilanın yapılamayacağını, davacının davasında kötü niyetli olduğunu, bu davayı açmasında hukuki bir yararının bulunmadığını, taraflar arasında yapılan pay devri sözleşmesinin teminat amaçlı yapıldığını, devirden itibaren geçen iki yıllık süre içerisinde davacının her hangi bir talepte bulunmayıp bugün bu davayı açmasının kötü niyetli olduğunun kanıtı olduğunu, tasfiye halinde olan bir şirketin tasfiye sürecinin durdurulması yönünde tedbir kararının verilemeyeceğini, tasfiyenin durdurulmasında hukuki bir yararın bulunmadığını, mahkeme aksi kanaatte olursa davacının teminat göstermesi gerektiğini, müvekkili şirketin öz kaynak rakamının 704.294,01 TL olduğunu, müvekkili şirkete kayyım atanabilmesi için davacının davasını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini, kayyım atanma koşullarının gerçekleşmediğinden bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … beyan dilekçesi ile özetle; davacı ile aralarında yapılan hisse devir sözleşmesinin teminat amaçlı yapıldığını, sözleşme yapıldığında davalı şirketin bilgisayar yazılımı ve bilişim alanında faaliyet gösterdiğini, şirketin tamamının kendisine ait olduğunu, şirketin 09/03/2021 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, davacının ortak olma gibi bir iradesinin bulunmadığını, taahhüt edilen işin sözleşmede öngörülen sürede davacı tarafından yerine getirilmediğini, davacı tarafından sunulan 20/04/2019 tarihli genel kurul kararı formundaki imzanın kendisine ait olmadığını, sözü geçen tarihte her hangi bir toplantı yapılmadığını, davacı tarafın şirkete olan sorumluluğunu yerine getirmediğinden dolayı şirketin edeceği kardan mahrum kaldığı gibi 80.000,00 EURO tutarında cezai şart ödemesi yapılması gerektiğine ilişkin dava dışı şirketten ihtar geldiğini, şirketin bu borcu ödemeyeceği için tasfiye sürecine girdiğini, davacı tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirdiğini gösteren her hangi bir belge sunmadığından bahisle haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; davalı limited şirketin bir kısım hissesinin davalı … tarafından davacıya devredilip devrilmediğine ilişkin tespit davası ile pay defterine işlenmesine ilişkin davadır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, ortaklar kurulu kararı örneği, ticaret sicil müdürlüğünden gelen cevabi yazı ve ekleri, noterlikçe düzenlenmiş limited şirket pay devri sözleşmesi örneği, ihtarname örneği, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden gelen cevabi yazı örneği, noterliklerden gelen cevabi yazı örnekleri ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
6762 Sayılı TTK’nun 520.maddesi ”Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartiyle hüküm ifade eder. Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması şarttır. Ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye ayın ise, payını şirketin kuruluşunu takip eden üç yıl içinde başkasına devredemez. Şirket mukavelesi payların devrini yasak edebileceği gibi yukarıki fıkralarda derpiş edilenlerden daha ağır şartlara da bağlı tutabilir. Payın devri veya devir vadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi, hüküm ifade etmez. 2. Miras, karı koca mallarının idaresi:” hükmüne amirdir.
6102 Sayılı TTK’nun 595.maddesi ”(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. (3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. (4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. (6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” hükmüne amirdir.
6100 Sayılı HMK’nun 190.maddesi ”(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
” hükmünü amirdir.
4721 Sayılı TMK’nun 6. maddesi ”Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince, davalılar aleyhine açılan bu davada: davacı ile davalı şirket ortağı … arasında Konya . Noterliğinin 20/04/2019 tarih ve … yevmiye nolu hisse devri sözleşmesi ile davalı şirketin 10.000,00 TL nominal değerli 35 payının 3.500,00 TL bedel karşılığı davacıya devredildiği, bu devrin 20/04/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile kabul edildiği, ancak, hisse devrinin davalı şirketin pay defterine işlenmediği ve Ticaret Sicilinde ilan edilmediği ileri sürülerek, pay devrinin tespiti, devrin ortaklar pay defterine tescili ve ilanı talep edilmiş olup; davalı şirket vekilince öncelikle husumet ve zaman aşımı itirazlarında bulunulduğu, esastan da her iki davalı vekillerince pay devrine ilişkin ortaklar kurulu kararı alınmadığı, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ortaklar kurulu kararı altındaki imzanın davalı …’a ait olmadığı ileri sürülerek sahtecilik iddiasında bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin husumet itirazının değerlendirilmesinde; Davacı taraf pay devrinin tespiti ve pay devrinin şirket pay defterine kayıt edilmesini talep etmiş olup, 6762 Sayılı TTK’nun 520.maddesi gereğince bir payın devrinin şirket hakkında hüküm ifade edebilmesi için şirkete bildirimi ve şirket pay defterine kaydını gerekli kıldığından bu kapsamda davacının davalı şirketi hasım olarak göstermesinde hukuki yararı olduğu kanaatine varılarak davalı şirket vekilinin bu itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay . HD. 10/07/2007 tarih … E- … K.)
Davalı şirket vekilince zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de; B.K 147/4 maddesi gereğince davada 5 yıllık zaman aşımı süresi mevcut olduğundan bu itirazın da reddine karar vermek gerekmiştir.
Esastan yapılan değerlendirmede; Açılan bu davada gerek davalı şirket vekilince gerekse davalı … tarafından davacının dayandığı Konya . Noterliği tarafından tasdik edilen 20/04/2019 tarihli ortaklar kurulu kararının mevcut olmadığı, bu karar altındaki imzanın davalı …’ın eli ürünü olmadığı ileri sürülerek sahtecilik iddiasında bulunulduğu anlaşılmış olup; bu iddia yönünden ispat yükü HMK’nun 190 ve TMK’nun 6.maddeleri gereğince davalılara aittir.
Her ne kadar davalı şirket vekilince dosyaya aslı ibraz edilen davalı şirketin 2017 yılı Genel Kurul ve Toplantı ve Müzakere Defteri ile, 2021 yılı Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterlerinde davacı tarafın dayandığı Ortaklar Kurulu karanının bulunmadığını anlaşılmış ise de; Ticaret Sicil kayıtlarında davalı şirketin ticari şirket merkezi Mersin ili Mut ilçesinde iken 29/09/2018 yılı Genel Kurul kararı ile ticari şirket merkezini Konya iline naklettiği anlaşılmış ve Mut Noterliğinden gelen yazı cevabı ile Mut Noterliğinin 17/08/2017 tarih ve … -… -… yevmiye nolu işlemleri ile davalı şirketin karar Ortaklar Pay ve Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterlerinin açılış onaylarının yapıldığı ve bu anlamda dosya ibrazı yapılmayan davalı şirkete ait defterlerin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyada toplanan deliller ve yargılamada gelinen aşamada, sahtecilik iddiaları doğrultusunda ispat yükü kendisine düşen davalı tarafa Mut Noterliğince açılış onayı yapılan defterlerin asıllarını imza incelemesine esas olmak üzere ibrazı için kesin süre verilmiş, kesin süre içinde defter asılları ibraz edilmediğinden davalılarca ileri sürülen sahtecilik iddialarını ispatlayamadıklarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça dayanılan ve ibraz edilen deliller ve tüm dosya kapsamı ile davacı ve davalı … arasında davalı şirketin 35 hissenin devrine ilişkin noter devir işlemi ve bu işlemi tamamlayan Ortaklar Kurulu kararı alındığı ve geçerli bir hisse devir işlemi yapıldığı kanaatine varıldığından davacının davasının kabulüne, ancak 6102 Sayılı TTK’nun 595.maddesi gereğince limited şirkette payın devri için şirket ortaklar pay defterine tescil zorunluluğu bulunmadığından bu talebin ise reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay .HD’nin 15/01/2015 tarih … E- … K.sayılı ilamı)
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davacının davalı …’ ın davalı Tasfiye Halindeki … Limited Şirketi’ ndeki 35 paya karşılık 3.500,00 TL lik hissesini Konya . Noterliğinin 20/04/2019 tarih ve … yevmiye nolu hisse devri sözleşmesi ile davacı …’ a devir ettiğinin tespiti ile hisse devir işleminin Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne tescil ve ilanına.
2-TTK 595. maddesi gereğince payın devri için ortaklar pay defterini tescil şartı bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddine.
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Davacının yaptığı 747,60 TL tebligat ve posta giderinden ibaret yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
Davalıların yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ ve posta giderlerinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Dosyamız arasında varsa tüm evrak ve belgelerin karar kesinleştiğinde iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 06/10/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …