Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/297 E. 2021/479 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; …’in sürücüsü olduğu motosiklet ile yaya …’ye çarpması sonucu meydana gelene kaza nedeniyle … …’ye 14/06/2017 tarihinde 38.895,00 TL ödeme yapıldığını, akabinde ödenen tazminatın müvekkillerinden tahsili amacıyla … tarafından müvekkilleri aleyhine icra takibi yapıldığını, bu esnada yaptırılan bilirkişi incelemesine göre …’in meydana gelen kazada %30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, daha sonra … başvuru yaparak kusur oranında icra takibinden feragat etmelerini talep ettiklerini ancak bu taleplerinin olumsuz karşılandığını beyanla müvekkillerinin davalıya kusuru oranında borçlu bulunduğunun tespitine, müvekkillerinin sorumlu olmadığı kısım yönünden icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilinin 29/03/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, davacıların icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasını talep ettiğini, Menfi tespit davası 2004 sayılı İİK’nın 72’inci madddesine konu edildiğini, bu düzenlemenin ilgili kısmının ise maddenin üçüncü fıkrası hükmü olduğunu, bu madde hükmüne göre “icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez” bu nedenle davacılar vekilince kanuna aykırı olarak ileri sürülen talebin reddine karar verilmesini, delil tespiti yapılması talep edilen dilekçede usul yasamızda düzenlendiği üzere “aleyhine delil tespiti istenen kişinin ad, soyad ve adresi ” yer almalıdır (HMK madde 402/1), bu sebeple de davacı tarafça yapılan delil tespiti dilekçesinde müvekkili … aleyhine tespit istenen taraf da gösterilip adres bilgilerine yer verilmemesi ihtimalinde davacı tarafça esas hakkındaki bu davaya mesnet gösterilen delil tespitinin geçersiz olacağını davacı tarafça hukuka aykırı olarak yaptırılan delil tespitine konu haksız bilirkişi raporu ile trafik kaza tutanağının çelişkili olduğunu kazanın meydana gelmesinde davacıların asli ve tam kusurlu olduğunu, beyanla; davacıların %20 den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin müştereken ve müteselsilen davacılara yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/11/2019 tarih, … esas … Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Davaya konu edilen kazada tarafların kusur oranlarının tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığından aldırılan 22/04/2019 tarihli raporda davacı sürücü …’in %30, dava dışı yaya …’nin ise %70 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Ilgın İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, davaya konu kaza tespit tutanağı ve Ilgın Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası celp edilerek varsa tarafların sorumlu olduğu miktarların tespiti amacıyla dosyamız hesap bilirkişisine tevdi edilmiş ve tanzim edilen 24/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; … tarafında dava dışı …’ye ödenen 38.895,00 TL’nin 11.875,65 TL’sinden davacıların sorumlu olduğu bildirilmiştir.
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi … Talimat sayılı dosyası gereğince 20/08/2020 tarihinde alınan kusur raporunda yaya …’nin %70(yüzde yetmiş) oranında ASLİ KUSURLU olduğunu,… plakalı motosiklet sürücüsü …’in %30 (yüzde otuz) oranında TALİ KUSURLU olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce; Ilgın İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası dosyaları fiziken celp edilerek incelenmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; davalı … tarafından dava dışı 3. kişiye ödenen tazminatın sorumlulardan rücuu amacıyla başlatılan icra takibinde davacıların tazminatın tamamından sorumlu olmadıklarına yönelik menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/b maddesinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … oluşturulacağı;
… Yönetmeliğinin 9/b maddesi uyarınca, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar Güvence Hesabından talep edilebilir. Aynı yönetmeliğin “Rücû hakkının kullanılması” başlıklı 14. maddesinin 16.maddesi (a) bendi uyarınca da, hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle, zorunlu sigortasını yaptırmayan kişilere veya zarardan sorumlu kişilere davacının rücu hakkı vardır. Güvence Hesabının rücu edebileceği tazminat tutarı, sigortasız araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir.
Somut olayda, davalı … davacılar araç sürücüsünden / işleteninden açıklanan yasal hükümler çerçevesinde ödenen tazminatın rücu hakkı bulunmaktadır.
Mahkememizce kusur ön sorun değerlendirmesinde, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ in %30 oranında kusurlu olduğu, dava dışı yayanın ise %70 oranında kusurlu olduğu alınan raporlar ile belirlenmiştir.
Aktüerya/hesap incelemesi değerlendirmesinde, taraflar arasında ödenen tazminat miktarı ile ilgili ihtilaf olmadığı ve bu yönde de talep bulunmadığı anlaşılmakla dava dışı zarar gören yaya … yönünden Aktüerya/hesap incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir. Zira eldeki davada uyuşmazlık noktası ödenen tazminat miktarı olmayıp davacıların trafik kazasında kusurları oranında tazminattan sorumlu olduklarını iddia ederek % 100 üzerinden talep edilen rücu miktarınca borçlu olup olmadıkları noktasında toplanmıştır.
Yukarıda özetlenen bilirkişi raporları ve incelenen tüm dosya kapsamı neticesinde davacıların gerçekleşen trafik kazasında kusur oranının %30 olduğu anlaşılmakla; davalı … tarafından kazada zarar gören dava dışı yaya …’ ye ödenen tazminat miktarının ancak % 30′ luk kısmı kadar sorumlu oldukları ve davalı … ödenen bedelin %30’luk kısmını rücuen davacılardan talep edebileceği anlaşıldığından; davacılar … ve … ‘ nın Ilgın İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında dava dilekçesi ve taleple bağlı kalınarak 25.930,00 TL asıl alacak yönünden davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Kötüniyet Tazminatı talebi yönünden; İcra ve İflas Kanununun 72/4. maddesi, “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderacatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir.” hükmünü içermektedir.
İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davacı borçludadır. ”Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davacı, davalının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Bu nedenle davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davacılar … ve … ‘ nın Ilgın İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında dava dilekçesi ve taleple bağlı kalınarak 25.930,00 TL asıl alacak yönünden davalıya BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE,
2-Şartları oluşmayan tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.771,28 TL karar harcından peşin olarak alınan 442,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.328,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 vekalet harcı, 59,10 tedbir talebi harcı 442,82 TL peşin harç toplamı 543,02 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.700.00 TL bilirkişi ücreti, 1.632,75 TL posta tebligat ve dosya masrafı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2021

Katip Hakim