Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/279 E. 2022/623 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİH:
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket … Gıda yiyecek ve içecek sektöründe ham ürün satışı yaptığını, Borçlu … ise “… MAMÜLLERİ” isimli işletmenin sahibi olduğunu, taraflar arasında endüstriyel gıda satışı yapıldığını, borçlu müvekkili şirketleri ile Davalı … arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borçlar sebebiyle davalı/borçlu … hakkında müvekkiline olan borcu nedeniyle ilk olarak İzmir . İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası takibe geçildiğini akabinde yapılan yetki itirazı sebebiyle işbu takip Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esasını aldığını, ancak bu sefer de borçluya gönderilen ödeme emrine ve takibe haksız olarak itiraz edilmiş olduğundan iş bu itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği ticari defterlerinde de kayıtlı olan muhtelif tarih ve bedelli tarihlerden kaynaklanan faturalar ile sabit olan alacağı bulunmadığını, müvekkili bu ticari ilişkide üzerine düşen edimleri yerine getirmiş olup ekte sunulu faturalara rağmen borçlu ödemelerini eksik yaptığını, alacağın derhal ödenmesi için gönderilen faturalara rağmen davalı şirket tarafından müvekkili şirketin alacağının ödenmediği gibi faturalara itiraz da edilmediğini, bu nedenle iki tarafa borç yükleyen bu ticari ilişki gereği müvekkili şirket tarafından kendi ediminin zamanında yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı taraf bu edim karşılığını ifa etmediğinden davaya konu takip açılmış olup, ilk olarak yetkiye itiraz edilmiş akabinde yetkili yerde açılan takipte muaccel hale gelmiş olan alacağa bu sefer de takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, sayın mahkememizce müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi halinde müvekkili şirketin alacağının haklılığı ortaya çıkacağını, halinde ticari defter ve kayıtlarının yeri bildireceğini, davalı-borçlu borcu olduğunu bildiği halde, sadece icra takibini semeresiz bırakmak gayesiyle haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itirazda bulunarak takibin durdurulmasına sebep olduğunu, davalı-borçlunun itirazının haksız, kötü niyetli olması, arabuluculuk aşamasından sonra kısmi ödemede bulunması ve takibe konu alacağın likit olması hususları göz önünde bulundurularak borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini beyanla; Davanın kabulü ile, davalı-borçlunun yaptığı haksız itirazın iptaline ve Konya . İcra Müdürlüğü … e. sayılı takibin devamına, İtiraz haksız ve takibi semeresiz bırakmak maksadıyla yapıldığından alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Davacı taraf iddia edilen borç sebebi ile İzmir . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı müvekkili aleyhine takip başlattığını, yapılan yetki itirazı sonucu İzmir İcra Dairesi’nin yetkisizliğine karar verildiğini, akabinde davacı taraf yetkili icra dairesi olan Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile Genel Haciz Yolu takibi başlattığını, yapılan takibe dayanak belge olarak bir takım faturalar sunulmuşsa da işbu faturalar gerçeği yansıtmadığını, davalı müvekkili ile davacı taraf arasında daha önceden ticari ilişkiler oludğunu, ancak söz konusu faturalar herhangi bir alacaktan kaynaklanmamış olup taraflarınca anlaşılamadığını, davacının sunmuş olduğu “cari hesap” kendisi tarafından düzenlendiğini, zira davalı müvekkili ile davacı taraf arasında herhangi bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığını, TTK 89/2 de belirtildiği şekilde cari hesap sözleşmesi yazılı yapılmadıkça geçerli olmadığını, davacının sunmuş olduğu ve cari hesap tablosu olarak evrakta herhangi bir imza bulunmamasına karşın bu tabloyu kendisi tek taraflı şekilde düzenlediği kuşkusuz olduğunu, ayrıca davacının sunmuş olduğu faturalar da davacı tarafından tek taraflı düzenlendiğini, zira faturalarda herhangi bir imza bulunmadığını, Yargıtay’ın da belirttiği üzere faturalarda imza olmaması durumunda faturanın tek başına alacağın varlığına delil teşkil etmeyeceği başkaca herhangi bir delil ileri sürülmeden salt faturaya dayalı itirazın iptali isteminin kabul edilmesinin olanaksız olduğu ortada olduğunu beyanla; Davanın reddine, Haksız ve kötüniyetle yapılan takip sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalı müvekkile ödenmesi yönünde karar verilmesi ile, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, uyap sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Bilirkişi … İzimr . Asliye Ticaret Mahkemesi … Talimat sayılı dosyasına sunmuş olduğu 01/03/2022 tarihli raporunda;
Davacı şirketin defter kayıtlarından ve cari hesap muavin kayıtlarından anlaşıldığına göre, …’ın 2021 hesap dönemi sonu itibariyle 57.223,59 TL borcu olduğu görüldüğünün, dava dosyanın ekinde bilirkişiliğine tevdi edilen, davacı şirket tarafından sunulan cari hesap dökümü evrak ve defter kayıtlarını ibraz ettiği kayıtların birbiriyle uyuşmadığı üzerinde bir inceleme yapmadığını, yapılan incelemede ticari ilişkinin mevcudiyeti tespit edildiğini, bu durumun nedenleri aşağıdaki gibi olduğunu, davalı şirketin cari ilişkiden doğan borcuna karşılık 31.03.2021 vadeli … NL … çeki ile 110.000,00 TL ödeme yaptığını, yine 26.06.2021 vadeli … NL … çeki ile 145.854,00 TL lik ödeme yaptığı kayıtlarda gözüktüğünü, fatura karşılığı yapılan ödemelerin vadesinde davacı tarafından tahsil edilemediği çeklerin karşılıksız çıktığı ve … NL çekin Konya . İcra Dairesine davalı tarafından ödeme yapıldığı yine … NL çekin karşılıksız çıkması sonucu bedelinin İzmir . İcra Müdürlüğüne davalı tarafından odeme yapıldıgı taraflarınca tespit edildiğini, tespitlerde ticari ilişkiden kayanklı 57.223,59 TL olarak kalan bakiyenin ödemesine ait bir belge tespit edilemediğini, davacı şirket cari hesap ekstresi BaBs Formları e-defter beratları ve 1 adet çek tahsilatına ait makbuz ekte olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin 01/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı 24/03/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporu iddialarını doğrular nitelikte olup, aleyhe hususları kabul etmemek kaydıyla davalarının kabulünü talep ettiklerini, şöyle ki; öncelikle bilirkişi raporunda aleyhe hususları kabul etmemekle birlikte, ticari defterlerin incelenmesinde Sayın bilirkişice dosya içeriğine göre uzmanlık alanı dahilinde isabetli tespitler ile davalarının haklılığı ortaya çıkacağını, sayın mahkememizce atanan bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde, müvekkili şirketin takip çıkış miktarı ile aynı alacağı olduğu bilirkişi raporuyla sabit hale geldiğini ve müvekkili şirketin alacağının haklılığı ortaya çıktığını beyanla; haklı davanın kabulü ile, davalı-borçlunun yaptığı haksız itirazın iptaline ve Konya . İcra Müdürlüğü … e. sayılı takibin devamına, İtiraz haksız ve takibi semeresiz bırakmak maksadıyla yapıldığından alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 01/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı 18/03/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; 01/03/2022 tarihli bilirkişi raporundaki müvekkili aleyhine olan hususları kabul etmediklerini beyan etmiştir.
III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşbu dava; ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı sebebiyle başlatılan takipte, davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının takibe itirazında haklı olup olmadığı, icra takibine yapılan itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususları olduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan açık kanun hükmü uyarınca; uyuşmazlığın çözümü için mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine vereceği karar ile ticari defterlerin ibrazını isteyebilir ve ticari defterleri delil olarak inceleyebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 2. Fıkrasındaki “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulma, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olma ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasıdır.” hükmüne uygun olmaları aranmaktadır. Genel hukuk kuralları dâhilinde bir kimsenin kendi düzenlemiş olduğu belgenin kendi lehine delil sayılması mümkün değildir.
Görüldüğü üzere ticari defterlerin sahibi lehine delil sayılması istisnai bir haldir. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için bir takım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların neler olduğu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” başlıklı 222. maddesinin 3. Fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile somut dava dosyamızda HMK 222. Maddenin 3 fıkrasında belirtilen hususlardan ” ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünün uygulama alanı bulacağı açıktır.
Zira davalı vekilinin 17/12/2021 tarihli duruşma tutanağında kesin süre içinde ticari defter ve belgelerin bulunduğu yerin bildirilmesi için ara karar kurulmuş ama süresi içerisinde davalı ticari defterleri sunulmadığını, davalı vekili 21/06/2022 tarihli duruşma tutanağında beyanında müvekkili Ukrayna’da yurt dışında bulunduğundan ticari defterler yönünden inceleme yapılamadığını, bu hususta beyanda bulunmak ve müvekkilinin ticari defterlerinin bulunduğu yerin bildirilmesi ve inceleme yapılması için süre istediğini, mahkememizce iki haftalık kesin süre verildiğini ancak verilen kesin süre içerisinde müvekkilinin ticari defterlerinin bulunduğu yerin bildirmediği anlaşıldığından, Bu nedenle HMK 222/3. Madde hükmü gereğince usulüne uygun tutulmuş davacı ticari defterleri lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Her ne kadar talimat yoluyla alınan ve davacı ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporunda; davacı şirket tarafından sunulan cari hesap dökümü evrak ve defter kayıtlarını ibraz ettiği kayıtların birbiriyle uyuşmadığı bildirilse de bilirkişi tarafından yapılan incelemede ticari ilişkinin mevcudiyeti tespit edildiği, uyuşmazlık sebebinin davalının cari ilişkiden doğan borcuna karşılık 31.03.2021 vadeli … NL … çeki ile 110.000,00 TL ödeme yaptığınının kayıtlarda gözüktüğünü, yine 26.06.2021 vadeli … NL … çeki ile 145.854,00 TL lik ödeme yaptığı kayıtlarda gözüktüğünü, fatura karşılığı yapılan ödemelerin vadesinde davacı tarafından tahsil edilemediği, çeklerin karşılıksız çıktığı ve … NL çekin Konya . İcra Dairesine davalı tarafından ödeme yapıldığı yine … NL çekin karşılıksız çıkması sonucu bedelinin İzmir . İcra Müdürlüğüne davalı tarafından odeme yapıldıgı taraflarınca tespit edildiğini, tespitlerde ticari ilişkiden kaynaklı 57.223,59 TL olarak kalan bakiyenin ödemesine ait bir belge tespit edilemediği bildirildiğinden davacının davalıdan açık hesap ilişkisinden kaynaklı 57.223,59 TL alacaklı olduğu mahkememizce tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenler ve açıklayıcı, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ve diğer delil ve belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kabulü ile; dosyaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki İtirazın İptali ile; takibin 57.223,59 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 57.223,59 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 11.444,72 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davasının KABULÜ İLE;
Dosyaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki İTİRAZIN İPTALİ İLE; takibin 57.223,59 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 57.223,59 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 11.444,72 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.908,94 TL karar harcından peşin olarak alınan 977,24 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭2.931,7‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 vekalet harcı, 977,24 TL peşin harç, toplamı ‭1.045,04‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 500 TL bilirkişi ücreti, ‭179,85 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 679.85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2021 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/11/2022

Katip Hakim