Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/143 E. 2022/95 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
6-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
KAYYIM TAYİNİ
İSTENİLEN / DAVALI: 2-
VEKİLLERİ :
KAYYIM ADAYI :
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin davalı şirketin %50 ortağı olan muris … ‘ ın mirasçıları olduklarını, halefiyet ilkesi gereğince müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduklarını, davalı şirketin 1992 yılında TTK kapsamında eşit ortaklıkla kurulmuş bir şirket olduğunu, müvekkillerinin diğer şirket ortağının yönettiği şirket kayıtlarına ulaşamadıklarını, müvekkillerinin murisinin ölümünden 7 yıl geçmesine rağmen diğer şirket ortağının şirkette kar payı dağıtmadığını, ortaklar kurulu toplantısı yapmadığını, şirketin ekonomik olarak durumunun ne olduğunun bilinmediğini, hukuken ve fiilen bir yönetim boşluğunun var olduğunu, şirkette hali hazırda bir kilitlenmenin olduğunu bu nedenle kayyım atanmasının zaruri olduğunu, davalı şirketin taşınmazlarının satılarak dava dışı … A.Ş.’ nin ortağı olunduğunu veya kurulduğundan bahisle öncelikle ihtiyati tedbir mahiyetinde kayyım atanmasına, yapılacak inceleme neticesinde ise davalarının kabulü ile davalı … ‘ ın dava konusu şirkette temsil yetkisi kalmadığının tespiti ile yetkisinin kaldırılmasına, dava konusu şirkete ana sözleşmesi hükümleri kapsamında görev yapmak üzere yönetim kayyumu atanmasına, bu atamaya ilişkin iş ve işlemlerin resen mahkemece belirlenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin aktif olarak ticari faaliyet göstermediğini, şirketin sağladığı her hangi bir kârının bulunmadığını, davalılarının diledikleri zaman şirket muhasebecisine başvurarak ticari defterleri inceleyebileceklerini, davacıların murisinin hiç bir zaman münferit temsil yetkisinin olmadığını, müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığı yetkisinin devam ettiğini, müvekkilinin aynı sektörde bir şahıs firmasının bulunduğu iddiası ile şirketle ilgili bilgi paylaşımı yapılmadığı iddiasının doğru olmadığını, gerekli incelemeler yapıldığında şirkette her hangi bir yönetim boşluğunun bulunmadığının görüleceğini, bugüne kadar davacaların her hangi bir şirket genel kurulu toplantı talebinde bulunmadıklarını, şirkette her hangi bir kilitlenmenin söz konusu olmadığını, müvekkili şirket adına taşınmaz kaydının hiç bulunmadığını, bu nedenle taşınmaz satışı ile ilgili iddiaların da asılsız olduğunu, davacıların muris babalarından kalan malı bitirdiklerini ve şimdide müvekkili … ‘ ın şahsi mallarına göz diktiklerinden bahisle kötü niyetli açılan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; şirket müdürlerinin azli ve ticari şirkete kayyım atanması davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticaret sicil kaydı, kayyım adayına ait nüfus ve sabıka kaydı örneği, veraset belgesi örneği, davalı şirketin SGK ve vergi kayıtları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin bildirdiği deliller toplanmış, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, kayyım tayini istenen şirketin son ortaklarının … ve … olduğunu gösterir belgeler celp edilerek incelenmiş, şirketler hukuku bilirkişisi ve SMMM bilirkişisinden oluşan uzman heyetten bilirkişi raporu alınmıştır.
Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre ortaklar kurulu tarafından alınan kararla şirkete müdür olarak şirket ortaklarından … ile şirket ortağı olmayan dışarıdan atanan … TC kimlik numaralı … ‘ ın 28/01/2013 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle görev yapmak üzere seçilmelerine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen kayyım adayı … nüfus ve sabıkasızlık kayıtları dosya içerisine alınmıştır.
6102 Sayılı TTK nun genel kurulun toplanması çağrı başlıklı 617. maddesi aynen; “(1) Genel kurul müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan genel kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Şirket sözleşmesi uyarınca ve gerektikçe genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır. (2) Genel kurul, toplantı gününden en az onbeş gün önce toplantıya çağrılır. Şirket sözleşmesi bu süreyi uzatabilir veya on güne kadar kısaltabilir. (3) Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir. (4) Herhangi bir ortak sözlü görüşme isteminde bulunmadıkça, genel kurul kararları, ortaklardan birinin gündem maddesi ile ilgili önerisine diğer ortakların yazılı onayları alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm ortakların onayına sunulması kararın geçerliliği için şarttır.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı TTK nun kâr payı ve yedek akçeler başlıklı 608. maddesi aynen; “(1) Kâr payı, sadece net dönem kârından ve bunun için ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabilir. Kâr payı dağıtımına ancak, kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca ayrılması gereken kanuni yedek akçelerle, şirket sözleşmesinde öngörülmüş yedek akçeler ayrıldığı takdirde karar verilebilir. (2) Şirket sözleşmesi ile aksi öngörülmedikçe, kâr payı, esas sermaye payının itibarî değerine oranla hesaplanır; ayrıca yerine getirilen ek ödeme yükümlülüklerinin tutarı da kâr payının hesaplanmasında itibarî değere eklenir. (3) Şirket genel kurulu, kanun ya da şirket sözleşmesinde öngörülmeyen veya öngörüleni aşan tutarlarda yedek akçelerin ayrılmalarına sadece; a) Zararların karşılanması için gerekliyse, b) Şirketin gelişimi için yatırım yapılması ihtiyacı ciddi bir şekilde ortaya konulmuşsa, bütün ortakların menfaati böyle bir yedek akçe ayrılmasını haklı gösteriyorsa ve bu hususlar şirket sözleşmesinde açıkça belirtilmişse, karar verebilir.
” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı TTK nun bilgi alma ve inceleme hakkı başlıklı 614. maddesi aynen; “(1) Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir. (2) Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir. (3) Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir
” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı TTK nun temsil yetkisinin kaldırılması başlıklı 235. maddesi aynen; “(1)Haklı sebeplerin varlığı hâlinde temsil yetkisi, bir ortağın başvurusu üzerine, mahkemece kaldırılabilir. Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde mahkeme temsil yetkisini ihtiyati tedbir olarak kaldırıp bu yetkiyi bir kayyıma verebilir. Kayyımın atanmasını, görevlerini, mahkemece verilen temsil yetkisini ve bunların sınırlarını, mahkeme resen tescil ve ilan ettirir. (2)Ticari mümessil, temsil yetkisini haiz ortakların tümü tarafından üçüncü kişilere karşı geçerli olacak şekilde görevden alınabilir.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı TTK nun görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması başlıklı 630. maddesi aynen; “(1)Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. (2)Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3)Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. (4)Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı ile yapılan değerlendirmede; davacılar vekilince davalılar aleyhine açılan bu davada; davalı şirket müdürü … davalı şirketin genel kurul toplantılarını yapmadığı, davalı şirketi kötü yönettiği, şirketi çalışamaz duruma getirdiği, şirketi zarara uğrattığı, şirketin kayıtlarına erişim hakkına engel olduğu ileri sürülerek davalı … davalı şirket müdürlüğünden azli ile, davalı şirkete TTK 235/1-2 cümle gereğince kayyım tayini talep edilmiş olup; celbedilen ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketin %50 hissesinin davalı … ve %50 hissesinin davacıların murisi … ait olduğu, şirket ortağı … 03.06.2013 tarihinde ölümü ile mirasçı davacılar yönünden pay devri yapılmadığı, hali hazır durumda davalı şirketin 15.05.2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davalı … ve dışarıdan müdür olarak tayin edilen Mustafa Durak tarafından münferiden temsil edildiği, temsil süresinin dolmaması nedeniyle davalı şirkette temsil sorununun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan deliller ve Emniyet Müdürlüğünce yapılan araştırmaya göre davalı şirketin fiilen kapandığı ve gayri faal olduğu, SGK’dan ve Vergi Dairesi Başkanlığından gelen yazı cevabına göre davalı şirketin herhangi bir borç kaydının olmadığı, Uyap kayıtları üzerinden yapılan takbis malvarlığı sorgulanmasından da davalı şirket üzerine kayıtlı herhangi bir gayrimenkul ve araç kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusunun davalı şirket yetkililerinin azli ve davalı şirkete kayyım tayini için yasal koşullar bulunup bulunmadığının tespiti olduğundan, davalı şirket kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetince düzenlenen 23.12.2021 tarihli rapora göre de; davalı şirketin 2014 yılından bu yana zarar ettiği, TTK 617/1. maddesi gereğince her hesap dönemi sonrasında yapılması zorunlu olan yıllık genel kurul toplantılarının 2013 yılından bu yana hiç yapılmadığı, davalı şirketin üzerine kayıtlı tek taşıtın 2015 yılında satıldığı, satış bedelinin davalı ortak Ali Durak’a olan borç olarak kaydedildiği, 2018 yılında davalı şirketin toplam borcunun 129.616,57 TL olduğu, şirketin bu süreç zarfında herhangi bir gelir elde edemediği, şirketin fiilen kapanmış ve gayri faal olduğunun tespit edilmesi karşısında davalı şirketin kötü yönetildiğinin kabulü gerekmiş ve davacıların davasının kabulü ile TTK’nun 235/1. ve 630/2. maddeleri gereğince davalı şirket müdürlerinin azli ile davalı şirkete olağanüstü genel kurul toplantısını yapmak üzere kayyum tayinine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (Yargıtay . H.D.’nin … E – … K, … E – … K, … E – … K sayılı ilamları )
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-DAVACILARIN DAVASININ KABULÜ İLE;
TTK 235/1 ve 630/2 maddeleri gereğince davalı şirketin müdürleri olan … ve … davalı … Ltd Şti’nin müdürlüğünden azillerine, davalı şirkete olağanüstü genel kurul toplantısı yapmak ve bu tarihe kadar davalı şirketi yönetmek üzere … TC kimlik nolu … kayyum olarak tayinine,
2-Kayyuma aylık 1.000,00 TL ücret takdiri ile 6 aylık peşin 6.000,00 TL kayyumluk ücretinin davacılar tarafından mahkememiz veznesine depo ettirilmesine.
3-Kayyumun görevinin kararın kesinleşmesinden itibaren başlayarak olağanüstü genel kurul toplantısında davalı şirkete yeniden bir temsilci atanmasına kadar devam edeceğinin ihtaratına, ihtarın kararın tebliği ile yapılmış sayılacağına.
4-Olağanüstü genel kurulun ilan ve masraflarının davacılar tarafından kayyuma ödenmesine.
5-Karar kesinleştiğinde bir suretinin tescil ve ilanı için Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine, ilan masraflarının davacılar tarafından karşılanmasına.
6-Kayyumluk ücreti, genel kurul toplantı masraflarının ve ilan masraflarının kayyumluk görevi tamamlandığında davalılardan alınarak davacılara verilmesine.
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Davacının yaptığı 72,80 TL posta ve tebligat gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 13,40 TL vekalet pulu gideri toplamı 2.086,20 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa davacının yatırdığı avanstan artanının talep halinde davacılara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 01/03/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022

Başkan Üye Üye Katip