Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/127 E. 2022/216 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ:
DAVALI : 2-

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Kayseri’de metal, plastik üzerine faaliyet gösterdiğini, Kayseri . Noterliği’nin … yevmiye numaralı kayıt sözleşme ile makine parkında kayıtlı bulunan cihazları … kiraya verdiğini, ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına … soruşturma nolu evrakı üzerinden emniyeti suistimal ve dolandırıcılık suçundan şikayette bulunulduğunu, söz konusu makinenin savcılık makamınca tedbiren müvekkili şirkete iadesine karar verildiğini, kararın Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … talimat evrakından infaz edilerek cihazın müvekkilinin şirket fabrikasına getirildiğini, Kayseri . Noterliğinin … yevmiye numarası ile keşide ettiği, feshi ihbar ve ihtar yazısı ile kira sözleşmesini fesh ederek sair birimleri de davalıya iletildiğini belirterek sözleşmenin 2. maddesinde kayıtlı bulunan makinalardan 9. sırada yer alan “… , makinasının davalı tarafça ilimizde faaliyet gösteren … Firmasına sözleşmeye aykırı olarak verildiğini, davaya konu menkul makinenin yediemin olarak davalı uhdesinde durduğunu, davalı yedieminin uhdesinde bulunan Kayseri . Noterliği’nin … yevmiye numarasında kayıtlı sözleşmenin 2. maddesinde kayıtlı bulunan makinelerden … Marka … Makinesi, … A.Ş. isimli ve … Sanayi … caddesi … /Konya adresinde faaliyet gösteren firmanın yetkilisi …’dan alınarak müvekkili şirkete aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak bedeli karşılığı alacağın alınarak müvekkili şirkete bankalar arası mevduata uygulanan en yüksek faizi ile ödenmesini, davalı yediemin hakkında ceza ve sair hukuki taleplere ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davada tarafların tacir olduğunu, davanın ticari dava olduğunu, Kayseri Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olmadığını bu sebeple usul yönünden reddini, davalı müvekkilin yerleşim yerinin Konya olup yetkili mahkemenin Konya Mahkemeleri olduğunu, yetki yönünden itirazlarının olduğunu, davacının talep ettiği edim ve alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararının olmadığını, davacı, dava dilekçesinde kiracısı … ile aralarında düzenlenmiş olan kira sözleşmesi ile davaya konu menkulleri kendi rızası ile bıraktığını bu sebeple kiracı …’in emin sıfatıyla mülk sahibi olduğunu, davacı taraf ile dava dışı kiracı … arasında düzenlenmiş olan kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, davacı tarafça kiracı …’in davaya dahil edilmediği, muvazaalı bir sözleşmenin hukuki karşılığının butlan olduğunu, esasa ilişkin beyanları doğrultusunda davanın esastan reddini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizden verilen 04/03/2020 tarih ve … Esas … sayılı kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 16/02/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararıyla davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmekle, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
İlgili kaldırma ilamında belirtilen hususlarda mahkememizce aşağıdaki yargılama işlemleri yapılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … 24/07/2021 tarihli raporunda özetle; Rapor içeriğinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, davalı yanın 2014 yılı ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Dava konusunun, davacı yanın dava dışı … ile akdedilen makine kiralama sözleşmesi yapıldığı, davalı yanın kiralamış olduğu, … e kiraya verdiğini … Marka … Makine’sını davalı yana sattığı, söz konusu makinanın zilyetliğinin davacı yana ait olduğunu ve makinanın iadesi ya da bedelinin bankalar arası mevduata uygulanan en yüksek faizi ile ödenmesini talep ve dava ettiğini, davalı yanın 2014 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış/kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığını, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı bu itibarla davalı yan lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı yan ticari defter kayıtlarına göre; Dava konusu makinanın 30.05.2014 tarihinde 23.600,00 TL bedel ile dava dışı … tarafından davalı yana fatura düzenlemek suretiyle satışının yapıldığı ve davalı yan tarafından bedelinin ödendiğini, yine davalı ticari defter kayıtlarına göre; dava konusu makinanın davalı yan tarafından 23.09.2014 tarihinde 27.730,00 TL bedel ile satışının yapıldığı ve bu satış karşılığında çek alındığını, davalı yan tarafından dava konusu makinanın alış ve satışına ilişkin BA/BS formlarında bildiriminin yapıldığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi … talimat dosyasından aldırılan SMMM bilirkişisi … 01/10/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacının Ticari Defterlerini süresi içinde ve usulüne uygun olarak tasdik ettirdiğini ve tuttuğunu, davacının Ticari defterlerinin delil niteliğine sahip olduğunu, davacıya ait muhasebe kayıtlarında ve Ticari Defterlerinde davalıya ait herhangi bir kayıt bulunmadığını, BA/BS formlarında davalıya ait herhangi bir beyana rastlanılmadığını, dava konusu makinenin dava dışı … ile imzalanan kira sözleşmesiyle kiraya verildiğini, dava konusu makine ile alakalı davacının dava dışı … adına “kira bedeli” faturaları düzenlediği ve BS formunda beyan ettiğini, faturalarda herhangi bir teslimat imzasının bulunmadığını, sözleşmeye dayalı olarak düzenlenip düzenlenmediğinin Takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğunu, davacı ile davalı arasında herhangi bir cari hesap ilişkisinin bulunmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacının tanığı … Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi … Tal sayılı dosyada talimat mahkemesi kanalıyla dinlenmiştir.
Makine Mühendesi Bilirkişi … 13/01/2022 tarihli raporunda özetle; Davaya konu makine, … MARKA, E-30200 tipli, 2007 MODEL, … SERİ NOLU PRES MAKİNESİ olduğunu, Söz konusu pres makinesi, davacı … Ltd. Şti, ile dava dışı kiracı … arasında yapılan tarihli sözleşmenin 3. Maddesinde kiraya verildiği görülmüştür. Sözleşme içeriğinde, 14 adet değişik marka-model-tipte makineler mevcut olduğunu, dava konusu makine 3. Maddede belirtilen iddia-savunma-Ceza Dosyasındaki Deliller-iş bu dava dosyasında toplanan delillerin tarafından incelendiğini, davaya konu … MARKA, E-30200 tipli, 2007 MODEL, … SERİ NOLU PRES MAKİNESİnin, davalı …’nun, dava dışı … davaya konu pres makinesini 23.600,00 TL satın aldığı, her iki tarafın ceza mahkemesinde verdiği beyanlardan anlaşıldığını, tarafından istenilen husus ise; davaya konu, yukarıda marka-tipi ve modeli yazılı pres makinesinin kiralama tarihi olan davalının, konu, yukarıda marka-tipi ve modeli yazılı pres makinesinin, dava dışı … satın aldığı (2013 yılı) tarih itibariyle, ikinci el Piyasasındaki değerinin davalı vekilinin dosyaya sunduğunu, müvekkiline ait … Tic.-… firmasına ait 23/09/2014 tarih … sıra nolu fatura ile dava dışı … isimli 3. Şahsa 23.500,00–kdv üzerinden satışının yapıldığını, davaya konu pres makinesinin, davalı tarafından 3. Kişilere satıldığını tarihi itibariyle ikinci el piyasasındaki değerinin davalının, satın alma tarihi ve yine dava dışı 3. Kişiye satış tarihleri itibariyle makine alım satım değerlerinin rayice uygun OLMADIĞI görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Davacının dava dilekçesinde de belirttiği ve anlaşıldığı üzere; davacı şirket ile dava dışı … arasında Kayseri . Noterliği’nin 09.10.2013 tarih ve … yevmiye numaralı onaylı ” Makina ve Teçhizat Kira Sözleşmesi ” başlıklı sözleşme ile sözleşme içerisinde nitelikleri belirtilen makinalar kiracı …’e kiraya verilmiş ve teslim edilmiştir. Kiracı … ‘ in ise yukarıda belirtilen sözleşmenin 3. maddesinde kayıtlı bulunan makinelerden … Marka … Makinesi, … A.Ş. isimli ve … Sanayi … caddesi … /Konya adresinde faaliyet gösteren firmanın yetkilisi …’ ya satılmıştır.
Dosya içerisinde mevcut … kapı … başlıklı 30.05.2014 tarih ve … nolu fatura ile … adına 23.600,00 TL bedelli Hidrolik Apkent pres açıklaması ile ve KAPALI FATURA olarak satış işleminin gerçekleştiği anlaşılmıştır. Yine dosya içerisinde mevcut … Bankasına ait 30.05.2014 tarihli göndereni …, alıcısı … olan açıklama kısmında … nolu faturaya istinaden yapılan ödeme yazılı 23.600,00 TL bedelli EFT dekont belgesi ile ödemenin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalının 01.06.2019 tarihli dilekçesi ekinde mahkememize sunduğu 23.09.2014 tarihli 043065 nolu fatura ile de davaya konu makinanın … Metal … adına satışının yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalının 2014 yılına ait alış ve satışlarını gösteren BA/BS formları davalının bağlı bulunduğu Selçuklu Vergi Dairesinden istenmiş ve dosya içerisine alınmıştır. Ayrıca tarafları ticari defterleri de ayrı ayrı incelenmiştir. Yapılan tetkiklerde davalının alış formlarında … adına KDV siz tutar olan 20.000 TL için kaydın bulunduğu, yine davalının satış formlarında … adına KDV siz tutar olan 32.500 TL için kaydın bulunduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle davalı … ile dava dışı … arasında gerçek bir alımın yapıldığı ve dava dışı … arasında gerçek bir satımın yapıldığı teyit edilmiştir. Dava dışı … ‘ in Kayseri . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verdiği savunmasında ” sözleşmede belirtilen pres makinesini ekonomik sıkıntıya düştüğüm için … 45.000 TL karşılığında sattım.” beyanında bulunduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davanın temelinin Türk Medeni Kanunu 988. Madde kapsamında irdelenmesi gerektiği anlaşılmıştır. İlgili kanun maddesi “Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur.” hükmünü içermektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 21.02.2018 tarihli … Esas ve … Karar nolu kararında da belirtildiği üzere; ” Bir malın zilyedi, onu başkasına emanet etmiş olmayıp, çaldırma, gasp, unutma gibi bir sebeple elinden çıkarmış bulunuyorsa, 3. şahıs böyle bir malı iyi niyetle iktisap etmiş olsa dahi onun iktisabı geçerli değildir. Gerçekten Medeni Kanunun 902/1. maddesi bu hususta gayet açıktır:
Yedinden sirkat olunan veya kendisi tarafından kaybedilen veya rızası olmaksızın diğer herhangi bir suretle elinden alınan bir menkulün zilyedi beş sene müddet zarfında istihkak davası ikame edebilir.
Görülüyor ki kanun iyi niyetin korunması hususunda, emaneten bırakılan mallarla, sahibinin elinden rızası olmadan çıkan mallar hususunda bir ayırım yapmıştır. Bu ayırım şu düşünceye dayanmaktadır; malı başkasına emaneten bırakan kimse az çok risk altına girmiş ve emaneten verdiği şeyin alan tarafından başkasına geçirilmesi tehlikesini göze almış sayılabilir. Oysa bir malı rızası olmadan elinden çıkaran kimsenin böyle bir riske önceden katlandığı söylenemez. Böyle olunca, bir malı iyi niyetle iktisap eden 3. şahsın menfaati, malı emaneten veren kimsenin menfaatine tercih edilmekte, rızası olmadan malını elinden çıkaran kimsenin menfaatine ise feda edilmemektedir. Sahibinin elinden rızası olmadan çıkan bir şeyi, iyi niyetli 3. şahıs bir açık artırmadan, pazardan veya bu gibi eşyayı satan bir kimseden iktisap ederse asıl mal sahibinin gerek bu şahıs, gerekse daha sonraki müktesipler aleyhinde açacağı iade davasını kazanabilmesi şöyle bir şarta bağlanmıştır; Böyle hallerde, iyi niyetli 3. şahsın bu malı iktisap etmesi için verdiği bedel, iadeyi isteyen davacı, yani asıl mal sahibi tarafından ona iade edilmelidir. Eğer bu şart yerine getirilmezse, yargıç, asıl mal sahibinin açacağı iade davasını kabul edemez. Hukuk Genel Kurulunun 25/09/2002 tarih, … E, … K sayılı ilamında da aynı hususlara değinildiği görünmektedir.” sonucuna varılmıştır.
TMK 988 uyarınca üçüncü kişinin ediniminin korunması, ancak üçüncü kişinin iyiniyetli olması (TMK 3) durumunda mümkündür. Üçüncü kişi, emin sıfatıyla zilyetten ayni hakkı kazanırken onun tasarruf yetkisinin bulunmadığını bilmemeli, bilebilecek durumda da olmamalıdır. Üçüncü kişinin emin sıfatıyla zilyedin malik olmadığını bilmesi dönemli değildir; eğer o, emin sıfatıyla zilyedin hak üzerinde tasarruf yetkisi bulunduğuna güvenmişse, edinimi korunur; yeter ki bu konuda durumun gerektirdiği özeni (TMK 3) sarfetmiş olsun. İyiniyet edinim anında aranır, edinime engel olan durumun sonradan öğrenilmesi sonucu değiştirmez.
Yukarıda belirtilen açıklamalar nazara alındığında;Davacı, davalı şirketin ve yetkilisinin makinenin alımı hususunda dava dışı … isimli kiracısı ile müvekkili şirketi zarara uğratmak kastı ile ortak hareket ettiklerini, davalının makinenin üzerinde kiracısının tasarruf yetkisinin bulunmadığını bildiğini ve davalı tarafın kötüniyetle hareket ettiği hususunu ispat külfeti altında olup davacı bu hususu toplanan deliller nazara alındığında ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Şöyle ki; davacının dinlenen tanığının dava dışı … ile davalı arasında kötüniyetli işlem yapıldığına dair bir beyanı olmamıştır. Davalı ticari defterlerinde ilgili makinenin alım ve satımına ilişkin kayıtlar, faturalar ve ödeme belgeleri işlenmiştir. Her ne kadar dosya üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi ile dava konusu makinenin satım anındaki ikinci el değerinin rayicin altında olduğu bildirilmişse de; ikinci el makinanın satış anındaki fiziki durumunu görme imkanı bulunmadığından raporun düzenlenmesi, bilirkişinin belirlediği bedel ile ödenen bedel arasında misli farkın bulunmadığı, dava dışı … in ceza dosyasında verdiği ifadede makineyi 45.000 TL ye sattığını beyan ettiği, alım-satım işlerinde gerçek satış bedelinin çeşitli sebeplerle her zaman tam şekilde resmi kayıtlara intikal ettirilmediğinin ülkenin bir gerçeği olduğu, dava dışı makinenin satışını yapan davacı kiracısı … in bildirdiği satış bedeli ile bilirkişinin tespit edebildiği rayiç bedelin birbiriyle uyumlu olduğunun görüldüğü, bu nedenle davalının iyi niyetini bertaraf edici ve kötüniyetli hareket ettiğini ispata yarar delillerin dosyada bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalının davaya konu makinayı, davacı ile dava dışı … arasında akdedilen kira sözleşmesi gereğince … e teslim edilen ve makinanın emin sıfatıyla zilyedi olan … ‘ ten satın aldığı ve iyiniyetle mülkiyet edindiği anlaşılmıştır. Bu haliyle davalının edinimi TMK 988. madde kapsamında koruma altındadır. Davaya konu makinanın davalı elinde de olmadığı dosya kapsamında anlaşıldığından, davalının mülkiyeti edinme için ödediği bedelin davacı tarafından iadesi ile makinanın davacıya teslim edilemeyeceği de ortadadır. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Ayrıca her ne kadar ilgili BAM kaldırma kararında “Kayseri . Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik ve Kayseri . Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisizlik kararları mevcut olup, sözü edilen dosyalarda da davalı vekil marifetiyle temsil edilmiş olup mahkemece görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, yargılamanın devam ettiği Mahkemece davalı lehine HMK 331/2. maddesi gereğince ayrıca vekalet ücreti tayini gerekirken, yetkisizlik ve görevsizlik kararı nedeniyle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da isabetsiz olmuştur.” denilse de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 28.02.2019 tarihli Esas No : … Karar No: … sayılı ilamında da aşağıda alıntılanan kısımda belirtildiği üzere, ” 6100 Sayılı HMK’nın yürürlük tarihinden sonra ise “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlığı altında düzenlenen HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrası ile yargılamanın tekliği esası benimsenmiş ve görevsiz/yetkisiz mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Şöyle ki, görevsizlik ya da yetkisizlik hâlinde verilecek karar “usulden ret” kararıdır (HMK m.115/2). Diğer bir anlatımla görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da söz konusu kararlar davanın esasını çözmeyip, davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir (HMK m. 20). Ne var ki HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi hâlinde ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü usule ilişkin nihai kararla davanın esası hakkında herhangi bir karar verilmediğinden davanın sonunda hangi tarafın haklı, hangi tarafın haksız olduğu tespit edilemez. Ancak “yargılama giderlerinin, kural olarak aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilmesi” gerektiğine ilişkin HMK’nın 326. maddesi ve “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği; yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği; hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin, mahkemece ilamın altına yazılması” gerektiğine ilişkin HMK’nın 332. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararları üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildiği hâllerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması yerinde olacaktır. İlgili maddenin gerekçesinde de; 1086 sayılı HMUK’da bu konuda açık bir düzenleme bulunmaması sebebiyle yerel mahkemeler ile Yargıtay’ın birbirinden farklı kararlar verdiği ve uygulamada yaşanan bu karışıklığın önlenmesi bakımından maddenin ikinci fıkrasında “görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararlarından sonra, dosyanın gönderildiği mahkemede dava görülmeye başlanmış ise yargılama giderlerine davayı gören ikinci mahkemece hükmedileceği” hususunun düzenlendiği ifade edilmiştir. Öte yandan, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ederek davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edeceği de maddede belirtilen diğer bir husustur. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, görevsizlik ya da yetkisizlik kararı verilmesini sağlayan, diğer bir anlatımla ilk davada haklılığını kanıtlayan taraf lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği, HMK’nın 331/2. maddesi ile ikili bir ayrıma gidildiği, yetkili mahkemede davaya devam edilmesi hâlinde o mahkemede, devam edilmemişse kararı veren mahkemede yargılama giderlerine hükmedileceği, bu sebeple Özel Daire bozma kararının yerinde olduğu görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.” denilerek yetkisizlik ve görevsizlik kararları sonucu mahkememizde esastan inceleme yapılarak hüküm verilmesi ve yargılamanın tekliği esası gereği davalı yararına görevsizlik ve yetkisizlik kararları nedeniyle ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 31,40 TL harç ile 385,95 TL ıslah harcından mahsubu ile fazladan alınan 336,65 TL harcın Harçlar Kanunun 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Mahkememizce verilen iş bu kararda davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davalının yaptığı 148,60 TL istinaf başvuru harcı, 54,40 TL istinaf karar harcı, 8,50 TL vekalet harcı toplamı 211,50 TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların yatırdığı ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Konya BAM ilgili hukuk dairesi başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip … Hakim …