Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/100 E. 2022/127 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR: 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılarak; Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin Konya . Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, bina ve eklentilerinin güvenliğinin sağlanmasının ihale yöntemiyle özel güvenlik şirketlerinden satın alındığını, özel güvenlik hizmetinde, ihale edilen her bir yüklenici firma ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendilerinin belirlediğini, firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumluluğun bu firmalara ait bulunduğunu, dava dışı … adlı güvenlik işçisinin müvekkili kurumun güvenlik işlerini üstlenen davalı şirketlerin bünyesinde 26/12/2013 tarihinde işe girdiğini ve 28/02/2017 tarihinde çalıştığı iş yerinin tasfiyesi nedeniyle yüklenici firmaya iadesinin yapıldığını, bunun üzerine …’nün çalışmış olduğu 3 yıl 1 ay 17 günlük hizmetinin karşılığı olarak 54,84 TL damga vergisi de dahil olmak üzere toplam 7,225,40 TL kıdem tazminatının kendisine müvekkili kurum tarafından ödendiğini, dava dışı …’nün müvekkili idare bünyesinde ihale ile güvenlik hizmetlerinde bulunan davalı şirketler bünyesinde çalışan bir işçi olduğunu, söz konusu şirketler ile müvekkili kurum arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerin ilgili maddeleri, 4875 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 162-168 maddeleri uyarınca müvekkili kurum tarafından …’ye ödenen bedelin davalı şirketler tarafından müvekkili kuruma ödenmesi gerektiğini, müvekkili kurumun ihale yapan bir kamu kuruluşu olması ve …’nün müvekkili kurumun değil de davalı şirketlerin işçisi olduğunu, müvekkili kurum tarafından ödenen miktarın davalılardan tahsili gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla müvekkili kurum tarafından ödenen 7.225,40 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden ilgili dönemlere ilişkin sorumlulukları oranında tahsilini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin Konya . Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; tarafların her iki tarafında tacir olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın esasına girilmeden görev yönünden reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin Uşak’ta olması nedeniyle yetkisiz yerde açılan işbu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, İş Kanunu 2. Maddesine göre asıl işverenin alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunu, ayrıca asıl işverenin alt işverene rücu etmesine imkan veren bir kanun maddesi de olmadığını, davacının taraflarına rücu ettiğini herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunmadığını, davacının hangi ücreti ne için ödediğini bildirmesi gerektiğini, davacının davasının dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan reddinin gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yada teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirketten rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, müvekkilinin ihale ile iş aldığını ve ihale şartnamesinde yazmayan hiçbir kalemi işçilere ödemesinin mümkün olmadığını, 6552 sayılı yasanın gerekçesi ve konuluş amacı dikkate alındığı takdirde iş bu davanın müvekkili şirketler yönünden reddinin gerektiğini, davacının ödediği vergilerin müvekkili şirketi ilgilendirmediğini, bu nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı davacı vekilince istinaf edilmiş olup, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile istinaf talebinin esastan reddettiği görülmüştür.
Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 06/04/2021 ve 29/11/2021 tarihli cevabi yazıları ile; dava dışı …’nün hizmet dökümlerinin ve iş yeri unvan listesinin gönderildiği görülmüştür.
Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 02/04/2021 tarihli cevabi ile; dava dışı …’nün hizmet dökümlerinin gönderildiği görülmüştür.
Hesap bilirkişisi … ’nun mahkememize sunmuş olduğu 26/10/2021 tarihli raporunda; davacı … tarafından davalı yüklenici şirketler işçisi …’ye 08.05.2017 günü ödenen 7.225,40 TL/brüt kıdem tazminatının; 31,36 TL’sini davalı … şirketinden, 7.194,04 TL’lik kısmını ise … – … şirketleri iş ortaklığından rücuen talep edebileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Hesap bilirkişisi … nun mahkememize sunmuş olduğu 24/12/2021 tarihli ek raporunda; Davacı … tarafından davalı yüklenici şirketler işçisi …’ye ödenen 08/05/2017 günü ödenen 7.225,40 TL/brüt kıdem tazminatının 31,36 TL’sini davalı … – … ve … İş ortaklığından, 551,94 T L’sinin … şirketinden, 6.642,10 TL’sinin ise Has ve Ulusoy şirketleri iş ortaklıklarından rücuen talep edebileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, asıl işveren davacı … tarafından davalı şirketler nezdinde çalıştırılan işçiye ödenen kıdem tazminatının rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve genel hukuk prensiplerine göre bir sonuca gidilmelidir.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleriyle düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Tarafların sorumluluklarının tespitine ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve 24/12/2021 tarihli raporda neticeten; taraflar arasındaki sözleşmeler ve şartnameler nazara alınarak, sözleşmelerde kıdem tazminatı hariç olmak üzere işçi haklarının ödenmesi ve tüm sorumluluk yükleniciye aittir ibaresi bulunduğundan, 7.225,40 TL/brüt kıdem tazminatının; 31,36 TL’sini davalı … – … ve … İş ortaklığından, 551,94 TL’sinin … şirketinden, 6.642,10 TL’sinin ise Has ve Ulusoy şirketleri iş ortaklıklarından rücuen talep edebileceği tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli ve denetlenebilir bilirkişi raporu yapılan hesaplamalar itibariyle yargılamaya esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme, genel şartname ve teknik şartnamelerin irdelenmesinde, 01/01/2016 tarihinden sonra düzenlenen teknik şartnamelerin 14/6 ve 17/5 maddelerinde dava dışı işçiye ilişkin hizmet personelinin maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile İş Hukuku Mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk vergi harcırah işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır hükmüne yer verilmiş olup, hizmet personelinin (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile İş Hukuku Mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk vergi harcırah işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır hükmüne yer verilmiştir.
Dolayısıyla 01/01/2016 tarihinden sonra taraflar arasında imzalanan teknik şartnamelerde kıdem tazminatı hususunun yüklenici sorumluluklarından hariç tutulduğu anlaşılmakla, bu tarihten sonraki yapılan ödemelere ilişkin sorumluluğun asıl işveren davacıya ait olduğu ve yapılan ödemelere dair rücu hakkının bulunmadığı takdir ve kanaatine varılmıştır.
Neticeten; Davalılar … Tic. LTd. Şti., … Limited Şirketleri ve … Tic. Ltd. Şti. yönünden 26/12/2013-31/12/2013 tarihleri arasındaki döneme ait toplam 31,36 TL’nin 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … Tic. LTd. Şti., … Limited Şirketleri ve … Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalılar … Tic. LTd. Şti. Ve … Limited Şirketleri yönünden; 01/01/2014-31/12/2015 tarihleri arasındaki döneme ait toplam 4.572,32 TL’nin 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar Davalılar … Tic. Ltd. Şti. Ve … Limited Şirketleri”nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalılar … Tic. LTd. Şti., … Limited Şirketleri ve … Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulü ile; 26/12/2013-31/12/2013 tarihleri arasındaki döneme ait toplam 31,36 TL’nin 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … Tic. LTd. Şti., … Hizmetleri Limited Şirketleri ve Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalılar … Tic. LTd. Şti. Ve … Hizmetleri Limited Şirketleri yönünden davanın kabulü ile; 01/01/2014-31/12/2015 tarihleri arasındaki döneme ait toplam 4.572,32 TL’nin 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar Davalılar … Tic. Ltd. Şti. Ve … Hizmetleri Limited Şirketleri”nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 314,47 TL karar harcından peşin olarak alınan 123,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 191,07 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 vekalet harcı, 123,40 TL peşin harcın, 98,10 TL İstinaf yoluna başvurma harcı, 35,90 İstinaf Karar harcı toplamı 298,5‬0 TL’nin davalılar … Ticaret Ltd. Şti, … Hiz. Ltd. Şti. ve … Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 4.603,68 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak bilirkişi ücreti 550,00 TL, posta tebligat gideri 245,50 TL toplam: 795,50 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar … Ticaret Ltd. Şti, … Hiz. Ltd. Şti- ……Şti iş ortaklığı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT’ne göre hesaplanan 2.621,72‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ortaklığa verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip Hakim