Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/61 E. 2022/517 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …

-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 28/11/2019 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin istinaf kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine KONYA Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin … tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile özetle “Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından arabuluculuk son tutanağının süresinde sunulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; davacının kesin süre içerisinde taraflar arasındaki aynı alacak ve uyuşmazlığı ilişkin davalının başvurusu sonucu oluşan arabuluculuk son tutanağını ibraz ettiği görülmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu sözleşme ve faturalardan kaynaklandığı, bu uyuşmazlık konusunda davalı alacaklının daha önce arabulucuya başvurduğu, başvurunun anlaşmazlıkla sonuçlandığı, ancak itirazın iptali davası açılmadığı, bunun üzerine borçlu tarafından aynı icra dosyası için menfi tespit davası açıldığı nazara alındığında aynı taraflar ve aynı uyuşmazlık konusunda bu kez borçlunun arabulucuya başvurmasını zorunlu tutmanın usul ekonomisine aykırı olduğu gibi arabuluculuk kurumunun maksadını da aşacağı kanaatine ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve hiç delil toplanmadığı nazara alınarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine” kesin olarak karar verilmesi üzerine mahkememize gelen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalının süt inekçiliği entegre tesisleri yapımı kapsamında hayvan barıkakları ve ek yapıların yapılması için üç adet sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının borç batağında olmasından dolayı bir kısım işleri hiç yapmadığını, bir kısım işleri ise yarım bıraktığını, müvekkilinin yarım kalan ve hiç yapılmayan işleri başka firmaya yaptırmak zorunda kaldığını, işin geç tesliminden dolayı da müvekkilinin ciddi zarara uğradığını, davalı tarafın edimlerini yerine getirmediği gibi alacaklı olmadığını bildiği halde kötü niyetli olarak faturaya dayalı Konya . İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu takipten hariç olarak davalının borçlu olduğu dosyalardan da müvekkiline İİK 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnameleri geldiğini, müvekkilinin uğradığı zararların bilirkişi tespiti ile ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının dava şartı olan arabuluculuk başvurusunu yapmadığını, işin esası yönünden ise; davacının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip miktarı kadar müvekkiline borçlu olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin gönderdiği faturalara itiraz etmeyip ticari defterlerine kaydetmesine rağmen, müvekkilinin alacaklısının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından davacıya İİK 89/1 haciz ihbarnamesi göndermesi sonrasında imalat ve montaj işlerine yönelik olarak kötü niyetli olarak iade faturası düzenlediğini, iade faturasının bedelinin müvekkilinin başlattığı takip miktarı ile aynı olduğunu, davacının nama ifa için izin almaksızın sözleşme konusu işleri 3. kişilere yaptırmasının mümkün olmayacağını, 3. kişilere yaptırıldığı iddia edilen işlerin sözleşmenin konusu ile bir ilgisi bulunmadığını, davacı tarafın sözleşme hükümlerini ifa etmediğini, müvekkilinin yaptığı işlerin bedelinin bilirkişilerce tespit edilmesini talep ettiklerini, taraf defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile davacının haksızlığının ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; eser sözleşmesi gereği düzenlenen faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerinin verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, taraflar arasında imzalanan sözleşme örnekleri, mahkememizce temin edilen bilirkişi rapor ve ek raporu, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya örneği ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun tanımı başlıklı 470. Maddesi; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun genel olarak başlıklı 471. Maddesi; “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü amirdir.
HMK nun ispat yükü başlıklı 190. Maddesi; “(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2)Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü amirdir.
Türk Medeni Kanununun ispat yükü başlıklı 6. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme; davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan bu davada; Konya .Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu edilen faturalardan ve davalı ile akdedilen 3 adet sözleşmeden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve %20 kötü niyet tazminatı talep edilmiş olup, mahkememizin ön inceleme duruşması 1 nolu ara kararı doğrultusunda 3 adet sözleşme bedeli olan 9.003.001,36 TL üzerinden eksik harcı tamamlamak üzere davacı vekiline kesin süre verildiği, davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 20/07/2020 tarihli talep açıklama dilekçesi ile taleplerinin Konya . İcra Müdürlüğünü … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine yönelik olduğu, faturaların kesilmesine sebep olan sözleşmelerin tamamından bir menfi tespit taleplerinin bulunmadığı beyan edildiği, bu talep açıklama dilekçesi doğrultusunda mahkememizce davanın icra dosyasına ve takibe konu faturaya özgülendiği kabul edilerek harç ikmali ara kararından dönülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Esasen taraflar arasında süt inekçiliği çiftliği tesisleri yapımı konusunda 3 adet eser sözleşmesi düzenlediği ve bu sözleşmeler kapsamında davalı yüklenicinin bir kısım işleri yaptığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davalının edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği, davacının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacak yönünden davalıya borçlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Borçlar Kanunu 470. Maddesi gereğince eser sözleşmesinde yüklenici üstlendiği edimi yerine getirmek, iş sahibi de bunun karşılığında edimin bedelini ödemek mükellefiyetindedir. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça davalı yüklenicinin sözleşmeler gereğince üstlendiği edimlerin bir kısımını hiç yapmadığı, bir kısımını ise yarım bıraktığı, yarım ve eksik bırakılan işlerin 3. kişilere tamamlatıldığı ve bu sebeple Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaya konu faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı ileri sürülmüş ise de; dosyada toplanan tüm deliller, yapılan keşif ve alınan rapor ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından sözleşme gereği yapılmadığı iddia edilen işlere dair herhangi bir tespit yapılmadığı gibi bu konuda davalıya herhangi bir ihtarname gönderilmediği anlaşılmıştır. Yine taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı tarafça kesilen ve icra takibine konu edilen 30/11/2017 tarihli 2.951.805,40 TL lik faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, 2017 yılı defter kapanış kayıtlarına göre davacının davalıya bakiye 1.709.513,38 TL borçlu olduğu, davacı tarafından 2018 yılında bu faturaya ilişkin olarak 02/05/2018 tarihinde 1.709.513,38 TL iade faturası kesilmek suretiyle borcun sıfırlandığı, davalı defterlerinde davacının kestiği iade faturasının kayıtlı olmadığı ve davalı defterlerine göre 2018 yılı sonunda davacının davalıya 1.700.357,00 TL cari hesaptan borcu olduğu anlaşılmıştır.
HMK 222. maddesine göre ticari defter sahipleri aleyhine delil teşkil edeceğinden davalı defterlerindeki kayıtların kendisini bağlayacağı hüküm ve kanaatine varılmış olup; davada ispat yükü kendisinde olan davacı taraf borçlu olmadığını ispatlayamadığından davacının davasının reddine ve icra takibinin durdurulması yönünde verilen bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davalı vekilince talep edilen tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ DAVASININ REDDİNE.
2-Şartları bulunmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin de reddine.
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 29.111,26 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 29.030,56 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince DAVACIDAN alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 184.232,77 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Karar kesinleştiğinde dosyamız arasındaki dosyaların iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 11/10/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2022

Başkan Üye Üye Katip