Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/443 E. 2022/704 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Konya- … Caddesi … kavşağında seyir halinde bulunduğu sırada müvekkili …’in sevk ve idaresinde bulunan bisiklete çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazasında müvekkili bir süre geçici ve daha sonra da belli oranda kalıcı olarak iş göremez hale geldiğini, trafik kazasına karışan ve dava dışı sürücüsü tam kusurlu olan … plakalı araç kaza tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olup, … Plakalı aracın ZMMS sigortasının poliçe numarası … olduğunu, olayla ilgili Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen … Sor. Numaralı soruşturma kapsamında trafik bilirkişisinden alınan raporda; dava dışı sürücü …’ın otomobili ile seyir halinde iken sağından gelen araç trafiğini kontrol etmeden sağa manevra yapmasından dolayı tam ve asli kusurlu olduğu belirtildiğini, davacı müvekkili …”in söz konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmadığını, yine Konya Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı halen derdest olan dosyası nezdinde olay yerinde keşif yapıldığını, alınan bilirkişi raporunda tekrar dava dışı sürücü …”ın tam ve asli kusurlu olduğu belirtildiğini, davaya konu kaza neticesinde davacı müvekkili bir süre hiç çalışamadığını, halen fizik tedavi görmekte olup, sonrasında ise belli oranda kalıcı iş gücü kaybıya uğradığını, müvekkilinin çalışamadığı dönemde kendisine eşi baktığını, yaşanan trafik kazası sonucunda davalı sigorta şirketine taraflarından başvuru yapıldığını lakin olumlu bir cevap verilmediğini, yine davalı şirkete karşı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak olumlu sonuç alınamadığını beyanla; fazlaya ilişkin talep, dava ve ileride müddeabihi artırma hakları saklı kalmak kaydıyla; tahkikat sonucunda davacı müvekkilinin kalıcı iş göremezlik oranının kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere toplam 10.000,00 TL tazminatın, bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkili adına saygıyla vekâleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davayı kabul mahiyetinde olmamak kaydıyla, müvekkili şirketin yerleşim yeri itibariyle huzurdaki dava yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkisiz mahkemede açılan işbu davada yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesini arz ve talep ettiklerini, huzurdaki başvurunun “belirsiz alacak” nevinde ikame edilmesi usul hukuku kurallarına aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile; dava şartı yerine getirilmediğini, tüm itirazları saklı kalmak kaydıyla; dosyaya Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun düzenlenmiş sürekli engel oranını bildirir bir rapor sunulmamış olduğundan Zorunlu Karayolları Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince eksik evrak ile başvuru yapılmış ve bu nedenle temerrüt oluşmamış olması nedeniyle usulden reddini talep ettiklerini, kaldı ki; müvekkili şirketin tazminat hesabını yapabilmesin için kati maluliyet oranının belirlenmiş olması zorunlu olduğunu, bu durumda davaya devam edilmesi müvekkili şirket açısından haksız olarak dava masraflarına ve diğer giderlere katlanma kültefine sebep olacağını, bu sebeple eksik belge ile başvuru yapıldığından davanın usulden reddine karar verilmesini, taleplerinin kabul görmemesi halinde davacının kalıcı maluliyetinin (diğer itirazları saklı kalmak kaydıyla) Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından incelenmesini veya yetkili bir hastaneden yönetmeliğe uygun olarak rapor aldırılmasını talep ettiklerini, kazaya karışan plakalı araç müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ile sınırlı olup bedeni zarar halinde maddi tazminat talepleri şahıs başına sınırlı poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, bununla birlikte müvekkili hiçbir geçici işgöremezlik, geçici bakıcı giderleri, tedavi gideri talebinden poliçe gereği sorumlu olmadığını, kusuru ve davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, sigortalı araç sürücüsüne bilirkişi raporunda her ne kadar kusur ithaf edilmiş ise de kusursuz olduğunu, sigortalı araç sürücüsü kazanın oluşumunu engellemek adına kendince gerekli tüm önlemleri aldığını, bu nedenle tutanağı kabul etmemekle birlikte öncelikle davanın reddini, aksi halde ceza aşamasında alınmış bir kusur raporu var ise dosyaya kazandırılması akabinde bu hususta Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkili şirkete sigorta poliçesi ile bağlı aracın kusurlu olduğunun tespiti halinde tazminat hesabı için davacı gerçek gelirinin tespiti gerektiğini, ancak; başvuru dilekçesinde gelir ile ilgili hiçbir delile dayanılmadığını, bu sebeple davacının gelir konusunda delil sunma hakkı olmadığını, gelir durumunun tanıkla ispatlanması da mümkün olmadığını, bu sebeple davacının gelir ile ilgili delil ve beyanlarına şimdiden itiraz ettiklerini, SGK’dan gelir sağlayıp sağlamadığının tespiti gerektiğini, trafik kazası sonucu hak edilen destek tazminatı ticari bir işten kaynaklı olmadığından yasal faiz uygulanması gerektiğini, müvekkili şirket hakkında açılan davanın dava şartlığı yokluğundan (eksik belge) nedeniyle reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, aksinin kabulü halinde ise, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, birlikte kusur durumları gözetilerek varsa bu hususlarda resen indirim yapılmasına, SGK nezdinde alınmış bir ödeme olup olmadığının sorgulanmasına, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini müvekkil şirket adına talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu ıslah dilekçesi özetle; Sürekli iş göremezlik gideri yönünden 9.900,00 TL, olarak açtıkları tazminat talepleri HMK’nın ilgili hükümleri uyarınca 18.503,26 TL arttırarak toplam 28.403,26 TL tazminatın, İyileşme sürecinde bakıcı gideri yönünden 100,00 TL olarak açtığımız tazminat talebimizi HMK’nın ilgili hükümleri uyarınca 475,64 TL arttırarak toplam 575,64 TL tazminatın, kaza tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Esas sayılı dosyası, uyap sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Konya İl Emniyet Müdürlüğü’nün 29/12/2020 tarihli yazı cevabında … plakalı aracın 26/01/2010 tarihinden itibaren … adına tescil olduğu tespit edildiğinin mahkememize bildirildiği görülmüştür.
Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 02/04/2021 tarihli yazı cevabında … T.C. kimlik numaralı …’in 24.05.2019 tarihli olay sebebiyle İş kazası bildirim/müracaatının olmadığı, sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığını, geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı tespit edildiğini mahkememize bildirildiği görülmüştür.
Konya Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Konya Numune Hastanesi’nin 07/04/2021 tarihli yazı cevabında …’e ait tedavi belgeleri ve radyoloji CD’si mahkememize gönderilmiştir.
Konya Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Konya Meram Devlet 16/04/2022 tarihli yazı cevabında Hastanesi’nin … T.C numaralı …’e ait 10.10.2019 tarih … sayılı Engelli Sağlık Kurulu Raporu örneği ve kalça eklem grafisinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 29/04/2021 tarih ve 3689 karar sayılı raporu özetle; Sürücü …’in %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğunu, sürücü …’in %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi …, … ve … Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi … Talimat sayılı dosyasına sunmuş olduğu 26/07/2021 tarihli raporunda; Davacı sürücü …’in, meydana gelen olayda% 85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğunu, dava dışı sürücü …’ın, olayda % 15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu bulunduğu, görüş ve kanaatini bildirmiştir.

Selçuk Üniversitesi Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 24/12/2021 tarihli raporunda; Dava dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve tetkiklerden; mağdur davacı …’in 24105/2019 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, kaza neticesinde 801 femur boyun kırığı meydana geldiğini, opere edildiğini, operasyonda kırığın vidalar ile tedükte edildiğini, kırıkta kaynamanın yeterli olduğunu, sol alt ekstremitenin sağa göre 1 cm kısa olduğu sot bacak eklem harekat açıklıklarının sağa göre 420 kısıtlı olduğu anlaşılan şahsın arızasının kalıcı sakatlık niteliğinde olduğunu, mevcut arızanın “Koksa – femoral ekleminin normal hareketlerinin 9450’sini kaybettirecek şekilde sertliği” (takdiren 3/5 oranında azaltılarak) olarak değerlendirildiğini, şahsın 1974 doğumlu olup, olay tarininde 44 yaşını tamamlamış olduğu anlaşıldığını ve meslek grup numarası 1 (düz işçi) olarak kabul edilmekle; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre; A cetveli= Arıza listesi: XII. Arıza sıra no: 6a, Arıza ağırlık ölçüsü: 25, B cetveli= Meslek grup numarası: 1 (düz işçi), C cetveli= Sürekli iş göremezlik simgesi: A, D cetveli= 38-39 yaşlarındaki sigortalının meslekte kazanma gücü azalma oranı: 29×2/5=12, E cetveli= 44-45 yaşlarındaki kişinin meslekte kazanma gücü azalma oranı: 13.0 tespit edildiğini, kişide meydana gelen arızanın %13.0 (yüzdeonüçnoktasıfır) oranında kalıcı sakatlık (sürekli iş göremezlik) niteliğinde olduğunu, dosya kapsamında yer alan istirahat raporları dikkate alındığında toplam iyileşme süresinin 93 (doksanüç) gün olduğunu, kişinin bu süre zarfında mesleğini içra edeme, eğini, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilebileceğini, dosya kapsamında tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir fatura, fiş ya da makbuza rastlanılmadığını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanmış olduğunu, ancak bu nitelikteki bir yaralanmada yukarıda “III-Tedavi ve İyileşme Giderleri Kavramları ile îlgili Değarlendirme” başlığı altında belirttikleri şekilde tedavi sırasında yapılan zorunlu harcamaların olacağını (Refakatçi, özel bakıcı ve özel baslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına, doktor muayenehanelerine, fizik tedavi merkezlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tron, uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri, tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının ötel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri vs), bu tür kaçınılmaz ve zorunlu giderlerin niteliği, tarihleri ve yerleri tam olarak bilinemeyeceğinden, yaralanmanın ağırlığı, uygulanan tedavi ve ameliyatlar, refakatçi ihtiyacı olup olmadığı, hastanede yatış süresi, kontrol muayeneleri, kişinin yerleşim yerinin sağlık kuruluşlarına uzaklığı, yerleşim yeri ile sağlık kuruluşları arasında kullanılan ulaşım aracı vs gibi durumlar dikkate alındığında, söz konusu giderlerin tek tek belirlenmesinin mümkün olmadığını, takribi olarak belirlenmesinin uygun olduğunu, şahsın geçirdiği kazanın yeri, ikametgahı, tedavi gördüğü sağlık kuruluşu, yaralanmasının ağırlığı ve tedavi süreci dikkate alındığında, SGK kapsamı dışında kalan kaçınılmaz giderlerin olay tarihi itibarıyla 3.000,00 TL olarak değerlendirildiğini, (500,00 TL ulaşım, 2.500,00 TL diğer giderler), 4. …’in yaralanan vücut bölşşsi ve yaralanma ağırlığı dikkate alındığında; 1.5 (birbuçuk) ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağını ve dosya kapsamında bakıcı tutulduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmadığını ve bakım işinin aile bireyleri tarafından yapılmış olabileceğini, bu nedenle bakıcı gideri hesaplanırken asgari net ücret üzerinden hesaplama yapılmasının uygun olacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Selçuk Üniversitesi Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 04/03/2022 tarihli raporunda; Dava dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve tetkiklerden; mağdur davacı …’in 24/05/2019 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, kaza neticesinde sol femur boyun kırığı meydana geldiği, opere edildiğini, operasyonda kırığın vidalar ile redükte edildiğini, kırıkta kaynamanın yeterli olduğunu, sol alt ekstremitenin sağa göre 1 cm kısa olduğu, sağ/sol uyluk çevresi 43/41 cm, sağ/sol bacak çevresi 36.5/35 cm olduğu, sol kalça fleksiyonu 120, ekstansiyonu 30, abdüksiyonu 50, addüksiyonu 40, iç rotasyonu 15, dış rotasyonu 40 derece olduğu anlaşılan şahsın arızasının; 20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre; Sol uylukta atrofi için tablo 3.5a’ya göre kişinin engel oranı %4 olduğunu, sol bacakta atrofi için tablo 3.5b’ye göre kişinin engel oranı %3 olduğunu, Balthazard ile kişinin engel oranı %7 olduğunu, sol alt ekstremitede kısalık için tablo 3.3’e göre alt ekstremite enge! oranının %5 olduğunu, kişinin engel oranı %3 olduğunu, Baithazard ile kişinin engel oranı %10 tespit edildiğini, kişide meydana gelen arızaların %10 (yüzdeon) oranında tüm vücut fonksiyon kaybına (sürekli iş göremezlik, kalıcı maluliyet, raporun geçerlilik süresi-süresiz) neden olduğunu, dosya kapsamında yer alan istirahat raporları dikkate alındığında toplam iyileşme süresinin 93 (doksanüç) gün olduğunu, kişinin bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceğini, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilebileceğini, dosya kapsamında tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir fatura, fiş ya da makbuza rastlanılmadığını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanmış olduğunu, ancak bu nitelikteki bir yaralanmada yukarıda “III-Tedavi ve İyileşme Giderleri Kavramları ile îlgili Değerlendirme” başlığı altında belirtildiği şekilde tedavi sırasında yapılan zorunlu harcamaların olacağını (Refakatçi, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına, doktor muayenehanelerine, fizik tedavi merkezlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren, uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri vs), bu tür kaçınılmaz ve zorunlu giderlerin niteliği, tarihleri ve yerleri tam olarak bilinemeyeceğinden, yaralanmanın ağırlığı, uygulanan tedavi ve ameliyatlar, refakatçi ihtiyacı olup olmadığı, hastanede yatış süresi, kontrol muayeneleri, kişinin yerleşim yerinin sağlık kuruluşlarına uzaklığı, yerleşim yeri ile sağlık kuruluşları arasında kullanılan ulaşım aracı vs gibi durumlar dikkate alındığında, söz konusu giderlerin tek tek belirlenmesinin mümkün olmadığı, takribi olarak belirlenmesinin uygun olduğunu, şahsın geçirdiği kazanın yeri, ikametgahı, tedavi gördüğü sağlık kuruluşu, yaralanmasının ağırlığı ve tedavi süreci dikkate alındığında, SGK kapsamı dışında kalan kaçınılmaz giderlerin olay tarihi itibarıyla 3.000,00 TL olarak değerlendirildiği (500,00 TL ulaşım, 2.500,00 TL diğer giderler), …’in yaralanan vücut bölgesi ve yaralanma ağırlığı dikkate alındığında; 1.5 (birbuçuk) ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağını ve dosya kapsamında bakıcı tutulduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı ve bakım işinin aile bireyleri tarafından yapılmış olabileceği, bu nedenle bakıcı gideri hesaplanırken asgari net ücret üzerinden hesaplama yapılmasının uygun olacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Aktüerya Bilirkişi … 13/06/2022 tarihli raporunda özetle; 24.05.2019 günü meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanıp 93 günde iyileşen, bu sürenin ilk 1,5 ayında bakıcıya ihtiyaç duyan ve %13 oranında malul kalan davacı …’in; 27.08.2019 — 18.01.2045 Tarihleri Arasındaki Süre ile Sınırlı Sürekli İş Göremezliği Nedeni ile Uğradığı Maddi Zararının; 24.399,21 TL, 24.05.2019 — 09.07.2019 Tarihleri Arası 1,5 Aylık Süre ile Sınırlı İyileşme Süresinde Bakıcı Giderinden Doğan Maddi Zararının ; 575,64 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Aktüerya Bilirkişi … 10/10/2022 tarihli ek raporunda özetle; 24.05.2019 günü meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanıp 93 günde iyileşen, bu sürenin ilk 1,5 ayında bakıcıya ihtiyaç duyan ve %13 oranında malul kalan davacı …’in; 27.08.2019 — 18.01.2045 Tarihleri Arasındaki Süre ile Sınırlı Sürekli İş Göremezliği Nedeni ile Uğradığı Maddi Zararının; 30.978,99 TL, 24.05.2019 — 09.07.2019 Tarihleri Arası 1,5 Aylık Süre ile Sınırlı İyileşme Süresinde Bakıcı Giderinden Doğan Maddi Zararının ; 575,64 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 29/04/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı 28/05/2021 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Doğru şeritte ve istikamette seyreden müvekkilin geçiş önceliği olmasına rağmen araç sürücüsünün sağa kontrolsüz şekilde dönmesi nedeniyle meydana gelen kazada davacı müvekkil kusursuz olup 29.04.2021 tarihli raporda müvekkili aleyhine atfedilen kusurun taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, dosyanın yetersiz şekilde incelenmesi ile düzenlenen rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişsiz olduğunu, ceza dosyası nezdinde düzenlenen kusur raporları ile çelişkinin giderilmesi gerektiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İstanbul Nöbetçi Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan seçilecek üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi … Talimat sayılı dosyasından alınan 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı 16/08/2021 havale tarihli itiraz ve beyan dilekçesinde özetle; Belirlenen kusur oranı hatalı olup ilgili atk heyetinde incelenmesi gerektiğini, somut olay 11.08.2021 tarihli raporda itirazları değerlendirilmediğini, yeni bir inceleme yapılmadığını, yetkili merci tarafından tayin edilmeyen hatalı kusur oranının kabulü mümkün olmadığını, kaldı ki, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda herhangi bir kusur oranı da belirlenmediğini, kazanın meydana gelmesine etki edebilecek Karayolları Genel Müdürlüğü’nden kaynaklanan yol kusuru ve teknik arıza hususları da değerlendirilmediğini, dava konusu kazanın hangi sebeple meydana geldiği her durumda araştırılması gerektiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesine etki edecek trafik işaret ve lambalarından, yolun yapısından ve trafik güvenliğini tehlikeye atacak derecede görüşü engelleyecek bir hususun bulunup bulunmadığı ayrıca belirlenmesi gerektiğini, ancak söz konusu raporda bu hususlar belirtilmediğini, itirazları doğrultusunda öncelikle ATK Trafik İhtisasi Dairesinde incelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı 02/02/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle;itiraza konu rapor yanlış yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiğini, kabul etmemekle birlikte itiraza konu raporda kişinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet oranının %13 olduğu belirtildiğini, kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre rapor düzenlendiğini, kaza tarihi 24.05.2019’dur. 20.02.2019 tarihinden sonraki maluliyet incelemelerinin ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik Hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiğini, rapor bu yönüyle usule aykırı olduğunu, müvekkili hiçbir iş göremezlik tazminatı talebinden, geçici bakıcı masrafı, tedavi masrafı ve sair giderlerinden poliçe gereği sorumlu olmadığını, 6111 sayılı kanun gereği, yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonraki tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan sağlık hizmet bedelleri sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacağını, müvekkili koru sigorta a.ş’nin hiçbir şekilde geçici iş göremezlik tazminatından, geçici bakıcı ve sair tedavi masraf ve giderlerinden sorumluluğu bulunmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda karar verilmesini, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden maluliyete ilişkin yönetmeliğe uygun yeni rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin Selçuk Üniversitesi Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 24/12/2021 tarihli raporuna karşı 05/02/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle;24.12.2021 tarihli Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp ABD raporunda aleyhe tespit ve hesaplamaları kabul etmediklerini, 24.12.2021 tarihli adli tıp raporunda aleyhe olan tespit ve hesaplamalar kabulleri olmamakla, dosya tekemmül ettiğinde davalarının kabulüne, ekte sunulan makbuzların yargılama gideri hesabında dikkate alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Selçuk Üniversitesi Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 04/03/2022 tarihli raporuna karşı 07/04/2022 havale tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle;İtirazlarına konu Adli Tıp Kurul Raporunda; “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamında değerlendirilmiş ve maluliyet oranının %10 olduğu tespit edildiğini, tatbiki gereken genel şartlara göre maluliyet oranının ; 20.02.2019 tarihli ve 30692 sayılı resmi gazetede yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre tespit edilmiş olması gerektiğini, tüm itirazları saklı kalmak kaydıyla; dosyaya sunulan rapor erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliği’ne uygun düzenlenmemiş ve bu yönetmeliğe uygun rapor düzenlemeye yetkili bir hastaneden verilmemiş olduğundan başvurunun usulden reddini talep ettiklerini, 04.03.2022 tarihli Selçuk Üniversitesi Adli Tıp raporu erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliği’ne uygun olmadığını, İşbu rapor heyet teşkili sağlanmaksızın, yönetmeliğe uygun olmayarak alınmış Adli Tıp raporu olup kabulü mümkün olmadığını, öncelikle davanın usulden reddine, esas inceleme yapılacak ise esastan reddine, talebimizin kabul görmemesi halinde itirazları doğrultusunda karar verilmesini, maluliyet raporu hususunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden yönetmeliğe uygun maluliyet raporu alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin Selçuk Üniversitesi Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 04/03/2022 tarihli raporuna karşı 12/04/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle;04.03.2022 tarihli Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp ABD raporunda aleyhe tespit ve hesaplamaları kabul etmediklerini, 24.12.2021 tarihinde hazırlanmış rapor adeta yeni kurul tarafından kopyalandığını, sadece engel oranı değiştirilerek 04.03.2022 tarihli rapora yapıştırıldığını, aynı kurum tarafından hazırlanmış ve aralarında 3 ay bile olmayan iki rapor arasında müvekkilinin engellilik oranının nasıl oluyor da bu kadar afaki bir düşüş sağlayabildiğini anlayamadıklarını, raporlar arasında tutarsızlık olduğunu, 48 yaşına gelmiş ve geçimini ayakta sağlamaya mecbur birine verilen bu sürekli iş göremezlik engel oranı ve geçici iş göremezlik süresi raporu maalesef hatalı hazırlandığını, rapor, açık, anlaşılır, denetime elverişli olmadığını, önceki rapora ilişkin beyanları birlikte müvekkilinin Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yaptığı ödeme makbuzlarını sunduklarını ancak bunun yeni raporda tazminat hesaplanmasında kullanılmadığını, iki rapor arasındaki tutarların değişmemesinden anlaşıldığını, eksik inceleme ile usule ve mevzuata aykırı şekilde düzenlenmiş raporda yapılan tespitler ve belirlenen maluliyet oranı gerçeği yansıtmadığından, hükme esas alınması hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağından itiraz etme zorunluluğu hasıl olduğunu, 4.03.2022 tarihli adli tıp raporunda aleyhe olan tespit ve hesaplamalar kabulleri olmamakla, dosya tekemmül ettiğinde itirazlarının kabulüne, makbuzların yargılama gideri hesabında dikkate alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı 27/06/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Kabul anlamına gelmemekle söz konusu hesaplama %1,8 teknik faizli peşin değer hesabı ile yapılması gerektiğini, 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen poliçeler için Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları çerçevesinde TRH-2010 ölüm tablosu kullanılmalı ve %1,8 teknik faizli peşin değer hesabı yapılması gerektiğini, raporda, Genel Şartlara aykırı olarak progressif rant tekniğine göre aktüeryal olmayan hesaplama yapıldığını, kazaya karışan … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ile sınırlı olup bedeni zarar halinde maddi tazminat talepleri şahıs başına sınırlı poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, bununla birlikte müvekkilim hiçbir geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı ve tedavi gideri talebinden poliçe gereği sorumlu olmadığını, aktüer raporuna esas alınan maluliyet oranı kabul edilemez olduğunu, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarımız doğrultusunda öncelikle başvurunun usulden reddine, talebimizin kabul görmemesi halinde itirazlarımız doğrultusunda karar verilmesini, maluliyet raporu hususunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden maluliyet raporu alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı 31/10/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle;
Kabul anlamına gelmemekle söz konusu hesaplama %1,8 teknik faizli peşin değer hesabı ile yapılması gerektiğini, 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen poliçeler için Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları çerçevesinde TRH-2010 ölüm tablosu kullanılmalı ve %1,8 teknik faizli peşin değer hesabı yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte hesaplama yapılacaksa da pasif dönem 5.500 TL üzerinden hesaplanamadığını, dolayısıyla bu kapsamda pasif dönem hesabı yapılırken 4.626,19 TL üzerinden hesap yapılmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin geçici bakıcı gideri tazminatından sorumluluğu bulunmadığını, aktüer raporuna esas alınan maluliyet oranı kabul edilemez olduğunu, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda öncelikle başvurunun usulden reddine, taleplerinin kabul görmemesi halinde itirazları doğrultusunda karar verilmesini, maluliyet raporu hususunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden maluliyet raporu alınmasını talep etmiştir.
III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşbu dava;Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının trafik kazası nedeniyle cismani zarara ( sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri) uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zararın ne miktar olduğu, zararın davalıdan tazmininin gerekip gerekmediği hususları olduğu anlaşılmıştır.
Öncelikle davalının yetki ilk itirazı değerlendirmesinde; Davalı vekili yetki itirazında bulunmuş ise de yapılan yetki itirazının reddi gerekmiştir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir hükmü yer almaktadır. Her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de kazanın meydana geldiği ve zarar gören davacının yerleşim yerinin Konya olması nedeniyle yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden değerlendirmede; davalı taraf dosya kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5-c maddesinini Sürekli Sakatlık Teminatı başlıklı ”Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.” hükmü uyarınca sürekli iş göremezlik tazminatından sorumludur.
Dosya tazminat hesabı için aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek; Hem Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi uygulamaları nazara alınarak (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazan ma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenen Maluliyet oranı ile PMF 1931 Tablosuna göre ve Yargıtay Kapatılan . Hukuk Dairesi ve Yargıtay . Hukuk Dairesi Yerleşik İçtihatları nazara alınarak kaza tarihinde (24.05.2019) geçerli olan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik ile belirlenen maluliyet oranı ve TRH 2010 Yaşam Tablosu verileri kullanılarak alternatifli hesap raporu alınmıştır.
Dosya içerisinde mevcut alternatifli raporlardan her ne kadar PMF Yaşam Tablosuna göre hesaplama yaptırılmış ise de; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar ; Yargıtay (Kapatılan) . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay (Kapatılan) . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı içtihatları ile benzer mahiyetteki Yerleşik içtihatları nazara alınarak; TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsive rant sistemine göre, Erişkinler İçin Engellik… Yönetmeliği esaslarına göre tespit edilen maluliyet oranı da nazara alınarak hesaplamaların yapıldığı aktüerya bilirkişi raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Bakıcı gideri, sigorta tarafından karşılanmayan kaçınılmaz tedavi giderlerinin ve geçici iş göremezliğin teminat kapsamı dışında olup olmadığına dair değerlendirmede ise,
2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan Zorunlu Sigorta Mali/Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin itiraz ettiği kaçınılmaz tedavi giderleri, geçici iş görmezlik ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamında olduğu kabulü gerekir. Anılan değerlendirmeler uyarınca kaçınılmaz tedavi giderleri ve bakıcı giderleri yönünden davalı sorumludur.
Temerrüt tarihi ve faiz değerlendirmesinde, 2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluslarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
Faizin ticari avans faiz / yasal faiz olup olmayacağı değerlendirmesinde, kazaya sebebiyet veren ve davalı sigorta şirketinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı ile teminat altına alınan aracın ticari vasıfta olmaması nazara alınarak yerleşik Yargıtay uygulaması gereği yasal faize hükmedilmesi gerekmiştir.
IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜ İLE;
1-Davacının sürekli iş göremezlik maddi zararı için 28.403,26 TL ve bakıcı gideri maddi zararı için 575,64 TL olmak üzere TOPLAM: 28.978,90 TL’ nin davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinden, temerrüt tarihi olan 19.09.2019 tarihinden itibaren ( poliçe limiti 360.000 TL dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.979,55 TL karar harcından peşin olarak alınan 54,40 TL harç ile 99,00 TL tamamlama harcın mahsubu ile bakiye 1.826,15‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 11,50 vekalet harcı, 54,40 TL peşin harç , 99,00 TL tamamlama harcı toplamı ‭219,30 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.450,00 TL bilirkişi ücreti, 723,00 TL Adli Tıp fatura bedeli, 700,00 TL Selçuk Üni. Adli Tıp fatura bedeli, 1.185,35‬ TL Selçuk Üni. Adli Tıp fatura bedeli ‭361,60 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 744,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
7-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/12/2022

Katip Hakim