Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/437 E. 2022/379 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizin 16/06/2020 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin istinaf kanun yolu açık olan bu karara karşı davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’ nin 02/12/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararı kaldırılmakla dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin 24/07/2018 tarihinde motosikletle seyir halindeyken davalının kullanımında olan … plakalı otomobil ile aniden kontrolsüz bir şekilde müvekkilin motosikletinin sol tarafına çarptığını, meydana gelen kazadan dolayı müvekkilinin bacağında kırıklar meydana geldiğini, ağır yaralandığını 3 gün hastanede yattığını, iş gücü kaybına uğradığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, BK. 76 madde uyarınca müvekkiline acilen ihtiyacı olan 15.000,00 TL geçici ödeme yapılmasını, müvekkilinin bedeni zararlardan kaynaklanan maddi tazminattan geçici iş göremezlik ve efor kaybından dolayı uğradığı zarar için 100,00 TL, bakıcı gideri için 100,00 TL, kaçınılmaz tedavi gideri için 100,00 TL ile bilirkişi incelemesi ve yargılama sonucunda belirlenecek meblağın kaza tarihinden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilin uğramış olduğu manevi zararların giderilmesi için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı şahıslardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun olmaması nedeniyle, huzurdaki dava haksız ve hukuka aykırı olduğunu, somut olayda başvuru şartı yerine getirilmediğini, HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle başvurunun reddini gerektiğini, geçici işgörmezlik, bakıcı gideleri ve tedavi giderleri tazminatı trafik poliçesi teminatı dışında olduğunu, davacının müterafik kusuru bulunduğunu, kusurun varlığının değerlendirilerek belirlenecek tazminattan indirim yapılmasını, muaccel bir alacak oluşmadığı için müvekkil şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kaza müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, şahsın kullandığı aracın trafik kaydı olmadığını ve aracı sürmeye ehil kişilerden olmadığını, manevi tazminat talebinin çok yüksek olduğunu, davanın reddi ile sigorta şirketine ihbarına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Konya SGK İl Müdürlüğünün 21/01/2019 tarihli yazısı davacıya ait hasta dosya muhteviyatı sureti, CD ve adli rapor sureti ile SGK Başkanlığının … sayılı yazısı ile tedavi bilgileri gösterir belgeleri gönderilmiştir.
… Sigorta A.Ş.’nin 30/05/2019 taihli yazısı ile hasar dosyası sureti ile sigorta poliçe örneğinin gönderildiği görülmüştür.
Lalebahçe Polis Merkezi Amirliğinin 29/01/2019 tarihli yazısı ile davalı … sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin tutanak düzenlendiği, Karatay İlçe Emniyet Müdürlüğünün 07/02/2019 tarihli yazısı ile davalı … sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin tutanak düzenlendiği, Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğünün 25/02/2019 tarihli yazısı ile davalı … sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin araştırma raporu düzenlendiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik ihtisas Dairesinin 19/09/2019 tarihli raporu ile davacı sürücü … %70 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nin %30 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.B.D. Başkanlığının 13/11/2019 tarihli raporu ile davacıların geçici ve/veya sürekli iş gücü kaybının bulunup bulunmadığı ve varsa oranının ne olduğu, davacıların yaralanmasına ilişkin bakıcı ihtiyacı olup olmadığı, belgelendirilmeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinin ne olduğu, davacıların iyileşme süresinin ne kadar olabileceği konularında rapor alınmıştır.
Aktüerya Hesaplama Bilirkişi … mahkememize sunduğu 29/01/2020 tarihli raporunda özetle; hesaplamanın %70 kusur esasına göre yapıldığı ve davacının %30 oranındaki kusuruna karşılık gelen miktarın hesaplanan tazminattan indirildiği, davacının 24/07/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle iş göremezlik süresinde uğradığı bakıcı zararı, geçici iş göremezlik zararı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından doğan daimi iş göremezlik zararı olmak üzere maddi zararları toplamının 79.678,73 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin teminat limiti dahilinde olduğu, davacının geçirdiği trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebinin 24/12/2018 tarihli dava dilekçesine göre 400 TL olduğu, hükmedilecek maddi tazminata davalı sigorta şirketi için 15/10/2018 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 24/07/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca 22/02/2021 tarihli raporunda; Davacı … nin 24/07/2018 tarihinde uğradığı trafik kazası neticesinde yaralandığı, sol tibia-fibula diafiz fraktürü geliştiği, 11/02/2021 tarihinde yapılan muayenelerinde sol baldır ve uyluk âfrofisi olduğu, şahsın … doğumlu olup olay tarihinde 28 yaşın içerisinde olduğu, şahsın meslek grup numarası düz işçi) olduğu anlaşılmakla; meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 (düz işçi) kabul olunarak, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği göre; Gr1 – XII- 37a- 3A= % 7 olduğu, kişinin yaşına (E cetveline) göre sürekli iş göremezlik (kalıcı sakatlık) oranının % 5.1 (yüzdebeşnoktabir) olduğu, 03.08.2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yâhetmeliği hükümlerine göre; Gr1 – XII- 37a- 3A= % 7 olduğu, Kişinin yaşına (E cetveline) göre sürekli iş göremezlik (kalıcı sakatlık) oranının %5.1 (yüzdebeşnoktabir) olduğu, mevcut arızasının iyileşme süresinin 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında kişinin herhangi bir gelir getirecek işte çalışamayacağı, bu sürenin geçici iş görmezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu süre zarfında kişinin malul olduğunun kabulünün gerekeceği, kişide dosya kapsamında fatura edilmiş SGK tarafından karşılanmayan tedavi masraflarının olmadığını, ancak bu tür bir yaralanmada bir takım fatura edilemeyen (özel diyet, ulaşım, rehabilitasyon, pansuman, özel hastane muayene farkı gibi vb.) masrafların olacağını, kaçınılmaz giderlerin yapılan masrafların niteliği, yapığgıkları tarih..ve yerler dikkate alındığında ayrı ayrı kaleme alınmasının mümkün olmadığı, yaralanmanın ağırlık ölçüsü de dikkate alındığında bu tür giderlerin 5.000,00 TL olarak değerlendirildiğini(bu tutarın 1.500,00 TL’si ulaşım gideri, 3.500,00TL’si refakatçi,özel beslenme vs. gideri olarak değerlendirildiği, bu değerlendirme yapılırken yaranın ağırlık ölçüsü, kişinin tedavi olduğu merkezle, yerleşim yeri gibi unsurların göz önüne alındığı), tedavi sırasında veya sonrasında yapılı”nası zorunlu dolaylı harcamalara ilişkin kaçınılmâz tedayi giderlerinin tespitinde; Refakatçi, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri, Yol giderleri (hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına, doktor muayenehanelerine, fizik tedavi yerlerine gidip gelme yol giderleri), hastanın başka bir şehirde veya yurt dişında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarızın (otomobil, otobüs, tren, uçak gibi) taşıt giderleri, tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri, haksız eyleme uğranıldığı veya kaza geçirildiği sırada, hastanın yakınları uzak bir yerleşim;’yerinde iseler, onların hastanın tedavi gördüğü kente geliş gidiş ulaşım giderleri ile geldikleri yerde otel, lokanta gibi barınma ve beslenme giderleri, hastaneden çıktıktan sonra evde bakımı sürdürülen yaralı için eve gelip giden iğneci, pansumancı fizyoterapist gibi kişilere ödenen ücretler, hekimlerce gerekli görülmesi durumunda kaplıca, ılıca, dağ veya deniz kıyısı gibi hava değişim yerlerine ödenen paralar, tedavisi sonuçlanmasına karşın, bir süre toplu taşıma araçlarına binemeyen veya kendi hastanın işe gidiş geliş taksi ücretlerinden, toplu taşıma ücretlerinin veya kendi aracı benzin paraları indiriminden sonra aradaki farktan oluşan harcama kriterlerinin dikkate alındığı, iyileşme süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, bu sürenin ilk 3(üç) ayında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 08/10/2021 tarih ve … -… -… sayılı raporu özetle; … ve … oğlu, … doğumlu … ’nın 24/07/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII(32a……….1)A %5, E cetveline göre %4,1 (yüzdedörtvirgülbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi … mahkememize sundukları 18/02/2022 tarihli raporunda özetle; Hesaplama … plakalı araç sürücüsüne atfedilen … kusur oranı esasına göre yapıldığını, davacıya atfedilen 9630 oranındaki kusur hesap edilen tazminatlardan indirildiğini, davacı Hussein Hmıdı’nın 24.07.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle uğradığı; Geçici iş göremezlik maddi zararı 11.946,75 TL, Sürekli iş göremezlik maddi zararı 54.647,90 TL, Tedavi Gideri maddi zararı 3.500,00 TL, Bakıcı gideri maddi zararı 4.261,95 TL olarak hesaplandığını, hesap edilen tazminatlar ZMSS Poliçesi 2018 yılı teminat limitleri dâhilinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davada uyuşmazlık, davacının trafik kazası nedeniyle davacının talep ettiği geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik, bakıcı giderleri, kaçınılmaz tedavi giderleri ve manevi tazminat zararı oluşup oluşmadığı, tazmininin gerekip gerekmediği hususuna ilişkindir.
Mahkememiz … Esas … Karar sayılı ve 16/06/2020 tarihli hükmü, davalılar vekillerince istinaf edilmiş ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 02/12/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile kaldırılmış ve dosya mahkememiz yeni esasına kaydedilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Mahkememizce kusur ön sorun değerlendirmesinde, Ankara Trafik İhtisas Dairesinden alınan hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, davacı Hussein Hmdi’nin ise %30 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Davalı vekili kusur yönünden alınan rapora itiraz etmişse de dosyada mevcut trafik kaza tutanağı ve adli tıp trafik ihtisas dairesi raporu birbiriyle uyumlu olduğundan itirazı reddedilmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 02/12/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı hükmü gereği önceki düzenlenen maluliyet raporları arasındaki çelişkiler giderilmiştir.
Maluliyete ait değerlendirmede, mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı bünyesinde rapor almıştır.
Kaza tarihi 24/07/2018 tarihinden sonra ise, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.5 maddesinin (c) bendi ikinci paragrafındaki “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır” hükmü gereğince 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Anılan düzenlenme uyarınca mahkememiz rapor almıştır. Anılan raporda kazada meydana gelen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre % 7 olduğu, kişinin yaşına (E cetveline) göre sürekli iş göremezlik (kalıcı sakatlık) oranının % 5,1 olduğu, 9 ay geçici iş göremez olduğu, ve bakıcıya ihtiyacı olduğu değerlendirilmiştir. Davalı taraf alınan raporun hatalı değerlendirme yapıldığı, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve SGK kapsamı dışında kalan tedavi giderleri trafik poliçesi teminatı dışında olduğundan bahsedildiği belirtmiştir. Alınan raporun heyet tarafından düzenlenmiş olduğu, görevlilerin profesör ve konusunda uzman araştırma görevlisi hocalarının yer alması karşısında bu rapor kabul edilmiştir.
Aktüerya/hesap incelemesi bakımından, mahkememiz kaza tarihi dikkate alınarak PMF 1931 yaşam tablosu üzerinden hasaplama yapılması amacıyla dosyayı aktüerya lisansı olan bilirkişiye tevdi etmiştir. Anılan raporun yöntemine uygun olduğu anlaşıldığından mahkememizce kabul görmüştür.
Aktüerya bilirkişi raporunun trafik kazası nedeniyle iş göremezlik süresinde uğradığı bakıcı zararı, geçici iş göremezlik zararı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından doğan daimi iş göremezlik zararı olmak üzere maddi zararları toplamının 79.678,73 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin teminat limiti dahilinde olduğu anlaşılmakla, usulüne uygun ve denetime elverişli alınan bilirkişi raporu olduğu değerlendirilmiştir.
Sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden değerlendirmede; davalı taraf dosya kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5-c maddesinini Sürekli Sakatlık Teminatı başlıklı ”Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.” hükmü uyarınca 48.552,63 TL’lik sürekli iş göremezlik tazminatından sorumludur.
Bakıcı gideri ve geçici iş göremezliğin teminat kapsamı dışında olup olmadığına dair değerlendirmede ise,
2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
21/11/2017 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: … )
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 02/04/2018 başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali/Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin itiraz ettiği geçici iş görmezlik ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamında olduğu kabulü gerekir. Anılan değerlendirmeler uyarınca geçici işgöremezlik ve tedavi ve bakıcı giderleri yönünden davalılar sorumludur.
Müterafık kusur indirimi iddiaları yönünden değerlendirmede; davalılar vekillerinin davacının kaza esnasında kask takmadığı yönünde iddiasının mevcut olmasına rağmen bu hususun dosya kapsamından ispatlanamaması nedeniyle herhangi bir indirime mahkememizce gidilmemesi kanaati oluşmuştur.
Temerrüt tarihi ve faiz değerlendirmesinde, 2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz is günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
Yapılan değerlendirmeler ve mahkememizce alınan tespit edilen miktar uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava öncesi sigorta şirketine müracaat olduğundan tebliği takip eden 8 iş günü sonrası temerrüd oluştuğundan 15/10/2018 faiz başlangıç tarihi kabul edilmiştir.
Davacının manevi tazminat taleplerinin incelenmesinde; 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile kanunun 51. maddesi “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmü gereğince hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de, takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça belirtilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Zira kanunun takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK m. 4 hükmünde açıkça belirtilmiştir.
Bu çerçevede davacıların manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde, manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür.
24/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacıların çektikleri acının ve üzüntünün boyutları ve hakkaniyet ilkeleri, hak ve nesafet kuralları ile uğranılan manevi zarar durumları nazara alınarak davacının manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı yönünden 20.000,00 TL, manevi tazminatın uygun olduğu kanaatine varıldığından, davalılardan … ve … tahsili ile davacılara verilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı sonrası yapılan yargılamada ve alınan raporlarda usuli kazanılmış hak kavramına dikkat edilerek karar verilmiştir. Şöyle ki;
“Usuli kazanılmış hak” kavramı Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş usul hukukunun vazgeçilmez ana temellerinden olup, bir davada kesinleşen kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu gibi, bu usul kuralı davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade eder.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 281.maddesinde bilirkişi raporuna itiraz düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde; “…Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeyle, tarafların tatmin olmamaları hâlinde, bilirkişi raporuna itirazda bulunabilme olanaklarının varlığı güvence altına alınmıştır. Bu düzenleme çerçevesinde, bilirkişi raporunda bazı hususlarda eksiklikler mevcutsa yahut raporda bazı hususlar belirsizlik arz ediyorsa, taraflar, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik arz eden hususların ise bilirkişiye açıklattırılmasını yahut yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını temin için, raporun kendilerine tebliğinden itibaren onbeş günlük süre içinde, mahkemeye itirazda bulunabilirler. Bilirkişiye yöneltilecek olan sorular, tarafların da görüşü alınmak suretiyle somut olarak belirlenecek olursa, rapora itiraz olasılığı da önemli ölçüde azalır ve bu suretle yargılamanın uzamasının da önüne geçilmiş olur. Burada rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan onbeş günlük süre, kesin süredir; hak düşürücü bir nitelik taşır. Dolayısıyla, taraflar, bu süre içerisinde, itirazlarını dile getirmez ise bilirkişi raporu, onlar bakımından kesinleşir; yani taraflar rapora itiraz olanağını tümüyle kaybederler. Bu durum, zaten Tasarının 100 üncü maddesinde yer alan ve kesin sürelerle ilgili genel bir düzenleme öngören kuralın birinci ve üçüncü fıkralarının işlerlik kazanmasının doğal bir sonucudur…” şekilde düzenlenmiştir.
HMK’nun 280.maddesinde; “Bilirkişi, raporunu varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak Mahkemeye verir, verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” düzenlemesinin, 281/1 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususları, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesinin mevcut olduğu, buradaki amacın tarafların raporu okuyup değerlendirmeleri ve varsa itirazlarını bildirebilmeleri olduğu, bu durumda, yani taraflara raporun tebliğ edilmesi ve sonrasında taraflarca rapora itiraz edilmemesi halinde raporun itiraz etmeyen bakımından kesinleşeceği, artık rapora itiraz etme imkanının ortadan kalkacağı, bu hususun kesin sürelerle ilgili düzenlemelerin bir sonucu olduğu,Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir. (Bkz. Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar; aynı daire … Esas… Karar sayılı,… Esas … Karar sayılı ilamları)
Bu kapsamda hükme esas maddi tazminat miktarına ilişkin davacı vekiline ihtaratlı olarak tebligat ile tebliğ edilmiş olmasına rağmen, bilirkişi raporuna yazılı veya sözlü olarak iki haftalık süre içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, bu durumun davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilerek karar verilmiştir.
Ayrıca mahkememiz BAM kaldırma kararı öncesi verilen kararda maddi hata yapılarak aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan kaçınılmaz tedavi gideri maddi zararı mahkememizce düzeltilerek hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının maddi tazminat isteminin KABULÜ İLE,
A- Davacının sürekli iş göremezlik maddi zararı için 48.552,63 TL’ nin davalılardan … ve … ‘ den kaza tarihi olan 24.07.2018 tarihinden, zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 15.10.2018 tarihinden itibaren ( poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B- Davacının geçici iş göremezlik maddi zararı için 11.945,71 TL’ nin davalılardan … ve … den kaza tarihi olan 24.07.2018 tarihinden, zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 15.10.2018 tarihinden itibaren ( poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
C- Davacının kaçınılmaz tedavi gideri maddi zararı için 3.500,00 TL’ nin davalılardan … ve … ‘ den kaza tarihi olan 24.07.2018 tarihinden, zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 15.10.2018 tarihinden itibaren ( poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
D- Davacının bakıcı gideri maddi zararı için 14.180,38 TL’ nin davalılardan … ve … ‘ den kaza tarihi olan 24.07.2018 tarihinden, zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 15.10.2018 tarihinden itibaren ( poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan … ve … ‘den kaza tarihi olan 24.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşteken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ait istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 5.340,35 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 172,15 TL ve tamamlama harcı 171,50 TL, ıslah harcı 100,01 TL harcın mahsubu ile eksik olan 4.896,69 TL karar ve ilam harcının (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 35,90 TL başvuru harcı, 172,15 TL peşin harç, 171,50 TL tamamlama harcı, 100,01 TL ıslah harcı ile 7,80 TL vekaletnâme suret harcı olmak üzere toplam 487,36 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1. maddesi gereğince kabul edilen maddi tazminat nedeniyle hesaplanan yürürlükteki avukatlık ücret tarifesi gereğince; davacı vekili için takdir edilen 10.963,16 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/1. ve 13/1. maddeleri gereğince kabul edilen manevi tazminat nedeniyle hesaplanan yürürlükteki avukatlık ücret tarifesi gereğince; davacı vekili için takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … ve … ‘den alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2. maddesi gereğince reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden takdir ve hesaplanmış olan azami 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ e verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 314,50 TL adli tıp gideri, 907,46 TL posta ve tebligat gideri ile adli rapor fatura gideri 1.858,50 TL olan toplam 3.880,46 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre (0,9811 oran) 3.807,37 TL’ sinin davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve dosyada bakiye fazla kalan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalılardan … vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip Hakim