Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/436 E. 2022/606 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Borçlu …, davacı …. Tic. Ltd. Şti. şirketine borcu sebebi ile Konya . İcra Müdürlüğünde … E. dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini ve takip durdurulduğunu, borçlu itiraz dilekçesinde davacı şirkete herhangi bir borçları olmadığının belirtildiğini ve takibe, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, ancak davacı şirket ile borçlu arasında ticari ilişki sebebiyle; borçlu ile davacı arasında mal satışı ilişkisi bulunmakta olup fatura içeriğinde yer alan “Motorin” içerikli 05.11.2018 tarihli … nolu 2.954,52 TL bedelli, 05.11.2018 tarihli … nolu 3.180,92 TL bedelli, 19.10.2018 tarihli … nolu 3.599,76 TL bedelli, 19.10.2018 tarihli … nolu 3.056,40 TL bedelli, 20.09.2018 tarihli … nolu 2.954,52 TL bedelli, 20.09.2018 tarihli … nolu 6.559,94 TL bedelli , 05.10.2018 tarihli … nolu 2.982,82 TL bedelli, 03.09.2018 tarihli … nolu 8.676,78 TL bedelli, 21.11.2018 tarihli … nolu 6.344,86 TL bedelli, 21.11.2018 tarihli … nolu 1.845,16 TL bedelli faturaların düzenlendiğini, TTK. 21/2 gereğince “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu İçeriği kabul etmiş sayılır.” Borçlu taraf yasal süresi içerisinde faturaya itiraz ettiğini ve faturanın içeriğinin kesinleştiğini, borçlu taraf davacı firmadan mal alımı yaparken öncelikle veresiye satış fişleri düzenlediğini, teslim alan tarafından imzalandığını, yani malların teslimi hususunda bir çelişkinin olduğunu, ancak buna rağmen teslim alınan mallar sebebiyle kesilen faturalardaki borç davalı tarafça ödenmediğini, borçlu şahısın yasal süresi içerisinde borca itiraz ettiğini, bu nedenle davalı borçlu şirketin haksız ve dayanaktan yoksun olarak yaptığını, itiraz sebebi ile icra takibinin durması sebebi ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ettiğini, borçlunun Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacı taraf aradaki ticari ilişki sebebiyle veresiye satış senetleri ve faturalara dayanarak davalı aleyhine icra takibine girdiğini, akabinde iş bu davayı ikame ettiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı taraf Türk Ticaret Kanununa göre tebliğ edilen faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmezse fatura içeriğini ve mahiyetini kabul etmiş sayılır hükmüne dayandığını, bu hükümün açık ve doğru olduğunu, ancak yine Ticaret Kanununda fatura tanzim eden ve tebliğ edilen arasında bir akdi ilişki aradığını, yine belirtmek gerekir ki sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi akdi ilişkinin varlığının kanıtı olmadığını, bu nedenle akdi ilişkinin inkarı halinde faturayı düzenleyen kimsenin bu ilişkinin varlığını kanıtlaması gerektiğini, davacı taraf faturalar ile beraber veresiye satış senetlerini dosyaya delil olarak eklediğini, veresiye satış senetlerinde dört adet davalı …’e ait imza bulunduğunu, ancak iş bu imzaların davalının imzası olmadığını, İş bu imzaları davalı adına yetkisiz işlem yapan ve sahte imza kullanarak evrak düzenleyen … attığını, haksız ve hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen bu eylemlerden yeni haberdar olan davalı … hakkında da suç duyurusunda bulunduğunu, söz konusu veresiye satış senetlerindeki imzalar davalıya ait olmadığı düşünüldüğünde yine davacı tarafın faturaya konu malları davalıya teslim etmediği sonucu ortaya çıkacağını, belirtmeliyiz ki malların teslimine ilişkin ispat yükü faturayı tanzim eden yani davacı üzerinde olduğunu, bu husus kanıtlandığında davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, davacı tarafın %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Konya Selçuk Vergi Dairesinin 18/10/2020 tarihli cevabi yazısında …’ün bilanço esasına göre defter tuttuğunun bildirildiği görülmüştür.
Konya Ticaret Odasının 24/12/2020 tarihli cevabi yazısında …’ün kaydına rastlanılamadığını bildirildiği görülmüştür.
Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 18/12/2020 tarihli cevabi yazısında
Aksaray İl Emniyet Müdürlüğünün 02/03/2021 tarihli cevabi yazısında … plakalı aracın tescil bilgilerinin gönderildiği görülmüştür.
Konya İl Emniyet Müdürlüğünün 02/03/2021 tarihli cevabi yazısında … ve … plakalı araçların tescil bilgilerinin gönderildiği görülmüştür.
Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün 03/03/2021 tarihli cevabi yazısında … plakalı aracın tescil bilgilerinin gönderildiği görülmüştür.
Karataş İlçe Jandarma Komutanlığının 27/12/2021 tarihli cevabi yazısında …’ün sosyal ve ekonomik durumu hakkında bilgi verildiği görülmüştür.
Mahkememizce …’ün imza örneklerinin aldığı görülmüştür.
Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 24/01/2022 tarihli cevabi yazısında …’e ait sgk kayıtlarının bildirildiği görülmüştür.
SMMM Bilirkişisi … ‘nin mahkememize sunmuş olduğu 27/09/2021 tarihli raporunda özetle; davacının 2018-2019 yılı e-ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin yasal defterlerine göre davalı yandan icra takip tarihi itibariyle 53.271,34 TL alacaklı olduğu, icra takibine dayanak faturaların defter kayıtlarında yer aldığı ve B formlarında bildirildiği, davalı yan tarafından düzenlenen iade faturasının bulunmadığı, icra takibine konu edilen davacı yan tarafından davalı adına düzenlenen faturaların usulüne uygun ve açık fatura olarak düzenlendiği, davacı yanın icra takibine konu ettiği alacak tutarının 40.000,00 TL olması nedeniyle talebe bağlılık ilkesi gereği davalı yandan 40.000,00 TL alacaklı olduğu, davalı yan tarafından, ticari defterlerinin yerinin bildirilmediği bu nedenle davalı ticari defterlerinin incelenmediği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin mahkememize sunmuş olduğu 07/06/2022 tarihli raporunda özetle; inceleme konusu eresiye satış fişlerinde … adına atılı imzalar ile …’ün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farkılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ün eli ürünü olmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf dava dilekçesiyle, davalı adına düzenlenen faturaların davalı tarafından ödenmemiş olduğunu, faturanın ödendiğine ilişkin ispat külfetinin borçluya ait olduğunu, davacıya bu faturalar nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesiyle, davacı tarafın aralarındaki ticari ilişki sebebiyle veresiye satış senetleri ve faturalara dayanarak icra takibine başlatıldığı, ilgili fişlerdeki imzaların davalı …’e ait olmadığı, yetkisiz işlem yapan Sadi Koyuncuya ait olduğundan dolayı davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri sunulması ve yerlerinin bildirilmesi hususunda süre tanınmış olup, davalı tarafın tanınan süre içerisinde ticari defterler yerlerinin bildirilmediği, toplanan deliller itibariyle, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere dosya bilirkişi … tevdi edilmiş olup, 27/09/2021 tarihli raporda neticeten; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu; davacının ticari defter kayıtlarına göre, icra takip tarihi itibariyle davalı yanın davacı yana 53.271,34 TL borçlu olduğu, davacı yanın icra takibine konu edilen talebe bağlılık ilkesine göre 40.000,00 TL’lık icra takip tutarı kadar alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli, dosya muhtevası ile uyumlu, denetlenebilir mali müşavir bilirkişi … raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Mahkememizce …’ün imza incelemesi yapılması nedeniyle dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine rapor tanzim edilmek üzere gönderilmiş olup, 07/06/2022 tarihli raporda neticeten; inceleme konusu satış fişlerindeki imzaların …’ün el ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Dava konusu icra takibine dayanak fatura içeriğine konu veresiye fişleri üstündeki ismi bulunan kişilerin davalı çalışanı olup olmadığı yönünde araştırma yapılmış olup, 25/12/2021 tarihli kolluk tutanağında … ve … …’ün çalışanı olmadığı, … ve … …’ün çalışanı oldukları tespit edilmiş olup, yine Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 24/01/2022 tarihli cevabi yazısında … , … ve … davalının çalışanı olduğu tespit edilmiştir.
Veresiye fişlerinde plakaları belirtilen … plakalı aracın davalı …’den devir gittiği; … plakalı aracın davalı …’den devir gittiği, … plakalı aracın davalı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 222/3. Maddesi ” …İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir…” hükmüne havidir.
Mahkememiz 1. Celsesinin 6. Fıkrasının 1.c bendinde ticari defter ve belgelerin tanınan kesin süre içerisinde sunulmadığı veya bilirkişi incelemesine açılmadığı takdirde usulüne uygun tutulmuş karşı taraf defterlerinin aleyhlerine delil olarak değerlendirilebileceği taraflara ihtar edilmiştir.
HMK kapsamında deliller; kesin delil ve takdiri delil olmak üzere 2 ana başlık üzerine toplanabilmekte olup; kesin deliller yargılamaya safhasında mutlak olarak dikkate alınması gereken deliller olup, takdiri deliller, mahkeme tarafından dosya kapsamına göre değerlendirilerek yargılamaya esas alınacak mahiyette ve ilgili delilin aksini gösterir daha güçlü bir delil bulunmadığı takdirde dikkate alınabilecek deliller olarak tanımlanabilmektedir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; Her ne kadar teslime dair delil niteliğinde sunulan veresiye fişleri üzerinde davalı adı altında atılı imzaların davalıya ait olmadığına yönelik ATK raporu düzenlenmiş ve bir kısım fişler altındaki isim ve imzalar dava dışı kişilere ait ise de; dava konusu takibe dayanak olarak sunulan belgeler faturaya dair olmakla birlikte, ilgili fatura içeriklerinin veresiye fişleri ile tam uyumlu olmaması ve taraflar arasındaki ticari ilişkiye ve ticaret konusu akaryakıtın alım ve kullanım teamüllerine göre toplam alacak kalemleri üzerinden oluşturulduğunun belirli olması, veresiye fişleri üzerinde imzası bulunan bir kısım kişilerin davalı çalışanı olması, fişler üzerinde plakaları belirtilen araçların davalı adına veya davalıdan devirle giden veya davalı çalışanlarının yakınlarına ait olması ile birlikte ilgili fişlerin davalının bilgisi dışında gerçekleştirildiği savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olması ve ayrıca davacının tacir, davalının ise bilanço esasına göre defter tutacak nitelikte ticari iş ve işlemlerinin bulunması hasebiyle, takibe konu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması durumunda dahi, bu tespit, yerleşik Yargıtay içtihatlarına (Örn: Yargıtay . HD … E. … K.) göre teslime karine teşkil edeceğinden ve tanınan ihtaratlı kesin süre içerisinde davalı tarafından bilanço esasına göre tutulan defter yerlerinin bildirilmemesi ve mahkememiz bilirkişi denetimine açılmaması karşısında, davacının tanınan süre içerisinde defter yerlerini bildirmesi ve incelenen defterlerde davalı ile aralarındaki ticari ilişkinin tespit edilmesi ve dava konusu edilen alacak miktarından daha fazla miktarda alacağının bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; Mezkur HMK 222/3 maddesi ve mahkememiz ihtarları gereği usulüne uygun şekilde tutulan davacı ticari defterleri lehine delil olarak değerlendirilmiş ve yine her ne kadar veresiye fişlerinin tamamı üzerinde davalının adının bulunmuyor olması veya adının bulunduğu veresiye fişlerindeki imzaların davalıya ait çıkmamasına ilişkin deliller mevcut ise de; bu delillerin takdiri delil mahiyetinde olması ve doğrudan takip konusu faturalar ile ilişkili olmaması nedeniyle, bilanço esasına göre defter tutan davalının, defterlerini denetime açmaması ve davacı ticari defterlerinin lehine delil olarak değerlendirilecek vasıfta olmasına göre, davacının ticari defterleri dosya kapsamında toplanan diğer delillerden daha güçlü bir delil olarak kabul edilmiş ve kesin nitelikte olmayan, takdiri mahiyetteki sair deliller mahkememizce yargılamaya esas alınmamıştır. Bu cihetle; davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalara ilişkin olarak taleple bağlılık ilkeleri gereği davacının, davalıdan 40.000,00 TL alacaklı olduğu takdir ve kanaatine varılmış olup, alacak faturaya bağlı olduğundan ve alacak miktarı likit ve muayyen olduğundan, tespiti herhangi bir yargılama gerektirmediğinden %20 oranında icra inkar tazminatınında davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile, takibin DEVAMINA,
2-Alacak likit ve muayyen olduğundan hüküm altına alınan miktar üzerinden % 20 oranında hesaplanan 8.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken ‭2.732,4‬0 TL karar harcından peşin olarak alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭2.049,3‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 vekalet harcı, 683,10 TL peşin harç toplamı 745,30 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 650,00 TL bilirkişi ücreti, 1.295,00 TL adli tıp kurumu ücreti, ‭136,68‬ TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam: ‭2.081,68‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2022

Katip … Hakim …