Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/435 E. 2022/745 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 15.06.2019 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği … ili … ilçesi … Mah. … Ada … parselde devam eden “… ” isimli projenin inşaatı kapsamında birçok aliminyum işleri, eksiksiz anahtar teslim benzeri işlerinin; projeye, teknik şartnameye, ilgili sözleşme ve eklerine uygun biçimde ve tamamen davalı taşeron şirketçe yapılması ve müvekkili şirkete teslim edilmesi gerektiğini, bu sözleşmeye ek olarak 02.09.2019 tarihli ek protokol imzalandığını, bu protokol gereğince; davalı şirketin imzalanan taşeronluk sözleşmesince öngörülen edimlerini eksiksiz yerine getirmesi halinde ilgili projedeki 2 adet bağımsız bölümün … adlı şahısa devredileceği öngörüldüğünü, davalı, sözleşme ile taahhüt ettiği işleri yarım bıraktığını ve müvekkilini mağdur ettiğini, bu sebeplerden ötürü; 27.03.2020 tarih ve 18646 yevmiye no’lu ihtarnameyle yarım kalan işlerin tamamlanması istendiğini, aksi halde ek protokolde anlaşılan dairelerin teslim edilmeyeceği ve her türlü yasal hakkın kullanılacağı belirtildiğini, bu süreçte müvekkili şirkete konuyla ilgili ne bir bilgilendirme de bir geri dönüş yapılmadığını, müvekkili şirket 05.06.2020 tarih ve 27087 yevmiye no’lu ikinci ihtarname ile 02.09.2019 tarihli ek protokolden dönüldüğünü ve dairelerin teslim edilmeyeceğini ve ayrıca tazminat ödenmesini, fatura kesilmesini, başka firmaya yaptırılan bedelin ödenmesini, cariden kalan borcun ödenmesini, gecikilen günler için cezai şart ödenmesini, SGK primi nedeniyle ödeme yapılmasını ihtaren bildirdiğini, bu ikinci ihtara rağmen yarım kalan işler davalı tarafından tamamlanmadığını, fatura kesilmediğini, SGK primleri ödenmediğini ve müvekkili mağdur edildiğini, ancak buna rağmen müvekkili 3. Kişilere vermeyi taahhüt ettiği daireleri verdiğini ve iş karşılığı ödenmek üzere imzalanan tüm senetler ödendiğini, müvekkili tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalı Berra Cephe Sistemleri, 15.06.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi ve ek olarak yapılmış olan 02.09.2019 tarihli protokol gereğince sözleşmede yer alan edimlerin 30.10.2019 tarihine kadar tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesi kararlaştırılmış olmasına rağmen bu işleri yarım bıraktığını ve müvekkili mağdur ettiğini, davalı fatura kesmeyerek, bu mükellefiyetini yerine getirmediğini ve müvekkilini zarara uğrattığını, Katma Değer Vergisi’nin mükellefi; inşaat ve onarım işleri nedeniyle kendilerine hakediş ödenen, dolayısıyla ticari kazanç elde eden taşeronlar olduğunu, 15.06.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesinin 7. maddesinde “…her çeşit sigorta primleri, işçi ve işveren hisseleri, genel tatil günü yevmiyeleri vs. bilcümle vecibeler taşerona aittir…” denilmesine rağmen davalı şirket bu primleri ödemediğini, müvekkili şirketin eksik işleri başka bir firmaya tamamlatması yasaya ve usule uygun olduğunu, yapılan eksik işlerden dolayı müvekkilinin başkasına yaptırdığı ve ödemek zorunda kaldığı bedelin müvekkiline iadesi gerektiğini, 15.06.2019 tarihli sözleşmede belirlenen cezai şart ve gecikme cezalarının taraflarına ödenmesi gerektiğini, sözleşmenin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle 15.06.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesinin 5. Maddesinde “,…işin taşeron tarafından geciktirilmesi halinde her gün için iş bu sözleşme ile belirtilen bedelin%2’si oranında cezai şart…” ile “bitiremediği takdirde geçecek her gün için 2.000 TL” belirtilen cezaların taraflarına öldenmesi gerektiğini, davalı tarafından fatura kesilmemesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın karşılanması gerektiğini, SGK primlerinin davalı şirketçe ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazmini gerektiğini, nitekim eksik işlerin yanında davalı, fatura kesmediğini, SGK giderlerini ödemediğini, açık hesap borcunu ödemediğini ve müvekkilini birçok zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu beyanla; fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile ve aşağıda belirttikleri alacakların tamamının reeskont avans faizi ile birlikte; davalı şirket namı hesabına başka bir firmaya yaptırılan eksik işler bedelinin şimdilik 31.501TL (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) ödenmesine, sözleşme gereği eksik ve ayıplı ifalar ile ceza içeren maddeler uyarınca ve gecikme nedeniyle cezai şart ve tazminat için şimdilik 1.000,00 TL (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) tutarında ceza ödenmesine, kısmi yapılan işlemler için kesilmesi gereken faturanın kesilmesini, fatura kesilmez ise şimdilik 1.000,00 TL (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) KDV ve Kurumlar Vergisi bedelinin müvekkili şirkete ödenmesine, SGK primleri nedeniyle zarar için şimdilik 1.000,00 TL (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) ödenmesine; cariden kaynaklanan borçtan dolayı şimdilik 1.000,00 TL (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) borcun ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya . Noterliği’nin 29/12/2020 tarihli yazı cevabında 27/03/2020 Tarih … yevmiye numaralı ve 05/06/2020 tarih … yevmiye nolu ihtarname suretleri ekte mahkememize gönderilmiştir
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 21/01/2021 tarihli yazı cevabında … Ticaret Limited Şirketi’nin müdürlüklerinde tescilli son ticari ikametgahi … Mahallesi … Sk. No: … … /KONYA olduğunu mahkememize bildirildiği görülmüştür.
Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 03/03/2021 tarihli yazı cevabında kurumlarında işlem gören … ve … işyeri tescilli … Tic. Ltd. Şti. İle ilgili servis yazılarını kapsayan belgenin gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce 17/09/2021 tarihinde inşaat mühendisi bilirkişisi alınarak keşif yapılmıştır.
İnşaat Bilirkişisi …, Muhasebe Bilirkişisi …, Hesap Bilirkişisi … 28/01/2022 tarihli raporunda özetle; Dava konusu sözleşmeye dayalı işin … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada,… parselde bulunan “…” projesi olarak adlandırılan konutların alüminyum giydirme ve kaplama işi vb. İmalatlar olduğunu, taraflar arasında 15.06.2019 tarihinde taşeronluk sözleşmesi ve 02.09.2019 tarihli ek protokol imzalandığı, dava konusu sözleşmede yer alan imalatlara ilişkin projede, kompozit kaplama, profil taşıyıcı sistemi ve hesapları ile kaplama malzemelerine ait herhangi bir teknik şartname, detay resmi vb. belge bulunmadığını, sözleşmeye dayalı işte yapılan imalatlarda kompozit kaplama, profil taşıyıcı sistemi ve hesapları ile kaplama malzemelerine ait herhangi bir teknik şartname, detay resmi vb. belge bulunmaması nedeniyle, davalının sözleşmedeki edimlerini fen ve sanat kaidelerine göre yerine getirmediğinden hatalı imalatlar olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacı vekilinin sunduğu faturada 2. maddede yer alan 50*100 boyalı kutu profilin estetik amaçlı saçak uçlarında kullanıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer almadığından değerlendirilemeyeceğini, dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup yapılan fen ve tekniğine uygun yapılmamasından ( gizli ayıplı imalat ) dolayı oluşan zararın tazminine ilişkin olduğunu, eksik işler bakımından yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda muayene ve ihtar mecburiyeti olmadığını, eserdeki noksanlıkların bedeli teslimde ihtirazı kayda gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içinde her zaman istenebileceğini, eksik işler bedeli gizli ayıpların ortaya çıktığı tarih itibariyle ve teslim tarihinden sonraki tarihte oluşan rayiç bedele göre hesaplandığını, yüklenicinin eseri teslim borcu T.B.K. da açıkça düzenlendiğini, bu sebeple – borca aykırı davranış durumunda genel hükümlere TBK 117-126 maddeleri dikkate alınması gerekeceğini, ancak TBK 473/1. Maddesi gereğince iş sahibinin teslim için belirlenen zamanı beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebileceği hükmü ve iş sahibinin TBK 475. Madde gereğince işin kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı eser olması halinde seçimlik ileceğinden sözleşmede kararlaştırılan teslim süresinin geçmesi veya kalan bitirilmesinin imkansız olması durumunda TBK 473/1 madde gereğince iş sahibi yükleniciye süre vermeksizin sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunu, bu nedenle iş sahibi; davada Konya . Noteri 05.06.2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmeden ek protokolden dönüldüğünü, sözleşmenin 5. maddesi gereğince cezai şart ve işin başkasına yaptırılması sebebiyle tazminat talep edeceğini belirttiğini, bu şekilde teslimde gecikerek temerrüde düşen yüklenicinin işi tamamlamasını beklemek yerine aynen ifadan vazgeçilerek eksik işler bedeli ve cezai şartın tahsilinin talep edildiği, sözleşmeden dönem nedeniyle borç ilişkisi geçmişe etkili olarak sona ereceğinden cezai şartta baştan itibaren ortadan kalkacağından bu hususun değerlendirilmesinin hakimliğimize ait olduğunu , taraflar arasında imzalanan sözleşme ekinde ve projesinde olmayan yapılacak imalatlara ait teknik şartname, detay resmi, taşıyıcı sistem hesabı vb. hususlar yer almadığından, davalının fen ve sanat kaidelerine göre hatalı imalatları olsa da işin bitirildiği, hatalı işlerden kaynaklı imalatların kar ve yağmur suları sonucu ortaya çıktığını, davacının da bunun sonradan farkına vardığının 30.10.2019 iş bitim tarihi ve 27.03.2020 1.noter tarihleri arasında herhangi bir bildirim ve işlem yapmamasından anlaşıldığı, davacı tarafından eksik olarak beyan edilen işlerin bilirkişi kurulumuzca tespitinin yapılmasının var oluş nedeniyle, bu nedenlerle davalının edimini hatalı imalatlarla yerine getirmiş olduğundan hatalı imalatlara ait bedelinin davalıdan talep edilebileceğini, davacı tarafından beyan edilen eksik imalatların keşif anında var olduğunu, eksikliklerin varlığında mahkeme tespiti, tutanak vb. bulunmadığı, ancak davacının ihtarlarına ve mahkemeye davalı tarafından bu konuda savunma ve itirazını içeren dilekçe sunmadığından; imalatlardaki eksik iş bedellerinin, Kompozit Kaplama Tadilat-Düzeltme İşleri (Kdv dahil) =14.473,88 TL, eksik cam ve kapı tamiratı(Kdv dahil) = 2.301,00 TL, saçaklara G.Saç Örtü kaplaması ( Kdv dahil)= 8.232,62 TL, toplam 25.007,50 TL olduğunu, davalı defterlerinin ibraz edilmemesi nedeni ile defterlerinde inceleme yapılamadığını, davacı defterlerinde yapılan incelemede ise dava tarihi itibari ile davacının davalıya herhangi bir borç ya da alacağının olmadığı tespit edildiği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
İnşaat Bilirkişisi …, Muhasebe Bilirkişisi …, Hesap Bilirkişisi … 08/06/2022 tarihli ek raporunda özetle; İnşaat Bilirkişisi Görüşü: Davacının tarafından tespit edilen 25.007,50 TL alacağı bedeline bu dilekçesinde itirazı bulunmadığını ve uzmanlık alanıyla ilgili başka bir talebi bulunmadığından değerlendirme yapılmadığını, Mali Müşavir görüşü: Davacı vekili, davalı tarafından fatura düzenlenmemesi nedeni ile KDV’nin indirim konusu yapılamadığı ve Kurumlar Vergisi yönünden zarar uğradığı itirazı değerlendirilmesinde: Kök raporda, yer alan tespitler neticesinde davacının ticari defterlerine göre davalıdan herhangi bir borç yada alacağının olmadığı tespitleri yer aldığını, davacının davalı firmaya yapmış olduğu bir avans yada benzeri isimle yapmış olduğu ve faturası davalı tarafından düzenlenmemiş bir alacak tespit edelemediğini, davacının belirtmiş olduğu zararın ortaya çıkması için davacı tarafından davalıya bir ödeme yapılmış olması ve karışılığında faturasının davalı tarafından düzenlenmemiş olması gerektiğini, bu nedenle KDV ve Kurumlar Vergisi açısından bir zarar söz konusu olmadığını, SSG primlerinin davacı tarafından ödenmesi itirazı değerlendirmesi: davacı vekili ilgili ilgi kurumdan belge talep etmemizi beyan ettiğini fakat, böyle bir bilgiyi talep edebilmek için davalının hangi iş yerinde ve kimlere ait ödemeyi talep edeceklerinin tespiti mümkün olmadığını, zira davacı firmanın birçok çalışanı olabileceği gibi birçok iş yeri de bulunabileceğini, diğer taraftan davalı adına davacı tarafından yapılmış bir ödeme belgesinin dosyaya sunulmadığını, sunulmuş olsa bile bunun ile ilgili değerlendirmenin sözleşme kapsamında hukuki olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, bu konuda takdir yetkisi mahkemeye ait olduğunu, Hesap Bilirkişi Görüşü: Davalı vekilinin cezai şart yönünden yapmış olduğu itirazın değerlendirilmesinde; Cezai şart yalnız başına sona erdirilebilir olduğunu, ancak cezai şartın feri mahiyeti olması sebebiyle onun asıl borçla birlikte sona ermesi de mümkün olduğunu, cezai şart henüz muacceli yet kazanmamışsa asıl alacakla olan bağı devam ettiğinden asıl borcun sona ermesi, onun feri olan cezai şarta da etki edeceğini, asıl dimin yerini tutan eda ve sözleşmeden dönüldüğünde de cezai şart ortadan kalkacağını, çünkü, sözleşmeden dönme üzerine borç geçmişe etkili olarak ortadan kalktığından cezai şartta baştan itibaren geçersiz hale geleceğini, sözleşmenin fesh edilmesi durumu açık olabileceği gibi zımni de olabileceğini, davada; Davacı Konya . Noterliğinin 05.06.2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmeden ve ek protokolden dönüldüğünü beyan etmekle cezai şart geçersiz hale geldiği hususunun takdir ve tayininin hakimliğimize ait olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin 28/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı 14/02/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişiler tarafından yapılan tespit ile haklılıkları ortaya çıktığını ancak eksik hesaplama yapıldığını, ancak bilirkişiler sunmuş oldukları fatura da belirtilen ve 2. maddede yer alan 50*100 boyalı kutu profilin estetik amaçlı saçak uçlarında kullanıldığından değerledirmeye almadıklarını, ancak bu hususta eksik işlerden olup, bu saçak uçlarında hesaplanması gerektiğini, davalı taraf fatura kesmediği için müvekkili bu fatura müvekkili defter ve kayıtlarına işlenmediğini ve bu nedenle de müvekkilinin alacağı ticari defter ve kayıtlarında yer almadığını, ancak dava dilekçelerinde de bu husus defalarca dile getirilmiş olup, bilirkişilerce bu husus dikkate alınmadan alınan rapor yasa ve usule aykırı olduğunu, bilirkişiler tarafından dava dilekçelerinde belirttikleri diğer hususlar değerlendirilmediğini ve hesaplama yapılmadığını, dava dilekçelerinde de; Kısmı yapılan işler için kesilmesi gereken faturanın kesilmemesi nedeni ile müvekkilinin KDV ve Kurumlar Vergisi bedeli nedeni ile ve SGK primlerinin davalı tarafından ödenmesine kararlaştırılmasına rağmen ödenmemesi nedeni ile müvekkilinin uğramış olduğu zararlar da davalıdan talep edildiğini, ancak bilirkişiler tarafından bu bedeller hesaplanmayarak eksik rapor hazırlandığını, davalı şirketin 300.000 TL-310.000 TL civarında yaptığı iş için fatura kesmesi gerekirken bu iş için fatura kesmediğini ve müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenlerle, müvekkilinin uğramış olduğu Kurumlar vergisi zararının hesaplanması gerektiğini, davalı şirketin anlaşılan işi gerçekleştirmek için çalıştırdığı işçilerin sigortasını sözleşme gereği inşaat üzerinden göstermesi gerektiğini, ancak davalı şirket SGK primlerini usulüne uygun olarak gerçekleştirmemesi nedeni ile müvekkili şirket zarara uğradığını, şantiye de çalışan işçilerin zarara uğramaması nedeni ile müvekkili şirketçe ödenen SGK primlerinin ilgili evraklar kurumlardan istenerek bilirkişiler tarafından hesaplanması gerektiğini, bilirkişiler taraflarınca sözleşmeden dönme nedeni ile ceza-i şart istenemeyeceği belirtilmiş olup, bu husus yasa ve usule aykırı olduğunu, dava dilekçeleri ile tüm müspet ve menfi zararları talep edilmiş olup bu zararlarının hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin uğramış olduğu menfi zararın da bilirkişiler tarafından hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin cari hesaptan doğan alacağının, davalının ödemediği SGK primlerinden kaynaklı alacağının, müvekkilinin ceza-i şart ve sözleşmeden dönmesinde davalının kusurlu olması nedeni ile uğradığı menfi ve müspet zararlarının, davalının sözleşme gereği kesmesi gereken faturayı kesmemesi nedeni ile müvekkilinin uğramış olduğu kurumlar vergisi zararının hesaplanmasını talep etmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava; Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taraflar arasındaki Taşeronluk Sözleşmesi kapsamında eksik ve ayıplı işlerin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bunun ne miktar olduğu ile davacının talep ettiği alacak kalemleri yönünden davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olacağı hususları hususları olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda detaylıca özetlenen bilirkişi heyet raporuna göre; davalının sözleşmedeki edimlerini fen ve sanat kaidelerine göre yerine getirmediğinden hatalı imalatlar olarak değerlendirilmesi gerektiğinin tespit edildiği,davalının edimini hatalı imalatlarla yerine getirmiş olduğundan hatalı imalatlara ait bedelinin davalıdan talep edilebileceğini, davacı tarafından beyan edilen eksik imalatların keşif anında var olduğunu, eksikliklerin varlığında mahkeme tespiti, tutanak vb. bulunmadığı, ancak davacının ihtarlarına ve mahkemeye davalı tarafından bu konuda savunma ve itirazını içeren dilekçe sunmadığından; imalatlardaki eksik iş bedellerinin, Kompozit Kaplama Tadilat-Düzeltme İşleri (Kdv dahil) =14.473,88 TL, eksik cam ve kapı tamiratı(Kdv dahil) = 2.301,00 TL, saçaklara G.Saç Örtü kaplaması ( Kdv dahil)= 8.232,62 TL, toplam 25.007,50 TL olduğu tespiti yapıldığından alınan heyet raporunun açıklamalı, gerekçeli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirildiğinden davacının bu talebinin kısmen kabulüne, diğer talepleri yönünden ise alacak talepleri ispatlanamadığından taleplerinin reddi gerekmiştir.
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının eksik işler bedeline yönelik talebinin kısmen kabulü ile, 25.007,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; davacının eksik işler bedeline yönelik talebinin kısmen kabulü ile, 25.007,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Alınması gereken 1.366,71 TL karar harcından davacı tarafından yatırılan 606,26 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye ‬ ‭760,45‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 vekalet harcı, 419,90 keşif harcı, 606,26 TL peşin harç toplamı 1.088,36‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 276,00 taksi ücreti, 157 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam: 2.233,00 TL yargılama giderinin kabul-ret oranına göre hesaplanan 1.563,1 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından davalıların ilk oturuma katılmadığı hususu da nazara alınarak Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 25/9 maddesi gereği 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına)
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/12/2022

Katip … Hakim …