Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/415 E. 2021/371 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:
KARAR NO:

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin …Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;

-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalıların yöneticisi oldukları dava dışı …Kooperatifinde 01/04/1999-18/09/2009 tarihleri arasında muhasebeci olarak çalıştığını, müvekkilini haksız yere dava dışı kooperatifçe işten çıkarıldığını, haksız işten çıkarılmanın mahkemece hükme bağlanmasından dolayı müvekkilinin hükümle sabit olan alacağı için Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin alacağına mahsuben icra dairesince kooperatif üzerinde bulunan 4 adet bağımsız bölümün müvekkiline satıldığını, davalıların müvekkilinin çalıştığı dönemdeki yöneticileri olduğunu ve sözü geçen yöneticilerin kooperatifi kötü yöneterek acze düşürdüklerini, acze düşen kooperatifin müvekkiline olan borcunu kötü yöneticiler yüzünden ödeyemediğini, kooperatif yöneticilerinin Kooperatifler Kanununun 48/6. maddesi gereğince müvekkiline karşı sorumlu olduklarını, müvekkilinin alacağına kavuşmamasına neden olanların kooperatifin yöneticilerinin olduğundan bahisle davalarının kabulü ile şimdilik dosya bakiye borcu olan 52.026,14 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 19/03/2009-20/08/2010 tarihleri arasında yönetim kurulunda görev yaptığını, kooperatif ana sözleşmesinde sınırsız bir sorumluluk halinin düzenlenmediğini, davacının alacağının doğum tarihi de göz önünde bulundurulduğunda müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin görevinin sona ermesinin üzerinden 11 yıl gibi uzun bir sürenin geçtiğini, genel zamanaşımı süresinin 10 yıl olmasından dolayı alacağın müvekkili yönünden zamanaşımına uğradığından bahisle davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 19/03/2009-18/06/2015 tarihleri arasında yönetim kurulunda görev yaptığını, kooperatif ana sözleşmesinde sınırsız bir sorumluluk halinin düzenlenmediğini, davacının alacağının doğum tarihi de göz önünde bulundurulduğunda müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, icra takibinin başlatıldığı tarihte müvekkilinin yönetim kurulu görevinin bulunmadığın bahisle davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 19/03/2009 tarihinde dava dışı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduğunu, 20/08/2010 tarihinde diğer davalı …’ın istifası sonucu yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu, 17/05/2015 tarihinden sonrasında da yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini ve halen yönetim kurulunda görev yaptığını, müvekkilinin görev süresi içerisinde titizlikle kooperatif işlerine katkıda bulunduğunu, Kooperatifler Kanunu 62. maddesi gereğince sorumluluklarını yerine getirdiğini, kooperatif ana sözleşmesinde sınırsız bir sorumluluk halinin düzenlenmediğini, son 10 yılda dava dışı kooperatif tarafından ortaklardan yaklaşık 10.000.000,00 TL tahsilat yapıldığını, davacının işçilik alacaklarının olduğunu iddia ettiği dönemde kooperatif adına kayıtlı taşınmazlar bulunurken alacağını tahsil etmeyerek, eski yönetim kurulu üyelerini zora sokmak maksadı böyle bir yola başvurduğundan bahisle davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; dava dışı …Kooperatifinin eski yöneticileri olan davalıların davacıyı zarara uğratıp uğratmadığı ve davalıların varsa zararlardan sorumlu olup olmadığının tespitine yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, tarafların verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosya örneği, Konya . İş Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile içerisinde bulunan Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası, Konya . İcra Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası, tapu sicil müdürlüğü ve ticaret sicil müdürlüğünden gelen cevabi yazı örnekleri, dosya içerisinde bulunan ihtarname örnekleri ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun üyelerin titizlik derecesi ve sorumlulukları başlıklı 62. maddesi; “ Yönetim Kurulu, kooperatif işlerinin yönetim için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder. Yönetim Kurulu, kendi tutanakları ile Genel Kurul tutanaklarının, gerekli defterlerin ve ortak listelerinin muntazam hazırlanıp, tutulup, saklanmasından ve işletme hesabiyle, yıllık bilançonun kanuni hükümlere uygun olarak hazırlanıp tetkik olunmak üzere denetleme kuruluna verilmesinden sorumludur. Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.” hükmünü amirdir.
6762 sayılı TTK’nun haller başlıklı 336. maddesi; “ İdare meclisi azaları şirket namına yapmış oldukları mukavele ve muamelelerden dolayı şahsan mesul olamazlar. Ancak aşağıda yazılı hallerde gerek şirkete gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler. 1. Hisse senetleri bedellerine mahsuben pay sahipleri tarafından vukubulan ödemelerin doğru olmaması; 2. Dağıtılan ve ödenen karpaylarının hakiki olmaması; 3. Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya bunların intizamsız bir surette tutulması; 4. Umumi heyetten çıkan kararların sebepsiz olarak yerine getirilmemesi; 5. Gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapılmaması. Beş numaralı bentte yazılı vazifelerden birisi 319 uncu madde gereğince idare meclisi azalarından birine bırakılmışsa, mesuliyetin ancak ilgili azaya yükletilmesi lazım gelip o muameleden dolayı müteselsilen mesuliyet cari olmaz.” hükmünü amirdir.
6762 sayılı TTK’nun mesuliyetten kurtulma hali başlıklı 338. maddesi; “Yukarki maddeler gereğince müteselsil mesuliyeti mucibolan muamelelerde bir kusuru olmadığını ispat eden aza mesul olmaz; hususiyle bu muamelelere muhalif rey vermiş olup keyfiyeti müzakere zaptına yazdırmakla beraber murakıplara hemen yazılı olarak bildiren veyahut mazeretine binaen o muamelenin müzakeresinde hazır bulunmıyan aza dahi mesul değildir.” hükmünü amirdir.
6102 sayılı TTK’nun kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlıklı 553. maddesi; “(1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./28.md.) kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. (2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. (3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince dava dışı …Kooperatifinin bir dönem ve hali hazırda yöneticisi olan davalılar aleyhine açılan bu davada davalıların kusurlu davranışları ve kooperatif yöneticileri olarak sorumluluklarını yerine getirmeyerek davacıyı zarara uğrattıkları ileri sürülerek Kooperatifler Kanunun 62/3. maddesi, kooperatif ana sözleşmesinin 48. maddesi, 6762 sayılı TTK’nun 336. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nun 553. maddeleri gereğince Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasındaki bakiye 52.026,14 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiş olup; celp edilip incelenen Konya . İş Mahkemesinin …Esas, …Karar sayılı dosyası kapsamına göre: davacının dava dışı …Kooperatifinde muhasebeci olarak çalışmakta iken, iş aktinin o tarihte kooperatif yöneticisi olan davalı … tarafından 17/09/2009 tarihinde önce sözlü olarak, sonra da 28/09/2009 tarihli ihtarnameyle feshedildiği, davacı tarafça iş akdinin haksız olarak feshi ve tazminat davası açıldığı, Mahkemenin 16/06/2016 tarihli kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay . Hukuk Dairesinin 17/02/2020 tarihli kararıyla onanarak kesinleştiği ve davacının iş aktinin haksız fesihle sona erdiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin açık kabulleri ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden celbedilen dava dışı …Kooperatifinin sicil kayıtlarına göre; davalıların davacının iş aktinin feshi sırasında dava dışı kooperatifin yöneticisi oldukları hususunda da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık Kooperatifler Kanunun 62. maddesi, kooperatif ana sözleşmesinin 48. maddesi, 6762 sayılı TTK’nun 336. maddesi ve 6102 sayıl TTK’nun 553. maddesi gereğince haksız fesih sebebiyle davacının dava dışı kooperatiften tahsil edemediği bakiye zarardan (alacaktan) sorumlu olup olmadıkları, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarında toplanmaktadır.
6762 sayılı TTK’nun 309. maddesinde mesul olan kimselere karşı tazminat isteme hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vuku tarihinden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiş olup; 6102 sayılı TTK’nun 560. maddesinde de aynı düzenlemeye yer verilmiştir. Davacının iş akti 2009 tarihinde sona erdirildiğinden uyuşmazlıkta 6762 sayılı TTK’nun yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin 336. ve zamanaşımına ilişkin 309. maddelerinin uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı … vekilince cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; iş mahkemesinin kararı Yargıtay . Hukuk Dairesinin 17/02/2020 tarihli onama ilamı ile kesinleştiğinden, gerçek zarar ve sorumlulara ilişkin hususların da o tarihte netleştiğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
6762 sayılı TTK’nun 336. ve 338. maddelerinde düzenlenen sorumluluk hali kusursuz sorumluluğa ilişkindir. Yani burada ispat yükü kusursuz olduklarını iddia eden davalılara aittir. Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu, icra dosyası ve iş mahkemesi kapsamı ile dinlenen tanık beyanı ile davacının iş aktinin haksız olarak feshedilmesinden ve davacının haksız fesih sebebiyle zarara uğramasından davalı kooperatif yöneticilerinin sorumlu-kusurlu oldukları kanaatine varıldığından, icra dosyasında tahsil edilemeyen bakiye 52.026,14 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE; 52.026,14 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve mütesellsilen tahsili ile davacıya verilmesine.
Alınması gereken 3.553,91 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 888,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.665,43 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 54,40 TL başvuru harcı, 888,48 TL peşin karar ve ilam harcı ile 7,70 TL vekaletnâme suret harcı olmak üzere toplam 950,68 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.
Davacının yaptığı 115,50 TL taraf davetiye gideri, 50,00 TL talimat tanık ücreti gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 81,00 TL talimat gideri, 10,00 TL yazı posta gideri ve 12,30 TL vekaletname pulu gideri olmak üzere toplam 1.768,80 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.
Davalıların yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 7.563,40 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.

HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Karar kesinleştiğinde dosyamız arasındaki dosya asıllarının iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 01/11/2021 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/10/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …