Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/409 E. 2022/143 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN: 1-
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN: 2-

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.03.2020 tarihi saat 16:50 sıralarında müvekkilinin … Turizm İşletmeciliği A.Ş.’ye ait … plakalı aracı sevk ve idare eden …, … Caddesi … karşısında yol üzerine aracı park etmek için geri manevra yaptığı sırada hiçbir teması olmamasına rağmen … A.Ş” ye ait … numaralı cadde aydınlatma direğinin lamba kısmı aracın cam tavanına düşmüş ve aracın cam tavanı kırıldığını, aracın direk ile temasının olmadığını, kazada hemen sonra çekilen ve aracın arkasını gösteren fotoğraflardan açıkça anlaşılmakta olduğunu, renkli fotoğraflar dilekçeleri ekinde sunulduğunu, fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere müvekkiline ait aracın ne ön ne de arka kısmında en ufak bir hasar olmadığını, lamba müvekkilinin aracının tavanına hiçbir temas olmaksızın düştüğünü, ayrıca direk üzerinde önceden meydana gelen bir kazadan kalan hasar olduğu da görülmekte olduğunu, Feritpaşa Caddesi ve kenarlarındaki aydınlatma direklerinin mülkiyetinin kime ait olduğu bilinmemekle beraber davalı şirkete ait olmasa bile … A.Ş. TBK Madde.69′ da sayılan diğer hak sahiplerinden olmalarından ötürü malikle beraber müteselsilen sorumlu olduklarını, bakım, denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve güvenlik önlemlerini almayan davalıların kusursuz sorumluluğu bulunmakta olduğunu, davalılar özen yükümlülüklerini ihlal ettiklerinden müvekkilini zarara uğrattığını, davalı şirketler kusursuz sorumluluk hükümleri gereğince müvekkilinin yapmış olduğu masrafları tazmin etmeleri gerektiğini beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.411,27 TL maddi tazminatın araçtaki hasarın oluştuğu 20.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep ettiklerini, haksız fiil iddiasında bulunan iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, davacı Şirket tarafından sunulan ve tarafımıza tebliğ edilen araç fotoğraflarının ne zaman çekildiği, olay anında araç hareket ettirilmeden hemen tespit yaptırılıp yaptırılmadığının belli olmadığı, delil olarak kabul edilmeyen fotoğraflara davacı tarafından da delil listesinde yer verilmediğinin görülmekte olduğunu, bununla birlikte müvekkili şirket dava konusu aydınlatma direğinin maliki olmadığını, zira bölgesinde elektrik dağıtım faaliyetlerinden sorumlu elektrik dağıtım Şirketi olduğunu, elektrik dağıtım tesislerinin mülkiyetinin …’a ait olduğu, bu sebeple müvekkili Şirket açısından TBK 69 . Madde kapsamında yapı malikinin kusursuz sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir bina, yapı, tesis ve benzerlerinin bir zarara neden olmaları durumunda, malikin zarardan sorumlu tutulabilmeleri için zararın bina veya yapının yapımındaki bozukluktan veya bakımındaki özen eksikliğinden meydana gelmesi gerekmekte olduğunu, bu konuda bir iddia ve bu iddiayı destekler bir delilin de dosyada bulunmadığı, ayrıca zarar ile kabul anlamına gelmemekle birlikte varsa aydınlatma direğinin yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı” bulunması gerektiğini, nedensellik bağının ise mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kesilmemiş olması gerektiğini, davacı Şirket’ e ait araç kullanıcısının kendi kusuru ile hasara sebebiyet verdiğinin görülmekte olduğunu, bunun yanında bir an için bir başka aracın çarpması neticesinde direğin hasarlandığı düşünülse dahi her iki durumda da müvekkili Şirket ile zarar doğuran olay arasında ki nedensellik bağının ortadan kalkacağı da kuşkusuz olduğunu, davacı Şirket aracının kaskosunun olup olmadığının bilinmemekte olduğunu, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle HMK’da düzenlenmiş olan ilk itirazları ve ilgili mevzuatta düzenlenmiş tüm def’ileri ileri sürerek iş bu davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın muhatabı müvekkili kurum … (… A.Ş.) değil, ayrı bir tüzel kişiliğe haiz olan … (… A.Ş) olduğunu, … Başkanlığı ile imzalanan … Sözleşmesi ile … A.Ş’nin (…) … A.Ş deki (…) %100 oranında ki hissesi … Hizmetleri A.Ş’ ye 30.10.2009 tarihinde satılmış ve bu yolla … özelleştirildiğini, özelleştirme ile 24.07.2006 tarihli İşletme … Sözleşmesi ve 4628 sayılı kanunun 15/c maddesi gereği dağıtım tesislerinin sadece mülkiyeti müvekkil kurum(…) uhdesinde bırakıldığını, dağıtım tesislerinin işletilmesi ve tüm bakım ve sorumluluğu ise … üzerinde bırakıldığını, müvekkili kurum aleyhine açılan dava, haksız fiil sonucu tazminat talebi olup muhatabı müvekkili kurum …( … A.Ş.) değil, dava konusu elektrik direklerinin bulunduğu yerde dağıtım faaliyetini yürüten … (… A.Ş) olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine hat kurmak ve işletmek suretiyle el atan müvekkil kurum … değil, bunu kuran ve işleten … olduğunu, işletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 3, 7.3, 7.5 vd. maddeleri gereği husumetin …’a yöneltilmesi gerekmekte olduğunu, dava konusu olayda … 20.03.2020 tarihinde meydana gelmiş olay sonucu … plaklı aracında hasar meydana geldiğini, olay tarihi İşletme Hakkı Devir sözleşmesinin imzalandığı tarih olan 24.07.2006’dan sonra olduğunu, olay tarihi itibariyle sorumluluk …’ın olduğunu, bu davanın tarafının … A.Ş.(…) olması gerekmekte olup, müvekkili olduğum kurum olan … açısından husumetten reddi gerekmekte olduğunu, olay tarihi itibariyle … A.Ş. sorumlu olduğunu, davaya karşı beyanda bulunma haklarını saklı tutup ve ihbarı kabul etmediklerini, ihbar olunan olarak davaya kabul kararından dönülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aracının hasara uğramasında müvekkili şirketin herhangi bir kusuru olmadığını, müvekkili ile davalı … arasında yapılan “… bölgesi işletme onarım işleri yüklenici anlaşması” uyarınca müvekkili, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, müvekkilince eksik veya hatalı yapılan bir iş olmadığından ve müvekkili sözleşme uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğinden davalı … tarafından müvekkiline yapılan ihbar yersiz olduğunu, dava konusu olayda, müvekkilinin sorumluluğu olmamakla birlikte, davacının uğradığı zararın elektrik direğinin bakım ve onarımındaki eksiklikle bir ilgisi olmadığını, söz konusu durumu davacı da ikrar ettiğini, davacı dilekçesinde bir başka şahsın direğe çarpıp direğe zarar verdiğini iddia etmekte olduğunu, davacının aracındakı hasar davacının kendi kusurundan yahut davacının iddia ettiği gibi 3. kişinin kusurundan kaynaklanmakta olup aydınlatma direğinin bakım ve onarımıyla ilgili sorundan kaynaklanmamakta olduğunu, davacı tarafından hiçbir temas olmadan aydınlatma direğinin lambasının düştüğü iddiası olağan hayat akışına aykırı olduğunu, davacının kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan dolayı diğer davalı ve müvekkili sorumlu tutulamadığını, davayı ihbara cevaplarının kabulüne, dava konusu olayla ilgili müvekkili ile davalı … arasında mevcut sözleşme uyarınca müvekkili tüm sorumluluk ve yükümlüklerini yerine getirdiğini, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını beyanla, HMK’ nın 63. maddesi uyarınca davalı …’ın yanında davaya feri müdahil olarak katılmamıza karar verilmesini, Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER
Makina Yüksek Mühendisi Bilirkişisi …’ın mahkememize sunduğu 05/12/2021 tarihli raporunda özetle; meydana gelen olayda direğin işletme sorumlusunun kusurlu olmadığını, direğe geri manevra yaptığı sırada arka sağ yan kısımlarıyla çarpan hasara konu … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin 05/12/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı 14/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Aldırılan bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki diğer bilgi, belge ve evraklar cevap dilekçelerindeki ileri sürdüklari hususları destekler nitelikte olduğunu, dava konusu olayda müvekkili Şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını aksine araç sürücünün kusurlu olduğu açıkça ortaya konulmuş olduğunu, dolayısıyla davacının davasının reddi gerekmekte olduğunu, tüm bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve karşı vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 05/12/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı 24/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; söz konusu bilirkişi raporunda yapılan tespitleri kabul etmelerinin mümkün olmadığını, müvekkili firma araç sürücüsünün çarpmış olduğu iddiaları mahkememiz tarafından haklı bulunursa bile müvekkili ancak müterafik kusurlu olduğunu, katiyen tek başına kusurlu olduğu iddialarını kabul etmediklerini, armatürün düşme sebebi değerlendirilirken varsayımlardan destek alarak neticede bulunmak, ihtimaller doğrultusunda öznel fikirlerle tahminde bulunup kanaat belirtmek bilirkişilik meziyeti değil alelade vatandaş yorumu olduğunu, rapor tümüyle sanılardan ibaret, teknik izahtan uzak olduğunu, direğin eğilmiş olduğunu gösteren fotoğraflar doğrudan kanaat gerekçesi gösterilmiş fakat sanki eşit statüdeki deliller değilmiş gibi müvekkili firma aracının sürücüsü …’ın çektiği fotoğraf dikkate alınmadığını, zira bu fotoğraflar da aynı statüdeki deliller olduğunu ve varılan sonuçla taban tabana zıt göstergeler olduğunu, bilirkişi kendisine sunulan teknik verileri değerlendirirken şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte bir görüş sahibi olması gerektiğini, nitekim işbu itirazın muhatabı bilirkişi raporunda ihtimale pey verilmek suretiyle kanaatte bulunulduğunu, aynı derecedeki taraf beyanlarından yalnızca davalının beyanlarına riayet edildiğini, bilirkişilik liyakatine aykırı değerlendirildiğini, bilirkişi raporunun kabulü mümkün olmayıp hükme esas alınamayacağından itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdii ile yeniden rapor aldırılmasını talep etmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; tazminat (haksız fiilden kaynaklanan) davasıdır.
Borçlar Kanunu 49. Madde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir.
Borçlar Kanunu 50. madde “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizce toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve alınan bilirkişi raporu ile olay yeri görüntülerini içeren CD kayıtlarının incelenmesi neticesinde; davalıya ait … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın geri manevra yaptığı sırada arka sağ yan kısımlarıyla bahsi geçen elektrik lamba direğine çarptığı ve çarpma neticesinde aydınlatma armatürünün aracın tavanına düşerek araçta hasar oluşturduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının Borçlar Kanunu 50. Maddesinde belirtilen “zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat altındadır” hükmünü gerçekleştiremediği aksine davacının geri manevra esnasında elektrik direğine çarparak zarara kendisinin sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Davacı yapılan yargılama neticesinde davasını ispat edemediğinden davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm verilmesi gerekmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının peşin olarak alınan 263,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 182,49‬ TL harcın Harçlar Kanununun 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Anonim Şirketi ve … Anonim Şirketi kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda ödenmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
6-Taraflar tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, Davacı vekili, davalılar vekilleri ile ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip Hakim