Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/407 E. 2021/473 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Konya . Tüketici Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dava dosyası mahkememize gelmekle; Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin Konya . Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle;
05/01/2019 tarihinde müvekkili şirkete … numaralı poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet sigortalısı olan davalıya ait ve … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekicinin, … ait, … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsü … 2918 sayılı Kanunun 84/1-g maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunu ve sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terk ettiği kanaatine varıldığını, kaza sonucu … plaka sayılı araçta meydana gelen hasar bedeli olan 33.800,00 TL’nin müvekkili şirket tarafından 28/03/2019 tarihinde ödendiğini, ZMMS genel şartları gereğince müvekkili şirketin sigortalısına rücu hakkının bulunduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile kazada … plaka sayılı araçta meydana gelen hasar bedeli olan 33.800,00 TL’nin ödeme tarihi olan 28/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ZMMS genel şartları gereğince davalıdan tahsilini, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Konya . Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu 30/06/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; sigorta poliçesi ve dosya kapsamına göre müvekkilinin tacir olduğunu, rücu davasına konu poliçenin ticari araç için yapılan ZMMS poliçesi olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olmadığını, davada görevli ve yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davalının maliki olduğu araç sürücüsünün olay yerini terk etmesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını, rücu şartlarının oluştuğunu ispat külfetinin sigortacıya ait olduğunu, sürücünün şerit ihlali yapmasının asli kusurlu olduğu değerlendirilse dahi ağır kusur olmadığını, açıklanan nedenlerle öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, yasal süre içerisinde arz ettikleri cevaplarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Başkanlığı’nın 09/06/2021 tarih … sayılı raporunda; Davalı taraf sürücüsü … , sevk ve idaresindeki çekici ile gündüz vakti, meskun mahal dışında, çift yönlü yolu takiben seyredip, olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermediğini, hızını ve sürüşünü eğimli yol, yağmurlu hava ve ıslak zeminli yol şartlarına göre ayarlamadığını, olay mahalli viraja hız azaltarak uygun hızla yaklaşmadığını, bu haliyle, hızla ve kontrolsüzce girdiği sağa virajda, sola doğru kayan römorkun sol şeride geçerek karşı istikametten gelmekte olan otomobile çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle tamamen kusurlu olduğunu, Sürücü … , sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti, meskun mahal dışında, çift yönlü yolu takiben seyredip, olay mahalline geldiğinde, karşı istikametten gelmekte olan sürücü … kullandığı çekicinin arkasına takılı römorkun kayarak seyir şeridine girmesi ve aracının sol yan kesimine çarpması sonucu meydana gelen olayda, oluşa etken hatalı tutum ve davranışı olmadığından sonuçta atfı kabil kusuru olmadığını, davalı taraf sürücüsü … % 100 (Yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğuna, Sürücü … kusursuz olduğuna oy birliğiyle karar verildiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Adli Trafik Bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 26/10/2021 havale tarihli raporunda;… plakalı Çekiciye bağlı … plakalı yarı Römork’ Sürücüsü … ” bu kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK nun asli kurallardan kod no:84/g denk gelen (Şeride tecavüz etme) ve Madde-56/1-a (Şerit izleme ve değiştirme ; kurallarına riayet etmemek) Maddelerini ihlal ettiğinden 4100 (Yüzdeyüz) Oranında KUSURLU olduğunu; Dosyanın 2 nolu ara karar gereği; Dosya kapsamı kazaya karışan tarafların ceza dosyasındaki beyan ve ifadeleri, kaza tespit tutanağı ve diğer tüm belgeler incelenerek; kazanın Zaman, hava ve yol şartları, kazanın meydana gelme şekli, araçların fiziki ; durumları, kaza yapan araçların Çarpışma yerleri gibi hususlarında değerlendirilerek ; davalı araç sürücüsünün kazanın gerçekleştiğini fark edip edemeyeceği hususunu değerlendirdiğinde; : Kazanın meydana geldiği anda havanın yağışlı, zeminin kaygan ve nemli olduğunu : dosyadaki bilgilerden anlaşıldığını, Yine Sürücü … ”’ ün kullandığı : araç çekici ve dorseden oluşan uzun ve geniş (Tır) ağır vasıta olduğunu, Kaza’nın Tır’ ın sol arka dorsenin sol tampon kısmının sürtünmesiyle meydana geldiği anlaşıldığını, ayrıca havanın yağışlı olmasının ve kazanın meydana geliş şekli göz ; önüne alındığında Çekici Sürücüsü … ‘ ün bu kazayı be nedenlerden dolayı fark edememesinin normal olduğunu, yasal manada aracın Ve sürücüsünün her hangi bir eksiğinin bulunmadığından bu gibi nedenlerden dolayı Olay yerinden ayrılmasını (kaçmasını) gerektirecek her hangi bir hususunun olmadığı kanaatinde olduğunu, Olay yerinde durmamasının sebebi olaydan haberi olmadığı olduğunu, … Plakalı Otomobil Sürücüsü … ise bu kazada her hangi bir kural ihlali yapmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı vekilinin Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Başkanlığı’nın 09/06/2021 tarih … sayılı raporuna karşı sunduğu beyan dilekçesinde özetle; sözü geçen raporunda sadece kazanın meydana gelmesinde kazaya karışan taşıt sürücülerinin kusurları ve kusur oranları gösterilmiş olup, müvekkilinin işleteni olduğu taşıtın sürücüsünün kazanın oluştuğunu farkedip edemeyeceği ve kaza yerini iradesi ile terkedip etmediği hususlarının Trafik İhtisas Dairelerinin görev alanı dışında kaldığı bildirildiğini, davaya konu kazada müvekkilinin işleteni olduğu taşıtın sürücü … kusurlu olup olmadığını ve kusuru varsa ne olduğunu biz bilmedikleri gibi taşıt sürücülerinin de bilmemekte olduğunu, taşıt sürücülerinin kazadan haberdar olması fiilen mümkün olmadığından ve hiçbir şey hissetmediğinden yoldaki seyrine ara vermeden devam ettiğini, kazadan haberimizin olduğunu ve kaza yerini kasten terk ettiğimizi TTK hükümlerine göre davacı sigorta şirketi ispatlaması gerektiğini, öncelikle dosyaya tanık olarak bildirdikleri taşıtlarının sürücüsü … ‘ün duruşmaya davet edilerek yeminli beyanının sorulmasını, Kaza tutanağının bir örneği eklenmek suretiyle Ankara Meteoroloji Genel Müdürlüğünden kaza yerinde ve sırasında kaza yerinin hava ve yağış ve gök gürlemesi vs gibi hava şartları hakkında açık bilgi istenilmesi ve özellikle havanın yağışlı ve şarjlı olup olmadığının sorulmasını, nitekim davacının sigortalısının taşıt sürücüsü … ceza mahkemesindeki ifadesinde kaza yerine 50-60 km hızla girdiğini, bu hızla giderken viraja girdiğini, hava şartlarının kötü olduğunu bildirdiği hususu da mahkememizce ve bilirkişi incelemesi sırasında nazara alınması gerektiğini, dosya kapsamı ile kaza yerini sürücülerinin kasden terk ettiğine ilişkin hiçbir delil ve emare olmadığını, şerit ihlali yapılmadığını velev ki şerit ihlali olsa bile şerit ihlali ağır kusur sayılamadığını, olsa olsa kusur sayılabildiğini, kaza yerinin terki olmamakla birlikte davacı sigorta şirketi aleyhine artan bir zararın varlığı ispat edilemediği gibi davacının bu yönden somut bir iddiası da olmadığını, artan zarar yoksa sigortalıya rücu edilemediğini, İşbu layiha kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 26/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu 09/11/2021 havale tarihli beyan/ itiraz dilekçesi özetle; Kusur raporunda da … plakalı çekicinin sürücüsü … kazanın oluşumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/g şeride tecavüz etme ve 56/1-a şerit izleme ve değiştirme maddelerini ihlal ettiği belirtilmiş ve bu nedenle sürücü … %100 oranında kusurlu bulunduğunu, Adli trafik bilirkişisi … hazırlamış olduğu bilirkişi raporuna bu yönüyle katıldıklarını, Bilirkişi … raporun devamında “… Havanın yağışlı olmasının ve kazanın meydana geliş şekli göz önünde alındığında çekici sürücüsü … kazayı bu nedenlerden dolayı fark edememesinin normal olduğu, yasal manada aracın ve sürücüsünün herhangi bir eksiğinin bulunmadığından bu gibi nedenlerden dolayı olay yerinden ayrılmasını gerektirecek herhangi bir hususun olmadığı…” kanaatinde olduğunu belirtildiğini, bilirkişinin varmış olduğu bu kanaate katılmak mümkün olmadığını, şöyle ki bir sürücünün yola göstermesi gereken dikkati ve özeni gösterdiği takdirde yapmış olduğu kazayı fark etmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaza tespit tutanağında da sürücü … olay yerinde durmayarak … istikametine doğru seyrine devam ettiğini, yapılan incelemeler ve alınan ifadelerle bu durumun tespit edildiğini, Bilirkişi … adeta sayın mahkemenizin yerine geçerek yapmış olduğu bu değerlendirme hukuka uygun olmadığını, dosyanın ATK’ya gönderilerek kusur raporu aldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava ZMSS den kaynaklı tazminat ödemesi sebebiyle davalı sigortalının kaza yerini terke dayalı rücudan kaynaklı alacak davasıdır.
İş bu davada uyuşmazlık konusu; 05.01.2019 tarihinde meydana geldiği bildirilen trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketinin Z.M.S.S. kapsamında dava dışı … plakalı araçta oluşan zararın ödenmesi sebebiyle davalı sigortalıya rücu şartlarının oluşup oluşmadığı olarak mahkememizce belirlenmiştir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.1-c maddesinde rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta ettirenin yükümlülükleri düzenlenmiş olup, bu yükümlülüklere riayet edilmemesi halinde ne gibi müeyyide uygulanacağı genel şartlarda gösterilmemiştir. Bunun yanında genel şartların B.4 maddesinde ise sigortacının işletene rücu hakkı düzenlenmiş olup, B.1 maddesinde belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden dolayı zarar ve ziyanda artış bulunması halinde sigorta şirketinin sigorta ettirene rücu edebileceği düzenlenmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartlarının B.4/f bendinde “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır. Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır. (KONYA BAM .H.D. … E. … K.)
ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğması gerekmektedir. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelse bile davacının rücu talebi bedeni zarar yönünden yapılan ödemeye değil, araçta meydana gelen hasar bedeline ilişkindir. Hem dava dilekçesinde sigorta şirketinin … plaka sayılı araçta meydana gelen hasar bedelinin ödenmesi sebebiyle bu bedel yönünden rücuya yönelik talepleri olduğunun bildirilmesi hem de toplanan delillerden dava dışı zarar görenlerin bedeni zararlarına yönelik tazminat ödemesi yapılmadığının anlaşılması nedeniyle rücu şartlarının gerçekleşmediği kanaatine mahkememizce varılmıştır.
Ayrıca bir an için aksi düşünülse yani davacı sigorta şirketinin bedeni zararlar nedeniyle dava dışı zarar görenlere ödeme yapılmış olsa veya dava dışı zarar görenlerin bedeni hasar görmelerine rağmen araç hasarına yönelik ödeme yapılsa bile, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde; tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş uygulamalarına göre; Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur” dan söz edilmekte olup, ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir. Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemeleri ve alınan raporlara göre davalı sigortalı aracın sürücüsünün % 100 tam kusurlu olduğu tespit edilmiş olsa da davacı sigorta şirketinin davalı sigortalısına rücu edebilmesi için “kasıt” veya ” ağır kusur” gerektiren eylemlerde bulunması gerekmektedir.
Mahkememizce toplanan delilerin değerlendirilmesinde; kaza tarihi ve kaza zamanında kazanın oluş biçimi, zemin ve hava durumu koşulları, kazaya karışan araçların nitelikleri ve fiziki durumları, trafik güzergahı, araçların çarpışma noktaları, savcılık dosyasında alınan ifade ve beyanlar, kolluk kuvvetleri kayıtları, meteoroloji raporları ve özellikle Adli Trafik Bilirkişisi … ‘ ün 26.10.2021 tarihli raporu dikkate alındığında, davalının maliki olduğu sigortalı araç sürücüsünün kazaya karıştığını fark etmesinin mümkün olamayabileceği, dolayısıyla sürücünün kasti bir hareketle olay yerini terk etmediği, davaya konu trafik kazasında sigortalının yaptığı kural ihlali Genel Şartlarının B.4.a ve/veya B.4.f maddesinde ifadesini bulan ağır kusur veya kasti hareket olarak ve olay yerini terk olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından, ayrıca kazada bedeni hasar meydana gelmekle birlikte bu yönde davacı sigorta şirketinin ödemede bulunmaması ve sürücünün olay yerini terki sebebiyle zararın arttığı iddia ve ispat edilemediğinden, rizikonun teminat dışında kaldığını ispat yükünün sigorta şirketine ait olduğu da değerlendirildiğinde oluşan vicdani kanaat ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.308,88 TL karar harcının, peşin olarak alınan 577,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.731,66 TL karar ve ilam harcının Harçlar Kanunun 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
6-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip Hakim