Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/316 E. 2023/35 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
3-
DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davalıların … Konut Yapı Kooperatifinin borçlanmaya ve yönetime yetkili kişileri olduklarını, müvekkilinin dava dışı kooperatifin yapmış olduğu inşaatların hafriyat işini yaptığını, davalıların müvekkiline kooperatifin borçları nedeniyle kooperatif adına 30/06/2016 vade tarihli 8.000,00 TL ve 31/07/2016 vade tarihli 9.000,00 TL bedelli bonoları imzalayarak verdiklerini, bonoların vadesinin geçmesine ve ödemememe protestosu tebliğine rağmen borcun ödenmediğini, bu nedenle Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başladığını, dava dışı kooperatifin hacze kabil herhangi bir mal varlığının olmaması nedeniyle borcun tahsil edilemediğini, Kooperatifler Kanununun 62. maddesi ve TTK 553. maddesi gereğince davalıların borçtan sorumlu olduklarını, bu nedenle müvekkilinin uğradığı zararı tanzimle mükellef olduklarından bahisle davalarının kabulü ile 17.000,00 TL nin 25/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
{}DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVALILAR … VE … BİRLİKTE VERDİKLERİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; dava dışı kooperatifte başkan yardımcısı ve muhasebeci olarak görev aldıklarını, yaklaşık 10 yıl önce kooperatifte hisse sahibi olan kişilerin yerlerinin teslim edildiğini, ancak kooperatifin tasfiye edilmediğini, tasfiye edilememe sebebinin kooperatifin borçlarının varlığı olduğunu, kooperatifin fiili olarak her hangi bir yerinin bulunmadığını, davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını, takip dosyalarına konu olan bonolardaki imzaların kendilerine ait olmadığını, şahıslarının kooperatiften ayrılalı 10 yıl olduğunu, davacı şirketin taşeron firması ile anlaşmış olup alacağını kendilerinden tahsil etmeye çalışmalarının doğru olmadığından bahisle davanın reddine, tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; kooperatif yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tahsil edilemeyen alacağın tahsiline yönelik tazminat davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflarca verilen diğer dilekçe ve belgeler, Konya . İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları, Ticaret Sicil Müdürlüğünden ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden gelen cevabi yazı ve ekleri ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce davalıların ayakta ve oturarak sağ ve sol el ile 4 ayrı kağıda imza örnekleri alınmış davalıların imza asıllarının bulunduğu kurum ve kuruşlardan belge asılları celp edilmiş olup takip konusu iki adet bono üzerinde bulunan imzaların davalıların eli ürünü olup olmadığının belirlenmesine yönelik Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinden temin edilen raporun incelenmesinde; “İnceleme konusu senetlerde kooperatif kaşesi üzerindeki sağda yer alan imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığının, söz konusu imzalar atan şahsın tanı unsurlarını … ve … açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından … ve …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin, İnceleme konusu senetlerde kooperatif kaşesi üzerindeki solda yer alan basit tersimli imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olmadığının, söz konusu imzalar atan şahsın tanı unsurlarını … ve … açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından … ve …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin” belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce temin edilen 18/07/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunun incelenmesinde; ” Davacı şirket defterlerinin bu aşamada incelenmesi mümkün olmadığından, taraflar
arasındaki alacak ilişkisinin ve dava dışı kooperatifin davacı şirkete zarar verip vermediğinin
tespitinin gerçekleştirilemediğini, dava konusu bonoların tanzim tarihi olan 25.11.2015 tarihinde davalıların şirketi
temsile yetkili olduklarını, bonoların düzenlendiği tarih itibariyle bir yetkisiz temsil yahut yetki
aşımı hâlinin söz konusu olmadığını, davalıların imza inkârında bulundukları ve buna ilişkin raporların değerlendirilmesinin
mahkemenin takdirinde olmakla birlikte, a) İmzaların davalılara ait olmadığının kabulü hâlinde, sahte imza nedeniyle davalıların
sorumluluklarından söz edilemeyeceğini, imzalardan yalnız birinin davalılardan birine ait olduğunun kabulü hâlinde,
kooperatifte çift imza kuralı kabul edilmiş olduğundan imza kendisine ait olan kimsenin kambiyo
hukuku kuralları çerçevesinde yetkisiz temsil (TTK m. 678) hükümleri gereğince bonolardan asıl
borçlu sıfatıyla bizzat sorumlu tutulması gerekeceğinin, imzaların davalılara ait olduğunun kabulü hâlinde, dava dışı kooperatifi temsilen
düzenlenen bonolar dolayısıyla dava dışı kooperatifin borçlu olduğunun; kooperatif yönetim kurulu üyesi ve daha sonra tasfiye memuru olan davalıların, bonoların tahsilini önlemek ve engellemek
için gerçekleştirilen herhangi bir eylem ve işlemine veya kötü niyetli bir uygulamasına rastlanmadığından, KoopK m. 62 ve TTK m. 553 kapsamında sorumlu tutulmalarının hukuken mümkün olmadığının sonuç ve kanaatine varıldığının” belirtildiği anlaşılmıştır.
Yine mahkememizce temin edilen 05/12/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun incelenmesinde; “Bilirkişi raporuna ilişkin itirazların ve ticari defterlerin incelenmesi neticesinde, davalıların
sorumluluğu bakımından asıl bilirkişi raporunda belirtilen imzaya ve sorumluluğa ilişkin
kanaatlerinde bir değişiklik meydana gelmediğinin” belirtildiği anlaşılmıştır.
{}HUKUKİ DELİLLER{}
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’ nun üyelerin titizlik derecesi ve sorumlulukları başlıklı 62. Maddesi; “Yönetim Kurulu, kooperatif işlerinin yönetim için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder. Yönetim Kurulu, kendi tutanakları ile Genel Kurul tutanaklarının, gerekli defterlerin ve ortak listelerinin muntazam hazırlanıp, tutulup, saklanmasından ve işletme hesabiyle, yıllık bilançonun kanuni hükümlere uygun olarak hazırlanıp tetkik olunmak üzere denetleme kuruluna verilmesinden sorumludur. Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır. (1)” hükmünü amirdir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’ nun anonim şirket hükümlerine atıf başlıklı 98. Maddesi; “Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlıklı 553. Maddesi; “(1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./28.md.) kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. *1* (2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. (3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünü amirdir.
HMK nun ispat yükü başlıklı 190. Maddesi; “(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2)Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü amirdir.
Türk Medeni Kanununun ispat yükü başlıklı 6. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalılar aleyhine açılan bu davada: davacı ile davalıların yöneticisi olduğu dava dışı Vizyon İstanbul Konut Yapı Kooperatifi arasında yapılan anlaşma gereğince davacının adı geçen kooperatifin inşaatının hafriyat işlerini yaptığı ve kooperatifin o tarihteki yetkilileri olan davalılarca yapılan iş karşılığında 25/11/2015 keşide tarihli, 30/06/2016 vade tarihli 8.000,00 TL bedelli ve 25/11/2016 keşide tarihli 31/07/2016 vade tarihli 9.000,00 TL bedelli 2 adet bono verildiği, dava dışı kooperatifin bono bedellerini ödememesinden dolayı kooperatif aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyalardan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmasına rağmen, dava dışı kooperatifin herhangi bir mal varlığı olmadığından dolayı tahsilat yapılamadığı, davalıların ödenmeyen borçtan dolayı 1163 sayılı kooperatif kanununun 62 ve TTK nun 553 maddeleri gereğince sorumlu olduklarından bahisle davacının uğradığı zararların davalılardan tahsili talep edilmiş olup, esastan davalıların dava dışı … Konut Yapı Kooperatifinin 2016 yılı yetkilileri oldukları hususunda her hangi bir uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık davaya konu bonolardaki kooperatif kaşesi üzerine atılmış imzaların davalıların eli ürünü olup olmadığı, davacıların 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 62. maddesi ile aynı kanunun 98. maddesi yollaması ile TTK 553. maddesi gereğince davalıların tazminat sorumlulukların bulunup bulunmadığı hususlarda toplanmaktadır.
Her ne kadar davacı vekilince Konya . İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı takip dosyalarında takip borçlusu … Konut Yapı Kooperatifi tarafından herhangi bir imza itirazında bulunulmadığı ve bu nedenle takibin kesinleştiği, davalı taraflarca bu aşamada yapılan imza itirazının nazara alınmaması talep edilmiş ise de; sahtecilik def-i mutlak def-ilerden olup; yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün olduğundan bu talep mahkememizce nazara alınmamıştır.
Davalı kooperatif yetkililerinin duruşmadaki beyanları doğrultusunda imza örnekleri toplanarak İstanbul Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şube Müdürlüğünden rapor alınmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi Müdürlüğünce düzenlenen 15/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davaya konu edilen bonolardaki dava dışı kooperatif kaşesi üzerindeki sağ tarafa atılmış imzaların davalı …’ ın eli ürünü olmadığı, söz konusu imzaların davalı … ve …’ in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, senetlerdeki sol tarafa atılmış imzaların ise kuvvetle muhtemel davalı …’ in eli ürünü olmadığı, davalı … ve …’ ın eli ürünü olduğunun ise tespit edilemediği yönünde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dava 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62. ve TTK nun 553. maddelerinde düzenlenen yöneticilerin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası olup, davada TMK 6. ve HMK 190. maddeleri gereğince ispat külfeti davacı taraftadır ve davacı taraf bu davada öncelikle alacağının varlığını ve sonrada davalıların kusurlarını ispat etmek zorundadır. Davacı vekilince dava dışı kooperatif ile aralarında varlığını ileri sürdükleri temel ilişki (hafriyat işleri ile ilgili) yönünden herhangi bir belge sunulmamıştır. Mahkememizce toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile de davacı ile dava dışı kooperatif arasında herhangi bir ticari ilişki olduğuna dair tespit yapılamadığı gibi, dava konusu edilen bonoların da dava dışı kooperatifin defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. 6762 sayılı TTK nun 336, 338 ve 339 maddelerinde yöneticilerin sorumluluğu kusursuz sorumluluk olarak düzenlenmiştir. Yani yöneticiler, kusuru olmadığını ispat etmedikçe 3. Kişilere verdikleri zararlardan sorumludur. Ancak 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK nun 553. Maddesinde kusur sorumluluğu getirilmiştir. Yani yeni dönemde görev yapan yöneticilerin sorumluluğuna gidebilmek için kusurlu olduklarını ispat etmek gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacı tarafça dava konusu bonolardaki kaşe üzerine atılmış imzaların dava dışı … Konut Yapı Kooperatifinin keşide tarihindeki yöneticileri olan davalıların eli ürünü olduğu net olarak ispatlanamadığı, Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarla bu hususun borçlu (davalı) lehine değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca davacı tarafça dava dışı kooperatif ile aralarındaki ticari ilişkinin varlığının ve davalı yöneticilerin kusurlarının da ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVANIN REDDİNE.
Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 290,32 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 110,42 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL DAVACIDAN alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalıların yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren Davalı …’ ya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Dosyamız arasında ve mahkememiz kasasında bulunan tüm evrak asılları ile ticari defter ve belgeler ile icra dosya asıllarının temin edildikleri ilgili kurumlar ile kişilere iadelerine.
İşbu gerekçeli kararın 16/02/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar davacı vekili, davalı … vekilinin ve davalı …’nı yüzüne karşı davalı … Çarkçıgil’in yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.
18/01/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …