Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/305 E. 2022/46 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili firmanın davalı firmadan ticari ilişki neticesinde … Seri ve sıra nolu, 03.10.2019 tarihli irsaliyeli faturaya dayalı alacağı bulunduğunu, ancak müvekkili firma söz konusu faturaya dayalı olan 37.050,69 TL alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine Konya . İcra Müdürlüğü … E. numaralı dosyası üzerinden haklı olarak icra takibi başlattığını, daha sonra davalı borçlu 18.06.2020 tarihinde, haksız, usule ve yasaya aykırı şekilde, borcun tamamına, faize, talep edilen faiz oranına ve tüm fer’ilere itiraz ettiğini, davalı borçlunun söz konusu itirazları haksız olup kötü niyetli olduğunu, davaya konu alacağın nakit olduğu, yani davalı borçlu tarafından bilinen bir alacak olduğunun tartışmasız olduğnu, bu nedenle, haksız yersiz ve takibi engelleme amacı ile takibe itiraz eden davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahküm edilmesi gerektiğini beyanla; Haklı davanın kabulü ile borçlunun borca itirazının iptali ile takibin devamına, Müvekkili firmanın alacağına ilişkin takip tarihinden itibaren ticari avans faiz yürütülmesine, davalı … itiraz ettiği 37.050,69 TL (fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla) üzerinden 20 icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine verilmesi, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle icra takibine dayanak gösterilen faturadan müvekkili şirketin icra takibi ile haberi olduğunu, müvekkilin haberi dahi olmayan söz konusu fatura gerçeği yansıtmadığını, davacı kötü niyetli olarak fatura hazırladığını ve bunu icra takibine koyduğunu, Müvekkili şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir borcu olmadığını, sundukları çek suretinden anlaşılacağı üzere müvekkili yapmış olduğu ticari iş neticesinde 100.000,00 TL ödeme yaptığını, davacı ise haksız ve kötü niyetli olarak ödeme yapıldıktan sonra iş bu faturayı kestiğini, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere takibe dayanak olan fatura bedelinin ödenmediğinin ispat yükü işbu dava açısından davacı tarafa düştüğünü, davaya konu edilen 11.02.2020 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borç kaynağı olarak gösterilen faturada yansıtılan malların bedeli fazlasıyla müvekkilince takip açılmadan çok öncesinde 15.04.2019 tarihinde şirket yetkilisi … ‘a teslim edilen 1 adet … A.Ş. … /… Şubesine ait … Seri Nolu 15.07.2019 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli çek ile ifa edildiğini, bankaca işbu çek bedeli alacaklısına ödendiğini, zaten çek karşılıksız çıkmış olsaydı eğer, müvekkiline karşı başlatılmış olan icra takibi yerine karşılıksız çek şikayeti davası açılmış olacağını, … A.Ş. ‘ye sorularak çekin bedelinin hangi tarihte kime ödendiği ortaya çıkacağını, söz konusu faturanın ise kapalı fatura olduğu anlaşıldığını, önemle belirtmek gerekir ki söz konusu faturada ne bir kaşe ne bir imza bulunmadığını beyanla; hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olan itirazın iptali davasının REDDİNE, haksız ve kötü niyetli olan davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği miktarın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mahkememiz dosyasına alınmıştır.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 05/03/2021 tarihli raporunda; Defter Tasdik Bilgileri ; Davacı firmanın incelemeye sunuları 2019 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun ve süresinde yaptırıldığı tespit edildiğini, dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığını ve taraflar arasında alacak borç ilişkisinin bulunup bulunmadığını, BS formunda beyan edilip edilmediğini, ticari defter kayıtlarının birbirilerini doğrulayıp doğrulamadığını, sahibi lehine delil olma özelliği taşıyıp taşımadığını, dava konusu faturaların, davacı firma nezdinde takip edilen, davalı firmaya ait işlemlerin takip edildiği 120.01.263 nolu cari hesabın borçlandırılması sureti ile kayıtlı olduğu, faturaların ilgili dönem BS formunda beyan edildiği tespit edildiğini, davacı firma kayıtlarının kendi içerisinde birbirini doğruladığını, kayıtların muhasebe usul ve esaslarına göre tutulduğunu, defterlerin sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı tespit edildiğini, takip tarihi itibarı ile davacının alacak tutarının hesaplanması, Davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre davalı firmanın, 100.000.32 TL davacı firmaya borçlu olduğu tespit edildiğini, ancak dava tutarının 37.050,69 TL. olduğu görüldüğünü, dolayısı ile davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre davacı firmanın, dayalı firmadan 100.000,32 TL. alacaklı olduğu tespit edildiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı vekilinin 05/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu 19/03/2021 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; öncelikle bilirkişice davacının defter incelemesi sonucu hazırlanan rapora göre müvekkilinin 100.000,32 TL olan borcu olduğu iddiasının taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, müvekkili şirket 100.000,00 TL tutarlı çek ile daha faturalar kesilmeden çok öncesinde davacıya borcunu ödediğini, görüleceği üzere çeki alan kişi … , davacı şirketin yetkilisi olduğunu, kaldı ki, müvekkili şirketin böyle bir faturadan ancak icra takibi ile haberi olduğunu, bilirkişice hukuki değerlendirmede bulunularak dosyaya ilişkin tüm evraklar incelenmeden, ödeme yaptıkları çek bedeli ile karşılaştırılmadan 100.000 TL borç olduğu sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, müvekkil şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir borcu olmadığını, nitekim dava dilekçelerinde ekinde sundukları çek suretinden de anlaşılacağı üzere müvekkili yapmış olduğu ticari iş neticesinde 15.04.2019 tarihinde 100.000,00 TL ödeme yaptığını beyanla; hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olan itirazın iptali davasının REDDİNE, haksız ve kötü niyetli olan davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği miktarın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasından alınan 09/04/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle; Sahibi lehine delil özelliğine haiz davalı şirket yasal defterlerinde davacı tarafından takibe konu edilen 03.10.2019 tarih … seri ve sıra nolu 37.050,69 TL bedelli faturanın kayıtlı olmadığını, davalı şirket tarafından davacı adına keşide edilerek 15.04.2019 tarihinde şirket yetkilisi … teslim edildiği ileri sürülen … A.Ş. … /… şubesine ait … seri nolu 15.07.2019 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli çekin davalı şirket yasal defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı şirket yasal defterlerinde davacı şirket ile aralarında ticari ilişki olduğuna dair herhangi bir kayda rastlanılmadığını görüş ve kanaatini bildirmiştir. Sahibi lehine delil özelliğine haiz davalı şirket yasal defterlerinde davacı tarafından takibe konu edilen 03.10.2019 tarih … seri ve sıra nolu 37.050,69 TL bedelli faturanın kayıttı olmadığını, davalı şirket tarafından davacı adına keşide edilerek 15.04.2019 tarihinde şirket yetkilisi … ‘a teslim edildiği ileri sürülen … A.Ş. … /… şubesine ait … seri nolu 15.07.2019 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli çekin davalı şirket yasal defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı şirket yasal defterlerinde davacı şirket ile aralarında ticari ilişki olduğuna dair herhangi bir kayda rastlanılmadığını görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin 05/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu 05/05/2021 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Bu rapora göre müvekkili tarafından yaptığı iş karşılığı kesilen faturalar davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalının çek vererek ödedim dediği kendi beyanındaki çek ve ödemede kendi ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, bu rapor davalının iddialarının doğru olmadığını gösterdiğini, müvekkili şirketin ticari defterlerinin incelendiği 05.03.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre müvekkili şirket kestiği faturaları ticari defterine işlediğini, bu rapora göre müvekkili şirket davalıdan alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin ticari defterleri kendi adına delil olma durumunda olduğunu ve davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiğini, davalının ticari defterleride kendi adına delil olma durumunda olduğunu ve davalının iddia ettiği gibi ödeme hususunu ispat etmemekte olduğunu, bu itibarla davalarının sübuta ermiş olup, davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 05/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu 05/05/2021 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; 05.05.2021 tarihli beyanlarında; “Davalı şirket ortaklarından … , müvekkil şirket yetkilisi … a borçlanmış ve karşılığında 31.03.2019 keşide tarihli 100.000.-TL sı bedelli … AŞ ne ait … çekini en son olarak … ciro ederek … ’a vermiştir.” denildiğini, … davalı şirketin ortağı olmadığını, dava dışı 3. Kişi olduğunu, sehven davalı şirket ortağı olarak yazıldığını, dava dışı … müvekkile 31.3.2019 keşide tarihli 100.000.-TL sı bedelli … AŞ ne ait … çekini ciro ederek verdiğni, bu çekte … ’dan önce davalı şirketinde cirosu olduğunu, bu çekin keşidecisi olan … A.Ş Konkordato ilan etmiş ve çek ödenmediğini, bu nedenle bu Akbank çekini davalı iade alarak yerine Denizbank çekini verdiğini, çek fotokobisinde de görüleceği üzere çek … ’a verildiğini, verilen bu çeklerin hiç birisinin davacı ile davalı arsındaki ticari ilişki ile alakası olmadığını, bu nedenle bu çekler hem davacı defterlerinde hem de davalı defterlerinde kayıtlı olarak çıkamadığını beyan etmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ile davacının davalı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 11/02/2020 tarihinde asıl alacak 37.050,69 TL üzerinden icra takibine giriştiği, davalının 18/06/2020 tarihinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış yukarıda özetlenen şekilde raporlar dosya içerisine alınmıştır. Taraflar arasında ödeme iddiasında bulunulan … A.Ş. … /… şubesine ait … seri nolu 15.07.2019 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli çekin … Bankası A.Ş. Konya şubesine ibraz edildiği anlaşıldığından ilgili banka şubesine müzekkere yazılarak ilgili çekin görüntüsü ve ibraz bilgileri dosya içerisine alınmıştır.
Her ne kadar davalı ticari defterlerinde dava konusu 03.10.2019 tarih … seri ve sıra nolu 37.050,69 TL bedelli faturanın kayıtlı olmadığı ve yine … A.Ş. … /… şubesine ait … seri nolu 15.07.2019 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli çekin kayıtlı olmadığı tespit edilmişse de, … Bankası A.Ş. Konya şubesine yazılan müzekkereye verilen cevap ve eki belgeler incelendiğinde keşidecisi … İnşaat Taahhüt A.Ş. Lehtarı … İş Ortaklığı, Cirantası davalı şirket olan çekin, davacı şirkete ciro yoluyla devredildiği ve davacı tarafından da dava dışı hamil olan … Ltd. Şti’ ye cirolandığı ve dava dışı hamil tarafından çekin bankaya ibraz edilerek karşılığının tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre de davalı firmanın, 100.000.32 TL davacı firmaya borçlu olduğunun tespit edildiğini, ancak icra ve dava tutarının 37.050,69 TL. olduğunun görüldüğünü, dolayısı ile davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre davacı firmanın, davalı firmadan 100.000,32 TL. alacaklı olduğu tespit edildiğinden ve ödenen çek ile davacı defterlerinde kayıtlı borç miktarı da uyuştuğundan davalının davacıya ödeme yaptığının ve davacının davalıdan alacağının bulunmadığı mahkememizce tespit edildiğinden davacının davasının reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına kanaat getirilmiştir.
Ayrıca; İcra ve İflas Kanununun 67 maddesinin 2.fıkrasına göre; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir.
Somut olayda, davacı taraf davalı yandan 100.000,00 TL bedelli çeki ciro yoluyla teslim alarak ödemenin gerçekleştiğini bilmesine rağmen takip yaptığından takipte kötüniyetli görülmüştür. Açıklanan miktar uyarınca kötüniyet tazminatı hükmedilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2Hüküm altına alınan 37.050,69 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 7.410,14 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 447,49 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 366,79 TL karar ve ilam harcının Harçlar Kanunun 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
5-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.557,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair ; Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/01/2022

Katip … Hakim …