Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/272 E. 2022/91 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiğini, kredi genel sözleşmelerine istinaden dava dışı şirkete krediler kullandırıldığını, davalı tarafın ise akdedilen sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, dava dışı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili bankanın Beşiktaş . Noterliği aracılığı ile 14/01/2020 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarname keşide ederek tüm ilgililere tebliğ ettirdiğini, müvekkili banka tarafından ifa edimini yerine getirmeyen borçlu aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, söz konusu takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, bunun üzerine müvekkilinin arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını, davalının yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili bankanın alacağının halen devam ettiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi ve banka kayıtları ile müvekkilinin alacaklı olduğunun ortaya çıkacağından bahisle davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 535.162,91 TL üzerinden devamına, davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; kredi sözleşmesi kurulurken kefalet sözlemesi yapan kişi evli ise eşinin rızasının gerektiğini, eşin rızasının TBK 584 madde gereğince yazılı olarak verileceğini, davaya konu kredi sözleşmesi için müvekkilinin eşinden rıza alınmadığını, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu, genel kredi sözleşmesinin 6. maddesinde uygulanacak faiz, komisyon ücret, masraf ve fon kesintisi ve vergiler başlığının düzenlendiğini, maddede uygulanacak faiz oranının açıkça belirtilmediğini, uygulanacak faiz oranının tek yanlı olarak bankaya bırakılmasının TBK 25 ve 27. maddelerine açıkça aykırı olduğunu, TBK nun emredici hükümlerine aykırı olan davaya konu kredi sözleşmesinin hukuken bir geçerliğinin bulunmadığını, amme alacaklarında uygulanacak faiz oranının bile kanunla düzenlendiğini, davacı tarafça müvekkilinin sorumlu tutulduğu faiz, kredi sözleşmesinde belirtilmediği gibi ödeme emrinde de belirtilmediğini, dava dışı asıl borçlu şirketçe davacı bankaya kredi kullanımı karşılığında taşınmaz ipoteği verildiğinden öncelikli olarak ipoteğin paraya çevrilmesi gerektiğinden bahisle müvekkili yönünden icra takibinin geçersiz olduğundan davanın reddine, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin iptaline, davacı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerinin verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, takibe ve davaya konu kredi genel sözleşmesi örnği, ihtarname örneği, Ticaret Sicili Müdürlüğünden gelen cevabi yazı ve ekleri, mahkememizce bankacı bilirkişiden temin edilen bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
6098 sayılı TBK’nun Eşin Rızası başlıklı 584. maddesi; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.(Ek fıkra: 28/03/2013-6455 S.K./77. md) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmünü amirdir.
6098 sayılı TBK’nun Genel İşlemler Koşulları Genel Olarak başlıklı 20. maddesi; “Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” hükmünü amirdir.
6098 sayılı TBK’nun İçerik Denetimi başlıklı 25. maddesi; “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz.” hükmünü amirdir.
6098 sayılı TBK’nun Kesin Hükümsüzlük başlıklı 27. maddesi; “ Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı banka vekilince davalı aleyhine açılmış bu davada davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve %20 tazminat edilmiş olup; davalı vekilince müvekkilinin icra takibine konu kredi sözleşmesine kefil olarak imza attığı kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında müvekkilinin eşinin rızası alınmadığı için kefaletin TBK’nun 584. maddesi gereğince geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de; Ticaret Sicil Müdürlüğünden celbedilen asıl borçlu … Tic. Ltd. Şirketinin kayıtlarına göre davalı …’un asıl borçlu şirketin aynı zamanda ortağı ve temsilcisi olduğu anlaşıldığından ve TBK 584. maddesi gereğince eş rızasına gerek olmadığından davalı vekilinin bu itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilince talebin dayanağı kredi sözleşmesinde faiz, komisyon ücreti, masraf, fon kesintisi ve vergilerle ilgili yapılan düzenlemelerin TBK 20. maddesinde belirtilen genel işlem koşulları olarak düzenlendiği, TBK 25. ve 27. maddeleri ile TMK 2. maddesi gereğince bu düzenlemelerin dürüstlük kurallarına ve kanunun emredici kurallarına aykırı olduğu ileri sürülerek belirlenen faiz miktarının TTK 55/f. maddesi nazara alınarak iptal edilmesi talep edilmiş ise de; asıl borçlu şirket tacir olup, TTK 18/2. maddesi gereğince her tacirin ticaretine ait tüm faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Her ne kadar TBK.da genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin tacirler yönünden uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmuyor ise de; somut uyuşmazlıkta davacı bankanın müşterilerine kullandırmış olduğu ticari krediler nedeniyle faiz, komisyon ücreti, masraf, fon kesintisi ve vergileri kredi sözleşme hükümlerine dahil etmesi ticari kredi sözleşmesinin niteliği göz önüne alındığında genel işlem koşullarına aykırılık taşımadığı kanaatine varılarak, davalı vekilince bu itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay . H.D. 19/02/2018 T. … E, … K ve . H.D. 12/06/2020 T. … E, … K sayılı ilamları)
Davalı vekilince dava dışı asıl borçlu şirketin konkordato talep ettiği ve konkordato projesi kapsamında ödemeler yaptığı ileri sürülmüş ise de; asıl borçlu yönünden konkordato kararı verilmesi kefilin sorumluluğuna etkisi olmayacağından bu durumun kefil yönünden takip yapılmasına bir engel teşkil etmeyeceğinden ve takibin tahsilde tekerrür olmamak üzere başlatıldığından bu savunma mahkememizce nazara alınmamıştır.
Son olarak davalı vekilince takibe konu borç için dava dışı şirket yetkilisi Kemal Kayacık tarafından davacı banka lehine ipotek tesis edildiği, bu nedenle öncelikle teminat ipoteğinin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması gerektiği ileri sürülerek davanın reddi talep etmiş ise de; ipoteğin davalı tarafından değil 3. kişi tarafından verilmiş olduğu anlaşıldığından ve icra takibi tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere başlatıldığından bu itirazlar da mahkememizce kabul görmemiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 10/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın davalı kefilden 504.051,07 TL asıl alacak, 22.583,98 TL işlemiş faiz, 1.129,21 TL faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 527.764,26 TL alacağı olduğu kanaatine varıldığından davanın bu miktar üzerinden kabulü ile, hükmedilen alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacı tarafça talebe konu ihtarname masrafı konusunda herhangi bir belge ve delil sunulmadığından bu talebin reddine ve her ne kadar reddedilen kısım yönünden haksız takip yapılmış ise de takibin kötü niyetli olarak yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın icra inkar tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE; davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, tahsilde tekerrür olmamak kayıt ve şartıyla takibin 504.051,07 TL asıl alacak, 22.583,98 TL işlemiş temerrüt faizi ve 1.129,21 TL faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 527.764,26 TL üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %28,60 faizi ve faizin %5 BSMV’si ile devamına.
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine.
3-Hükmedilen 527.764,26 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 105.552,85 TL icra inkar tazminatın davlıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
4-Davalı tarafın şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL davanın kabul/talep oranı olan %98,62 oranına isabet eden 1.301,78 TL arabulucuk giderinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince davalıdan, davanın red/talep oranı olan %1,38 oranına isabet eden 18,22 TL arabulucuk giderinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
Alınması gereken 36.051,58 TL karar ve ilam harcına karşılık davacı harçtan muaf olup peşin harç alınmadığından 36.051,58 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Davacı harçtan muaf olduğundan ve dava açılışında ödemiş olduğu her hangi bir harç bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Davacının yaptığı 69,00 TL taraf davetiye ve posta gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti gideri ve 12,30 TL vekaletname pulu gideri olmak üzere toplam 831,30 TL yargılama giderinden davanın kabul/talep oranı olan %98,62 oranına isabet eden 819,83 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 43.438,21 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan 11,00 TL karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davanın kabul/talep oranı olan %98,62 oranına isabet eden 10,85 TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 09/02/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar tarafa vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …