Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/257 E. 2021/346 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin …Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili …’ in diğer müvekkili şirketin yetkilisi olduğunu, müvekkili şirketin inşaat işleri yapmakta olduğunu, davalı ile müvekkilleri arasında yapılan sözleşme ile müvekkillerinin davalıya inşaat sonrası teslim edilmek üzere daire satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya 200.000,00 TL bedelli teminat senedi verdiğini, sözü geçen senedin teminat senedi olduğunun sözleşme içeriği ile sabit olduğunu, sözü geçen teminat senedinin davalının eşi veya oğlu olduğunu düşündükleri …’ u ciro yoluyla devrettiğini, sözü geçen kişinin müvekkilleri aleyhine kısmi olarak 70.000,00 TL üzerinden Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, başlatılan takibe müvekkillerinin Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile haksız takibe itiraz ettiklerini, sözü geçen mahkemece itirazın yasal 5 günlük süre içerisinde yapılmadığından bahisle itirazın reddine karar verildiğini, sözü geçen senet ile ilgili müvekkillerinin her hangi bir borcunun bulunmadığını, alacaklı olarak görünen kişi ile müvekkilleri arasında her hangi bir mal alış verişi bulunmadığını, takibe konu edilen senedin teminat senedi olduğunun taraflar arasında imzalanan sözleşme ile sabit olduğunu, müvekkili şirketin inşaatı zamanında teslim edememesi ihtimalinden dolayı verilen teminat senedinin taşınmaz devri ile hükümsüz kaldığından bahisle Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında konu edilen 70.000,00 TL bedelli senetten dolayı davalı tarafa borçlu olmadıklarını tespiti ile takibin iptaline, davalının %20′ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın iddia ettiği gibi sözleşme tarafları ile dava konusu olan senedin taraflarının aynı dahi olmadığını, sözü geçen dava konusu senedin satış sözleşmesine konu senet ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacıların sözleşmede geçen senet ile dava konusu senedin aynı miktarda olması nedeniyle kötü niyetli olarak sözleşmeye konu senedin dava konusu senedi olduğunu iddia ettiklerini, davaya konu edilen senedin takip işleminin yapıldığı Konya . İcra Müdürlüğünce tutulan haciz tutanağında davacı …3.000,00 EURO borcum vardır diyerek borcunu ikrar ettiğinden bahisle davacıların davasının reddine, davacılar aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; bonoya dayalı olarak başlatılan icra takip dosyasından dolayı borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Konya . İcra Müdürlüğü …E. Sayılı takibe konu edilen bononun teminat senedi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların verdikleri diğer dilekçeler, davaya konu bono örneği, …Tapu Müdürlüğünden gelen yazı cevabı ve ekleri, taraflar arasında imzalanan daire satış sözleşmesi ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Teminat senedi; bir işin, taahhüdün, alım-satımın veya hizmetin kararlaştırıldığı şekilde tamamlanacağının, aksi halde senette yazan parasal miktarın ödeneceğinin taahhüt edildiği yazılı belgedir. Teminat senedi şarta bağlı olması yönüyle bir kambiyo senedi olan bonodan (borç senedi) ayrılır. Zira teminat senedinde kambiyo senetlerinin en temel özelliklerinden biri olan kayıtsız şartsız ödeme taahhüdü söz konusu değildir; aksine, ödeme şarta bağlanmıştır. Bir başka ifadeyle teminat senedi, düzenlenmesine neden olan sebebe/asıl borç ilişkisine (iş, söz veya mal ve hizmet) sıkı sıkıya bağlıdır; bu ilişkiden bağımsız olarak ileri sürülemez. Teminat senetlerinde bonoda olduğu gibi mücerretlik ilkesi (soyutluk) söz konusu değildir.
Teminat senedi bir kambiyo senedi (poliçe, bono, çek) olmadığından, teminat senediyle kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurulamaz. Bunun yerine genel haciz yoluyla (ilamsız takip) yasal takip yapılabilir. Teminat senedinin bu özelliğinin pratik sonucu, teminat senediyle kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılması halinde, takip borçlusu tarafından duruma göre şikayet veya borca itiraz yoluna başvurulabilecek olmasıdır.
Kambiyo senedi olan bonoda bir takım unsurların bulunması zorunludur (şekil şartları). Aksi takdirde söz konusu belge kambiyo senedi vasfını taşımayacaktır (TTK m. 777). Teminat senetlerinin ise hukuki sonuç doğurabilecek şekilde düzenlenmesi yeterlidir. Teminat senetleri için ise bir takım zorunlu unsurlar/şekil şartları söz konusu değildir.
Normal koşullarda teminat senedi üzerine senedin teminat senedi olduğuna ilişkin bir takım ifadelerin usulüne uygun olarak yazılması veya senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu açıklayan yazılı bir belge (sözleşme, protokol vs.) ile birlikte düzenlenmesi yahut da kredi sözleşmesinde söz konusu senedin teminat olarak verildiğinin düzenlenmesi ve senedin bilgilerinin açıkça yazılmak suretiyle belirtilmesi gerekmektedir.
Teminat amaçlı verilmekle birlikte senet üzerinde veya senedin asıl düzenlenme nedeni olan hukuki ilişkide senedin teminat amaçlı verildiğine ilişkin herhangi bir ifade geçmediği durumlarda; borçlu, senedin teminat amaçlı verildiğini, senette belirtilen borcun kayıtsız şartsız olmaması yani bir hukuki ilişkinin teminatı olması sebebiyle kambiyo senedi vasfını taşımadığını, dolayısıyla böyle teminat senediyle kambiyo takibi yapılamayacağını ileri sürebilir. Yargıtay’ın bu gibi bir ihtilaf karşısındaki tutumu hangi ilişkinin teminatı olduğunun açıkça senet üzerinde veya kredi sözleşmesinde yazmaması nedeniyle senedin kambiyo senedi vasfını taşıdığı yönündedir.
“HGK’nun 14.3.2001 tarih ve …Sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve …Sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Davacı borçlu İİK’nun 169/a maddesi kapsamında, senedin teminat senedi olarak verildiğinden bahisle takibin iptalini talep etmiş ise de bu iddianın aynı madde kapsamındaki belgelerden biri ile ispatı zorunlu olup, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre senedin banka kredi sözleşmesi kapsamında teminat için verildiğinin iddia edilmesi halinde, kredi sözleşmesinde takibe konu bonoya açıkça atıf yapılması zorunlu olup, kredi sözleşmesinde senede hiçbir atıf olmadığı ve yine alacaklının da senedin teminat senedi olarak verildiğine dair kabulünün de bulunmadığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince davacı borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” (. HUKUK DAİRESİ E. …K. …T. 21.1.2020)
“Dava kambiyo senedi niteliğindeki bonodan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine ilişkin borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu bonoda davacı keşideci davalı ise lehtar konumundadır. Bonodaki düzenleme nedeninde ise nakden kaydı mevcuttur. Davacı sözkonusu bononun 01/03/2014 tarihli sözleşme uyarınca davalıdan alınacak mallara karşı teminat olarak verildiğini ileri sürmektedir. Davalı ise sözkonusu bononun davacıya verilen borç para karşılığı verildiğini savunmuştur. Davacı teminat iddiasını kanuni delillerle (yazılı delil veya yemin) ispat etmelidir. Davaya konu bononun sözleşme ile aynı tarihli olması ve taraflar arasında ticari ilişki olması nedeniyle dava konusu bononun mahkemece teminat bonosu olarak kabulü doğru olmamıştır. Mahkemece, davacıdan bononun teminat olduğuna dair varsa kanuni delillerinin sorulması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.” (YARGITAY . HUKUK DAİRESİ E. …K. …T. 27.11.2019)
Yukarıda belirtilen ve alıntılanan Yargıtay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi olarak kabulü için belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır.
Davacının takibe konu edilen bononun teminat senedi olarak verildiğine yönelik dayandığı Daire Satış Sözleşmesi incelendiğinde; her ne kadar “Teminat olarak satıcı 200.000,00(İkiyüzbin) TL’sı bedelli Teminat senedi verilecektir” denilmesine rağmen, davaya konu belge( bono) incelendiğinde “nakden ” ibaresi ile düzenlendiği, keşide tarihi ile sözleşme tarihinin birbirinden farklı olduğu, Keşideci-lehdar ile Satıcı-alıcı bilgilerinin ve bono miktarın 200.000,00 TL olarak düzenlenmesi dışında bono ile sözleşme arasında açıkça bononun sözleşmenin teminatı olduğunu gösterir yazılı belge bulunmadığı anlaşılmıştır. Takibe davaya konu bononun taraflar arasındaki Daire Satış Sözleşmesinin teminatı olduğuna dair yazılı belge davacı tarafından dosyaya sunulamamıştır.
Bu nedenle davacıya delil listesinde yer alan yemin delili hatırlatılmıştır.
HMK nun yeminin konusu başlıklı 225. Maddesi; “(1)Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.” hükmünü amirdir.
HMK nun yemin teklifi başlıklı 227. Maddesi; ” (1) Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir. (2)Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez.” hükmünü amirdir.
HMK nun yemine davet başlıklı 228. Maddesi; “(1)Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. (2)Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır.” hükmünü amirdir.
HMK nun yemin etmemenin sonuçları başlıklı 229. Maddesi; “(1)Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.(2)Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır.” hükmünü amirdir.
Tüm dosya kapsamı ile davacı tarafın bildirdiği deliller toplanmış olup taraflar arasında imzalanan sözleşme ve davaya konu edilen Konya . İcra Müdürlüğünün dosyası detaylıca incelenmiştir. Dava konusu sözleşmede takibe konu edilen bononun açıkça teminat senedi olduğunu gösterir her hangi bir madde bulunmamaktadır. Davacı vekili de sözleşme harici yemin delilinden başkaca bir delile dayanmamış ve davasını yemin harici ispat edecek yazılı bir delil de sunmamıştır. Davacının davalıyı bağlayan herhangi bir yazılı delili yoktur. Mahkememiz 29/06/2021 tarihli celsesinde davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış ise de davacı vekili kesin süre içinde yemin deliline dayanmadığından yemin delilinden vazgeçmiş sayılmıştır. Davacı davasını ispatlayamadığından davacının davasının reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
Davalının tazminat talebinin değerlendirilmesinde; İİK 72. Madde “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmü gereğince davacının mahkememizden tedbir talep etmediği, dosyamızda tedbir kararı bulunmadığı ve tedbir nedeniyle takibin durmadığı, davalının alacağını geç almış bulunmadığı ve herhangi bir zarara uğramadığı anlaşılmakla reddedilmiştir.

-{HÜKÜM:} Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmadığından tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.195,43 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1.136,13 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine.
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL DAVACILARDAN alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
5-Davacıların yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 9.900,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine.
8-İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacılar tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacıların kendi üzerinde bırakılmasına.
9-HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 19/10/2021 tarihinde yazıldığına.
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip … Hakim …