Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/212 E. 2022/555 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

1-MAHKEMEMİZİN KÖK … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA:

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ :
2-BİRLEŞTİRİLEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … Esas SAYILI DOSYADAKİ DAVADA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı tazminat davası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle ve yine davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı istirdat davası da Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmekle ve sözü geçen … Esas sayılı dava dosyası da aralarındaki hukuki, fiili ve şahsi bağlantı nedeniyle mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmekle, iki dava dosyasının birleştirilmesi üzerine, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 2018 yılının Nisan ayında bayilik/distribütörlük anlaşması yapıldığını, davalı şirket tarafından verilen distribütörlük formu 01/04/2018 tarihinde müvekkili tarafından imzalanarak davalı şirkete teslim edildiğini, müvekkili tarafından defalarca istenilmesine rağmen davalı şirket tarafından imzalı sözleşme müvekkiline gönderilmediğini, sözleşme gereğince 2.700 m² büyüklüğünde bir depo kiralanarak tüm maliyetleri müvekkili tarafından karşılanmak suretiyle soğuk hava deposu kurulduğunu, 2019 yılı sonuna kadar işbu depo kirası peşin olarak ödenerek yine sözleşme kapsamında edimlerin ifası için 13 adet araç satın aldığını, söz konusu ticari anlaşmanın gereklerinin layığı ile yerine getirilebilmesi için müvekkili tarafından ayrı bir şirket merkezi kurulduğunu, çokça personel istihdam edildiğini, bir çok masraflar yapıldığını, sözleşme tarihinden bugüne kadar davalı tarafından müvekkili şirketin bir çok anlamda zarara uğratılmasına rağmen müvekkilinin sözleşme edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, müvekkili şirketin tüm talep ve ısrarlarına rağmen 2019 yılına ait Ekim ve Kasım ayı siparişlerinin davalı tarafından gönderilmediğini ve iptal edildiğini, davalı tarafça iade alınmayan ürünlere ilişkin olarak 199.336,19 TL bedelli fatura düzenlenerek davalı tarafa gönderildiğini, davalı tarafın işbu fatura sonrasında müvekkili şirketten 99.985,67 TL alacağı bulunduğundan sözü geçen bedel müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve davalının carisinın sıfırlandığını, taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle müvekkili tarafından feshedildiğini, müvekkili tarafından evvelce davalı tarafa teslim edilen 1.250.000,00 TL bedelli teminat mektubunun müvekkiline iadesine ilişkin davalı tarafa ihtarname keşide edildiğini, davalı tarafından teminat mektubunun iade edilmediği gibi ihtara cevap da verilmediğinden bahisle öncelikle teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun müvekkiline iadesine karar verilmesine, müvekkilinin hesaplanması gereken zararlarına karşılık şimdilik 1.000,00 TL nin, kar kaybı alacaklarının şimdilik 1.000,00 TL sinin ve ciro primi alacaklarının şimdilik 1.000,00 TL sinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 07/04/2018 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ve eklerine göre davacının Rize Merkez ve ilçelerinde pazar ağı kurarak müvekkili şirketten satın alacağı … markalı gıda ürünlerinin tanıtım, satış ve dağıtım işlerini kendi nam ve hesabına yürüteceğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereği ürün alım satım ilişkisi bulunmakta olduğunu, bu nedenle taraflar karşılıklı olarak cari hesap kayıtları tutulanacağını, bayinin fatura borçlarının … Bankası nezdinde doğrudan borçlandırma sistemi aracılığı ile tahsil edileceğini, davacının DBS limitlerini vadesinde tahsilata elverişli tutarlarla güncellemeyi taahhüt ettiğini, bununla birlikte sözleşmenin 12. maddesi gereğince davacının 1.250.000,00 TL tutarlı teminat mektubunu müvekkiline teslim ettiğini, davacı taraf sözleşmenin taraflarında olmadığını iddia etmiş ise de sözleşmenin iki nüsha tanzim edildiğini, müvekkilinin davacı taraftan araç satın alması gibi bir koşulunun söz konusu olmadığını, davacı tarafın asli edimlerini hiç bir zaman yerine getirmediğini, davacının önceki bayinin satış oranlarını yakalayamadığını, davacının müvekkili şirketin bölgede kar ve itibar kaybetmesine neden olduğunu, davacının sözleşmeyi gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle tazminat ve sair haklarını saklı tuttuklarını, davacı şirketin 2019 yılının tamamında 2018 yılının ilk 6 ayındaki satış rakamlarını yakalayamadığını, davacı tarafın kötü niyetli hareket ederek ısrarla mahkemeyi cari hesap mutabakatı ile yanıltmaya çalıştığını, davacının müvekkili şirkete olan 199.336,19 TL cari alacağı 23/07/2020 tarihinde ödediğini, bu sebeple zikredilen teminat mektubunun davacıya iade edildiğini, teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile ilgili talebin hukuki anlam ifade etmediğinden bahisle davacının hukuka aykırı ve uygulanabilirliği bulunmayan ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, tüm dava ve alacak haklarının saklı kalması kaydıyla haksız ve mesnetsiz davanın da reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyasındaki dava; taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan tazminat ve teminat mektubunun iadesi davasıdır.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyası ile birleştirilen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2018 yılının Nisan aynıda bir bayilik anlaşması yapıldığını, davalı tarafından verilen Distribütörlük Formunun da 01/04/2018 tarihinde müvekkili şirketi tarafından imzalanarak ilgili şirkete teslim edildiğini, 2018 Nisan ayında taraflar arasındaki ticari ilişki kurulduğunu, davalı taraftan müvekkili şirketçe talep edilmesine rağmen müvekkili şirkete imzalı sözleşmenin gönderilmediğini ve müvekkil şirketin DBS hesabından haksız ve mesnetsiz olarak tahsil edilen 199.336,19 TL’nin davalı şirket hesabına aktarıldığı tarihten itibaren yürütülecek olan … Bank … Şubesinin DBS hesabına uyguladığı faiz ile birlikte davalı şirketten istirdadı ile müvekkili şirkete iadesine, DSB hesabı için tahakkuk eden hizmet ve komisyon bedelleri başta olmak üzere maddi zararlarından şimdilik 500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle davalı şirketten tazminine, davalı şirketinin dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, ayrıca açmış olduğu dava ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan … Esas sayılı dava arasında aynı ticari ilişkiden kaynaklandığından ve her iki dava arasında bağlantı bulunduğundan usul ekonomisi gereği tensiben birleştirilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyası ile birleştirilen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının DBS hizmet ve komisyon bedeli talepleri belirlenebilir nitelikte olduğundan hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın bu talep yönünden reddinin gerektiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 07/04/2018 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ve eklerine göre davacının Rize Merkez ve ilçelerinde pazar ağı kurarak müvekkili şirketten satın alacağı … markalı gıda ürünlerinin tanıtım, satış ve dağıtım işlerini kendi nam ve hesabına yürüteceğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereği ürün alım satım ilişkisi bulunmakta olduğunu, bu nedenle taraflar karşılıklı olarak cari hesap kayıtları tutulanacağını, bayinin fatura borçlarının … Bankası nezdinde doğrudan borçlandırma sistemi aracılığı ile tahsil edileceğini, davacının DBS limitlerini vadesinde tahsilata elverişli tutarlarla güncellemeyi taahhüt ettiğini, bununla birlikte sözleşmenin 12. maddesi gereğince davacının 1.250.000,00 TL tutarlı teminat mektubunu müvekkiline teslim ettiğini, davacı taraf sözleşmenin taraflarında olmadığını iddia etmiş ise de sözleşmenin iki nüsha tanzim edildiğini, davacı tarafın asli edimlerini hiç bir zaman yerine getirmediğini, davacıdan önceki bayinin satış oranlarını yakalayamadığını, davacının müvekkili şirketin bölgede kar ve itibar kaybetmesine neden olduğunu, davacının sözleşmeyi gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle tazminat ve sair haklarını saklı tuttuklarını, davacı şirket 2019 yılının tamamında 2018 yılının ilk 6 ayındaki satış rakamlarını yakalayamadığını, davacının dilekçesinde tek yetkili distribütör olduğu bölgede … Ltd. Şti. isimli başka bir şirketin yetkilendirildiği ve davacının satış yapmasının engellediğini iddia ettiğini, davacı taraf ile yapılan sözleşmede de açık bir şekilde belirtildiği gibi müvekkili şirketin Rize Bölgesindeki ticari faaliyetlerinin akıbeti yalnızca davacının keyfiyetine bırakılmadığını, yine davacı ile yapılan sözleşmede açıkça belirtildiği gibi davacının buna hiç bir şekilde karşı çıkamayacağı ve şirketten hiçbir hak ve alacak talep edemeyeceğinin sabit olduğunu, sözleşmeden anlaşılacağı üzere ürünlerin iadesi konusunda tek yetkili karar mercinin müvekkili şirket olduğunu, bu nedenle davacı tarafın tüm itirazlarının dayanaksız olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olarak STK si geçmemiş ürünleri iade alarak davacının cari hesabından düştüğünü, 04/05/2020 tarihli cari hesap mutabakat mektubunda ise müvekkil şirketin davacıya borcu olmadığı yönünde mutabakat sağlandığını, bu durumların yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, sözleşme gereği somut olayda alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin DBS limitlerini kendi güncelleyen davacının DBS hesabı aracılığı ile tahsil etmesinin tabii olduğundan bahisle öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, tüm dava ve alacak hakları saklı kalmak üzere davanın reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyası ile birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki dava; taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan fazladan ödenen paranın iadesine yönelik istirdat ve tazminat davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, birleşen dosya dava dilekçesi, birleşen dosya cevap dilekçesi, taraf vekillerinin verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, mahkememizce temin edilen bilirkişi rapor ve ek raporları, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi, mutabakat belgesi, Rize . Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
-{DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE}-
Davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan ana davada; taraflar arasında düzenlenen distribütörlük anlaşması gereğince davacının kendisine düşen tüm edimlerini yerine getirdiği, 2700 m2 lik depo kiralanarak soğuk hava deposu kurulduğu, 13 adet araç kiralandığı, sözleşme şartlarının yerine getirilmesi için ayrı bir şirket merkezi kurulduğu, çok sayıda personel istihdam edilerek masraf yapıldığı, buna rağmen davalı tarafın 2019 yılı Ekim ve Kasım aylarına ilişkin siparişleri göndermeyip iptal etmesi ve Rize bölgesinde … Tic. Ltd. Şti. isimli başka bir şirkete yetkilendirme yaparak sözleşmeyi ihlal etmek suretiyle müvekkilini zarara uğrattığı ve bu nedenlerle taraflar arasında düzenlenen distribütörlük sözleşmesinin müvekkili tarafından gönderilen Kadıköy . Noterliğinin 04.02.2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile haklı nedenlerle tek taraflı olarak feshedildiği ileri sürülerek, sözleşmenin haklı feshi nedeniyle davacının uğradığı zararların hesaplanarak şimdilik 1.000,00 TL zararın, 1.000,00 TL kar kaybı zararının ve 1.000,00 TL ciro primi alacağı olmak üzere toplam 3.000,00 TL nin davalıdan tahsili ile, sözleşme kapsamında davalıya teslim edilen … Bankası T.A.O.’ya ait 01.04.2019 tarihli 1.250.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davacıya iadesi talep edilmiş olup; esasen taraflar arasında 07.04.2018 tarihinde “Bayilik (Distribütörlük) Sözleşmesi” düzenlendiği ve bu sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya teslim edilen … Bankası T.A.O.’ya ait 01.04.2019 tarihli teminat mektubunun davadan sonra, dilekçeler aşamasında davalı tarafça davacıya teslim edildiği ve davacının teminat mektubunun iadesi talebinin konusuz kaldığı hususlarında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık bayilik sözleşmesi kapsamında tarafların edimlerini tam olarak yerine getirip getirmedikleri, davacının sözleşmeyi tek taraflı fesihte haklı olup olmadığı ve davalıdan dava dilekçesinde detaylandırdığı gibi tazminat, kar kaybı ve ciro primi alacakları taleplerinin yerinde olup olmadığı ile varsa miktarlarında toplanmaktadır.
HMK’nın Delil Sözleşmesi başlıklı 193. maddesi; “Taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi; belirli delillerle ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler” hükmüne amir olup; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 48. maddesinde de sözleşme özgürlüğü esası benimsenmiştir. Delil sözleşmelerinin konusu ispata yöneliktir ve uyuşmazlık halinde usule ilişkin hangi kuralların uygulanacağı konusunda taraflara ve kanun uygulayıcısı olan mahkemelere ışık tutar.
TTK’nın 18/2. maddesi gereğince her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Buradaki yükümlülük subjektif değil, objektif bir özen ölçüsünü ifade eder. Pek çok yargıtay kararında da ifade edildiği gibi, basiretli tacir gibi hareket etmek demek; bugünün ve geleceğin piyasa durumunu, tacirin işlemi yaptığı sırada göz önünde tutmasını anlamına gelir. Yani tacir, tüm hukuki ve fiili işlemleri yaparken ticari hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri alarak meydana gelebilecek değişiklikleri de önceden tahmin etmeye çalışarak yükümlülük altına girmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında düzenlenen 07.04.2018 tarihli bayilik sözleşmesinin 26. maddesi ile “Taralar, İş bu sözleşmenin veya kendi aralarındaki her türlü ticari ilişkinden doğacak tüm uyuşmazlıklarda şirketin ticari defter ve kayıtları ile bilgisayar vb. kayıtlarının geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağını kararlaştırılmışlar ve bunlara karşı her türlü itiraz ve def-i haklarından peşinen feragat ettiklerini ve sözleşmenin bu maddesinin delil sözleşmesi olduğunu kabul ve beyan ederler.” şeklinde aralarında bir delil sözleşmesi kabul etmişlerdir. Sözleşme maddesinde bahsi geçen şirket tabiri ile davalı şirket kastedilmektedir. Taraflar tacir olup, TTK 18/2. maddesine göre basiretli davranarak bu sözleşmeyi imzaladıklarının kabulü gerekir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde mahkememizce tarafların düzenledikleri delil sözleşmesi gereğince davalı şirket kayıtları esas alınmıştır.
Dosyada toplanan deliller ve özellikle davalı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve alınan rapora göre;
Davalı şirketin usulüne uygun tutulmuş defter ve kayıtlarına göre; davacıların 2019 Eylül, Ekim ve Kasım aylarına ilişkin DBS limitlerinin sıfır, 25.12.2019 tarihi itibariyle de 24,25 TL olduğu, davacı şirketin 2019 yılı satış rakamlarının düşük olması nedeniyle davalı şirketin davacının yeni siparişlerini karşılamadığı ve sözleşmenin 7. maddesine göre yeni bayilik arayışına girdiği ve yine sözleşmenin 7. maddesinin son bendinde bu durumda davacı bayinin tazminat, yoksun kalınan kar ve benzeri hiçbir nam ve ad altında hak talebinde bulunamayacığının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket defterlerine göre; davacı şirket ile ticari ilişkinin “alıcı” ve “satıcı” olarak 2 hesapla takip edildiği, davacı şirketin satıcılar hesabının 217742 kodla takip edildiği, bu hesaptan en son kesilen 885,00 TL’ lik nakliye hizmeti bedelinin davalı şirket tarafından ödenmekle, davacı şirketin satıcılar hesabının sıfırlanmış olduğu, davalı şirket nezdinde tutulan ve … nolu kodla takip edilen alıcılar hesabında 31.12.2019 tarihi itibariyle 302.603,11 TL borç gözüktüğü, bu borcun 99.985,67 TL sinin davacı tarafça 03.02.2020 tarihinde ödendiği, borcun kalan kısmı için davacı tarafça iade faturası düzenlenmiş ise de; bu iade faturasının davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturanın davalı şirket tarafından davacıya iade edildiği neticeden ana davanın açılış tarihi itibariyle davacı şirketin davalıya 199.336,19 TL borçlu olduğu, davacının sözleşmenin feshinde haksız olduğu, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 7. ve 15. maddeleri kapsamında davacının davalıdan tazminat ve alacak talep etmesinin de mümkün olmadığı kanaatine varıldığından ana davadaki tüm tazminat taleplerinin reddine ve teminat mektubunun iadesi talebi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
Dosyamızla birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan davada ise; taraflar arasında bayilik sözleşmesi gereğince davacının davalı şirkete hiçbir borcu olmadığı halde, bu sözleşme gereğince davalı şirkete teslim edilen 1.250.000,00 TL bedelli 01.04.2019 tarihli … Bankası A.Ş.’ye ait teminat mektubunun davalı tarafça nakte çevrilmemesi için 199.336,19 TL bedelli fatura bedelinin ödenmek zorunda kalındığı ve bu nedenle davalı tarafın haksız ve mesnetsiz şekilde sebepsiz zenginleştiği ileri sürülerek, ödenen 199.336,19 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya iadesi ile DBS hesabı için tahakkuk eden hizmet ve komisyon bedelleri başta olmak üzere oluşan zararlara ilişkin şimdilik 500,00 TL nin davalıdan tahsili talep edilmiş ise de; mahkememizce toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 26. Kapsamında davalı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin müşteri satıcılar hesabına göre davacıdan her hangi bir alacağı olmamasına rağmen, müşteri alıcılar hesabına göre 31/12/2019 tarih itibariyle davalının davacı şirketten toplam 302.603,11 TL alacağı olduğu bu borcun davacı şirketin EFT ve … POS ödemesi, teminat mektubu giderlerinin yansıtılması ile 199.336,19 TL ye düştüğü, davacı şirketin 27/07/2020 tarihli DBS ödemesiyle bu borcu kapattığı, davalı şirketin haksız veya sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığı HMK ‘ nun 193. Maddesi gereğince taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 26. maddesinin davacıyı bağladığı ve aynı sözleşmenin 7 ve 15. Maddeleri gereğince davacının tazminat taleplerinin de yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davacının birleşen davasının ve tüm taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
A-)MAHKEMEMİZİN İŞBU … ESAS SAYILI DOSYASI İLE İLGİLİ OLARAK;
1-Davacı tarafın teminat mektubunu iadesi talebi yargılama aşamasında konusuz kaldığından bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına.
2-Davacı tarafın tüm tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine.
3-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 21.398,11 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 21.317,41 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL DAVACIDAN alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
5-Davacının teminat mektubunun iadesine yönelik yaptığı her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesinin 24/9 maddesi nazara alınarak davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
6-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan azami 3.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
B-)MAHKEMEMİZ İŞBU DOSYASI İLE BİRLEŞEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI İLE İLGİLİ OLARAK;
1-Davanın ve davada ileri sürülen alacak ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.412,71 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 3.332,01 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
3-Arabuluculuk ücretinin ödenmesi ile ilgili kök dosyada karar verildiğinden ve her iki dosyada aynı arabuluculuk tutanağına bağlı olarak açıldığından bu konu hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına.
4-Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 30.975,43 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
C-İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin ve sair giderlerin davacının yatırdığı gider avansından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
D-HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 19/10/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2022

Başkan Üye Üye Katip