Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/947 E. 2023/189 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı taraf, 10.10.2016 tanzim ve 30.12.2016 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile, müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine giriştiğini, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine konu bonodaki imza müvekkiline ait olmadığını, bono üzerinde müvekkilinin adı kefil kısmında yazdığını, bono üzerinde birbirinin aynısı iki imza bulunmakta olup, imzaların ikisi de müvekkiline ait olmadığını, fakat davalı tarafından, imzanın keşideci (dava dışı) …’a değil, tahsil kabiliyeti olan müvekkiline karşı kötü niyetli olarak takip başlatıldığını, öte yandan, bono üzerinde müvekkilinin adı kefil kısmında yazmasına ve asıl borçlu olarak dava dışı … görünmesine rağmen, yalnızca müvekkiline karşı takip başlatıldığını, bu durum da davalı tarafın kötü niyetini ortaya koyduğunu, davalı alacaklı, bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını bile bile, sırf müvekkilinin tahsil kabiliyeti olduğu için icra takibi başlattığını, müvekkili, başlatılan takibe dayanak bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle icra hukuk mahkemesi yerine hatalı olarak icra dairesine itirazda bulunduğunu, müvekkilinin bu itirazı usul ve yasaya uygun olmadığı için takip kesinleşmiş ve eldeki davayı açma zarureti hasıl olduğunu beyanla; Öncelikle teminatsız olarak, mahkememiz aksi kanaatte olursa mahkemenizin takdir edeceği teminat karşılığında icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine konu 10.10.2016 tanzim ve 30.12.2016 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, arabuluculuk ücreti, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Öncelikle 19/09/2019 tarihli arabuluculuk tutanağında ” karşı taraf vekili Av. … … nolu telefonla arandığını, lakin toplantıya gelmeyeceklerini beyan ettiği görüldü” ifadesi yer aldığını, fakat olay gerçeği yansıtmadığını, tarafına 2. toplantı günü bildirilmemiş ve uygun olmayan bir zamanda toplantı halindeyken toplantıya gelip gelemeyeceği sorulduğunu, habersiz gelişen toplantıya katılması mümkün olmadığı için arabulucuya telefonla katılmak istediğini beyan ettiğihi fakat arabulucu bu hususu kabul etmediğini, arabuluculuğun düzenlendiği kanun ve yönetmelikte telefonla katılımın mümkün olduğu görüldüğünü, söz konusu arabuluculuk görüşmesini ve son tutanağı kabul etmediklerini, dosyanın tekrardan arabuluculuğa gönderilmesini veyahut toplantıya tarafımın toplantıya katılmış ve söz konusu borcun …’a ait olduğunu ve anlaşmanın mümkün olmadığını beyan etmişcesine davanın karara bağlanmasını talep ettiklerini, taraflarınca borçluya takip yapılmış olup herhangi bir itiraz süresi içerisinde yapılmadığını, karşı tarafın dava dilekçesinde belirttiği gibi tahsil kabiliyeti olan kişiye karşı takip başlattıkları hususu gerçeği yansıtmadığını, söz konusu bonada imza davacı …’a ait olup müvekkili şirket yetkililerinin yanında bizzat kendisi imzaladığını, davacının yapılacak olan imza araştırmasında ve incelemesinde de görüleceği üzere imza …’a ait olduğunu, söz konusu davayı sırf süreci uzatmak maksadıyla açmış olduğunu düşündüklerini beyanla; Dosyanın tekrardan arabuluculuğa gönderilmesini veyahut toplantıya tarafımın toplantıya katılmış ve söz konusu borcun …’a ait olduğunu ve anlaşmanın mümkün olmadığını beyan etmişcesine davanın karara bağlanmasını, müvekkiline karşı açılmış bulunan işbu davanın reddi ile mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu cevaba cevap dilekçesi özetle;Davalı tarafın, dosyanın yeniden arabuluculuğa gönderilmesi veya toplantıya katılmış gibi karar verilmesi yönündeki talep ve iddiaları asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, arabuluculuk başvurusunda davalı vekillerini belirtmelerine rağmen, davalı vekillerinin ilk toplantıya davet edilmediği toplantıda fark edilmiş ve sürecin kanuna uygun yürütülmesi için davalı vekillerine telefon yoluyla ulaşıldığını, davalı vekillerinin ilk toplantıya katılamayacakları mazeretini sunmaları üzerine, ilk toplantı 19.09.2019 tarihine ertelendiğini, davalı vekillerine ilk toplantının ertelendiği ve ertelenen toplantıya davet mektubu arabulucu tarafından mail yoluyla gönderildiğini, buna rağmen davalı vekilleri ilk toplantıya mazeretsiz olarak katılmadığını, tüm bu hususlar, Arabuluculuk Son Tutanağı’nda açıkça belirtildiğini, bu nedenlerle, davalı tarafın ileri sürmüş oldukları iddiaları, gerçek dışı olup; dosyanın yeniden arabuluculuğa gönderilmesi veya toplantıya katılmış gibi karar verilmesi yönündeki taleplerinin reddini talep ettiklerini, müvekkili süresinde icra takibinde itirazda bulunmuş fakat icra mahkemesi yerine icra dairesine itirazda bulunduğu için takip kesinleştiğini, bu nedenle, davalı tarafın aksi yöndeki iddiasını kabul etmediklerini, ayrıca, davalı alacaklı, bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını bile bile, sırf müvekkilinin tahsil kabiliyeti olduğu için icra takibi başlattığını beyanla; Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine konu 25.000,00 TL bedelli, 10.10.2016 tanzim ve 30.12.2016 vade tarihli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklı aleyhine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve arabuluculuk ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu ıslah dilekçesi özetle; 24.10.2019 tarihinde açmış oldukları davalarını HMK’nun 176. Maddesi gereğince ıslah ettiklerini, davalı şirket, 10.10.2016 tanzim – 30.12.2016 vade tarihli – 25.000,00 TL bedelli bononun ödenmediği gerekçesiyle senette keşideci bölümünde ismi bulunan …’a kefil sıfatında bulunan müvekkili … hakkında Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine giriştiğini, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe konu bono incelendiğinde Keşideci …’a ait imzalar bulunduğunu, bonolarda yalnızca kefil sıfatıyla bulunan müvekkili …’ın attığı imzalar görüldüğünü, keşideci imzası taşımayan bono bono hükmünde olmadığını, keşidecisi bulunmayan geçersiz senet için müvekkilinin aval vermesi de mümkün olmadığını, yani senet yok ise aval de yok demek olduğunu, keşideci imzası taşımayan bono bono hükmünde olamayacağından müvekkil …’ın borçlu olmayacağı da açıkça ortada olduğunu beyanla; Takibe konu olan bonoda keşidecinin bulunmadığı, keşidecisi olmayan bonoda kefil sıfatında bulunan müvekkili …’ın aval vermesi de mümkün olmadığından müvekkili adına yapmış oldukları borca itirazlarının kabulü ile borçlu olmadığının tespitine, açılan icra takibinin iptali ile takibin durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, fiziken celp edilerek incelenmiştir.
Karapınar Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğünün 12/02/2020 tarihli yazı cevabında Kimlik Kartı Belgesi aslının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Karapınar Seçim Kurulu Başkanlığının 20/02/2020 tarihli yazı cevabında 31/03/2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimine ait … Mahallesi … Nolu Sandık Seçmen Listesinin 7. Sayfası aslının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Karapınar Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 13/02/2020 tarihli yazı cevabında …’a ait imza asıllarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
… Bankası A.Ş. Karapınar Şubesinin 24/02/2020 tarihli yazı cevabında …’a ait 1-Adet Bireysel Müşteri Sözleşmesi aslının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Konya Karapınar İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının 11/02/2020 tarihli yazı cevabında …’ın imzalarının bulunduğu belge asıllarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
… Anonim Şirketinin Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi ve İmza Kartonu aslının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyetinin İstanbul . Asliye Ticaret Mahkemesi … Talimat sayılı dosyasına sunmuş olduğu 09/05/2022 tarihli raporunda; İnceleme konusu senette kefil/borçlu(…)’ya atfen atılan imzalar ile …’a ait mukayese imzaların göstermiş oldukları işleklik dereceleri, alışkanlıkları, tersim, istif, meyil, seyir, sürat, istikamet gibi grafolojik ve grafometrik özellikleri bakımlarından birbirleriyle kıyasen farklı yapı ve görünümde imzalar olmaları nedeniyle inceleme konusu, borçlusu …, … alacaklısı … Ltd.Şti düzenleme tarihi 10.10.2016 ödeme tarihi 30.12.2016 olan 25.000 T.L bedelli senette kefil-borçlu(…)’ya atfen atılan imzaların davacı …’ın eli mahsulü olmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı 08/09/2020 tarih ve … sayılı raporu özetle; İnceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı 07/09/2022 tarih ve … sayılı raporu özetle; genişletilmiş uzmanlar kurulunca yapılan incelemesinde; inceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşbu dava; Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe konu bir adet bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, bono üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususları olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu 10.10.2016 tanzim ve 30.12.2016 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine girilmiştir. Her ne kadar alınan İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı 07/09/2022 tarih ve … sayılı raporunda; inceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu görülmüştür.” şeklinde rapor tanzim edilmiş ise de; davacı vekilinin dava dilekçesinde hem imzaların müvekkiline ait olmadığı iddiası bulunduğu hem de bonoda müvekkili davacının kefil konumunda bulunduğu, bononun asıl borçlusunun dava dışı … olduğunu bildirdiği, ayrıca 26.12.2022 tarihli dilekçe ile davanın ıslahını talep ettiği ve Keşideci …’ ın bonoda imzasının bulunmadığını, keşideci imzası taşımayan bononun bono hükmünde olamayacağını, keşidecisi bulunmayan geçersiz senet için davacı müvekkilinin aval vermesinin mümkün olmadığını ileri sürdüğü görülmüştür.
Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe konu bir adet bono incelendiğinde, Borçlunun … olduğu, ancak bonoda imzasının bulunmadığı, kefil kısmında ise davacı …’ın iki tane imzasının bulunduğu ve müteselsil borçluluğa ilişkin ibarenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava dosyası içerisine sunulan Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23.09.2003 tarih … Esas ve … K. Sayılı kararında , “Takibe konu senette düzenleyenin imzası olmalıdır. İmzası yoksa sorumlu görülmeyen bu kişi için kefalet veya aval durumu geçersiz olacağından, kefil konumundaki borçludan senet bedeli tahsil edilemeyeceğine ve senet müteselsil borçlu sıfatı ile imzalanmadığına göre, kefilin imzasının bulunması sonuca etkili değildir” hükmüne yer verildiği görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekmiş, ancak dava dilekçesi ile davacının imza inkarında bulunduğu ve bu nedenle imza incelemesi için bilirkişi incelemesi ve yargılama gideri yapıldığı, imzanın davacıya ait olduğunun tespiti üzerine davacının davasını ISLAH ettiği anlaşıldığından HMK 177 ve devamı maddeleri gereğince kendisinin karşıladığı yargılama giderleri davalıya yükletilmemiş ve kendi üzerinde bırakılmıştır.
Ayrıca; İcra İflas Kanunu 72/5. Maddesinde “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın “yüzde yirmisinden” aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının tazminata mahkum edilmesi için, kanunun aradığı şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu şartlardan ilki, talep şartıdır. Mahkeme, ancak, kendisine karşı haksız yere takipte bulunulmuş borçlunun talebi üzerine tazminata hükmedebilir. Dava dilekçesi ile birlikte davacının haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. İkinci şart, alacaklının takibi haksız ve kötü niyetle yapmış olmasıdır.
Gerçekten de, davalı alacaklının tazminata mahkûm edilebilmesinin en önemli şartı “borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetle” yapılmış olmasıdır. Burada, tazminata hükmedilebilmesi için yalnızca haksız bir takip olması yeterli olmayıp, aynı zamanda alacaklının bunu kötü niyetle yaptığının da ispatlanması gerekmektedir. Dosya münderecatına göre davalı alacaklının takibe konu ettiği bonoda takibi kötüniyetle yaptığına dair mahkememizce kanaat getirilmediğinden davacının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle; davacının davasının kabulüne, davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ve bu dosyada takibe konu 10/10/2016 tanzim tarihli, 30/12/2016 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli bono yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile ,
Davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ve bu dosyada takibe konu 10/10/2016 tanzim tarihli, 30/12/2016 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli bono yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 2.501,63 TL karar harcından peşin olarak alınan 557,10 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭1.944,53‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 vekalet harcı, 557,10 TL peşin harç, toplamı ‭607,9‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.04/04/2023

Katip Hakim