Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/883 E. 2022/661 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; müvekkili …’ın 1994 senesinden itibaren … Tic. A.Ş.’nin ve 2003 yılından itibaren … Ticaret A.Ş.’nin ortağı olduğunu, bu şirketlerde önce pazarlama ve satış departmanında genel müdür yöneticisi, son 5-6 yıllık döneminde mali ve muhasebe işlerden sorumlu genel müdür yöneticisi olarak görev yaptığını, müvekkilinin şirket müdürü ve hisselerini devrini yaptığı …’u uzun zamandır tanıdığını, 1994 yılında … A.Ş. şirketinde ortak olarak ticari hayata faaliyete başladıklarını, daha sonra … A.Ş.’de ortaklıklarını devam ettirdiklerini, müvekkilinin (Bağkur) 4B kapsamında sosyal güvenlik primlerini ödediğini, emekliliği yaklaştığı için 4A (SSK) kapsamında emekli olabilmek için 25 yıllık ortağı ve çocukluk arkadaşı davalıya şirketlerdeki hisselerini sadece kağıt üzerinde tamamen güvene dayalı olarak devretmeyi teklif ettiğini, davalı …’un getirdiği bir evrakı yol üzerinde ve araç üstünde okumadan güvenle imzaladığını, müvekkilinin davalı şirketteki ortaklığı ve görevleri bu imzadan sonra da fiilen devam ettiğini, ancak 2019 Nisan ayından itibaren davalıyla aralarında tatsız tartışmalar yaşandığını ve bunun üzerine müvekkilinin ortaklıktan ayrılmak istediğini, müvekkilinin şirketlerdeki ortaklık paylarından alacağının şirketlerin mal varlığı aktif değerlerine göre 4 milyon üzerinde olduğunu, davalının ise hisse bedeli için “100-150 bin TL vereceğini, müvekkilin kabul etmemesi üzerine daha sonra 275.000,00-TL al, evde otur, kullandığın … aracıda sana vereceğim, çalışmaya işçi olarak devam et aksi takdirde oda yok gibi” tekliflerde bulunduğunu, daha sonra her iki şirket için ayrı ayrı 500.000-TL teklif ettiğini, müvekkilinin bu teklifleri kabul etmediğini, aralarında tartışmalar yaşandığını, bunun üzerine müvekkilinin şirket hesabından teklif edilen tutarı ihtirazı kayıtlı olarak ortak olduğunu düşünerek hisse devrine istinaden ve mahsuben kendi hesabına EFT yaptığını, davalının müvekkili hakkında güveni kötüye kullanma suçlamasıyla Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin de davalı hakkında yaptığı eylemden dolayı aynı dosyada şikayetçi olduğunu, ayrıca güveni kötüye kullanma ve iftira suçu nedeniyle Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, taraflar arasında usulüne uygun bir hisse devri olmadığını, hisse devir sözleşmelerinin hukuken geçeriz olduğunu, davalı tarafından mahkememizin … esas sayılı dosyasıyla pay defterinin zayi olduğuna dair dava açtığını, davalının bu dava ile usulsüz devirle ilgili delillerin karartılması amaçladığını, müvekkilinin her iki şirkette de fiili ortaklığı devam ettiğini, müvekkilinin yapmış olduğu işlemlerdeki yetkileri ve her iki şirketin banka şifrelerinin müvekkilinde olduğunu, tüm şirket harcamaları ve para transferlerinin müvekkili tarafından bu şifrelerle gerçekleştirildiğini, müvekkilinin 1994 senesinden 2019 nisan ayına kadar satış faturalarının ve tahsilat dekontlarının tamamına yakınını bizzat kendi adına imzaladığını, … A.Ş.’nin kullanmakta olduğu … numaralı sabit telefonun halen müvekkili adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin tamamen iyiniyet ve güvene dayalı olarak hiç bir bedel ödenmeden şirket hisselerini devrine dair yazıyı imzaladığını, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılma işlemi ahlaka ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu şirketlerin malvarlağının ve değerinin tespitini, daha sonra müvekkilinin alacağının hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesini, müvekkilinin ortak olduğu şirketlerdeki hisse payının değerinin belirlenmesi ile davalının ve müvekkilinin ortak olduğu şirketler adına kayıtlı gayrimenkul ve menkul malların üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi için teminat olmaksızın ihtiyati tedbir konulmasını, belirtilen tüm nedenlerle güvene ve ahlaka aykırı olan sözleşmenin iptali ile şirket hisse devir sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespitine ve müvekkilinin ortaklık hisse gerçek değerinin belirlenerek, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davacının, iddia ve beyanlarının hukuki dayanaktan yoksun, gerçeklere aykırı ve mesnetsiz olduğunu, 03.07.2017 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmelerinin birinin … A.Ş.’de bulunan davacı hisselerinin 200 Bin TL bedelle müvekkiline devrini, diğerinin ise … A.Ş.’deki davacı hisselerinin 279,80 Bin TL bedelle müvekkiline devrini içerdiğini, davacının, bu hisse devirlerini yapmadığı, yaptıysa bile evrakları okumadan imzaladığı beyanlarının muğlak, izahsız, ispatı olmayan, dayanaksız, sadece söylemden ibaret bir iddia olduğunu, hisse devri sözleşmeleri dışında herhangi bir anlaşma olmamasına rağmen, şirketin kendisine güvenini kötüye kullanarak şirketin kendisine bildirdiği şifreler aracılığı ile şirket paralarını sözleşmeden yaklaşık 2 sene sonra kendi hesabına geçirdiğini, bu hususla ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının gabin olayının gerçekleştiğinden bahisle sözleşmenin iptalini isteminde davacının, orantısızlığın sebebini açıklamadığını, şirketin değeri ile hisse senedinin değeri arasında kurmuş olduğu bağlantının bir anlam ifade etmediğini, müvekkilinin sahibi olduğu şirketlerde müvekkilinin, şirketlerin kuruluş ve devirlerinden itibaren kesintisiz tek yetkili ve yaklaşık 490 hisse sahibi olduğunu bu nedenle davacının hisselerinin reel olarak bir karşılığının olmadığını, 6762 sayılı TTK.’da düzenlenen anonim şirketle ilgili kurallara göre, 5 ortaktan daha az bir sayı ile anonim şirket kurulamayacağından, davacının abisi ile müvekkilinin yakın arkadaşı davacının, ekonomik sıkıntıları ve ailevi problemleri nedeniyle ödeme yapmadan şirkete hissedar olduğunu, sadece sayıyı tamamlamak için kendisine pay verildiğini, davacının şirkette bir ortak gibi değil çalışan olarak bulunduğunu, bu nedenle de şirketteki hissesinin reel bir karşılığı olmadığını, davacı hisselerinin karşılığını nominal değerin üstünde aldığını, hisse devir belgelerinde “…bütün aktifi ve pasifi ile nominal değerden devrettim…” sözü ile hisse devirleri nedeniyle bir oransızlık bulunmadığını, davacının deneyimsiz veya düşüncesiz biri olmadığını, basiretli tüccar gibi davranma yükümlülüğünün olduğunu, sadece edimler arasında aşırı oransızlık nedeniyle sözleşmenin iptalini veya butlanını istemesi mümkün olmadığını, hisseleri devretme teklifini davacının yaptığını, davacının bilinçli hareket ettiğini, sadece evrakları imzaladığını iddia eden davacının şirket karar defterinde, kendi hisselerinin devirlerine ilişkin karar altında imzasının bulunduğunu, bu işlemleri bilerek ve isteyerek yaptığını, davacının imzaladığı evraklardan sonra yaklaşık 2 yıl daha şirkette 4A sigorta kaydı ile çalışmaya devam ettiğini, hisse devir sözleşmesi de niteliği itibariyle sözleşme olması itibariyle de sözleşmenin düzenlendiği anda alıcı ve satıcı borçlarını aynı anda ifa ile yükümlü olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan bedel sözleşme kurulurken ifa edildiğini, davacının, devir beyanlarında “…bugünkü tarih itibariyle bütün aktifi ve pasifi ile nominal değeri üzerinden devir ettim. Devir bedelini kendisinden nakten ve tamamen aldım. Bu hususta bir alacağımın kalmadığını, devre bahis hisselerin bugünden sonra devir alan’a ait bulunduğunu…” beyanını imzası ile “…kabul, beyan ve taahhüt…” ettiğini, davacının, bedelleri almadığı beyanının muteber bir yanı bulunmadığını, şirketlerin aktifleri ile ilgili olarak araştırmanın, davacının hisse devirlerini yaptığı ve bedelinin ödendiği tarih olan 03.07.2017 tarihi baz alınması gerektiğini, hisselerin devirlerin üzerinden 2 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra ikame edilen işbu davada davacının, iddialarının dinlenmesi usul hükümleri gereği hukuken imkansız olduğunu, davacının hisse devirlerine ilişkin sözleşme ve devamı belgeleri imzaladığı tarihten itibaren bilgi sahibi olduğunu, müvekkilinin … A.Ş. ve … A.Ş.’nin münhasır tek sahibi olduğunu, davacının ve daha evvel şirkette hissedar bulunup ayrılanlar ile halihazır hissedarların tamamı gerçek hissedar olmadığını, … A.Ş.’nin 1991 yılında kurulduğunu, davacının, 1994 yılında hiçbir ayni ve/veya nakdi bedel ödemeksizin hissedar edildiğini, 27.07.2002 tarihinde müvekkilinin, … A.Ş.’yi, satın aldığını, devir tarihlerinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK gereği Anonim Şirketlerin minimum 5 ortaklı olma zorunluluğu nedeniyle müvekkilinin güvendiği kişilere göstermelik hisseler veridiğini, davacının, şirketin tüm nakdi sermayesini zimmetine geçirerek şirketi batağa sürüklemeye çalıştığını, müvekkilinin hukuki mücadeleyi başlatması üzerine davacının, müvekkilini tehditlerde bulunduğunu, davacının, tüm belgeleri şahitler huzurunda bizzat imzaladığını, müvekkilinin, zayiine karar verilmesini istediği evrakları davacının, müvekkilinin şikayetçi olduğu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasına sunduğunu, banka şifrelerinin ilk telefon bankacılığı oluşturulduğu andan itibaren davacıda olduğunu, müvekkilinin, şirket hesaplarından kendi hesabına para aktarmasına/zimmetine geçirmesine kadar davacıya olan güvenini sorgulamadığını, davacının, işle ilgili yaptığı hiçbir iş, müvekkilinin izni ve onayı olmaksızın yapılmadığını, davacının, kendi adına kayıtlı banka hesabından şirket adına yaptığını iddia ettiği ödemelerin karşılığını da şirketten nakit olarak aldığını, davacının, şirket adına telefon aboneliği tesis edecek yetkisi olmadığını, söz konusu hattın alındığından müvekkilinin haberinin olmadığını, bahsi geçen hattın internet hattı olarak sadece davacı tarafından kullanıldığını, davacının, HMK.’nın 29. maddesi gereği dürüstlük kuralına aykırı söylem ve bilgilendirmelerde bulunduğunu, şirket hesaplarından kendi hesabına 1 Milyon TL parayı aktardıktan sonra kendisine kanun maddelerinden çareler aradığını, herşeyi bilerek tecrübeli bir şekilde bilinçli yaptığını, tüm izah edilenler neticesinde davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; şirket hisse devir sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespiti ile sözleşmenin iptali ve varsa davacının ortak olduğu şirketlerin gerçek hisse bedellerinin belirlenerek davacı hisse bedelinin tahsili davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerinin verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası, Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … ve … soruşturma sayılı dosyaları, tapu kayıtları, banka kayıtları, SGK kayıtları, Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, mahkememizce temin edilen bilirkişi kurulu raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
SMMM bilirkişisi, ticaret hukuku bilirkişisi, makine mühendisi, inşaat mühendisi, gayrimenkul değerlendirme uzmanı ve Fikri ve Sinai Haklar bilirkişisinden oluşan heyetten usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları temin edilmiş olup temin edilen bilirkişi raporları mahkememizce incelenmiştir. Bilirkişi heyeti raporlarında özetle; “Dava konusu … Ticaret AŞ hisselerine ilişkin devir sözleşmesinde hisse bedeli 200.000 TL olarak, … … San. Tic.AŞ hisselerine ilişkin devir sözleşmesinde ise hisse bedeli 279.800 TL olarak belirlendiği, bilirkişilerce belirlenen gayrimenkul değerleri, makine-ekipman ve taşıt değerleri ile marka ve şerefiye değerleri esas alınarak, 03.07.2017 tarihi itibariyle davacı …’ın hisse değerleri a) … A.Ş. için; 929.030,82 TL, b) … A.Ş. için 2.198.028,07 TL. hesapladıkları anlaşılmıştır.
TBK nun sözleşmenin içeriği, sözleşme özgürlüğü başlıklı 26. maddesi; “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” hükmünü amirdir.
TBK nun kesin hükümsüzlük başlıklı 27. maddesi; “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.” hükmünü amirdir.
TBK nun aşırı yararlanma başlıklı 28. maddesi; “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” hükmünü amirdir.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalı aleyhine açılan bu davada; taraflar arasında düzenlenen ve dava dışı … … San. Tic. A.Ş. ve … Tic. A.Ş.’deki davacıya ait hisselerin davalıya devrine yönelik 2 ayrı hisse devri sözleşmesinin TBK 27. maddesi gereğince ahlaka aykırılık seviyesinde bir nisbetsizlik bulunmasından bahisle hükümsüz olduğunun tespiti ve sözleşmenin iptali, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde dava dışı şirketlerdeki müvekkilinin gerçek hisse değerlerinin belirlenerek davalıdan tahsili talep edilmiş olup; davalı vekilince ilk olarak hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, esastan da davacının dava dışı şirketlerde gerçek bir ortaklığının bulunmadığı, taraflar arasında yapılan hisse devir sözleşmesinin TBK 26. ve Anayasa’nın 48. maddelerine uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Celbedilen Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre hisse devir işlemi öncesinde dava dışı … Tic. A.Ş.’de %10, … …. Tic. A.Ş.’de %13,99 pay sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı iddiasının incelenmesinde; TBK 28/2. maddesi gereğince bir sözleşmede karşılık edimler arasında açık bir orantısızlık var ise zarar görenin bu haklarını, düşüncesizlik ve deneyimsizliği öğrendiği, zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabileceğinden ve davada 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşıldığından bu itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Esastan yapılan değerlendirmede; anonim şirketlerde payın devri TTK 489. – 500. maddelerinde düzenlenmiştir. Dava dışı … Tic. A.Ş.’nin ana sözleşmesine göre bu şirketteki hisselerin nama yazıldığı, … …. Tic. A.Ş.’nin hisselerinin hamiline yazıldığı olduğu belirtilmiş ise de; dava dışı şirketlerdeki payların hisse senedine bağlanmadığından taraflar arasında çıplak payın, yani hisse senedine bağlanmamış payın devrinin söz konusu olduğunun kabulü gerekmiştir.
Hisse senedine bağlanmayan payın (çıplak payın) devrine ilişkin TTK’da özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle bu payların devri genel hükümler çerçevesindeki alacağın temliki hükümlerine tabi olacaktır ve bu payın şirkete karşı gibi sürülmesi için şirket pay defterine işlenmiş olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında davacının dava konusu 2 şirketteki hisselerinin davalıya devrine ilişkin 03.07.2017 tarihinde 2 adet adi yazılı hisse devri sözleşmesi yapıldığı ve bu devirlerin davalı şirketlerin 03.07.2017 tarih ve 4 nolu yönetim kurulu kararlarıyla onaylandığı ve bu kararlar altında davacının imzasının bulunduğu ve yargılama aşamasında davacı vekilince 03.12.2021 tarihli duruşmada bu karar defterindeki müvekkilinin imzasına açıkça bir itirazlarının bulunmadığı bildirildiğinden, söz konusu hisse devirlerinin dava dışı şirketler yönünden geçerlilik koşullarının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Celbedilip incelenen Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … ve … soruşturma sayılı dosyalarının kapsamı ve Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına göre; şüpheli … hakkında hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçlarından kamu davası açıldığı ve ceza dosyasının yargılanması sırasında mahkememizin bu dosyasının neticesinin beklenilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince taraflar arasında yapılan hisse devri sözleşmelerinde edimler arasında aşırı nisbetsizlik bulunmasından dolayı sözleşmenin gabin ve ahlaka aykırılık nedenleri ile hükümsüz olduğunun tespiti ve iptali talep edilmiş ise de; BK. 28. maddesinde gabinin gerçekleşmesi için sadece edimler arasındaki nisbetsizliğe dair objektif unsurun gerçekleşmesi yeterli değildir. Aynı zamanda bu durumun davacının tecrübesizliğinden kaynaklanması ve somut olarak bir müzayaka halinin de mevcut olması gerekir. Bu hususlar gabinin subjektif şartlarıdır ve mahkememizce resen nazara alınması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılamanın her aşamasında davacının dava dışı şirketlerde bir fiil çalıştığını, önce bu şirketlerde pazarlama ve satış departmanlarında genel müdür olarak yöneticilik yaptığını, son 5-6 yıllık dönemde ise mali ve muhasebe departmanlarında genel müdür olarak yöneticilik yaptığı ileri sürüldüğünden davacının dava dışı şirketlerin gerçek mali yapısının ve hisselerinin değerlerini en iyi bilebilecek konumda olduğu ve bu haliyle bir tecrübesizliğinin bulunmadığının kabulü gerekmiştir. O nedenle de davalının davacıyı hisselerinin gerçek değeri konusunda uyarmasına ihtiyacın bulunmadığı, davalının uyarma konusunda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, pasif hisse olarak değerlendirilebilecek bir eyleminin de bulunmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay . H.D. 07.12.2017 tarih … Esas, … Karar ilamı)
Açıklanan nedenlerle taraflar arasında yapılan 03.07.2017 tarihli hisse devir sözleşmesinin hükümsüzlüğü ve iptaline ilişkin yasal koşulların bulunmadığı ve şirket hisse devri sözleşmelerinin TBK. 26. ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 48.maddesi kapsamında sözleşme serbestisi çerçevesinde yapıldığı anlaşıldığından davacının sözleşmenin iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davacı vekilince müvekkilinin dava dışı şirketlerdeki gerçek hisse bedelinin tespiti ve davalıdan tahsili talep edilmiş ve dosyada yapılan bilirkişi incelemeleri ve alınan raporlara göre davacının dava dışı şirketlerdeki devir tarihi itibariyle hisse devir bedellerinin daha fazla olduğu tespit edilmiş ise de; TBK.28/1. maddesinde belirtilen subjektif unsurların bulunmadığı kanaatine varıldığından, oransızlığın giderilmesini de isteyemeyeceğinden bu talebin de reddine karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ VE TÜM TALEPLERİNİN AYRI AYRI REDDİNE.
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.157,41 TL ve 3.036,38 TL tamamlama harçtan mahsubu ile fazladan alınan 8.113,09 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 70.172,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ ve posta giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 08/12/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerine yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …