Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/7 E. 2022/353 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : 1-
VEKİLİ :
DAVACILAR : MURİS … MİRASÇILARI
2-
3-
4-
5-
6-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davalının yurt dışında bulunan binlerce kişinin milli ve dini duygularını sömürerek yürürlükte bulunan tüm yasa ve mevzuatlara aykırı bir şekilde mevduat topladığını, davacıların davalı şirkete yüksek oranlarda kar payı dağıtılacağı, istediği zaman parasını kısmen veya tamamen geri alabileceği yönünde güven telkin edildiği için para verildiğini, müvekkillerinin defalarca istemesine rağmen yatırdığı parayı geri alamadıklarını, davalı şirket yetkililerinin Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiklerini, bu konuda şirket yetkilileri hakkında ceza davaları açıldığını, davacılara verilen hisse senetlerinin geçersiz olduğunu, müvekkillerinin şirket ortağı olmadığını, bu nedenlerle taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı tarafa verilen 100 EURO’ nun davalı tarafa verildiği tarihten itibaren işleyecek merkez bankası yabancı para cinsi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davacının tek başına dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacının mutad meskeninin İsviçre olması sebebiyle HMK 84/1-a maddesi gereğince davacıdan teminat alınması gerektiğini, davacının davalı şirkete her hangi bir bedel ödemediğini, davacının hisse senetlerini davalı ile ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerden devren iktisap ettiğini, davalı tarafından SPK ya sunulan listelerin tahsilatları değil, “ortaklar arasında hisse devri esnasında ortakların birbirine yaptıkları ödemeleri” gösterdiğini, bu nedenle davacının davalı şirketten alacak talebinde bulunmasının eski TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince mümkün olmadığını, davacının hata ve hile iddialarının BK’ nun 31. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süresinin geçmiş olması nedeniyle dinlenemeyeceğini, davada haksız fiil hükümlerinin uygulanamayacağını, ayrıca BK’ nun 125. maddesine göre davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, hatta olayda uygulanması mümkün olmayan sebepsiz zenginleşme ile ilgili BK’ nun 66. maddesinde belirtilen on yıllık zaman aşımı sürelerinin de dolduğunu, bu nedenlerle davalı aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İŞBU DAVA; taraflar arasında geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının ve yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğünün tespiti (ortak olunmadığının ve hükümsüzlüğün tespiti) ve verilen paraların istirdadını sağlamaya yönelik alacak davalarıdır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, … (… ) Şirketleri ile ilgili Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas seri başı dosyasında yer alan tüm ceza dosyalarına ilişkin bilgi ve belgeler ile davalı şirketlerle ilgili ticaret sicil kayıtları, sözü geçen dosya arasında bulunan SPK listeleri, SPK’ dan gelen cevabi yazılar ve tüm evrak ve ekleri, yargılamanın uzamaması ve usul ekonomisi gözetilerek dosyamıza UYAP sisteminden aktarılmış, davalı şirketin idare merkezi adresinde Sermaye Piyasası Uzmanı, Şirketler Hukuk Uzmanı ve Muhasebeci bilirkişi refakatinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
DAVACI VEKİLİ DAVA DEĞERİNİN ARTIRILMASINA İLİŞKİN ISLAH DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; dava dilekçesi ile parasal talepleri ile ilgili haklarını saklı tuttuklarını, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 100,00 EURO olarak açtıkları davanın bedelini 45.868,25 EURO artırdıklarını ve toplamda 45.968,25 EURO’ nun dava tarihinden itibaren işleyecek döviz faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
{}DAVADAKİ USULE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
İş bu davamız … vekilince açılmış ise de; davacı … vekilince dosyaya ibraz edilen 20.12.2019 havale tarihli dilekçe ile, davanın … ve murisi olan …’e izafeten birlikte açıldığı ileri sürüldüğünden, davacı vekilince muris …’ün veraset belgesini sunmak için mehil verilmiş; sunulan veraset belgesine göre tüm …’ün mirasçıları davacı yanından vekaletname sunmaları ile davada aktif dava ehliyetine ilişkin dava şartı sağlanmak suretiyle yargılanmaya devam edilmiştir.
Davalı vekilince davacının Türkiye’ de mutad bir meskeni bulunmadığı ve bu nedenle HMK 84/1-a maddesince davacıdan teminat alınması talebinde bulunmuş ise de; davacının hali hazırda Türk Vatandaşı olması ve İsviçre ile Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılıklılık anlaşması bulunması nedeniyle teminat alınma zorunluluğu olmadığı anlaşılmıştır.
{}DAVALI TARAFIN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İTİRAZI VE ZAMAN AŞIMI DEF’ İNİN İNCELENMESİ:
Türk Medeni Kanunu’ nun Dürüst Davranma başlıklı 2. Maddesi; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmünü amirdir.
Türk Medeni Kanunu’ nun İyiniyet başlıklı 3. Maddesi; “Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.” hükmünü amirdir.
Davalının zamanaşımı def’ i ve hak düşürücü süre itirazlarının MK’ nun 2. maddesinde belirtilen dürüstlük kurallarına aykırı olup; bu konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin pek çok içtihatları mevcuttur.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’ nin 10/10/2018 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında; “Her ne kadar bir borçlunun borcunun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi ve bu yolla borcunu ödemekten kaçınması, tüm çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi Türk hukuku bakımından da kanunen kendisine tanınan bir hak olup, zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi tek başına borçlunun dürüstlüğe aykırı bir davranışı olarak kabul edilemez ise de bazı hallerde zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi dürüstlük kuralıyla bağdaşmayabilir (… , … , Borçlar Hukuku Genel Hükümler 2009, s. 482). Zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin hangi hallerde dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu hususunda normatif bir düzenleme bulunmadığından, bu hususun varit olup olmadığının her somut uyuşmazlığın özellikleri nazara alınarak değerlendirilmesi gerekir. Bilimsel ve yargısal içtihatlarda davacının dava açmaması için oyalanması durumu dürüstlük kuralına aykırılık olarak kabul edilmektedir (… s:482 vd.). Somut uyuşmazlıkta da davalı taraf davacının ortak yapıldığını savunmuşsa da, bu konumdaki kişilerin gerçekten ortak olup olmadığının ve davalıların bu anlamda bir haksız fiillerinin bulunup bulunmadığının anlaşılması, ancak uzun süren hukuk ve ceza davalarında yapılacak incelemeler sonucunda mümkün olacaktır. Davadaki zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde bu olguların göz önünde bulundurulması gerekeceği tabiidir. Burada nazara alınması gereken bir başka husus da davalılarca toplanan paralarla yatırımcılarına önemli ölçüde kâr payı verileceği, paraların istendiği an geri ödeneceği, şirkete para yatırıldığını ispat etmeye yönelik ortaklık durum belgesi ve … Holding A.Ş.’ne ait hisse senetlerinin sonradan teslim edileceği yönünde reklamlar yapması ve taahhütlerde bulunulmasıdır. Davacı taraf da davada bu nedenle davalı şirketlere para verildiği iddiasındadır. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davalı taraf davada bir yandan davacıların davalı şirketlerin ortağı olduğunu bildirirken, diğer yandan yatırılan paranın istendiği an geri alınabileceğine inandırılıp, güven telkin edilen ve yatırdığı parasını alamayacağının anlaşılması üzerine işbu davayı açtığı ileri sürülen davacıya karşı, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmaktadır. Bu şekilde zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşır bir tutum olmadığı açıktır. Bu itibarla, mahkemece davalı tarafın zamanaşımı defini ileri sürmesi dürüstlük kuralı ile bağdaşır bir tutum olmadığından davalıların zamanaşımına yönelik savunmalarının Medeni Kanun’un …. maddesi hükümleriyle bağdaşmayacak olmadığının kabulü gerektiğinden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denildiğinden mahkememizce davalı tarf vekilinin iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı hak düşürücü süre itirazı ve zaman aşımı def’ ine itibar edilmemiştir.
{}DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE … A.Ş.’ NİN SPK’ YA SUNDUĞU “CD” LER:
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin seri başı … Esas sayılı dosyasında mevcut olan ve UYAP sisteminden dosyamıza aktarılan Sermaye Piyasası Kuruluşundan gelen 31/03/2014 tarih … sayılı yazısı ekinde geçen şekli ile davalı … Holding A.Ş. ‘nin ve … İnşaat A.Ş. ‘nin 28/04/2003 tarih … ve … sayılı yazıları ile Sermaye Piyasası Kuruluna yaptıkları başvuruları üzerine, Sermaye Piyasası Kurulunun kaleme aldığı 31/12/2003 tarih … ve … sayılı aynı içerikli yazılarına istinaden adı geçen şirketlerin 09/02/2005 tarih … ve … sayılı aynı içerikteki yazılarında/dilekçelerinde; yazılarının ekindeki CD lerde Ek1-a, Ek1-b ve Ek1-c olarak belirtilen tahsilat dağılım listeleri ile ilgili olarak “……..Şirketimiz, … İnşaat A.Ş. (mahkeme açıklaması:yazıyı yazan şirkete göre … Holding A.Ş. olabilir) ile … Holdings S.A. tarafından ortaklardan hisse karşılığı olarak tahsil edilen tutarlar ile ortaklar arasındaki hisse değişimi nedeniyle tahsil edilmiş gibi gözüken meblağlar Euro cinsinden kişi ve tarih bazında toplam 213.225 satır ve 2.222 sayfadan oluşan listeler 6 cilt olarak Ek-1 dedir (… Holding A.Ş. ‘ne ilişkin listeler Ek-1a’da, … İnşaat A.Ş. ‘ne ilişkin listeler Ek-1b’de ve … kain … Holdings S.A.’ya ilişkin listeler Ek-1c’dedir)………arz olunur.” denilmiştir. Ayrıca belirtilmeli ki bu yazılarda geçen listeler farklı ek numaraları ile SPK uzmanları …, …, … ve her iki şirket yönetim kurulu başkanı … ‘ ın imzalarını taşıyan 06/06/2005 tarihli 12 sayfalık tutanakta ve tutanağın ekinde de aynen geçmektedir.
{}DAVALI/DAVALILARIN YAPTIĞI TAHSİLATLARIN BELİRLENMESİ:
Dosya kapsamı ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacı tarafın “Ek-1A” listesindeki … Holding A.Ş.’ ye 61.291,00 EURO ödediği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında 07/12/2019 tarihinde Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ nun 41. Maddesine eklenen geçici 4. Maddesi “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacılar vekilince davalı aleyhine açılan bu davada davacı … ve Muris … ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ile ıslahla birlikte toplam 45.968,25 EURO’ nun dava tarihinden işleyecek döviz faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş ise de; 07/12/2019 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7194 Sayılı Kanunun 41. Maddesi ile eklenen Geçici 4. Madde ile bu kanun kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücretinin davalı ortaklık üzerinde bırakılacağı hükmü getirildiğinden ve işbu davada bu kanun kapsamında kaldığından davacının davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA dair aşagıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
{HÜKÜM:} Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
Resmi Gazete’ de 07/12/2019 tarihinde yürürlüğe giren Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ nun 41. Maddesine eklenen geçici 4. Madde gereğince dava hakkında BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA.
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin ve sonradan ıslahen alınan 4.999,62 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 4.918,92 TL nin Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacı …’e iadesine.
Davacı …’ün yaptığı 35,90 TL başvuru harcı, 80,70 TL karar ve ilam harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 157,45 TL taraf davetiye gideri, 314,00 TL keşif harcı gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 8,20 TL vekaletname pulu gideri, olmak üzere toplam 3.601,45 TL yargılama giderinin davalı … şirketinden alınarak davacı …’e verilmesine.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
7194 Sayılı Kanunun 41. Maddesi ile eklenen Geçici 4. Maddesi gereğince takdir edilen maktu 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacılar tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesine.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 15.06.2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oybirliğiyle verilen karar davalı taraf vekilinin yüzüne karşı mazeretleri kabul edilen tüm davacılar vekillerinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022

Başkan Üye Üye Katip