Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/677 E. 2022/158 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmış olup, söz konusu takibe ilişkin ödeme emri muhtara tebliğ edilmiş ve müvekkili söz konusu ödeme emrinden itiraz süresi geçtikten sonra haberdar olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılmış icra takibi kesinlikle kötü niyetli olduğunu, çünkü takibe dayanak 2 adet bono suretindeki imzalar kesinlikle müvekkiline ait olmadığını, icra dosyasında kullanılan senet asıllarındaki imzalar karşılaştırıldığı zaman dahi gözle görülebilecek mahiyette farklılıklar söz konusu olduğunu, her iki senette mevcut 6 imza da birbirine dahi benzememekte olduğunu, söz konusu imzalar müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, yapılan sahte senetler sebebi ile Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na 03.04.2019 tarihinde muvekkil adına şıkayette bulunduklarını, müvekkili aleyhine başlatılan icra dosyasında senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmaması sebebi ile müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötüniyetli takip yapmış olması nazara alınmak sureti ile senetlerde yazılı olan toplam miktarın % 20’si üzerinden kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline, HMK 209. Maddesinde senetteki imza inkar edilmesi halinde bu konuda bir karar verilinceye kadar o senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağına ilişkin düzenleme nazara alınmak sureti ile müvekkilin telafisi imkansız mağduriyetler yaşamasını önlemek için icra takibinin mahkemenin takdir edeceği şekilde durdurulmasına, mahkemenin takibin durdurulmasına ilişkin talebi reddetmesi halinde teminat karşılığı veya teminatsız olarak icra kasasına yatırılacak olan paranın alacaklıya verilmesini önlemek için tedbir kararı verilmesine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı icra takibini sürüncemede bırakmak için kötüniyetli olarak dava açtığını, davacının diğer iddialarına gelince; senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davacı borçlu iddialarını yazılı delille ispatlaması zorunlu olduğunu, davacının tanık dinletmesine muvafakatımız bulunmamakta olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddi ile müvekkili lehine %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, İİK nın 72/3 maddesi dikkate alındığında teminatsız olarak icra takibinin durdurulması hukuken mümkün olmadığını, davacı ancak; alacaklı müvekkilinin gecikmeden doğan zararlarını karşılamak ve en az %15 oranında teminat yatırarak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini talep edebileceğini beyanla; Öncelikle ihtiyati tedbire itirazımızın kabulü ile Mahkememizin 17.06.2019 tarihli 9 nolu tensip ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına; Hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine, Davacının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi özetle; Davalı tarafın 12.07.2019 tarihli dilekçe içeriğini kabul etmediklerini, davalı taraf basit bir inceleme yapmak sureti ile takip konusu senetteki imzanın müvekkiline ait olduğuna karar verdiğini, ancak müvekkiline ait olan imzalar toplandığında ve müvekkilinin imza örnekleri alınıp gerekli kriminal inceleme yapıldığında imzaların müvekkiline ait olmadığı görüleceğini, zaten davalı sadece müvekkiline değil müvekkilinin kayınvalidesine de aynı mahiyette senet düzenlemek sureti ile takip başlattığını, mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararı yerinde bir karar olup, bu karara ilişkin itirazların yasal bir dayanağı bulunmamakta olduğunu, davalının haksız ve hukuka aykırı cevap dilekçesinin nazara alınmamasını ve dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığının 22/07/2020 tarihli raporu ile; İnceleme konusu senetlerde borçlu bölümünde üstteki imzalar ile … mevcut mukayese imzaları arasında biçimsel benzerlik görülmekle birlikte; söz konusu imzaların basit tersimli olması önemli karakteristik ve yazı unsuru içermeyen imzalar olmaları nedeniyle … eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediğini bildirir rapordur.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 13/10/2021 tarihli raporu ile; İnceleme konusu senetlerde borçlu kısımlarda üstte atılı imzalar ile … mevcut mukayese imzaları arasında biçimsel benzerlik görülmekle birlikte; söz konusu imzaların basit tersimli olması nedeniyle Fatma AKIN’ın eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediği hususlarını bildirir rapordur.
İstanbul . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı yazısı ile alınan 30/03/2021 bilirkişi heyet raporu özetle; İnceleme konusunu oluşturan 01.09.2017 düzenleme, 15.02.2018 ödeme tarihli ve 19.000 TL meblağlı, alacaklısı “…” ve borçlusu “… ” olan anlaşmazlık halinde Konya mahkemelcerinin yetkisi kabul cdilmiş senet ön yüzde yer alan münker borçlu imzaları ile Davacı … ait medarı tatbik örnek imzaların işleklik dereceleri, alışkanlıkları, tersim, istif, meyil, seyir, sürat, istikamet ve tazyik nitelikleri bakımından birbirlerinre DOSYADA MEVCUT MUKAYESE BELGELERİNE KIYASEN FARKLI YAPI ve GÖRÜNÜMDE imza olması nedeniyle senet ön yüzde yer alan münker borçlu imzalarının davacı … ELİ MAHSULÜ OLAMAYACAĞINI, İnceleme konusunu oluşturan 01.09.2017 düzenleme, 15.03.2018 ödeme tarihli ve 10.000 TL meblağlı, alacaklısı “…” ve borçlusu “… ” olan anlaşmazlık halinde Konya mahkemelerinin yetkisi kabuL edilmiş senet ön yüzde yer alan münker borçlu imzaları ile davacı … ait medarı tatbik örnek imzaların işleklik dereceleri, alışkanlıkları, tersim, istif, meyil, seyir, sürat, istikamet ve tazyik nitelikleri bakımından birbirlerine DOSYADA MEVCUT MUKAYESE BELGELERİNE KIYASEN FARKLI YAPI ve GÜRÜNÜMDE ımzalar olması nedeniyle senet ön yüzde yer alan münker borçlu imzalarının davacı … ELİ MAHSULÜ OLAMAYACAĞI görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı vekilinin 13/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı 22/10/2021 tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; Bulgular ve sonuç kısmının 22.07.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi … no’lu raporundan herhangi bir farkı olmayan ve yetersiz kalan bu bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, 22.07.2020 ve 13.10.2021 tarihlerindeki Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporlarında; “…. mevcut mukayese imzaları arasında BİÇİMSEL BENZERLİK GÖRÜLMEKLE BİRLİKTE; söz konusu imzaların basit tersimli olması nedeniyle…” sonuç ve kanaatine varıldığını, bu değerlendirmeler doğru olmakla birlikte bir eksiklik taşımakta olduğunu, kesin kanaat bildirmeyen Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporu doğrultusunda sonuca gidilemez. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin imza incelemesinde üst ve son merci olmadığı da göz önüne alındığında 13.10.2021 tarihli raporun eksik olması sebebiyle hükme esas alınmayıp daha detaylı bir bilirkişi raporu istenmesi gerekmekte olduğunu, 13.10.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, itirazları doğrultusunda, tüm deliller değerlendirildikten sonra, çelişkilerin giderilmesi için üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden ( grafoloji alanında uzman ) oluşturulacak bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasına; mahkememiz aksi kanaatte ise 13.10.2021 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 30/03/2021 bilirkişi raporuna karşı 08/06/2021 tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; Hukuka, hakkaniyete ve gerçeğe aykırı olan bilirkişi raporunun kabulü mümkün değildir. Söz konusu bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, 22.07.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporunda; “…Fatma AKIN’ın mevcut mukayese imzaları arasında BİÇİMSEL BENZERLİK GÖRÜLMEKLE BİRLİKTE; söz konusu imzaların basit tersimli olması önemli karakteristik ve yazı unsuru içermeyen imzalar olması…” sonuç ve kanaatine varıldığını, 22.07.2020 tarihli raporda biçimsel benzerlik görüldüğü belirtilmesine rağmen; 30.03.2021 tarihli heyet raporunda kesin kanaatle imzaların davacı … eli mahsulü olamayacağı sonucuna varılması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi açık çelişki içermekte olduğunu, ayrıca, davacının mahkeme huzurundaki ve daha öncesinde attığı imzalardan dava konusu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu hususu açıkça anlaşıldığını, 30.03.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, itirazlarımız doğrultusunda, tüm deliller değerlendirildikten sonra, çelişkilerin giderilmesi için ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan yeni rapor alınmasına; mahkememiz aksi kanaatte ise 30.03.2021 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 27/07/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı 26/08/2020 tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; Davacının gerek mahkeme huzurunda gerekse daha önceden imzalamış olduğu belgelerden “dava konusu bono üzerindeki imzanın” davacıya ait olduğu hususu açıkça anlaşılmakta olduğunu, davacı, imzasını bilinçli olarak karakteristik özelliklerden yoksun olarak kullanmakta olduğunu, davacının imzasının kaligrafik ve karakteristik özelliklerden yoksun, taklidi kolay basit tersimli olması bonodaki imzanın ona ait olmadığı anlamına gelmemekte olduğunu, bilirkişilerce hazırlanan bu raporun hükme esas alınması mümkün olmadığını, Adli Tıp Kurumunun 22.07.2020 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından Teknik Üniversitelerin yöntemince ehil bilirkişi heyetinden yeniden imza incelemesine ilişkin rapor alınması talep etmiştir.
Davacı vekilinin 27/07/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı 29/07/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere müvekkiline ait imzanın karakteristik bir özelliği bulunmamakta olduğunu, yani imzanın taklit edilebilme ihtimali çok yüksek olduğunu, ancak taklit edilebilir özelliğinin olması müvekkili tarafından atılmayan imzadan müvekkilinin sorumlu tutulmasını gerektirmemekte olduğunu, takibe konu senetlerdeki imzalar müvekkiline ait olmayıp, söz konusu senetlerden dolayı bir sorumluluğu söz konusu olmadığını, bilirkişi tarafından kesin olarak müvekkiline ait olup olmadığı tespit edilemeyen imzalardan müvekkili sorumlu tutulamayacak olup davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya dayanağı olan senetlerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve bu dosya yönünden davacının davalıya borcu olup olmadığının tespiti isteğine ilişkindir.
Yukarıda özetlenen Adli Tıp Kurumundan alınan imza incelemesine dair raporlar ile İstanbul . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı yazısı ile alınan grafoloji alanında uzman 30/03/2021 bilirkişi heyet raporu neticesinde; alınan bu raporların alanında uzman bilirkişi heyetlerinden ve resmi kuruluşlardan olması ve raporların birbirini teyit etmesi ile aralarında çelişki bulunmaması, raporların açıklayıcı, gerekçeli ve denetlenebilir olması da nazara alınarak raporların hüküm kurmaya ve karar vermeye elverişli oldukları mahkememizce kabul edilmiştir. Özellikle İstanbul . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı yazısı ile alınan grafoloji alanında uzman 30/03/2021 bilirkişi heyet raporu incelendiğinde DOSYADA MEVCUT MUKAYESE BELGELERİNE KIYASEN FARKLI YAPI ve GÜRÜNÜMDE ımzalar olması nedeniyle senet ön yüzde yer alan münker borçlu imzalarının davacı … ın ELİ MAHSULÜ OLAMAYACAĞI görüş ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalının kötüniyetli olarak takip başlattığının davacı tarafından ispatlanamamış olması ve mahkememizce de bu hususta vicdani kanaatin oluşmaması sebebiyle davacının tazminat talebi şartları oluşmadığından talebi reddedilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
2-Davacının Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında takibe konu bonolar nedeniyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
3-Şartları oluşmayan tazminat taleplerinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 1.366,20 TL karar harcından peşin olarak alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 vekalet harcı, 73,10 tedbir talebi harcı 341,55 TL peşin harç toplamı 465,45‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.500.00 TL bilirkişi ücreti, 385,00 TL Adli Tıp Fatura bedeli, 170,95 TL posta tebligat ve dosya masrafı gideri olmak üzere toplam: 2.055,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2021 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip … Hakim …