Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1093 E. 2022/640 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesi özetle; 12/09/2019 günü … adına kayıtlı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın elektrikli bisiklet sürücüsü … çarpması sonucu ağır yaralandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle davacı … lehine şimdilik 100,00 TL geçici işgöremezlik, 100,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL belgelendirilemeyen faturalandırılamayan tedavi gideri ve 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 400,00 TL maddi tazminatın sürücü … ve işleten … yönünden olay tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretleriyle birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsiline, davacı … için 25.000 TL, davacı … için 5.000 TL ve davacı … için 5.000 TL olmak üzere şimdilik 35.000 TL manevi tazminatın sürücü … ve işleten …’ndan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretleriyle birlikte müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini, alacağın tahsil edilememe riskine karşılık davalı… adına kayıtlı … plakalı aracın trafik kaydına, davalı araç sürücüsü ve işletenin tüm taşınır ve taşınmazları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine verilecek kararın kesinleşmesine kadar cebri icra yoluyla satışı ve 3. Şahıslara devri engelleyici nitelikte ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle;Davacı tarafından maluliyet raporu sunulmadığını, zira davacı kendi dilekçesi ile tedavinin devam ettiğini henüz iyileşmenin tamamlanmadığını belirttiğini, müvekkili şirkete başvuru şartı yerine gelmediğinden davanın reddini talep ettiklerini, zira henüz maluliyet belirlenebilir durumda olmadığını, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, kaza çift taraflı trafik kazası olmakla öncelikli olarak kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafa asli kusur verildiğini, bu aşamada kusursuzluk iddiasında bulunduklarını, davacının maluliyetinin belirlenmesi için rapor düzenlenmesi gerekmekte olup, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu” yürürlükten kaldırılmakla raporun, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesihakkında Yönetmelik uyarınca alınması gerektiğini, maluliyet durumunun tespitinin ardından sigorta genel şartları ekine uygun olarak TRH ve Teknik Faiz yöntemi ile hesaplama yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri SGK’ya devredilmekle teminat dışında olup poliçe kapsamında böyle bir teminat bulunmadığını, davacı tarafından tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı belirtilmekle ayrıca 100 TL tedavi gideri talep edildiğini, tedavi gideri talebine ilişkin herhangi bir dayanak belge sunulmadığını, davacının sürekli bakıcı ihtiyacı bulunması halinde ise sürekli sakatlık teminatı altında tek teminat olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafından usulüne uygun olarak başvuru yapılmamakla müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğini, davanın usulden reddi taleplerini tekrar ile mahkeme aksi kanaat ise dahi müvekkili şirket tarafından davanın açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ettiklerini, ayrıca kazaya karışan araç hususi olmakla avans faizinin kabulü mümkün olmadığını, davacı tarafın sair iddialarını da kabul etmediklerini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak taraflarına açılmış olan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini müvekkili adına talep etmiştir.
Davalılardan … ve … vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Açılan dava haksız ve mesnetsiz olup, esasında davacının tam kusuru sonucu meydana gelen kaza sebebiyle ileri sürülen tazminat talepleri haksız menfaat elde etmeye yönelik olduğundan, maddî ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, dava dilekçesinde bu konuda açıkça gerçeğe aykırı beyanda bulunulmakta ve hiçbir maddî ve bilimsel kanıt olmaksızın müvekkili sürücünün tam kusurlu olduğu iddia edildiğini, bu sebeple bu iddia ancak davacının bir temennisinden ibaret olup daha ileri gidemediğini, kaldı ki; biz kaza yeri tutanağında polis memurları tarafından müvekkili sürücüyü tâli de olsa kusur atfedilmesini dahi kabul etmediklerini, bir kere, davacı olay anında kavşaktan, tâli yoldan gelen bir aracın sürücüsü konumunda değil yol kenarına park etmiş araçların arasından aniden fırlayan bir bisikletin sürücüsü konumunda olduğnu, yani olayın kavşakla, geçiş üstünlüğüyle vs. İlgisi olmadığını, ikinci olarak, söz konusu yer dörtlü bir kavşak olmadığını, üçüncü olarak, aracın hızını azaltmamak gibi bir durum yoktur ve dolayısıyla çarpışmanın hızlı olmayla alakası olmadığını, müvekkili aniden önüne çıkan davacıya çarpmamak için frene basmışsa da mesafe çok kısa olduğu ve davacı sürücü saliseler içerisinde kendisini yola attığı için olay meydana geldiğini, kaza tespit tutanağı tutulurken fren izi ölçümü yapılmadığını, tutanağa fren izi olmadığı da yazılmadığını, oysa müvekkili sert bir şekilde fren yaptığını, davacı …, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, somut olayda, otomobil sürücüsü davalı müvekkili kendi istikametinde orta şeritten ilerlediğini, davacının karşı yola geçmek gibi bir niyeti var idiyse bile, 2918 sayılı KTK.57/c-2 maddesine göre ilk geçiş hakkı, bisikletin değil (elektrikli bisiklet de aynı mahiyette), otomobilin olduğunu, olay, ne araçtan ne müvekkilinin gecikmesinden kaynaklanmayan bir şekilde çarpmanın kaçınılmaz hale geldiği bir şekilde zuhur ettiğini, bilindiği üzere sorumluluk hukuku kuralları gereğince tazminat yükümlülüğünün doğabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğmuş olması gerektiğini, davacının ağır nitelikteki kusuru, zararla motorlu aracın işletilmesi arasındaki uygun illiyet bağını da kesmiş durumda olup diğer müvekkilinin de tazminat sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacının işi ve kazancı hakkında dava dilekçesinde hiçbir beyan ve bilgi bulunmamakta olup buna ilişkin cevap ve beyan haklarımız saklı olduğunu, yine müvekkillerine sadece dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup tebliğ edilen dilekçe ekinde şu anki tıbbi durumu hakkında dilekçede ileri sürülen ve dayanağı belirtilmeyen iddialar dışında tıbbî bilgi ve belge bulunmayıp (tedaviler, mevcut durum, raporlar, geçici veya kalıcı iş göremezlik durumu, özür oranı vs. gibi) buna ilişkin de bütün beyan ve itiraz haklarını saklı tuttuklarını, yüksek miktarlarda (her üç davacı için toplam 35.000 TL.) manevi tazminat istenmiş olup, Yukarıda bahsettiğimiz üzere müvekkil kusurlu olmadığı davacı ise tam ve ağır kusurlu olduğu için tazminat sorumluluğu doğmaması gerektiği bir yana, kusur oranı ne olursa olsun taksirle yaralanmaya sebebiyet sonucunda bu denli yüksek miktarlı manevi tazminat talepleri haksız menfaat ve zenginleşme amaçlı olduğunu gösterdiğini, davacı mevzuata uygun şekilde kask takarak araç kullanmaması yaralanma sonucunun meydana gelmesini kolaylaştırmış ve neticesini de ağırlaştırmış olup müterafik kusur teşkil ettiğini, açılan dava herhangi hukukî ve fiili olarak herhangi bir mesnedi haiz olmayıp, haksız kazanç elde etmeye yönelik bir girişimden ibaret olduğunu, davacılar tamamen davacı sürücünün kendi kusurundan kaynaklı bir durumdan kendi lehine bir sonuç çıkarmaya, külfetini de müvekkillerine yüklemeye uğraştığını, açılan davanın ve tüm taleplerin reddini talep ettiklerini, haksız ve mesnetsiz davanın ve bütün tazminat talepleri ile ihtiyati tedbir ve bu nitelikteki bütün bağlı taleplerin reddine; kazanın oluş şeklini ve maddi vakıaları dikkate alarak doğru ve isabetli bir değerlendirme yapabilecek nitelikte uzman bilirkişi kurulundan kusur raporu alınmasına; davacıların tüm delillerini sunmalarına ve tarafımıza tebliğ ettirmelerine ve buna göre ek savunma hakkımızın saklı tutulmasına; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Güneysınır İlçe Emniyet Amirliğinin 30/12/2019 tarihli cevabında … isimli şahsın Sosyal ve Ekonomik Durum araştırması yapılarak düzenlenen formun mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Karatay İlçe Emniyet Müdürlüğü … Polis Merkezi Amirliğinin 30/12/2019 tarihli cevabında İ … oğlu … doğumlu …, … oğlu … doğumlu … ve … kızı … doğumlu … isimli şahıslar hakkında gerekli araştırma yapılmış olup tanzim edilen memur tutanaklarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Karaman Valiliği İl Merkez Jandarma Komutanlığının 31/12/2019 tarihli cevabında ilgi sayılı müzekkere ile hakkında sosyal ve mali durumunun araştırılması istenen Karaman Merkez … Köyünden … hakkında yapılan araştırma ve soruşturma neticesinde tanzim edilen araştırma tutanağının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 28/05/2021 tarih ve 9693 sayılı raporu özetle; Sürücü …’nun %10 (Yüzde On) oranında kusurlu olduğunu, davacı sürücü …’ın %90 (Yüzde Doksan) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi … , … ve … Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi … Talimat sayılı dosyasına sunmuş olduğu 31/08/2022 tarihli raporunda; Davacı sürücü …’in yönetimindeki elektrikli bisiklet ile seyir halinde iken kask takması, sola dönmek istediği olay yeri kavşağa yaklaşırken dikkatli ve tedbirli davranarak emniyetli bir zaman ve mesafe öncesinde sola dönüş işaretini vermesi sonrasında da yolun en solundaki sola dönüş cebine girmesi, kendisine yeşil ışık yandığında sola dönüşünü yapması kural gereği olmasına rağmen, bu hususlara riayet etmeden, sağ şeritte seyirle kavşağa çok yaklaşmışken kontrolsüzce sol yan tarafında seyir olan ve kendisi için tehlike yaratacak araçların yeterli mesafeden tedbir almasına imkan vermeyecek şekilde sola manevra yaparak davalı sürücü yönetimindeki kamyonetin seyir istikametini kapatması sonucu ağır şekilde yaralanması ile sonuçlanan kazaya, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46. maddesi (b) ve (c) bendi, 53. maddesi (b) bendi ve 67. madde (a) ve (c) hükümlerine aykırı davranışı ile sebep olduğundan sürücü asli kusurlarından 84/f (Doğrultu değiştirme manevrasını yanlış yapma) kurallarını ihlâli nedeniyle olada, Tamamen Kusurlu olduğu , davalı sürücü …, yönetimindeki aracı ile yolun orta şeridinde seyretmekte iken, sağ şeritte aynı yönde seyretmekte olan sürücü …’in yönetimindeki elektrikli bisikleti ile kurallara aykırı bir şekilde, üç şeritli yolun kavşak girişine yakın bir yerden kontrolsüzce sola dönüş için manevra yaparak seyir şeridine giren elektrikli bisikletin sol yan arka kısmına aracının sağ ön kısmı ile çarpması sonucu meydana gelen kazanın oluşumuna etki eden kusurlu davranışının bulunmadığı kanaatine varıldığını, olayda kusursuz bulunduğunu, Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik ihtisas Dairesi Başkanlığınca hazırlanan 07.12.2021 tarihli tarihli bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaate heyetlerince iştirak edildiğini, Davacı sürücü …’in olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, davalı sürücü sürücü …’nun olayda kusursuz olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. Vekilinin bilirkişi kurulu raporuna karşı 15/09/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; bilirkişi kurulu raporunun aleyhe olan hususlarını kabul etmeyerek, sigortalı araç sürücüsü kusursuz olmasından dolayı haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davacılar Vekilinin Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Tal. Sayılı dosyasından alınan bilirkişi heyeti raporuna 06/09/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; Söz konusu bilirkişi raporunda; “Davacı sürücü …’in olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nun olayda kusursuz olduğu” tespit edildiğini, söz konusu raporda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşbu dava; Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu; trafik kazası nedeniyle davacılardan …’in cismani zarara(geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, belgelendirilemeyen tedavi gideri ve bakıcı gideri) uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zararın ne miktar olduğu, zararın davalılardan tazmininin gerekip gerekmediği, tüm davacıların manevi zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise davalı sigorta şirketi haricindeki davalılardan tazmininin gerekip gerekmeyeceği hususları olduğu belirlenmiştir.
Borçlar Kanununun Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri MADDE 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. MADDE 50- Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hükümlerini içermektedir.
Yukarıda özeti yapılan bilirkişi raporlarında da görüleceği üzere davacının gerçekleşen trafik kazasında %100 oranında kusurlu olduğu kazaya karışan diğer araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından zarar verinin kusurunu ispat yükü BK 50. Madde uyarınca davacıda olduğundan ve bu husus ispatlanamadığından davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 120,91 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 40,21 TL karar ve ilam harcının Harçlar Kanunun 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine
3-Davacı …’in maddi tazminat talebinin reddi yönünden davalılar kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 400 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar vekillerine eşit oranda verilmesine,
4-Manevi Tazminat yönünden;
A)Davalı …, kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’na ödenmesine,
Davalı …, kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’na ödenmesine,
B)Davalı …, kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’na ödenmesine,
Davalı …, kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’na ödenmesine,
C)Davalı …, kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’na ödenmesine,
Davalı …, kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’na ödenmesine,
5-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
6-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
7-Davacılar tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair; davacılar vekili ve davalılar … ve … vekilinin yüzlerine karşı, sigorta şirket vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/11/2022

Katip Hakim