Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/95 E. 2022/246 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Eser Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı arasında … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parselde kain arsa üzerine yapılacak olan … Konya isimli projede yer alan A ve B bloklardaki toplam 10 adet asansörün yapılması konusunda anlaşılarak 29/12/2016 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, sözleşme kapsamında yapılması gereken 10 adet asansörün bir kısmının 2017 yılında bir kısımının ise sonraki bir tarihte davalıya müvekkili tarafından teslim edildiğini, sonrasında müvekkili ile site yönetimi arasında asansör bakım sözleşmesi imzalandığını, buna ilişkin belgeleri dava dilekçesi ekinde sunduklarını, sözü geçen asansörlerin … firması tarafından denetimlerinin yapıldığını ve … Belediyesi tarafından da gerekli denetimlerin yapılarak asansör tescil belgelerinin verildiğini, tüm bu hususların asansörlerin davalıya teslimini gösterdiğini, müvekkilinin sözleşmenin edimlerine yerine getirmesine rağmen davalının sözleşme kapsamında müvekkiline devretmesi gereken … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parselde kain … Blok … Kat … bağımsız bölüm numaralı daireyi fiilen teslim etmediği gibi tapu kaydını da vermekten kaçındığını, davalı ile en son yapılan görüşmelerde ise daireyi vermeyeceklerini beyan ettiklerini, tüm bu nedenlerle sözleşme kapsamında müvekkiline verilmesi gereken … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parselde kain … Blok … Kat … bağımsız bölüm numaralı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve müvekkili adına tescili ile dava sonuna kadar taşınmazın tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; öncelikle sözleşme bedeli olan 450.000,00 TL üzerinden eksik harcın tamamlanması gerektiğini, görülmekte olan davanın tapu tescil ve iptali olarak açıldığından görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının müvekkiline sözü geçen taşınmazın A bloğunda bulunan 6 adet asansörün montajı ve teslimini yapmasına rağmen asansörlerin geçici ve kesin kabul sürecinden geçemediğini, yine sözü geçen taşınmazın B bloğunda bulunan asansörlerin tam ve eksiksiz olarak teslim edilmediğini, asansörlerde bulunan eksikliklerin müvekkili tarafından başka firmaya yaptırılmak suretiyle çalışır hale getirildiğini, sözleşmeye konu 14 adet asansörde sürekli arızaların oluşması ve çalışmaması nedeniyle site yönetimi tarafından müvekkiline ihtar gönderildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, sözü geçen dosya ile davacı tarafından müvekkiline sözleşmeye uygun olarak asansörlerin teslim edilmediğinin tespit edildiğini, sözleşmede ayrıntılı olarak yazılmasına rağmen davacı tarafından sözleşme kapsamına aykırı imalat yapıldığını, B1 nolu asansör dairesi içerisindeki panoda kısa devrenin mevcut olduğunu ve bu durumun insan hayatını tehlikeye soktuğunu, tespit raporunun davacıya teslim edildiği halde davacı tarafça tespite ve rapora her hangi bir cevap verilmediğini, davacı tarafça müvekkiline kesilen faturanın noter vasıtasıyla iade edildiğini, davacı tarafından yapılan işlerin bedelinin müvekkili tarafından fatura düzenlenmeden önce ödendiğinden bahisle davanın usul ve esastan reddi ile vekalet ücreti ve dava masraflarının haksız ve kötü niyetli davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30/04/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde kain … Blok … Kat … bağımsız bölüm numaralı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve müvekkili adına tesciline ilişkin taleplerinin kabul edilmemesi halinde taşınmazın bedelinin ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan taşınmazın devrine ilişkin tapu iptali ve tescili veya sözleşmede belirtilen bedelin tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflar arasında akdedilen sözleşme örneği, davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarname örnekleri, tapu kayıtları fatura örneği, taraf vekillerini verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosya örneği, keşif tutanakları ve mahkememizce temin edilen tüm bilirkişi raporları, duruşmada dinlenen tanık beyanları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce 23/09/2020 tarihli duruşmada dinlenen DAVACI TANIĞI … yeminli beyanı ile aynen; “ben davacı şirkette 2018 yılının haziran ayından itibaren genel koordinatör olarak çalışmaya başladım, ben çalışmaya başladığımda şirketimiz davalı kooperatifle anlaşmasını yapmış montajları tamamlamış işlem üçüncü kişi … tarafından kontrol aşamasında idi, işlemleri ben takip ediyordum, o tarihte davalı kooperatif yetkilisi … ile sürekli görüşme içerisindeydik, görüşmeleri ben yapıyordum, davalı kooperatife yapılan sistem çok duraklı ve seyir mesafesi fazla olduğu için biz asansörlere yeşil etiket tescil belgesi alınmadan yaklaşık üç ay kadar önce davalı kooperatif yetkilisi … Bey’ in talebi üzerine montajı yapılan asansörleri servise açtık, … Bey bu aşamada bize sistemin uyum sağlaması için iki üç ay içerisinde bazı arızalar olabileceğini, bunları kabul ettiklerini beyan etmişti, kendisi aynı zamanda müteahhit olduğu için inşaat sürecine de hakimdi. Bazı ihtiyaçlardan dolayı zaten inşaat süresince de bir kısım asansörler faal hale getirilmiş, bahse konu 2-3 ay içerisinde servise açılan asansörlerin bir kısmında malzemelerin birbirine alışma süresince bir kısım arızalar oldu, biz de firma olarak bunlara müdahale ettik ve arızaları giderdik, bir gün beni davalı kooperatif yetkilisi … Bey arayarak çalıştığım şirketin eski yetkilisi … Bey’ i kastederek biz … Bey ile sözleşme dışı bir işlem yaptık, 1/1 sistem yerine 1/2 dişlisiz asansör kullanmaya ve daha farklı malzeme kullanmaya karar verdik, bu arızalar devam ederse kooperatife üye olanlar bize karşı dava açacaklarını düşünüyorlarmış, eğer siz arızaları gidermezseniz 1/2 sistem istediğimize dair sizin sözleşmenizde her hangi bir hüküm yok ben de size karşı dava açarım dedi, bu süreç içerisinde kooperatifin şirkete yapılan iş karşılığı devretmesi gereken 6+1 dairesi şirkete teslim edilmedi, müvekkil şirket tarafından bu dairenin teslimi istenince taraflar arasında ihtilaf çıktı, ayrıca biz yaptığımız işlemlerde kontrolör firma olan Konteste tüm bilgileri başta bildiririz denetleyici firma da geldikten sonra montaj işlemlerini yerinde gördükten sonra AB uygunluk standartlarını taşıyıp taşımadıklarını değerlendirir bize de uygunluk belgesi verir, daha doğrusu yeşil etiket belgesi verir, bizi bu belgeye dayanarak belediyeye müracaat ederiz ve tescil belgesi alırız, bu süreç davaya konu edilen montaj işleminde de aynen bu şekilde oldu, her hangi bir sorun yaşanmadan Kontest firması tarafından tüm belgelerimiz ve işlemlerimiz kontrol edilerek AB standartlarına uygun olarak yeşil etiket belgesi verildi, biz de daha sonra belediyeye müracaat ederek tescil belgemizi aldık dedi, davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; 1/1 dişlili asansör sistemi 1/2 dişlisiz asansör sisteminden maliyet olarak daha ucuzdur, 1/2 dişlisiz asansör sistemi 1/1 dişlili asansör sisteminden yaklaşık 1/3 oranında daha fazla maliyet gerektirir dedi, ayrıca dişlili asansör kurulması için makine dairesinin alanının daha geniş olması gerekmektedir, bize teslim edilen makine dairesinin alanı küçük olduğu için biz firma olarak davalı taraftan burayı yükseltmesini istedik, onlarda bunu o şartlarda yapamayacaklarından zorunlu olarak 1/2 dişlisiz asansör sistemine geçmemizi istediler, ayrıca çalıştığım firma dişlili asansör yerine 1/2 dişlisiz asansör sistemine geçildiği için farklı malzeme kullanmak zorunda kalmıştır, zira sistemlere göre kullanılan malzemeler farklılık göstermektedir, ayrıca sözleşmede bahsi geçen kapılar E60 standartlarında değildi, eğer sözleşmede bahsi geçen kapıları kullansa idik tescil belgesi alınması süresini uzatacaktı, biz bu sebeple bildiğim kadarıyla yangın sertifikası olan kapıları kullandık, ancak bunun karşı tarafın muvafakati ile yapılıp yapılmadığı konusunda bir bilgiye sahip değilim benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce 23/09/2020 tarihli duruşmada dinlenen DAVACI TANIĞI … yeminli beyanı ile aynen; “ben davacı şirkette asansör montaj ustası olarak çalışırdım, bu sebeple taraflar arasındaki ihtilafa konu asansör montajlarında da bizzat çalıştım, çalışmadaki usul taraflar anlaştıktan sonra bize makine dairesini boş olarak teslim ederler, biz de sözleşme şartlarına göre sistemimizi ilgili yere monte ederiz, sözleşmede 1/1 dişli asansör sistemi kararlaştırılmış biz makine alanını gördüğümüzde söz konusu alanın 1/1 sisteme uygun olmadığını yüksekliğinin daha az olduğunu gördük, firma yetkilileri sorunu karşı tarafa ileterek makine alanının yükseltilmesini talep ettiler ancak mimari projede değişiklik yapılamayacağı anlaşılarak 1/2 dişlisiz sistemi geçilmesi kararlaştırılmış ben bu aşamadan sonra çalıştığım şirketin temin ettiği 1/2 dişlisiz asansör sistemini bizzat inşaat alanına götürdüm, hem ön bloklarında hem de arka bloklarında kurulumu sırasında çalıştım, sistem değişilikliğinden kaynaklı olarak sözleşmedeki malzemelerden farklı olarak bazı malzemeler kullanılması zorunlu hale geldi, ayrıca yine motor taşımadığı için 70 lık yerine 90 lık ray sistemi kullanılmak zorunda kalındı, bu ray sisteminin değişmesi sırasında karşı tarafın yetkilisi ile yapılan görüşme sırasında ben de oradaydım duydum dedi. 1/2 dişlisiz asansör sistemini götürdüğümüzde bazı işlemler tamamlanmadığı için 1 gün kadar davalı firmanın görevlilerinin bulunduğu yerde kaldı, yani 1/2 sistemini kurmadan davalı elamanları bu sisteme ilişkin makineyi görmüşlerdi, biz asansör montajı işlemlerini yaparken sürekli olarak ya davalı kooperatif yetkilisi … Bey ya da oğlu … Bey sürekli şantiye alanındaydılar ve yapılan işlemlerden haberdardı idiler benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce 23/09/2020 tarihli duruşmada dinlenen DAVACI TANIĞI … yeminli beyanı ile aynen; “ben davacı şirkette asansör montaj ustası olarak çalışırdım, yapılan işin %70 inde ben bizzat fiilen çalıştım, bildiğim kadarıyla taraflar 1/1 dişlili asansör sistemi üzerinde anlaşmışlar, daha sonra makinenin kurulacağı makine dairesini görünce 1/1 sistemin buraya küçük geleceği anlaşıldı, çalıştığım firma yetkilisi ile davalı kooperatifin yetkilisi arasında yapılan görüşmelerde makine alanı büyültemeyeceği anlaşılınca 1/2 dişlisiz sisteme geçilmesine karar verildi, ben o tarihte çalıştığım firmanın yetkilisi … Bey’ in yanındaydım ve karşı tarafla yapılan telefon görüşmelerine çoğu zaman şahit oldum, bu sebeple 1/1 sistem yerine 1/2 dişlisiz sistem montajına geçtik, 1/2 dişlisiz sistemde kullanılan makine daha farklıdır, 1/1 sistemde yerli üretim makine kullanılırken biz 1/2 dişlisiz sistemde ithal daha pahalı bir makine kullandık, söz konusu makinenin bedeli ilkinin 3 katı kadardır, sistem değişince buna bağlı olarak asansörün ray sistemi ve sair sistemlere göre değişir, ayrıca kullanım alanının geniş olmasından dolayı taraf yetkilileri arasında yapılan mutabakatlar 70 lik yerine 90 lık ray sisteminin kullanılmasına karar verildi, ancak ray sisteminde ben çalışmadım, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce 24/05/2019 tarihinde mahallinde keşif yapılmış olup keşfe katılan bilirkişiler … , … , … ve bilirkişi heyetine sonradan dahil edilen … ‘ dan 25/09/2019 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu temin edilerek incelenmiştir.
Yine mahkememizce 31/10/2019 tarihinde mahallinde keşif yapılmış olup keşfe katılan bilirkişiler … , … , … ‘ dan 28/01/2020 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu temin edilerek incelenmiştir.
Mahkememizce Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat gereğince bilirkişiler … , … ve … ‘ dan 18/02/2021 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu temin edilerek incelenmiştir.
Yine mahkememizce İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat gereğince bilirkişiler … , … ve … ‘ dan 31/01/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu temin edilerek incelenmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun tanımı başlıklı 470. maddesi; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun genel olarak başlıklı 471. maddesi; “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun malzeme bakımından başlıklı 472. maddesi; “Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden işsahibine karşı, satıcı gibi sorumludur. Malzeme işsahibi tarafından sağlanmışsa yüklenici, onları gereken özeni göstererek kullanmakla ve bundan dolayı hesap ve artanı geri vermekle yükümlüdür. Eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun işe başlama ve yürütme başlıklı 473. maddesi; “Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da işsahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir. Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, işsahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun ayıbın belirlenmesi başlıklı 474. maddesi; “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun işsahibinin sorumluluğu başlıklı 476. maddesi; “Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, işsahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple işsahibine yüklenebilecek olursa işsahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun zamanaşımı başlıklı 478. maddesi; “Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmünü amirdir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller başlıklı 266. maddesi; “(1)Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Değişik cümle : 24/11/2016 – 6754 S.K./49. md) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez. (Ek cümle : 24/11/2016 – 6754 S.K./49. md) ” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan bu davada, davacı ile davalı arasında düzenlenen 29.12.2016 tarihli … Asansör Sözleşmesi gereğince davacı yüklenicinin … ili, … ilçesi, … mahallesinde kain … ada, … parselde bulunan … Konya isimli projedeki A ve B bloklarındaki toplam 10 adet asansörün malzemeli işçilik yapım işini yerine getirip asansörleri teslim etmesine rağmen; davalı tarafça sözleşme gereği … Blok … kat … nolu bağımsız bölümün teslim edilmediği ileri sürülerek, davaya konu davalı adına kayıtlı tapu kaydının iptali ve davacı adına tapuya tescili talep edilmiş olup; davalı vekilince ilk olarak görev itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacının ticari şirket olması, davalının da yapı kooperatifi olması ve yapı kooperatiflerinde tacir olduklarına dair Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 12.11.2021 tarih ve … E, … K sayılı ilamı ve Kooperatif Kanunun 98. maddeleri nazara alınarak bu itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davaya konu dairenin bedeli götürü usulle belirlenmiş olduğundan davacı vekiline daire bedeli üzerinden eksik harcı ikmal etmek üzere süre verilmiş, eksik harç ikmal edilmekle dosya 5235 Sayılı Kanunun 5/3.maddesi gereğince heyete gönderilmiştir.
Davalı vekilince esasla ilgili olarak da; taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince davacının edimini tam olarak yerine getirmediği, eksik ve ayıplı iş teslimi yapıldığı ileri sürülmüştür.
Esasen taraflar arasında TBK 470. maddesinde düzenlenen eser sözleşmesi imzalandığı ve davacının da bu sözleşme kapsamında işler yaptığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf sözleşme gereğince davacının edimini tam ve ayıpsız olarak teslim edip etmediği, davalı iş sahibinin TBK 473/2. maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği ve neticeden davacının sözleşme gereğince belirlenen dairenin tapusunu almaya hak kazanıp kazanmadığı hususlarında toplanmaktadır.
TBK 472/2. maddesine göre yüklenici eseri meydana getirirken iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi yada zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek bir başka durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen iş sahibine bildirmek zorundadır. Bildirilmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olacaktır. İş sahibi de TBK 473/2. maddesi gereğince işi meydana getirilmesi sırasında, işin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, iş sahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunması gerekmektedir.
Davalı vekilince davacı tarafça imalatı gerçekleştirilen dava konusu asansörlerin sözleşmeye uygun olarak yapılmadığı, sözleşmede belirtilen marka, evsaf ve kalitede olmadığı ve bu nedenle sözleşmeye aykırılık olduğu ve ayrıca asansör dairesi içinde panolarda, aspiratörlerde, zemin kaplamalarında, kapı ve döşemelerle kabinlerde ayıplar olduğu ileri sürülmüş olup; davacı tarafından bu iddialar reddedilerek, müvekkilinin sözleşmeye istinaden vaat ettiğinden daha fazlasını yaparak ek maliyeti katlandığını, sözleşmede asansörlerin 1/1 sistem ile yapılması kararlaştırılmasına rağmen, davalının talebi ile daha fazla maliyetli olan 1/2 sistemde imalat ve montaj yapıldığı ileri sürülerek eksik ve ayıplı iş iddialarına karşı Konya . Aliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş dosyasına verilen itirazları tekrar edilmiştir.
Mahkememizce toplanılan deliller, mahallinde yapılan keşif ve düzenlen 25.09.2019 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, dava konusu eksiklikler konusunda asansör imalat ve montajından anlayan bilirkişilerce inceleme yapılması yönünde görüş bildirildiğinden, bu ilk rapor hükme esas alınmamış, bu defa asansör tesisatı konusunda uzman 3 kişilik makine mühendisi refakatinde mahallinde yeniden keşif yapılmasına karar verilerek teknik bilirkişi heyetinden 28.01.2020 havale tarihli rapor alınmıştır.
Uzman teknik bilirkişilerce düzenlenen 24.01.2020 tarihli heyet raporunda dava konusu 10 adet asansörün faal durumda oldukları, açık ya da gizli kusurları bulunmadığı, hepsinin … asansör denetim firmasının yeşil etiketine haiz olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bildirilen tanıklar duruşmada dinlenmiş ve alınan 1. ve 2. raporlarını tanık beyanları ile birlikte değerlendirmek ve hükme elverişli rapor tanzim etmek üzere Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır. Bilirkişi heyetince düzenlenen 18.02.2021 havale tarihli raporda; 1. ve 2. raporlarda tespit edilen hususların rapora geçirildiği, tanık anlatımları yorumlanmadan sonuca gidildiği anlaşıldığından, tüm dosya kapsamı tanık anlatımları ve raporlara taraf vekillerinin itirazlarının irdelendiği hükme elverişli rapor düzenlenmesi için bu defa İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak 31.01.2022 tarihli rapor alınmıştır.
Heyetimizce toplanan delillerin, tanık beyanlarının ve raporların kül olarak değerlendirilmesinde; davalının teslim ettiği makine dairesinin sözleşmedeki asansör sisteminin kurulması için gerekli standarttan küçük olduğu, bu durumun davacı tarafça davalıya ihtar edildiği, davalının ilgili makine dairesini yükseltmelerinin mümkün olmadığı yönündeki beyan ve talepleri doğrultusunda sözleşmeye konu 1/1 dişli asansör sistemi yerine 1/2 dişsiz asansör sisteminin davacı tarafından imalatının sağlanarak davalıya teslim edildiği, 1/2 dişsiz asansör sisteminin sözleşmede kararlaştırılan 1/1 dişli asansör sisteminden daha çok maliyetli olduğu, sözleşmedeki asansör vasıflarının değişmesine davalının muvafakat etmesi nedeniyle bu anlamda sözleşmeye herhangi bir aykırılık durumunun olmadığı, davacı tarafça imal edilen asansörlerin … firması tarafından düzenlenen yeşil etikete sahip olduğu, kurulan 10 adet asansörün faal durumda çalışır halde olduğu, asansörlerde açık ya da gizli kusurlar bulunmadığı, davacının sözleşme kapsamında belirlenen dairenin tapusunu alma hakkına haiz olduğu kanaatine varıldığından ve HMK 266. maddesi gereğince bilirkişi raporlarının hukuki yorumu hakime ait olduğundan, bilirkişi heyetlerinin hukuki yorumlarına heyetimizce iştirak edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin 30.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi de nazara alınarak davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ ISLAH DİLEKÇESİ DE NAZARA ALINARAK TERDİTLİ TALEPLERİNDEN ALACAK TALEBİNİN KABULÜ İLE;
450.000,00 TL nin ıslah tarihi olan 30/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
Alınması gereken 30.759,50 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin ve harç ikmali ile alınan 7.684,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 23.074,62 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 35,90 TL başvuru harcı, 7.684,88 TL peşin ve ıslahen alınan karar ve ilam harcı ile 5,20 TL vekaletnâme suret harcı olmak üzere toplam 7.725,98 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Davacının yaptığı 519,10 TL taraf davetiye ve posta gideri, 240,00 TL keşif taşıt gideri, 5.250,00 TL mahkememizce temin edilen bilirkişi raporları ücreti gideri, 6.000,00 TL mahkememizce iki ayrı talimat ile temin edilen bilirkişi ücretleri gideri, 628,00 TL keşif harcı gideri, 8,20 TL vekaletname pulu gideri üzere toplam 12.645,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 39.550,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan 13,00 TL karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 11/04/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …