Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/402 E. 2022/430 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
MAHKEMEMİZİN … ESAS SAYILI KÖK DAVA DOSYASINDA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
MAHKEMEMİZİN … ESAS SAYILI KÖK DAVA DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN YİNE MAHKEMEMİZİN … ESAS SAYILI DOSYASINDA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu alacak davası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle ve davalı taraf vekilinin davacımız aleyhine açtığı itirazın iptali davası ise yine mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle ve sözü geçen … Esas sayılı dava dosyası aralarındaki hukuki, fiili ve şahsi bağlantı nedeniyle mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı şirketin belirtilen adreste zirai ilaç üretimi yapmakta olduğunu, bu ilaçların satışı ve dağıtımını sağlamak için müvekkili ile görüştüğünü, 17/07/2018 tarihinde müvekkili ile davalı şirket arasında distrübütörlük sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 2. maddesinde sözleşmesinin konusunun belirtildiğini, sözleşmede davalının üretimini yaptığı ilaçların dökümünün yapıldığını, bu ilaçların müvekkili tarafından belirlenen il ve ilçelerinde satışının yapılması konusunda anlaştıklarını, sözleşmenin 9. maddesinde ise distrübütörlük verilen illerin dökümünün yapılarak bu illerde davalının satış yapamayacağını, satıcının ürettiği ürünlerin satışının sadece müvekkili tarafından yapılabileceğinin açıkça belirtildiğini, sözleşmenin 10. Maddesinde ise satıcı firmanın sözleşmenin 9. maddesini ihlal etmesi durumunda 500.000,00 TL bedeli cezai şart olarak ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, sözleşme sonrasında tarafların çalışmaya başladığını ve bir çok ticaretlerinin olduğunu, müvekkilinin satış bölgesinde davalı tarafın pek çok satış yaptığının müvekkilince öğrenildiğini, davalı taraf müvekkilinin bölgesinde satış yaparak sözleşmenin hükümlerini ihlal ettiğini, davalı tarafın ticari defterleri incelendiğinde bu durumun açıklığa kavuşacağını, davalı tarafın özellikle … ilinde faaliyet gösteren … Veterinerlik Kliniği’ ne çok miktarda ürün sattığını, Sağlık Bakanlığı tarafından satılan ürünlere ilişkin olarak cezalar kesildiğini, davalı tarafından 12/11/2018 tarihlinde Mustafakemalpaşa . Noterliğinden müvekkiline karşı ihbarname keşide ederek taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiğinin bildirildiğini, müvekkili tarafından da davalıya Konya . Noterliğinin 19/11/2018 tarihli cevabi ihtarname keşide edildiğini, davalı tarafın sözleşme hükümleri açıkça ihlal etmesinden dolayı sözleşmenin 10. maddesinde belirtilen cezai şartın ödenmesi gerektiğinden bahisle davalının 500.000,00 TL cezai şartı dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; fesih nedeniyle taraflar arasında yürürlükte bulunan bir sözleşme ilişkisi kalmadığını, talep edilen cezai şartın ancak sözleşme yürürlükteyken talep edilebilecek bir cezai şart çeşidi olduğunu, sözleşmenin davacının haksız eylemleri nedeniyle feshedildiğini, fatura bedellerinin ödenmediğinden davacının temerrüde düştüğünü, davacının kendi eylemleri nedeniyle sözleşme ilişkisinin devamının imkan hale geldiğini, hal böyleyken davacının cezai şart talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, davacının sözleşme hükümleri gereğince ödemesi gereken bedeli fatura tebliğine rağmen ödemediğini, davacı edimini yerine getirmediği için karşı taraftan da sözleşme edimini yerine getirmesini bekleyeceğini, taraflar arasında her hangi bir sözleşme ilişkisi kalmadığını, müvekkilinin fatura bedeli altında piyasada ürün satışı yapmasının söz konusu olmadığını, davacının cezai şartı alabilmek için müvekkilini ilgili kuruma şikayet ettiğini, kurumca gerçekleştirilen işlemler nedeniyle taraflar arasında imzalanan sözleşmenin müvekkili açısından ifasının imkansız hale geldiğini, borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkansız hale gelen edimden dolayı cezanın ifasının istenemeyeceğini, cezai şartı kabul etmemekle birlikte mahva sebep olabilecek ve fahiş olan cezai şartın indirilebileceği Yargıtayca öngörüldüğünü, sözleşmedeki cezai şartın amacının taraflar arasındaki sözleşme yürürlükteyken davacının uğrayacağı zararların önüne geçilmesi olduğunu, aksi halde davacının hiç bir çaba göstermeden zengin olmasının hedeflenmediğini, cezai şartın yerine getirilebilmesi için davacıya kesilen fatura bedeli altında satış yapılması ve bu satışlar nedeniyle davacının zarara uğraması gerektiğini, müvekkilinin alacağı nedeniyle davacı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davacının icra dosyasına itiraz ettiğini, itirazın iptali davasının açılacağını ve bu dosya numarasının da mahkememize bildirileceğinden bahisle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyasındaki dava; taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağı davasıdır.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyası ile birleştirilen yine mahkememizin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin tarımsal ilaçlama ve haşereleri öldüren ilaçların üretimi ve ticaretiyle uğraştığını, taraflar arasında 17/07/2018 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, bu satış sözleşmesi uyarınca müvekkil şirket ile davalı şirket arasında … Ruhsat no’lu … … /… isimli biyosidal, bit pire kene solüsyonu, … antipaulum SL, … aoresol, … garnül sinek granülü ürününlerinin satışı kararlaştırıldığını, sözleşme şartlarının ve kendisine gönderilen ürünlerinin bedelinin ödenmemesi yani davalı tarafından yerine getirilmemesi üzerine müvekkil şirket tarafından Mustafakemalpaşa . Noterliğinin 12.11.2018 tarih, … yevmiyeli ihtarı ile fesih edildiğini, bu fesih ile taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi ortadan kalktığını, sözleşmenin feshi sonrasında başka firmalara satışına ilişkin yasağın da ortadan kalktığını, sözleşmenin feshinden sonra davalı tarafından ihtarname gönderildiğini ve ihtarnameye Ankara . Noterliğinin 03.12.2018 tarih, … yevmiyeli ihtarı ile cevap verildiğini, bu ihtarnamede yine sözleşmenin haklı sebeplerle fesih edilmek zorunda kalındığını, sözleşme uyarınca distribütör olarak alınan mallara ilişkin bedellerin en kısa zaman içinde ödenmesinin şart olduğunu; ancak şu ana kadar bakiye 45.429,55 TL tutarlı bakiye borcun kapatılmadığının bildirildiğini, ancak buna rağmen bakiyelerin ödenmediğini, ayrıca davalı taraf cezai şartı talep ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasıyla müvekkil şirkete haksız bir dava açıldığını, bu dosya ile açılan davanın birleştirilmesine karar verilmesini ve neticeten Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine yapılan itirazının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL yönünden iptaline, bu miktar yönünden takibin devamına, takip tarihinden itibaren ticari avans faizinin uygulanmasına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı kök dava dosyası ile birleştirilen yine mahkememizin … Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı şirketin müvekkilinden hiçbir alacağının bulunmadığını, dava dilekçesinde sözü geçen faturaların müvekkili tarafından alınmadığını, bu faturalarda belirtilen ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, bu durumun taraf ticari defterleri incelendiğinde de ortaya çıkacağını, fatura konusu malların teslimine ilişkin kargo ve başka kayıtları kabul etmediklerini, bu malların müvekkiline hiçbir zaman teslim edilmediklerini, müvekkilinin davacı şirkete bir borcunun olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeyi fesih gerekçelerinin aralarındaki alacak meselesi olmadığını, müvekkilinin davacı şirketin yasak olduğu illerde satış yaptığını öğrenmesi üzerine davacı şirketin sözleşmenin feshi için yollar aradığından bahisle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası ile birleşen yine mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasındaki dava; faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, birleşen davaya ilişkin dava ve cevap dilekçesi, taraf vekillerinin sundukları diğer dilekçe ve belgeler, taraflar arasında imzalanan sözleşme örneği, mahkememizin … Esas sayılı dosyasına ait gerekçeli karar örneği, tarafların karşılıklı gönderdikleri ihtarname örnekleri, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, vergi dairesi ve kargo müdürlüklerinden gelen cevabi yazı ve ekleri, mahkememizce ve talimat mahkemesince dosyaya özgü alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Türk Medeni Kanununun ispat yükü başlıklı 6. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
HMK nun ispat yükü başlıklı 190. Maddesi; “(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2)Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Borç İlişkisinde Özel Durumlar Başlıklı Dördüncü Bölümün, Cezanın Miktarı, Geçersizliği ve İndirilmesi başlıklı 182. Maddesi; “Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler. Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez. Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.
” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalı aleyhine açılan ana davada taraflar arasında düzenlenen 17/07/2018 tarihli distribütörlük sözleşmesinin davalı şirket tarafından haksız yere feshedildiği ileri sürülerek, sözleşmenin 9. ve 10. maddeleri gereğince 500.000,00 TL lik cezai şartın davalıdan tahsili talep edilmiş olup; esasen taraflar arasında davalı şirketin ürettiği tarım ilaçları ve solüsyonlarının satış ve dağıtımı hususunda tek bayilik (distribütörlük) sözleşmesi düzenlediği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davalı şirketin sözleşmeyi haksız olarak feshedip feshetmediği, davalının sözleşmenin 9. maddesini ihlal edip etmediği ve davacının varsa sözleşmenin 10. maddesi gereğince talep edebileceği tazminat miktarından BK 182/son maddesi gereğince indirim yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Dosyamızla birleşen mahkememizin … Esas sayılı dosyasında ise; davacı vekilince davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 40.000,00 TL üzerinden iptali, takibin devamı ve %20 tazminat talep edilmiş olup; birleşen dosyadaki uyuşmazlık ise; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa miktarı ile, takibe konu malların davalı savunmaları doğrultusunda davalıya teslim edilip edilmediği noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce taraflar arasında düzenlenen distribütörlük sözleşmesine göre; ana dosya davacısı … (… TARIM)’ in Konya, Ankara, Çorum, Samsun, Ordu, Antalya, Bolu, düzce, Karaman, Nevşehir, Niğde, Kayseri, Afyon, Kırıkkale, Burdur, Isparta, Hatay, Gaziantep, Adana, Mersin, Sivas, Erzurum, Van, Amasya, Uşak, Aksaray, Kırşehir illerinden sorumlu olup; bu illerde gelen siparişler distribütör firma üzerinden yapılması ve yine sözleşmenin 10. Maddesinde de bahsi geçen illerde sözleşmede adı geçen tüm ürünlerin satışının davacı … (… TARIM) tarafından yapılacağı, üretici firmanın bu illere satış yapamayacağı, … Tarım haricinde belirlenen illerde yapılan satışlar tespit edildiği durumda, üretici firmanın distribütöre 500.000,00 TL cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır.
Ana davada ve birleşen davada ispat yükü MK 6 ve HMK 190. maddeleri gereğince davaların davacılarındadır. Bu nedenle birleşen dosya davasının açtığı itirazın iptali davasında takibe ve davaya konu faturalardaki malların (zirai ilaçların) davalıya teslim ettiğini, borcun davalı tarafça ödenmediğini ve takip miktarınca muaccel bir alacağın bulunduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Mahkememizce toplanan deliller … ve … Kargo Şirketlerinden gönderilen yazı cevapları ile takibe konu faturaların birleşen dosya alacaklısı …’ e teslim edildiği anlaşıyor ise de; faturalardaki malların teslimine ilişkin irsaliye faturası veya davalının imzasını taşıyan her hangi bir teslim belgesinin davacı tarafça ibraz edilmediği, davaya konu faturalardaki malların maddi olarak davalıya teslimine ilişkin davacının teslim iddiaları ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki birleşen dosya davalısı …’ in usulüne uygun tutulan defterlerinde de söz konusu faturalar kayıtlı değildir. Açıklanan nedenlerle birleşen dava yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Ana dosya yönünden yapılan değerlendirmede ise; taraflar arasında düzenlenen distribütörlük sözleşmesinin 9. ve 10. maddelerinde tek satıcı olan davacının satış bölgesinde davalı üretici firmanın davacıyı dışarıda bırakarak satış yapması halinde 500.000,00 TL cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmış olup; davalı üretici şirket vekili tarafından bu hükmün sözleşme ayakta iken geçerli olduğu, sözleşmenin davacının eylem ve borçlarını zamanında ödememesi nedeniyle müvekkili tarafından haklı nedenlerle dayanılarak feshedildiği ileri sürülmüş ise de, cezai şartın istenmesi için sözleşmede her hangi bir süre ön görülmediği gibi sözleşmenin 9. ve 10. maddelerinde belirtilen hal dışında herhangi bir şarta da bağlanmadığı anlaşılmıştır. Davalı şirket TTK hükümleri gereğince tacir olup TTK 18. maddesi gereğince işlem ve eylemlerinde basiretli davranmak zorundadır. Hukuk sistemimizde “sözleşmenin tarafların kanunu ilkesi” geçerli olduğundan açıklanan nedenlerle davalı tarafın bu itirazlarına mahkememizce nazara alınmamıştır. Davalı ve dava dışı 3. kişi …’ ın (… Veterinerlik) defter ve kayıtlarından ise sözleşme süresi içinde davalı üretici firmanın sözleşmenin 9 ve 10. Maddelerine aykırı olarak davacıyı dışarıda bırakmak suretiyle satış yapıldığı ispatlanmış bulunmaktadır.
Ayrıca davalı tarafça davacı firmanın fatura borçlarını ödemediği için sözleşmenin haklı olarak feshedildiğine ilişkin iddiaları da mahkememizin birleşen … Esas sayılı dosyasında ispatlanamamıştır.
Davalı vekilince sözleşmede kararlaştırılan cezai şart miktarının davalı şirketin ticari faaliyetlerini sekteye düşüreceği ve davalı şirketin mahvına neden olacağı ileri sürülerek indirim yapılması talep edilmiştir. Mahkememizce toplanan deliller özellikle davalı üretici firmanın defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi rapor ve ek raporlara göre sözleşmede kararlaştırılan 500.000,00 TL’lik cezai şartın miktar olarak sözleşmenin düzenlendiği tarih nazara alındığında davalı şirketin ekonomik durumunu zor durumda bırakacağı kanaatine varılmıştır. Borçlar Kanunu 182/son maddesi ve Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarına göre; cezai şart miktarı değerlendirilirken tacirin toplam sermaye miktarı, ekonomik durumu, tarafların kusurları, alacaklının borcun ifası halinde elde edeceği menfaat ile borcun ifa edilmemesi sonucu oluşacak zararın nazara alınması gerekmekte olup; TTK 18/2. maddesi, davalı tarafın sözleşmenin feshindeki haklılık durumunu ispatlamayamamış olması nedenleriyle fahiş cezadan hakkaniyet indirimi yapılmasına karar verilerek, davanın kısmen kabulü ile 100.000,00 TL cezai şartın talep gibi dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay . HD 05/06/2013 Tarih … E, … K., Yargıtay . HD 05/02/2013 Tarih ve … E, … K, Yargıtay HGK 02/10/2002 tarih … -… E, … K. sayılı ilamları)
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
A-)MAHKEMEMİZİN İŞBU … ESAS SAYILI DOSYASI İLE İLGİLİ OLARAK;
1-ANA DAVANIN TBK 182/SON MADDESİ NAZARA ALINARAK KISMEN KABULÜ İLE; 100.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine.
3-Alınması gereken 6.831,00 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 8.538,75 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1.707,75 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
4-Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 35,90 TL başvuru harcı, 6.831,00 TL peşin karar ve ilam harcı ile 5,20 TL vekaletnâme suret harcı olmak üzere toplam 6.872,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
5-Davacının yaptığı 336,10 TL taraf davetiye gideri,
6.800,00 TL talimat ve mahkememizce temin edilen bilirkişi ücretleri gideri, 197,90 TL yazı posta gideri ve 10,10 TL vekaletname pulu gideri olmak üzere toplam 7.344,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
6-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 13.450,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
8-Takdiri indirim nedeniyle red edilen kısım yönünden davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
B-)MAHKEMEMİZ İŞBU DOSYASI İLE BİRLEŞEN YİNE MAHKEMEMİZİN … ESAS SAYILI DOSYASI İLE AÇILAN DAVANIN REDDİNE.
1-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 450,91 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 370,21 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
2-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti ile tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
3-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 6.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
5-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL DAVACIDAN alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
C-İşbu hükümden sonra gerekli olan 13,00 TL karar tebliğ giderinin kök davamızın davacısı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davalı … Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine.
D-HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara davacıya iadesine.
E-Karar kesinleştiğinde dosyamız arasındaki icra dosyasının İADESİNE.
F-İşbu gerekçeli kararın 01/07/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı ana dava yönünden mahkememiz üye hakimi …’ın (… ) miktar yönünden muhalefeti ile oy oy çokluğu ile birleşen dosya yönünden oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2022

Başkan Üye Üye Muhalif Katip

MUHALEFET GEREKÇESİ: Sayın çoğunluk yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulü yönünde oy kullanmışlarsa da bu görüşe katılamıyorum. Şöyle ki;
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenip, irdelenmesine ilişkin düzenlenen 08/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ve eki mahiyetindeki 17/09/2021 tarihli bilirkişi raporlarında neticeten davalı tarafından davacı adına düzenlenen tüm cari kayıtlardaki toplam fatura bedelinin 148.426,59 TL olduğu, taraflar arasındaki ticaretin tespit edilen bu meblağ kapsamında sonra erdiği, davalının, cezai şart talebine sebep teşkil eden dava dışı … (… Veterinerlik Kliniği)’ a yapmış olduğu satış işlemine dair 29/10/2018 tarihli fatura bedelinin 774,08 TL olarak tespit edildiği, bu işlem haricinde sözleşme kurallarını ihlal edecek herhangi bir eyleminin bulunmadığı, davalı şirket öz kaynak tutarının toplam 147.359,43 TL olduğunun tespit edilmesi karşısında her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede 500.000,00 TL cezai şart kararlaştırılmış ise de; sözleşme süresi, davalının toplam sermaye değeri, taraflar arasındaki tespit edilen ticaret işlem hacmi, sözleşme ihlaline sebep teşkil eden satış işleminin toplam bedeli ve bu bedelin davacının ticaretine muhtemel etkisi nazara alınarak hak nesafet kuralları gereği toplam kararlaştırılan cezai şart bedelinin 19/20 oranında tenzilat yapılarak 25.000,00 TL cezai şart ödenmesine, karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.30/06/2022

Üye Hakim-
e-imzalıdır