Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/323 E. 2023/57 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; müvekkilinin … Bölgesinde faaliyet gösteren makine üretim ve pazarlama şirketi olduğunu, müvekkili şirkete Konya . Sulh Ceza Mahkemesinin … D.İş sayılı kararı ile TMSF’nin kayyum olarak atandığını, Resmi Gazete’nin 01.09.2016 tarihli ve 29818 sayılı 2. mükerrer nüshasında yayımlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 19 uncu maddesinde kayyımlık yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devri düzenlendiğini, Kanun Hükmünde Kararname’nin 19 uncu maddesinin birinci fıkrasında; “maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK madde 133 uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna, ikinci fıkrasında ise; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK madde 133 uyarınca şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararname’nin 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun atanacağı ” ifade edildiğini, yine aynı Kararname’nin 20 uncu maddesi de; “(1)19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkiler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde Fon haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır. Bu madde kapsamında Fon tarafından atanan veya görevlendirilenler, 5411 sayılı Kanunun 127 nci maddesi hükümlerinden yararlanır. Şirketlerin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere Fon Kurulu tarafından görevlendirilen tasfiye komisyonu, adli işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahiptir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da bunların varlıklarının bu madde kapsamında satışından elde edilecek tutarlar yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir hesapta nemalandırılır.” hükmünü amir bulunduğunu, Davacı … A.Ş.’ye TMSF’ nun kayyım olarak atandığını, bu kayyımluğun 26.09.2016 tarihinde Ticaret Sicil’e tescil edilmiş ve 06.10.2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan olunduğunu, ilgili şirketin tüm dava ve icra işlerini takip etmek üzere, kayyım olarak atanan TMSF’nin görevlendirdiğini yeni yönetim kurulu tarafından verilmiş vekâletnameyi dava dilekçesi ekinde ibraz ettiğini, taraflar arasında ticari satımdan kaynaklanan alacak/borç ilişkisi olduğunu, müvekkilince davaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini, davalı yanın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, şuan müvekkili şirketin yönetiminin kayyımlar tarafından sağlandığını, müvekkili şirketin yaşanmış olan yönetim değişikliği nedeniyle alacaklarını tahsil edemediğini, bu nedenlerle müvekkili şirketçe tahsil edilememiş ve dava sonucu tespit edilecek olan yabancı para alacağının fiili ödeme günüdeki kur üzerinden hesaplanarak dava konusu 50.891,00 USD alacağının fatura tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dava tarihi itibariyle işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya tercüme edilmiş dava dilekçesi ve eklerinin Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü kanalı ile gönderildiği, ancak Bükreş Büyükelçiliğinin 29/12/2021 tarih ve … sayılı cevabi yazısında belirtildiği üzere adres yetersizliği nedeniyle davetiyenin tebliğ edilemediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Adalet Bakanlığı Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü kanalı ile yapılan yazışma neticesinde davalı şirketin 04/12/2013 tarihinde Bükreş 3. Bölge Mahkemesince iflas takibinin kapatılması ve borçlunun tasfiyesine karar verildiği anlaşıldığından davacı şirket vekiline TTK 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen davalı şirketin ihyası için yurt dışında dava açmak ve dava açıldığına dair resmi belgeleri dosyamıza ibraz etmek üzere 3 aylık kesin süre verilerek aksi halde davanın HMK 114/d. Maddesi gereğince husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verileceği ihtarını taşır davetiyenin tebliğ edildiği, davacı vekilinin talebi üzerine mahkememizce verilen süreye ek 6 aylık kesin süre daha verildiği, davacı vekiline ilk ihtaratlı tebligatın 30/04/2022 tarihinde yapıldığı, tebligat tarihinden itibaren ek süre ile birlikte 9 aylık sürenin son tarihinin 30/01/2023 olup verilen süre içerisinde yurt dışında davalı şirketin ihyasına ilişkin her hangi bir dava açıldığına ilişkin davacı vekilince mahkememize her hangi bir belge sunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK nun dava şartları başlıklı 114. Maddesi; “(1) Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması.c)Mahkemenin görevli olması.ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.e)Dava takip yetkisine sahip olunması.f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davalı şirket hakkında 04/12/2013 tarihinde Bükreş 3. Bölge Mahkemesince iflas takibinin kapatılması ve borçlunun tasfiyesine karar verildiğinden; davacı şirket vekiline TTK 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen davalı şirketin ihyası için yurt dışında dava açmak ve dava açıldığına dair resmi belgeleri dosyamıza ibraz etmek üzere toplam 9 aylık kesin süre verilmesine rağmen kesin süre içeresinde yurt dışında davalı şirketin ihyasına ilişkin her hangi bir dava açıldığına ilişkin davacı vekilince mahkememize her hangi bir belge sunulmadığı anlaşıldığından işbu davanın HMK 114/d. maddesi gereğince husumet yokluğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının HMK’nun 114/d maddesi gereğince HUMUSET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE.
Alacaklı kanunen harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa davacının yatırdığı avanstan artanının talep halinde davacıya iadesine.
İşbu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından varsa gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılabileceği hususlarının DAVACI VEKİLİNE tebliğine.
İşbu gerekçeli kararın 08/02/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 06/02/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …