Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/311 E. 2022/90 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … torunu olan ve aynı adı taşıyan … T.C. Kimlik Numaralı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç, 05.09.2017 tarihinde karışmış olduğu trafik kazasında … plaka sayılı araca arkadan çarptığını ve araç içerisinde bulunan …’nın yaralanmasına neden olduğunu, kazanın oluşumunda sürücü …’ ün kusurlu ve ehliyetsiz olduğunu, kaza neticesinde yaralanan ve sakat kalan …’ ya müvekkili şirket tarafından 26.000,00 TL ödeme yapıldığını, araç sahibi olan davalı …, yaralanan şahsa ödenen tazminatlardan, araç sürücüsü olan torunu …’ün ehliyetsiz olması sebebi ile sorumlu olduğunu, sigorta hukuku kapsamında ehliyetsiz araç kullanmak çok açık ve net bir rücu sebebi olduğunu beyanla; esasa ilişkin itirazların iptali ve davalı borçlu adına takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte hükmedilmesine, davalı adına kayıtlı olan … plaka sayılı aracın üzerine tedbir konulmasına yada alacak miktarı kadar ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER
Hasar ve Kusur Bilirkişisi …’nun mahkememize sunduğu 25/09/2019 tarihli raporunda özetle; bu kazanın oluşumunda, … Plakalı traktör sürücüsü …’ ün asli kusurlu olduğunu, %65 (Yüzde Altmış Beş) oranında kusurlu olduğunu, … plakalı otomobil sürücüsü …’nın tali kusurlu olup, %35 (yüzde otuz beş) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 27/02/2020 tarihli raporunda; Otomobil sürücüsü …’nın % 75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, traktör sürücüsü …’ün % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 01/12/2020 tarihli raporunda; Sürücü …’nın % 75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ün % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu, olduğu kanaati bildirilmiştir.
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından alınan 14/08/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu özetle; … plakalı traktör sürücüsü … 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 36.ve 63. maddelerini ihlal ettiğinden %65 (yüzde altmış beş ) oranında ASLİ KUSURLU olduğunu, … plakalı otomobil sürücüsü … 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/b maddesini ihlal ettiğinden % 35 (yüzde otuz beş ) oranında TALİ KUSURLU olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Selçuk Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Anabilim Dalı Başkanlığının 16/04/2021 tarihli raporunda; Dava dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve tetkiklerden; mağdur davacı …’nın 05/09/2017 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, kaza neticesinde sol el 5. parmak metakarpal kemikte kırık meydana geldiğini, opere edildiğini, operasyonda kırığın plak ve vida ile redükte edildiğini, sol el 5. Parmağın normale göre yaklaşık %5 kısıtlı ve ağrılı olduğu anlaşılan şahsın arızasının kalıcı sakatlık niteliğinde olduğunu, mevcut arızanın “Küçük parmak sertlikleri, ankilozları-Metakarpo-falangeal eklemden-Tek taraflı” (takdiren 4/5 oranında azaltılarak) olarak değerlendirildiği, şahsın 1966 doğumlu olup, olay tarihinde 51 yaşını tamamlamış olduğu anlaşılmakla ve meslek 9rUP numarası 1 (düz işçi) olarak kabul edilmekle; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre (Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile ilgili aşağıda yer alan bilgi notuna bakınız);A cetveli = Arıza listesi: IX, Arıza sıra no: 5Bba, Arıza ağırlık ölçüsü: 1, B cetveli = Meslek grup numarası: 1 (düz işçi), C cetveli =Sürekli iş göremezlik simgesi: A, D cetveli = 38-39 yaşlarındaki sigortalının meslekte kazanma gücü azalma oranı: 5×1/5=1, E cetveli = 50-51 yaşlarındaki kişinin meslekte kazanma gücü azalma oranı: 1.1 tespit edilmiş olmakla; Kişide meydana gelen arızanın %1.1 (YÜZDEBİRNOKTABİR) oranında KALICI SAKATLIK (SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK) niteliğinde olduğunu, Metakarp kırığı arızasının emsallerine göre iyileşme süresinin 3 (ÜÇ) AYA, KADAR UZAYABİLECEĞİNİ, kişinin bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceğini, bu sürenin GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK SÜRESİ olarak değerlendirilebileceğini, dosya kapsamında tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir fatura, fiş ya da makbuza rastlanılmadığını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanmış olduğunu, ancak bu nitelikteki bir yaralanmada yukarıda “III-Tedavi ve İyileşme Giderleri Kavramları ile İlgili Değerlendirme” başlığı altında belirtildiği şekilde tedavi sırasında yapılan zorunlu harcamaların olacağını (Refakatçi, özel bakıcı ve özel be&i&nme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanetere, sağlık kurumlarına, doktor Muayenehanelerine, fizik tedavi merkezlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren, uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri vs), bu tür kaçınılmaz ve zorunlu giderlerin niteliği, tarihleri ve yerleri tam olarak bilinemeyeceğinden, yaralanmanın ağırlığı, uygulanan tedavi ve ameliyatlar, refakatçi ihtiyacı olup olmadığı, hastanede yatış süresi, kontrol muayeneleri, kişinin yerleşim yerinin sağlık kuruluşlarına uzaklığı, yerleşim yeri ile sağlık kuruluşları arasında kullanılan ulaşım aracı vs gibi durumlar dikkate alındığında, söz konusu giderlerin tek tek belirlenmesinin mümkün olmadığını, takribi olarak belirlenmesinin uygun olduğununu, şahsın geçirdiği kazanın yeri, ikametgahı, tedavi gördüğü sağlık kuruluşu, yaralanmasının ağırlığı ve tedavi süreci dikkate alındığında, SGK kapsamı dışında kalan kaçınılmaz giderlerin olay tarihi itibarıyla 1.000,00 TL olarak değerlendirildiği (500,00 TL ulaşım, 500,00 TL diğer giderler), …’nın yaralanan vücut bölgesi ve yaralanma ağırlığı dikkate alındığında; 1 (BİR) AY BOYUNCA BAKICIYA İHTİYAÇ DUYACAĞINI ve dosya kapsamında bakıcı tutulduğuna İlişkin bir belgeye rastlanılmadığı ve bakım işinin aile bireyleri tarafından yapılmış olabileceği, bu nedenle bakıcı gideri hesaplanırken ASGARİ NET ÜCRET üzerinden hesaplama yapılmasının uygun olacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Aktüerya Hesaplama Bilirkişi … ‘in mahkememize sunduğu 15/11/2021 tarihli raporunda özetle; PMF 1931 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplama; 05.07.2017 – 05.10.2017 Geçici İş Göremezlik Dönem Hesabı 953,06 TL, 05.07.2017- 05.08.2017 Geçici İş Göremezlik Dönemi Bakıcı Gideri Hesabı 444,38 TL, 08.10.2017- 31.12.2018 Bilinen İşlemiş Dönem Hesabı 57,55 TL, 01.01.2019- 30.08.2038 Bilinmeyen İşleyecek Dönem Hesabı 956,05 TL, Tedavi Gideri Hesabı 250,00 TL, Toplamı 2.661,04 TL olduğunu, TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplama; 05.07.2017 – 05.08.2017 Geçici İşgöremezlik Dönemi Bakıcı Gideri Hesabı 444,38 TL, 05.07.2017 – 05.08.2017 Geçici İşgöremezlik Dönemi Bakıcı Gideri Hesabı 444,38 TL, 08.10.2017 – 31.12.2018 Bilinen İşlemiş Dönem Hesabı 57,55 TL, 01.01.2019 – 30.08.2038 Bilinmeyen İşleyecek Dönem Hesabı 1.308,21 TL, Tedavi Gideri Hesabı 250,00 TL, toplamı 3.013,20 TL olduğunu, Davacı … Sigorta A.Ş. tarafından 19.06.2018 tarihinde …’Ya 26.000,00 TL ödeme yapıldığını, PMF 1931 yaşam tablosuna ve ödeme tarihindeki verilere istinaden yapılan hesaplamaya göre 2.661,04 TL tutarında ödeme yapılması gerektiği ve bu haliyle icra takibine 2.661,04 TL’nin konu edilebileceğini, Yine TRH 2010 yaşam tablosuna ve ödeme tarihindeki verilere istinaden yapılan hesaplamaya göre ise 3.013,20 TL tutarında ödeme yapılması gerektiği ve bu haliyle de icra takibine 3.013,20 TL’nin konu edilebileceğini görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın, ehliyetsiz araç kullanma nedeniyle rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu ” davalı …’e ait … plakalı aracın davacı … Sigorta tarafından … poliçe nolu ZMSS ile sigortalanması neticesinde aracın karıştığı trafik kazasında dava dışı …’ya davacı şirketçe ödenen tazminatın Konya . İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyası ile rücuen tazminin istenip istenemeyeceği, icra dosyasında davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazında haklı olup olmadığı ” şeklinde belirlenmiştir.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Mahkememizce yapılan incelemede; yukarıda belirtilen Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş b bendindeki “aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,” şartın gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Ancak yukarıda özetlenen ve mahkememizce alınan kusur raporlarında davalının torunu olan araç sürücüsünün kusurunun %65 oranında olduğu ve yine alınan maluliyet raporuna göre de dava dışı zarar görende oluşan maluliyetin davacı sigorta tarafından belirlenenden düşük olduğu tespit edildiğinden yapılan ödemeden gerçek zararın ne kadar olacağı ve davacının ne miktar için sigortalısına rücu edebileceği alınan aktüer raporla tespit edilmiş, ödeme tarihinde geçerli olan yasal hükümlere göre ise PMF 1931 yaşam tablosuna ve ödeme tarihindeki verilere istinaden yapılan hesaplama esas alınarak 2.661,04 TL yönünden takibin devamına yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulması kanaatine varılmıştır.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükmedilen asıl alacak miktarı kusur ve yargılama ile belli olduğundan icra inkar koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebi uygun görülmemiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin davalı … aleyhine açtığı itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-Dosyaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın KISMEN İPTALİ ile takibin, 2.661,04 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 ve değişen oranlarda işleyecek yasal faiz (Adi Kanuni Faiz) ÜZERİNDEN DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2- Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin Reddine,
3-Alınması gereken 181,78 TL karar harcından peşin olarak alınan 314,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 132,24‬ TL karar ve ilam harcının Harçlar Kanunun 31. Maddesi gereğince davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 vekalet harcı, 59,10 Tedbir talebi harcı, 314,02 TL peşin harç, toplamı 414,22 TL’den kabul/red edilen miktara göre hesaplanan 42.39 TL harcın (2.661,04/26.000,00 oranından) davalı sorumlu olması kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesi 13/1 maddesi gereğince kabul edilen miktar nedeniyle hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.661,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 323,00 Ankara Adli Tıp ücreti, 1.608,05 TL Selçuk Üniversitesi Adli Tıp ücreti, 723,00 TL Ali Tıp Ücreti 437,05 posta tebligat gideri toplamı olan 5.491,1‬‬0 TL kabul/red edilen miktara göre hesaplanan 562,00 TL yargılama giderinden (2.661,04/26.000,00 oranından) davalı sorumlu olması kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (kabul/talep oranına göre) 135,09 TL’sinin davalıdan, (red/talep oranına göre hesaplanan) 1.184,91 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
8-Davacı tarafça yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333 m gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip Hakim