Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/345 E. 2023/607 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … Esas-Karar No: …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VASİSİ :
DAVALI :
DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı tarafça açılan “Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)” dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapıldı. Ön incelemenin duruşmasız olarak evrak üzerinden yapılmasına karar verilmekle dosya incelendi.
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 08.06.2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … , … A.Ş.’deki hisselerini devretmek üzere dava dışı … ile Konya . Noterliği 10.05.2023 tarih ve … yevmiye numaralı Senede Bağlanmamış Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesini akdettiğini, bu sözleşmeyle müvekkiline ait 4.482.432 adet sermaye payının 4.482.432,00 TL bedelle devri konusunda anlaştıklarını, ancak 25.10.2019 tarihli 9938 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 840. Sayfasında yayımlanan ilana göre şirketin yönetim kurulu başkanı … bu görevinin sona erdiğini, şirket yönetim kurulunda kimsenin bulunmadığını, halihazırda şirketin yönetim kurul ve imza yetkilisi bulunmadığı için pay devrinin onaylanamadığını ve şirket defterlerine işlenemediğini, pay devrinin şirket defterlerine işlenebilmesi için müvekkiline davalı şirketin genel kurulunu toplantıya çağırmak üzere yetki verilmesinin gerektiğinden bahisle; Davalı şirketin genel kurulunu toplantıya çağırmak üzere TTK 410/2 maddesi uyarınca müvekkiline yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesinin ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak davalı tarafın süresi içerisinde davaya karşı herhangi bir cevap vermediği gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmediği anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davacı tarafın bildirdiği delilleri, davalı şirketin ticari kayıtları ve Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Kararı UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına celbedilmiştir.
Dava, Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı Yapılması istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, … A.Ş.’deki hisselerini devretmek üzere dava dışı … ile Konya . Noterliği 10.05.2023 tarih ve … yevmiye numaralı Senede Bağlanmamış Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesini akdettiğini, bu sözleşmeyle kendisine ait 4.482.432 adet sermaye payının 4.482.432,00 TL bedelle devri konusunda anlaştıklarını, ancak 25.10.2019 tarihli 9938 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 840. Sayfasında yayımlanan ilana göre şirketin yönetim kurulu başkanı … bu görevinin sona erdiğini, şirket yönetim kurulunda kimsenin bulunmadığını, halihazırda şirketin yönetim kurul ve imza yetkilisi bulunmadığı için pay devrinin onaylanamadığını ve şirket defterlerine işlenemediğini, pay devrinin şirket defterlerine işlenebilmesi için davalı şirketin genel kurulunu toplantıya çağırmak üzere yetki verilmesinin gerektiğinden bahisle; Davalı şirketin genel kurulunu toplantıya çağırmak üzere TTK 410/2 maddesi uyarınca tarafına yetki verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafa dava dilekçesinin ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak davalı tarafın süresi içerisinde davaya karşı herhangi bir cevap vermediği gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmediği görülmüştür.
Anonim Şirketlerde genel kurul toplantılarının yapılmasına dair 6102 sayılı TTK’nun 409. Maddesinde;” (1) Genel kurullar olağan ve olağanüstü toplanır. Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. Bu toplantılarda, organların seçimine, finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, kârın kullanım şekline, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenmesine, yönetim kurulu üyelerinin ibraları ile faaliyet dönemini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin müzakere yapılır, karar alınır. (2) Gerektiği takdirde genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır.(3) Aksine esas sözleşmede hüküm bulunmadığı takdirde genel kurul, şirket merkezinin bulunduğu yerde toplanır.” şeklinde, TTK’nun 410.maddesinde;”(1) Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilirler. (2) Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir.” şeklinde, TTK.411.maddesinde;” (1) Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir. (2) Gündeme madde konulması istemi, çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşmış olmalıdır. (3) Çağrı ve gündeme madde konulması istemi noter aracılığıyla yapılır. (4) Yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi hâlde çağrı istem sahiplerince yapılır.” şeklinde, TTK.’nun 412.maddesinde;” (1) Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmüştür.
Mahkememiz UYAP sistemi üzerinde yapılan sorgulamada; Dava açıldıktan sonra mahkememiz dosyası davacısı … T.C.kimlik numaralı … Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden … vasi olarak atandığı uyarısı verdiğinden; Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 05.07.2023 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına celbedilmiş, davacı vekiline muhtıra düzenlenerek; TMK’nun 462/8. Maddesi uyarınca mahkememizde görülmekte olan davaya ilişkin olarak vesayet makamından izin alınıp, vesayet makamından alınmış olan husumete izin verilmesine ilişkin ilamı Mahkememize sunmanız için 2 haftalık kesin süre verildiği, vesayet makamından izin alınmamış ise vesayet makamından husumete izin verilmesi yönünde dava açıp, Mahkeme ismi ve dosya numarasını işbu muhtıranın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize bildirmesi, verilen kesin süre içerisinde vesayet makamından husumete izin verilmesi yönünde dava açtığını bildirmesi halinde davanın mahkememizce dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği hususunun, yine dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanuni temsil 6100 sayılı H.M.K.’nun 114. Maddesi gereğince dava şartı olup, aynı kanunun 114/2 maddesi gereğince de dava şartı eksikliğinin giderilmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından; Davacı kısıtlı … tarafından açılan işbu davaya vasisi …’ın muvafakatı olup olmadığı konusunda muhtıranın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde Mahkememiz dosyasına muvafakatı olduğuna veya olmadığına dair yazılı beyanda bulunması için muhtıranın tebliğinden itibaren verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde muvafakat verilmediği yada davaya muvafakatı olduğuna ilişkin yazılı beyanda bulunmadığı takdirde davacı … tarafından açılan davaya muvafakatınin olmadığının Mahkememizce kabul edileceği ve 6100 sayılı H.M.K.’nun 114 ve 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği hususunun, 6100 sayılı HMK’nun 114/f. maddesine göre vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamesinin bulunması dava şartlarından sayıldığı, 6100 sayılı HMK’nun 115. Maddesi gereğince usulüne uygun düzenlenmiş davacı … vasisi …’ın vekaletnamesinin(vekaletname harcı ve vekaletname pulu ile birlikte) işbu muhtıranın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize ibraz etmesi, verilen kesin süre içerisinde davacı … vasisi …’ın vekaletnamesinin mahkememize ibraz edilmemesi halinde davacı … yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği hususlarında muhtıra yolu ile ihtar edildiği, davacı vekili Av…. tarafından mahkememiz dosyasına sunulan 25.10.2023 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davanın açıldığı tarihin 08.06.2023 olduğunu, vesayet altına alınma tarihinden önce olduğunu, davanın açıldığı anda vekaletnamenin geçerli olup davanın açılmasında herhangi bir usule aykırılığın söz konusu olmadığını, ancak 05.07.2023 tarihinde vesayet kararı verilmesi ile birlikte davacının fiil ehliyetinin kısıtlandığını, Türk Borçlar Kanunu 513.maddesi gereği (vekalet verenin ehliyetini kaybetmesi) vekalet ilişkisinin kendiliğinden sona erdiğini, dava açılmadan önce vesayet kararı verilmiş olmadığı için, o an için mevcut olmayan vesayet makamından husumet izni alınmasının da mümkün olmadığını, vekaleti sona erdiği için şahsı tarafına husumet izni başvurusu yapılmasının mümkün olmadığını, muhtıranın kanuni temsilcisi konumunda bulunan davacı vasisine yönlendirilmek üzere mahkememize iade edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Yine mahkememizce davacı vasisi …’a muhtıra düzenlenerek; Davacı kısıtlı … tarafından açılan işbu davaya vasisi olarak muvafakatinin olup olmadığı konusunda muhtıranın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre verildiği, muhtıranın tebliğinden itibaren verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde muvafakat verilmediği yada davaya muvafakatinin olduğuna ilişkin yazılı beyanda bulunmadığı takdirde davacı … tarafından açılan davaya muvafakatinin olmadığının Mahkememizce kabul edileceğinin ve 6100 sayılı H.M.K.’nun 114 ve 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceğinin, yine TMK’nun 462/8. Maddesi uyarınca mahkememizde görülmekte olan davaya ilişkin olarak vesayet makamından izin alınıp, vesayet makamından alınmış olan husumete izin verilmesine ilişkin ilamı Mahkememize sunması için tarafına 2 haftalık kesin süre verildiği, mahkememizde görülmekte olan davanın görülebilmesi için vesayet makamından izin alınmamış ise vesayet makamından husumete izin verilmesi yönünde dava açıp, mahkeme ismi ve dosya numarasını muhtıranın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde mahkememize bildirmesi, verilen kesin süre içerisinde vesayet makamından husumete izin verilmesi yönünde dava açtığını bildirmemesi davanın mahkememizce dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği hususuna ilişkin muhtıranın, dava dilekçesi de eklenerek e-tebliğ yolu ile davacı … vasisi …’a tebliğ edildiği, süresi içerisinde vasinin muhtıraya karşı herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır.
4721 sayılı T.M.K.’nun 448.maddesinde; “Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil eder.” şeklinde, 462. maddesinde; “1. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması, 2. Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi, 3. Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri, 4. Ödünç verme ve alma, 5. Kambiyo taahhüdü altına girme, 6. Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması, 7. Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması, 8. Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması, 9. Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması, 10. Borç ödemeden aciz beyanı, 11. Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması, 12. Çıraklık sözleşmesi yapılması,13. Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi, 14. Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanuni temsil 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115/2. maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür.
Dava şartlarına ilişkin düzenlemenin ise 6100 sayılı HMK’nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, 114.maddesinin; (1) Dava şartları şunlardır:a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlendiği, dava şartlarının incelenmesinde 115.maddesinin; (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde, HMK’nun 320.maddesinde; “Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.
Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere davacının dava açıldıktan sonra kısıtlanması ile davacı ile vekili arasındaki vekalet ilişkisinin sona erdiği (Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 01/11/2022 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamı), dava ehliyeti dava şartının yerine getirilmesi bakımından mahkememizce düzenlenen muhtıraların davacı vasisine ve davacı vekiline e-tebliğ yolu ile tebliğ edildiği, muhtıralarda verilen süreler içerisinde eksikliğin yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
5-Karar kesin olduğundan kullanılmayan gider avansının bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda 6102 sayılı TTK’nın 410. maddesi gereğince kesin olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.16.11.2023

Başkan Üye Üye Katip