Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/319 E. 2023/370 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … Kurumu A.Ş.ye belli bir miktar para yatırıldığını, … Kurumu A.Ş.nin tasfiyeye girmesi sonucunda da Müvekkilinin ilgili finans kurumunda mevcut alacağının bakiye kısmının hesabı çıkartılarak Davalı Şirket tarafından … Kurumu A.Ş. nin müvekkiline olan 67.014,00 USD’nin temliki ve ödenmesi konusunda, Müvekkil Davacı ve Borçlu davalı arasında 03/08/2009 tarihli … protokol nolu “Alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi” başlıklı protokol imzalandığını, taraflar arasında imzalanan protokol gereğince, Davalı tarafından sözleşmenin 4.5. maddesinde belirtilen …’in hesabına dava dilekçemizin ekinde sunulan evraktaki belirtilen tarihlerde toplamda 38.586,00 USD ödeme yapıldığını, Müvekkilinin hesabına yatırılan ödemelerin TL olarak yatırıldığını, bu tarihten sonrâ yapılan şifahi görüşmeler ile ödemelerin yapılmaması sonucunda müvekkili tarafından Davalı Tarafa Konya Noterliğinin 11/10/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile protokol içeriğine göre, bakiye kalan 28.428,00.USD alacağının ödenmesi ihbaren ihtar edildiğini, davalı Şirket tarafından ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili için Davalı Şirket aleyhine Konya .lcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlunun dosya borcuna ve yetkiye itirazı sonucu, tarafımızca Konya .İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasi ile açılan yetki itirazının kaldırılması ile davasının kabulüne karar verildiğini, kararın 31/07/2019 tarihinde kesinleştiğini, yapılan icra takibinde alacağın sebebi olarak taraflar arasındaki 03/08/2009 tarihli sözleşme belirtildiğini ve sözleşmenin bir örneğinin de ödeme emri ekinde gönderildiğini, davalı şirketin icra takip dosyasına yaptığı itirazında; “Takip Alacaklısına muaccel hiçbir borcumuz bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğunu, davalının yaptığı itirazın hukuktan yoksun olduğunu ve iptalinin gerektiğini, bu nedenle davalı şirketin yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamı için işbu davayı açtıkları, davanın kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisizlik nedeniyle reddini talep ettikleri, davanın İstanbul Mahkemelerinde açılması gerektiğini, dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir nitelikte olmadığını, borcu nakleden … A.Ş’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, takip dayanağı sözleşme niteliğinin borcu devralan müvekkili şirketin eski borcunun alacaklıya karşı haiz olduğu itiraz ve defilerinin davacı tarafa karşı ileri sürebileceğini, aynı zamanda talep edilen faiz oranının yasal dayanağının olmadığını, işlemsiz faiz talebinin yasal dayanağının olmadığını, davanın öncelikle yetki yönünden reddine, daha sonra ise esastan reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; “Taraflar arasında akdedilen; 03.08.2009 tarihli, … protokol numaralı ve tanzim yeri İstanbul olan; “ Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin bir Alacağın Temliki Sözleşmesi Olduğu, Davalı şirket vekilinin; işbu sözleşmenin borcun nakli sözleşmesi olduğu, alacağın muaccel olmadığı ve eldeki işbu davanın zamansız açılan bir dava olduğu iddialarının yerinde olmadığı, Davalı şirketin, işbu sözleşme gereği bir kısım edimlerini yerine getirdiği ve bakiye edimlerini de yerine getirmesi gerektiği, Davalı şirketin, davacı tarafa ne kadar ödeme yaptığının dosya kapsamına göre belirlenemediği, işbu tespitin yapılabilmesi için; … Bankası … Şubesindeki davacıya ait banka hesabının 15.05.2010 ila 15.08.2016 tarihleri arası hesap hareketlerinin istenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. ” şeklinde rapor tanzim ettiği görülmüştür.
Aynı bilirkişi ek raporunda özetle; ” – Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre; davalı şirketin ödemesi gereken miktar 67.014,00 $ (Amerikan Doları) dır. Takip tarihine kadar ödene miktar ise 38.586,27 $ dır. Buna göre davalı şirketin bakiye borcu 28.428,00 $ dır. Davacı tarafından Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında asıl alacak olarak istenen miktar ise 28.428,00 $ dır. Bu nedenle takipte istenen asıl alacak miktarı yerindedir. Davalı şirket tarafından, davacı tarafa 27.07.2016 tarihine kadar yapılan 38.586,27 $ lık ödeme; 30.11.2013 tarihindeki taksitlerin toplamına (14 $ eksik olarak) karşılık gelmektedir. Davalı şirket 30.11.2013 tarihinden itibaren olan taksitleri ödememiştir ” dediği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce verilen 10/11/2021 tarih ve … Esas … sayılı kararı . Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 18/05/2023 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla kaldırılarak dosya mahkememize iade edilmekle, dava mahkememizin … esas sırasına kaydı yapıldığı anlaşıldı.
Dava; “İtirazın İptali” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin davalı aleyhine İtirazın İptali davası açtığı görülmüştür.
6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır. 2. Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler.” 5. Maddesi gereğince; “(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. (2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. (4) (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.”
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114. ve 115. maddelerinde düzenlendiği,
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Eldeki dava ile ilgili olarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK’nın 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır hükümleri bulunmaktadır.
HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK’nın 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 18/05/2023 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “Somut olayımızda; davacılar tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle alacak isteminde bulunulmuş olup, temlik sözleşmesine konu alacağın borçlusu durumundaki tasfiye halindeki … Kurumu A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 818 sayılı BK’nın 162 vd. maddeler (6098 sayılı TBK’nın 183 vd.) uygulanacağından yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca ve Yargıtay HD’nin … E. … K., … E. … K., … E. … K., … E. … K., … E. … K., sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı anlaşıldığından mahkemece görevsizlik kararı ile dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenlerle HMK 353/1.a.3 maddesi gereğince davacının istinaf talebinin kabulü ile re’sen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde verilen karar ilamı da dikkate alındığında,
Tüm dosya kapsamı ve kanunun yukarıdaki maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin GÖREVLİ olduğuna,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kanun yoluna başvuru halinde bu başvurunun reddi halinde red kararının veya görevli yargı yerinin belirlenmesi halinde bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurması halinde dava dosyasının Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, bu süre içerisinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
5-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2023

Katip … Hakim …