Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/268 E. 2023/248 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA :Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu davanın Konya . Tüketici Mahkemesi’nin … sırasına kaydının yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda Konya . Tüketici Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiği, tevzi sonucu dosyanın Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydının yapıldığı, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13/09/2022 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile görevli mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair görevsizlik kararı verilerek yargı yerinin belirlenmesi için Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesine gönderildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 18/04/2023 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile yargı yerinin belirlenmesi koşulları oluşmadığından dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği, geri çevrilen dosya mahkememize tevzi olmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 30/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi … davalı bankanın … Şubesinden (… müşteri numarası) ile 02.03.2020 tarihinde kredi kullanmıştır, akabinde murisin ölümü üzerine ilgili bankaca hayat sigortası yapılmadığı gerekçesi ile müvekkilterimden muris … kullandığı kredinin ödenmesi istenmiş hayat sigortası yapılmadığı belirtilmiştir, olayın paniği ile müvekkillerimce kredinin ilk taksidi olanı 98.750.00 banka baskısı ile ödenmek zorunda kalmıştır ancak müvekkillerce yapılan araştırma da bankanın kredinin ödeme müddeti içerisinde kredi sözleşmesi ve sigorta taahhütnamesi ile yetkilendirildiği halde davalının sorumluluğunu yerine getirmeyerek hayat sigortası yaptırmadığını, bu nedenle ölüm sonrası bankaya ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, davalı banka tarafından, sözleşme tarihi ve takip eden yıllarda,kredi borçlusu adına hayat sigortası yerine eğitim sigortası yaptırılıp sigorta primlerinin de tahsil edildiğini, bu şekilde mağduriyetlerine neden olunduğunu, davalı banka basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü ve mevzuat hükümleri doğrultusunda bu hususta tüketiciyi bilgilendirmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin ve taahhütnamenin sigortaya ilişkin açıklanan hükümleri, sigorta yaptırılmak istenmese dahi bankanın re’sen sigorta işlemlerini yapıp masraflarını da herhangi bir ihtara gerek olmaksızın kredi kullananın hesaplarından çekme yetkisi vermekle, bankanın yetkisi kadar sorumluluğunu da arttırdığını, mümkünse teminatsız, olmadığı takdirde uygun bir teminat karşılığı ihtiyatı tedbir kararı verilmesini ve müvekkillerinin murislerinden kalan bakiye kredi borcu olan 98.500,00 TL borçlu olmadıklarının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 26/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacılar murisinin tüketici olmadığı tacir olduğunu, muris … davaya konu 02.03.2020 tarihli kredi sözleşmesinin genel kredi sözleşmesi olduğu, davacılar da varis olup bu davada tüketici sıfatına haiz olmadığı, anılan nedenlerle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların, iddialarının dayanağı olarak, dava dilekçesi ekinde ibraz ettiği hayat sigortası (çocuğumun geleceği eğitim sigortası) poliçesi yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, müvekkili banka’nın kredi kullanan müşterilerine hayat sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığını, hayat sigortası yaptırılmasının yasal bir zorunluluk olmadığından müşteriye hayat sigortası yapılması hususunda müvekkili bankanın zorlama yetkisi olmadığını, kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amacın, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu, kadar belli bir prim borcu getirmekle birlikte, sigortalının da menfaatine olduğunu, davacılar murisinin kredi kullanımı tarihinden müvekkili bankanın daini murtehin olacağı bir hayat sigortası yapılması yönünde talebi bulunmadığından dolayı ticari kredisine ilişkin sigorta yapılmadan kredi kullandırım süreci ilerletildiğini, tüm bu nedenlerle vefat tarihinde yürürlükte olan bir poliçe olsun ya da olmasın kredi sözleşmesi kapsamında müşterinin kredi borcundan sorumlu olduğunu, ödenen bir tutar var ise de bunun iadesini, ödenmeyen borçlar yönünden de borçlu olmadığının tespitini talep edemeyeceğini, davacı … , muris … mirasçısı olmasının yanısıra, davaya konu kredi sözleşmesinin ve kredi borcunun müteselsil kefili olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
Dava menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davanın bankacılık işlemlerinden kaynaklanan dava olduğu, 30/11/2021 tarihli ve 31675 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Hakimler Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 25/11/2021 tarihli ve 1232 sayılı kararı ile “Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek; 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir. Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir. Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir. Bu itibarla; 1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç), 4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan, 5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan, 6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan 7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı, b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı, c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı, d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı, e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı, f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, (Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere; a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı, b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı, c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı, d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve 7 numaralı, e) Ankara’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8 numaralı, f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına) Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine,” şeklinde düzenlemesi ile birlikte değerlendirildiğinde, işbu davanın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından dosyanın Konya .Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Esas defterinin ilgili sütununun bu şekilde KAPATILMASINA,
3-Karardan bir örneğinin karar kartonuna TAKILMASINA,
4-Dosyanın Konya .Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
Dair, evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olarak karar verildi. 04/05/2023

Katip Hakim