Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/694 E. 2023/167 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLİ :
DAVALI : 4-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZIM TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Olay tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı okul servis minibüsü ile … caddesini takiben … ilkokulu istikametinden gelip … Sokak kavşağından yolun devamına seyir hızıyla geçiş yapıp aracının sağ yan kısmıyla geçiş istikametine göre sağından … sokağı takiben … caddesi istikametinden gelip, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı okul servis minibüsünün ön kısmıyla çarpıştığını, çarpışma sonrasında ise … plakalı araç sol yan ileriye doğru sürüklenip sol yan ve tavan kısmıyla yolun solundaki sokak aydınlatma direği ve … Sitesi duvarını kırıp durduğu, … plakalı minibüsün ise sağ yan ileriye doğru diğer aracı sürükleyip yolun sağında durduğu, yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkil …’ın okul servis aracında yolcu olarak bulunduğunu, dolayısıyla herhangi bir kusurunun olmadığını, kaza nedeniyle müvekkilin vücudunda kalıcı hasarlar meydana geldiğini, Kazadan kaynaklı acil serviste yumuşak doku bozukluğu tanımlandığını, İşbu sebeple ortopedi polikliniğine sevk edildiğini, Dava yoluna başvurulmadan önce 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesi kapsamında sigorta şirketine başvuru zorunluluğu kapsamında 09.08.2022 tarihi itibariyle kazaya karışan araçlar ile ilgili olarak sigorta şirketlerine başvuruda bulunulduğunu, Müvekkilin yolcu olması dolayısıyla kazaya karışan her iki tarafında sorumluluğu söz konusu olduğunu, Başvuru dilekçesinin 11.08.2022 tarihinde her iki sigorta şirketine de tebliğ olduğunu, ancak anlaşma sağlanamamış herhangi bir ödeme yapılmadığını, dava yoluna başvurulmadan önce TTK madde 5/A gereği dava şartı olan arabulucuk yoluna gidildiğini, ancak davalılar ile anlaşma sağlanamadığını, Müvekkilinin yaşının oldukça küçük olması da zorlu sürecin mağduriyetini arttırdığını, Çocuk olması dolayısıyla hareket etmek ve aktif olmak istemektedir ancak hayatı kısıtlandığı Müvekkilin tedavileri devam etmekte olup acil servis tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından farklı servislere yönlendirildiğini, vücudunda kalıcı maluliyet söz konusu olup, hayatının devamında meydana gelen kazanın etkileriyle yaşamak zorunda kaldığını, Müvekkilinin meydana gelen kazada okul servis aracında yolcu olarak bulunduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, Meydana gelen kazada her araç sürücüsünün de kusuru bulunmakla beraber müvekkilin her iki aracın sigorta şirketine başvuru hakkı bulunduğunu, Müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazasından kaynaklı vücudunda meydana gelen kalıcı hasarlardan dolayı oldukça zor günler geçirmektedir. İşbu durum müvekkili psikolojik anlamda yıprandığını, ayrıca müvekkilinin yaşının küçük olması sebebiyle kazadan fazlasıyla etkilendiğini, . Dolayısıyla müvekkilinin manevi anlamda yaşadığı zor durumun her ne kadar telafisi mümkün olmasa da tazmini gerektiğini, bu sebeple araç maliki olan … ve … LTD.ŞTİ müvekkilin kazadan kaynaklı manevi tazminatından sorumlu olduğunu, bu sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak suretiyle Müvekkil için için 500 TL maddi tazminatın gerçek tutarı belirli olduğunda artırılmak üzere (HMK 107 gereği) davalılar … Sigorta A.Ş. Ve … Tic. Ltd. Şti. Den müştereken ve müteselsilen trafik kazasının gerçekleşme tarihi olan 10.05.2022’den itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, Müvekkil için için 500 TL maddi tazminatın gerçek tutarı belirli olduğunda artırılmak üzere (HMK 107 gereği) davalı … Sigorta A.Ş. Ve … Den müştereken ve müteselsilen trafik kazasının gerçekleşme tarihi olan 10.05.2022’den itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, 20.000 TL manevi tazminatın trafik kazasının gerçekleşme tarihi olan 10.05.2022’den itibaren yasal faiziyle birlikte … den tahsiline, 30.000 TL manevi tazminatın trafik kazasının gerçekleşme tarihi olan 10.05.2022’den itibaren yasal faiziyle birlikte … Turizmden tahsiline, toplam 51.000 TL tazminatın olayın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan yukarıda belirtilen şekilde tahsiline kararı verilmesi yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili beyan dilekçesinde özetle;Davacı taraf, dava konusu itibariyle zorunlu arabuluculuğa başvurması gerekirken, zorunlu arabuluculuğa başvurmadan dava açmış olması hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenle de davanın usulden reddine kadar verilmesi gerektiğini, müvekkilin maliki olduğu … plaka sayılı araç tali kusurlu olduğu yönünde tespit yapıldığını, ancak, henüz kesinleşmiş bir kusur raporu mevcut olmadığından bu tali kusur tespitini de kabul etmediklerini kusurun tespiti konusunda henüz kesinleşmiş ve üst yargı denetiminden geçmiş bir karar bulunmadığından mahkemeniz dosyasında yapılacak kusur tespiti ile müvekkilin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığının tespit edilebileceğini, mevcut haliyle olaydaki kusur tespiti ve oranın Ankara Adli Tıp Kurumu İlgili Trafik İhtisas Dairesine dosyanın tevdii ile rapor alınmasını talep ediyoruz. Kaldı ki, hem kusur tespiti hem de haksız fiilin aynı zamanda uzlaşmaya tabi bir suç teşkil etmesi nedeniyle uzlaşma ihtimaline binaen soruşturma dosyasının yahut devamındaki kovuşturma dosyasının sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini, Davacının içinde bulunduğu servis aracının asli kusurlu olması yanında, davacı yolcununda emniyet kemeri ve yolcuların alması gereken önlemleri almadığından ve yaralanmasının ciddi boyutta olmaması sebebiyle, müvekkilimizden talep edilen manevi tazminat tutarı hukuka ve hakkaniyete aykırı olup, sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağını, ayrıca, davacının içerisinde bulunduğu araç sürücüsü de gerekli önlemleri almadığı için kusurlu olduğunu,
kazanın meydana gelmesine sebep olan da zaten kazaya karışan diğer araç sürücüsü olduğunu, davacı küçükte meydana gelen zarar, ilgili kanun hükümleri kapsamında tanımlanan ağır bedensel zararlardan kaynaklanmadığını, Bu nedenle manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli şartlar, somut olayda doğmamış olacağından; davacının manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, Davacının, kaza sebebiyle acı ve ızdırap duyduğundan bahisle fahiş miktarda manevi tazminat talep ettiğini, Davacının manevi tazminat talepleri günümüz şartlarına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve kazadan sonra meydana geldiği iddia olunan maluliyete uygun olmadığını, Müvekkile bir kusur izafesi halinde bile istenilen tazminat miktarı fahiş ve nedensiz zenginleşme niteliğinde olduğunu, Davacının 20.000 TL manevi tazminat talep ettiğini, söz konusu kazaya ilişkin dava dosyasındaki trafik kaza tespit tutanağı incelendiğinde, müvekkil yönünden belirlenen kusur durumu Tali kusurlu olduğu, Müvekkilin maliki olduğu araç tali kusurlu olmasına rağmen, davacının 20.000 TL Manevi Tazminat talepli dava açması hukuka, hakkaniyete, usul ve yasalara aykırı olduğunu, bu nedenlerle tüm yasal haklarımız saklı tutularak dava dilekeçsinde belirtilen hususları tümüyle kabul etmiyor ve itiraz ediyoruz. Haksız ve yasal dayanaktan yoksun iş bu davanın; Zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmaması sebebiyle davanın usulden reddine, aksi durum hasıl olması halinde davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili beyan dilekçesinde özetle; arabuluculuk konu ise dava dilekçesindeki talepler uyuşmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerekli olduğunu, öncelikle davacı kusur durumunu tespiti gerektiğini, taraf olduğu mevcut dosyada kusur raporu alınmasını, varsa ceza dosyasında uzlaşma mevcutsa müvekkil şirketin sorumluluğu olmayacaktır ceza dosyasının celbini talep ettiğini, Dava konusu dosya ile ilgili tazminatın varlığına, miktarına ve diğer unsurlara hükmedilebilmesi açısından olayın trafik kazası olup olmadığı, olayın oluş şekli, tarafların kusur oranları önemli olduğunu, ancak şikayetin varlığı şikayete bağlı suçlarda olayın araştırılması açısından ön koşuldur. şikayet hakkı kullanılmadığı için savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişse, davacının şikayet hakkını kullanmayarak olaya ilişkin gerekli bilgilerin elde edilmesinin önüne geçildiğini, davacının yaşı göze alınarak bakıcı giderlerinin reddinin gerektiğini, bakıcı giderinin teminat kapsamında olmadığını, müvekkil şirket işbu sorumluluk için üretmiş olduğu trafik sigortası priminden bir kısmını sorumlu olan SGK’ya devrettiğini, ilgili taleplerin SGK yerine müvekkil kuruma yöneltilmesi hukuka ve de hakkaniyete aykırı olduğunu, 01.06.2015 tarihinden sonra gerçekleşen somut olay itibariyle geçici iş göremezlik zararı tazminatı teminat dışında kaldığını, davalı sigorta şirketinin bu kalem tazminatlardan sorumluluğunun bulunmadığını, tarafların kusur oran ve aidiyetlerinin kesinleşmediğini, bu nedenlerle başvuru konusu kazaya sebebiyet veren tarafın tespiti ve oranlarının tespiti, olayla ilgili olası çelişkilerin giderilmesi ve konusunda uzman bir bilirkişiden oluşa uygun, denetime elverişli kusur raporunun temin edilmesini, yolculuk esnasında kemerinin takılı olmadığı tespit edilmesi halinde müterafik kusur indiriminin uygulanmasını, müvekkil şirketin sorumluluğu teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlıdır. … Site Yön. 18/07/2022 tarihinde 15.045,00 TL …’e 06/06/2022 Tarihinde de 50.000,00 TL ödendiğini, hatır taşıması olmadığının ispatı karşı tarafta olup bu husus ispat edilemediği taktirde hatır taşımacılığı indiriminin uygulanması gerektiğini, müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini, Karşı taraf başvuru şartını yerine getirmediğinden, muaccel bir alacağın olmadığını, bu yüzden de bir an için, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının alacağına faiz yürütüleceği düşünülse bile faizin de ancak aleyhimize yapılan başvuru tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiğini, bu sebeplerden dolayı, haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davanın usulden reddine, Kusur durumunun şüpheye mahal vermemesi adına ceza dosyanın celbini,ilgili dosya eksikliği tamamlandıktan sonra dosyanın kül halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne sevkine karar verilmesini, aleyhe karar verilmesi halinde güncel mevzuata uygun (Muayeneli) maluliyet raporu alınması için İstanbul Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesi’ne Sevkine karar verilmesini, Müvekkil şirketin kaza tarihi itibariyle sorumluluğunun tespiti açısından satış belgelerinin talep edilmesine karar verilmesini, aksi takdirde haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikteki talebinin esastan reddi ile yargılama masraf ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili beyan dilekçesinde özetle; Davacı yan, müvekkil sigorta şirketine Trafik Sigortası Genel Şartları’nda bildirilen usule aykırı ve Trafik Sigortası Genel Şartları ekinde başvuru için istenilen zorunlu evraklar olmaksızın başvuruda bulunup; doğrudan dava yoluna başvurduğundan huzurdaki davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yan şirketçe bildirilen eksik evrakı tamamlamadığını, Davacı yanca eksik evrak ile başvuruda bulunulması KTK 97. Maddesindeki dava şartının yerine getirilmeden huzurdaki davanın açılmış olduğu anlamına gelir ki bu da davanın dava şartı sebebi ile reddini gerektirdiğini, kazanın hemen ardından kollukça tutulan kaza tespit tutanağında da görüldüğü üzere; kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 57/1-c’ye göre “Kontrolsüz kavşaklarda ilk geçiş hakkını vermemek” göre asli kusurlu olduğunu, hukuk hakimi kusur oranları ile bağlı değilse de alınan rapor fiili vakıa tespitine ilişkin olup işbu raporun hakimi bağlamadığı iddiası davacı yanın da atıf yaptığının kararlar ile sabit olduğunu, mezkur davada hukuki yarar bulunmadığının da sabit olduğunu, bu hususun bir yansıması olarak müvekkil … Sigorta A.Ş.’nin davacı yanca iddia ve talep olunan tazminattan sorumluluğunun bulunmadığını, zira; olay nedeniyle sigorta şirketinin varsa sorumluluğu kusur ve zmms poliçe limitleri ile sınırlı bulunmadığını , davaya konu kazanın oluşumunda müvekkil şirket nezdinde trafik sigortası poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın kusurunun bulunmadığını, Kaza sonrasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Epikrizinde de belirtildiği üzere; …’ın vücudunda yumuşak doku bozukluğundan öte kalıcı bir maluliyet tespit edilemediğini, yumuşak doku bozukluğu durumu aşırı fiziksel zorlamaya bağlı olarak aktif spor yapan kişilerde dahi çok fazla görülebileceğini ve kısa 1 ila 6 hafta içerisinde düzeldiğini, rapordan da anlaşılacağı üzere …’ın kalıcı engelinin bulunmadığının anlaşıldığını, müvekkil şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden ve müvekkil şirket usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediğinden dolayı müvekkil şirket yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz ve yine yargılama giderleri, ücreti vekalet taleplerinin de reddinin gerektiğini, bu sebeplerden dolayı davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Turizm’in dava dosyasına cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nden, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği’nden, … Sigorta A.Ş’den, … Sigorta A.Ş’den, Türkiye Noterler Birliği Başkanlığı’ndan, Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden, Meram İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden ilgili belgeler temin edilerek dosya arasına alınmıştır.
Dava; Tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Olay tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı okul servis minibüsü ile … caddesini takiben … ilkokulu istikametinden gelip … Sokak kavşağından yolun devamına seyir hızıyla geçiş yapıp aracının sağ yan kısmıyla geçiş istikametine göre sağından … sokağı takiben … caddesi istikametinden gelip, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı okul servis minibüsünün ön kısmıyla çarpıştığını, çarpışma sonrasında ise … plakalı araç sol yan ileriye doğru sürüklenip sol yan ve tavan kısmıyla yolun solundaki sokak aydınlatma direği ve … Sitesi duvarını kırıp durduğu, … plakalı minibüsün ise sağ yan ileriye doğru diğer aracı sürükleyip yolun sağında durduğu, yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkil …’ın okul servis aracında yolcu olarak bulunduğunu, dolayısıyla herhangi bir kusurunun olmadığını, kaza nedeniyle müvekkilin vücudunda kalıcı hasarlar meydana geldiğini, Kazadan kaynaklı acil serviste yumuşak doku bozukluğu tanımlandığını, İşbu sebeple ortopedi polikliniğine sevk edildiğini, Dava yoluna başvurulmadan önce 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesi kapsamında sigorta şirketine başvuru zorunluluğu kapsamında 09.08.2022 tarihi itibariyle kazaya karışan araçlar ile ilgili olarak sigorta şirketlerine başvuruda bulunulduğunu, Müvekkilin yolcu olması dolayısıyla kazaya karışan her iki tarafında sorumluluğu söz konusu olduğunu, Başvuru dilekçesinin 11.08.2022 tarihinde her iki sigorta şirketine de tebliğ olduğunu, ancak anlaşma sağlanamamış herhangi bir ödeme yapılmadığını, dava yoluna başvurulmadan önce TTK madde 5/A gereği dava şartı olan arabulucuk yoluna gidildiğini, ancak davalılar ile anlaşma sağlanamadığını, bu sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak suretiyle Müvekkil için için 500 TL maddi tazminatın gerçek tutarı belirli olduğunda artırılmak üzere (HMK 107 gereği) davalılar … Sigorta A.Ş. Ve … Tic. Ltd. Şti. Den müştereken ve müteselsilen trafik kazasının gerçekleşme tarihi olan 10.05.2022’den itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, Müvekkil için için 500 TL maddi tazminatın gerçek tutarı belirli olduğunda artırılmak üzere (HMK 107 gereği) davalı … Sigorta A.Ş. Ve … Den müştereken ve müteselsilen trafik kazasının gerçekleşme tarihi olan 10.05.2022’den itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, 20.000 TL manevi tazminatın trafik kazasının gerçekleşme tarihi olan 10.05.2022’den itibaren yasal faiziyle birlikte … den tahsiline, 30.000 TL manevi tazminatın trafik kazasının gerçekleşme tarihi olan 10.05.2022’den itibaren yasal faiziyle birlikte … Turizmden tahsiline, toplam 51.000 TL tazminatın olayın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan yukarıda belirtilen şekilde tahsiline kararı verilmesi yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, 6102 sayılı Türk Ticaret kanunun’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. (HUAK m. 18/A/2, c. 1-3). Davacının arabulucuya başvurma zorunluluğunu yerine getirdiği bu halde, anlaşmazlığa ilişkin son tutanağı dava dilekçesine eklememesi şeklindeki noksanlıklar bu sayede tamamlanabilecektir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. (HUAK m. 18A/2, c. 4; HUAK Yönetmeliği m. 22/3). Burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. (Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı Yayını Birinci Baskı, Yazarlar; … Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi Başkanı, … Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi)
yine 7155 sayılı Kanun’un 23.maddesi ile eklenen 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-1.ve 2. Maddesinde;”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde, 6100 sayılı HMK’nun 114/2.maddesinde;” (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, HMK’nun 115/1.ve 2. maddesinde;” (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı anlaşılmıştı.
Dosya kapsamında incelendiğinde ; davalılar tarafının iki adet sigorta şirketi, bir ticari şirket ve bir şahıstan oluşmuş olduğu, her ne kadar davalıların zorunlu dava arkadaşı olmasa da ve yasanın ilgili maddeleri uyarınca şahısların trafik kazasından kaynaklanan davalarda arabuluculuk şartına tabi olmadığı kabul edilse de ve bununla birlikte davacı vekilinin celsedeki beyanı ile tespit edilmiş olan yalnızca sigorta şirketlerine yönelik arabulucuk görüşmesi yapıldığını, bu nedenle diğer davalılar yönünden arabuluculuk görüşmelerine tabi olunmadığı savunması dikkate alındığında, davalılardan sadece …’e değil diğer davalı … Ltd Şti ile de arabuluculuk görüşmesi yapılmadığı tespit edildiği gibi, yukarıda belirttiğimiz gibi davalıların mecburi dava arkadaşı olmayıp, sadece yasa gereğince bu tür davalarda ihtiyari dava arkadaşı olarak dava açabilecekleri ve böylelikle seçilen mahkemenin ticaret mahkemesi olacağından her ne kadar şahıslar yönünden arabuluculuk şartı aranmasa da, mahkememizin ticaret mahkemesi olması, tarafların çoğunun tacir olması, azın da çokluğa uyması gerektiği ilkesi gereğince ve ticaret mahkemesi davalarında yukarıda bahsettiğimiz kanun maddeleri gereğince arabuluculuk şartı arandığından, davalıların bir kısmında arabuluculuk görüşmesi işlemleri tamamlanmamış olduğundan, mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının USUL YÖNÜNDEN DAVA ŞARTI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 174,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 5,70 ‬TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar tarafana yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi gereğince davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 8.160,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya İADESİNE,
Dair ; davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/03/2023

Katip Hakim