Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/684 E. 2023/273 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : … -T.C…., …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZIM TARİHİ :

Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/07/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı görevsizlik ilamı üzerine dosya mahkememize tevzi olmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 30/11/2020 tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin 18/05/2018 yılında oturmak için kiraladığı müstakil bir dubleks evin çatı katı için kara kontratı imzalandığını, bu kira kontratının taraflarının ise kiracı olarak müvekkil kiraya veren olarak ise … isimli şahıs olduğunu, mülkiyeti kendisine ait olan dubleks dairede oğlu … ve oğlunun eşi olan … ile … ‘in birlikte yaşadıklarını, dubleks dairenin üst katını ise kapatıp müvekkile ayrı bir mesken gibi kiraya verdiklerini, müvekkil ile kiraya veren arasında yapılan kira kontratının yanı sıra kiraya veren adına müvekkil tarafından iki adet bono da ayrıca düzenlendiğini, bu bonolardan bir tanesinin 2.000,00 TL tutarında olup teminat bonosu olarak verildiğini, esas davaya konu olan ikinci bononun ise kira kontratında belirlenen 620,00 TL tutarında ki 12 aylık kira bedelinin toplamı olacak şekilde 7.440,00 TL miktarında imzalanarak müvekkil tarafından …’e verildiğini, bononun icraya konu edileceği zaman imza haricinde ki bütün bilgilerin davalı veya … tarafından doldurularak icra işlemine konu edildiğini, müvekkilin kiraladığı dubleks evin çatın katı dairesinde toplamda 16 aya yakın bir süre oturduğunu, hiç bir kirasını aksatmadan ödediğini, müvekkil tarafından iki aylık kira bedelinin elden ödendiğini, akabinde müvekkilinin ısrarları doğrultusunda ikinci ayın sonunda kiraya veren … tarafından müvekkile 14 ayın tamamını bu banka üzerinden 620,00 TL olarak … hesabına aksatmadan ödendiğini, müvekkilinin elektrik ve su faturalarının fazla gelmesinden dolayı ev sahibi … ile görüşmüş ancak bir çözüme ulaşamadığını, müvekkilinin evden ayrıldıktan sonra ev sahibi … ile görüşme sağlayarak kira kontratını düzenlerken …’e vermiş olduğu bonoyu ve teminat olarak düzenlediği 2.000,00 TL tutarındaki bononun kendisine iade edilmesini istemiştir, telefon görüşmelerinde kısa mesaj olarak sürekli müvekkili evraklarını avukata verinim diyerek tehdit ettiğini, 2019 yılının Eylül ayında hiç bir borcu olmadan ve oturduğu eve zarar vermeden ayrılan müvekkil adına olan bonolardan 7.440,00 TL tutarında oğlu …’ın eşi olan … üzerinden kötü niyetli olarak icraya konu edildiğini, müvekkil tarafından kira bedellerinin ödenmemesine karşılık olarak sadece toplam kira miktarını yazarak imzalayıp vermiş olduğu esik bono sonrasında … ve davalı tarafından doldurularak icraya konu edildiğini, açtıkları menfi tespit davasının kabulü ile, Konya . İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu alacak nedeniyle borcunun bulunmadığının tespitine, davalının takibe geçmekte kötü niyetli davrandığından takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında bulunmasından dolayı dava sürecinde icra dosyasının tahsili durumunda menfi tespitin yapılmasıyla birlikte istirdat talep ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 11/12/2020 tarihli cevap dilekçesiyle; Kambiyo senetleri sebepten mücerrettir dolayısıyla müvekkil ile davacı taraf arasındaki hukuki ilişkiyi açıklama ve ispatlama yükümlülüğümüz bulunmamakta olup ispat külfeti davacı üzerinde olduğunu, . Davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususların hiç biri HMK m.200 uyarınca Senede Karşı Senetle ispat kuralını karşılar nitelikte olmayıp soyut iddialardan ibaret olması sebebiyle itibar edilmemesi gerektiğini, davacının icra takibini sürüncemede bırakmak, mal kaçırmak ve alacağın tahsilini zorlaştırmak amacı ile bu davayı açmış olup davalarında son derece kötü niyetli olduğunu, bu nedenle kötüniyet tazminatına mahkum edilmesinin gerektiğini, borçlu tarafın açmış olduğu alacağının sürünceme amacı güden haksız ve mesnetsiz davanın “görevsizlik” sebebiyle usulden reddine, mahkemeniz aksi kanaatte ise esastan reddine ve %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/07/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı görevsizlik ilamı üzerine dosya mahkememize tevzi olmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava, “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; müvekkilinin 18/05/2018 yılında oturmak için kiraladığı müstakil bir dubleks evin çatı katı için kara kontratı imzalandığını, bu kira kontratının taraflarının ise kiracı olarak müvekkil kiraya veren olarak ise … isimli şahıs olduğunu, mülkiyeti kendisine ait olan dubleks dairede oğlu … ve oğlunun eşi olan … ile … ‘in birlikte yaşadıklarını, dubleks dairenin üst katını ise kapatıp müvekkile ayrı bir mesken gibi kiraya verdiklerini, müvekkil ile kiraya veren arasında yapılan kira kontratının yanı sıra kiraya veren adına müvekkil tarafından iki adet bono da ayrıca düzenlendiğini, bu bonolardan bir tanesinin 2.000,00 TL tutarında olup teminat bonosu olarak verildiğini, esas davaya konu olan ikinci bononun ise kira kontratında belirlenen 620,00 TL tutarında ki 12 aylık kira bedelinin toplamı olacak şekilde 7.440,00 TL miktarında imzalanarak müvekkil tarafından …’e verildiğini, bononun icraya konu edileceği zaman imza haricinde ki bütün bilgilerin davalı veya … tarafından doldurularak icra işlemine konu edildiğini, müvekkilin kiraladığı dubleks evin çatın katı dairesinde toplamda 16 aya yakın bir süre oturduğunu, hiç bir kirasını aksatmadan ödediğini, müvekkil tarafından iki aylık kira bedelinin elden ödendiğini, akabinde müvekkilinin ısrarları doğrultusunda ikinci ayın sonunda kiraya veren … tarafından müvekkile 14 ayın tamamını bu banka üzerinden 620,00 TL olarak … hesabına aksatmadan ödendiğini, müvekkilinin elektrik ve su faturalarının fazla gelmesinden dolayı ev sahibi … ile görüşmüş ancak bir çözüme ulaşamadığını, müvekkilinin evden ayrıldıktan sonra ev sahibi … ile görüşme sağlayarak kira kontratını düzenlerken …’e vermiş olduğu bonoyu ve teminat olarak düzenlediği 2.000,00 TL tutarındaki bononun kendisine iade edilmesini istemiştir, telefon görüşmelerinde kısa mesaj olarak sürekli müvekkili evraklarını avukata verinim diyerek tehdit ettiğini, 2019 yılının Eylül ayında hiç bir borcu olmadan ve oturduğu eve zarar vermeden ayrılan müvekkil adına olan bonolardan 7.440,00 TL tutarında oğlu …’ın eşi olan … üzerinden kötü niyetli olarak icraya konu edildiğini, müvekkil tarafından kira bedellerinin ödenmemesine karşılık olarak sadece toplam kira miktarını yazarak imzalayıp vermiş olduğu esik bono sonrasında … ve davalı tarafından doldurularak icraya konu edildiğini, açtıkları menfi tespit davasının kabulü ile, Konya . İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu alacak nedeniyle borcunun bulunmadığının tespitine, davalının takibe geçmekte kötü niyetli davrandığından takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında bulunmasından dolayı dava sürecinde icra dosyasının tahsili durumunda menfi tespitin yapılmasıyla birlikte istirdat talep ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği, davanın İİK.72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, TTK. 778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Dosya incelendiğinde ; davacının davalıya karşı açmış olduğu menfi tespit davasında davaya konu senetlerin davacı ile dava dışı davalının akrabası ile aralarındaki kira ilişkisine dayanan alışverişe yönelik senet olduğunu iddia etmiş ise de; mahkememizin ticaret mahkemesi olması sıfatıyla ve senede karşı delilerin yine yazılı olarak ileri sürebileceğinden tarafların iddialarının sadece tanıklara dayandıramayacağı, senede karşı senedin geçerli olmadığının yine yazılı evraklar ile ispat edilebileceği dikkate alındığında ve dosya kapsamındaki senet ile davacının iddialarının somut olarak bağdaştırılamadığı, davacı tarafa herhangi bir delili olup olmadığı ve bu delillerin bildirmesi için süre verilmesine rağmen herhangi bir yazılı delil sunmadığı gibi, davacıya davalıya yönelik dava dilekçesindeki delillerinden biri olan yemin delil hakkını kullanıp kullanmayacağı davacı vekiline ihtaratlı olarak bildirilmesine rağmen bu konuyla ilgili herhangi bir beyanda bulunmayarak yemin delilinden de vazgeçilmiş olduğu, ve delillerinin somut bir delil ile ispatlayamamış olduğundan, davasının reddi ile beraber, her ne kadar davalı tarafın kötü niyet tazminatı bulunsa da, davacı tarafça herhangi bir kötü niyete ilişkin mahkememize herhangi bir emare bulunmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatının da reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının ispatlanamayan davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilinin talep etmiş olduğu kötü niyetinin de mahkememizce tespit edilemediğinden REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 68,10 TL’nin mahsubu ile davacı tarafından fazladan yatırıldığı anlaşılan TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan arabulucu ücretinin menfi tespit davalarının Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 04/06/2020 … Es. … Kar. Sayılı ilamı gereğince arabulucuya gidilmesinin zorunlu olmadığından 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 3.987,28 TL olduğunun kabulü ile) davalı vekili için 3.987,28 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya İADESİNE,
Dair ; davalı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda miktar bakımından kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/05/2023

Katip … Hakim …