Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/674 E. 2023/130 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZIM TARİHİ :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 06/10/2022 tarihli dilekçesiyle;12/04/2019 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyasıyla müvekkili aleyhine 11.080,00 TL bedelle icra takibine başlanıldığını, söz konusu icra takibinin dayanak belgeleri 30/09/2018 vadeli 5.000,00 TL bedelli, 30/06/2018 vadeli 5.000,00 TL bedelli iki adet bono olduğunu, icra dosyasının dayanak belgesi olan bonolarda imzanın müvekkile ait olmadığını bilmelerine rağmen icra takibi başlattıklarını, söz konusu bonolar üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını, müveklinin bunun üzerine suç duyurusunda bulunduğunu, bununla birlikte borçsuzluğunun tespiti için menfi tespit davası açabilmek için arabuluculuğa başvurduğunu, arabuluculuk toplantıları neticesinde imzanın müvekkiline ait olmadığını kabul etiklerini ve icra dosyasından vaz geçeceklerini belirtip, arabuluculuk toplantısında anlaştıklarını, üzerinden seneler geçmesine rağmen davaya konu icra dosyası hala açık durumda olduğunu, işlemlerine devam edildiğini, müvekkilinin bu durumu bankaya kredi işlemleri için gittiğinde fark ettiğini, Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasının dava sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini; mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde mahkemece belirlenecek uygun teminat ile ilgili dosyanın dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, davamızın kabulü yönünde karar verilerek takibin kötü niyetle açılmış olması sebebi ile tarafımız lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminata karar verilmesini, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalılar müvekkilinin 04/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Konya .İcra Müdürlüğü, … sayılı dosyasından (iki adet senede istinaden) davacı aleyhine icra takibi yapıldığını, takip kesinleştikten sonra davacının başvurusu üzerine Zorunlu Arabuluculuk sürecinin başladığını, Konya .İcra Müdürlüğü, … sayılı takip dosyası ile ilgili,” başvurucu …’nin karşı taraflar … ve …’e karşı herhangi bir borcu yoktur. Taraflar bonolardan dolayı alacak olmadığı konusunda sulh olmuşlardır.” şeklinde hükme bağlandığından, dolayısıyla eldeki davayla ilgili hukuken bağlayıcı olan arabuluculuk tutanağı nedeniyle (dava şartı olan) hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine, Yine bağlayıcı olan arabuluculuk tutanağına uyularak arabuluculuk son oturum tarihinden sonra hiçbir işlem yapılmayan ve o tarihten sonra kapatılan/hukuken derdest olmayan takip dosyası nedeniyle açılan davada hukuki yarar olmadığından davanın bu yönüyle de reddine, davacı taraf anılan hususları için iyiniyetli olmadığından, % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi yönünde beyanda bulunmuştur.
Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası istenmiş, Konya Vergi Dairesi Başkanlığı Mevlana Vergi Dairesi Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığından ilgili belgeler temin edilerek taraflara tebliği sağlanmıştır.
Dava, “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; ;12/04/2019 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyasıyla davacı müvekkili aleyhine 11.080,00 TL bedelle icra takibine başlanıldığını, söz konusu icra takibinin dayanak belgeleri 30/09/2018 vadeli 5.000,00 TL bedelli, 30/06/2018 vadeli 5.000,00 TL bedelli iki adet bono olduğunu, icra dosyasının dayanak belgesi olan bonolarda imzanın müvekkile ait olmadığını bilmelerine rağmen icra takibi başlattıklarını, söz konusu bonolar üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını, müvekkilinin bunun üzerine suç duyurusunda bulunduğunu, bununla birlikte borçsuzluğunun tespiti için menfi tespit davası açabilmek için arabuluculuğa başvurduğunu, arabuluculuk toplantıları neticesinde imzanın müvekkiline ait olmadığını kabul etiklerini ve icra dosyasından vaz geçeceklerini belirtip, arabuluculuk toplantısında anlaştıklarını, üzerinden seneler geçmesine rağmen davaya konu icra dosyası hala açık durumda olduğunu, işlemlerine devam edildiğini, müvekkilinin bu durumu bankaya kredi işlemleri için gittiğinde fark ettiğini, Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasının dava sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini; mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde mahkemece belirlenecek uygun teminat ile ilgili dosyanın dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, davamızın kabulü yönünde karar verilerek takibin kötü niyetle açılmış olması sebebi ile tarafımız lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminata karar verilmesini, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi yönünde karar verilmesini talep ve dava ettiği, davanın İİK.72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, TTK. 778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Dosya incelendiğinde; davacı ile davalı arasında olan alacak borç ilişkisinde davalının cevap dilekçesinde ve celselerdeki beyanında taraflar arasında uzlaşılmaya gidildiği ve uzlaşma tarihinden sonra herhangi bir işlem yapmadığı, hali hazırda davacıdan herhangi bir alacakları ve borcu olmadığını beyan ettiklerini, bu nedenle dava açmak için davacının herhangi bir hukuki menfaatinin bulunmadığını iddia etmişlerdir.
Yapılan incelemelerde arabuluculuk kurumuna yazı yazılarak taraflar arasında uzlaşma olup olmadığı sorulmuş, yine icra müdürlüğüne yazı yazılarak dava konusu alacak ile ilgili Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının işlemden kaldırıldığı anlaşılmakla ve davalının beyanları da dikkate alındığında davacının söz konusu davayı açmakta hukuki bir menafaati olmadığı kanaatine varılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 114. Maddesi; “(1) Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” gereğince,
Medeni usul hukukunda hukuki yarar mahkemede bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta ve mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğini işaret eder.Davacının davayı açtığı tarih itibariyle dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır. Yine bu yararın”hukuki ve meşru,’doğrudan ve kişisel”,”doğmuş ve güncel” olmasıda gerekir. ‘hanağası, H.: Davada menfaat Ankara 2009, s 135). Öte yandan dava açılmasında olduğu gibi mahkemeye yapılan her talep için talepte bulunanın hukuki yararının varlığı şarttır. Aksi halde mahkeme böyle bir talebi inceleyip yerine getiremez.(… .: Medeni Usul Hukuku El Kitabı,Cilt I Yetkin Yayınları,Mart2020,s.390). (Yargıtay HGK 29/06/2021 T… E…. K.)
Yukarıdaki saydığımız nedenler dikkate alındığında davalı tarafından herhangi bir alacağa ilişkin işlem yapılmadığı, taraflar arasındaki arabuluculuk görüşmelerinde alacaklı olmadığının kabul edilmediği ve alacağa ilişin icra takibinin de işlemden kaldırılması nedeniyle herhangi bir ödeme tehdinin olmaması dikkate alındığında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.12 ‬TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar tarafa yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 7/2. ve 13. maddelerine göre hesaplanan 1.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/03/2023

Katip … Hakim …