Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/621 E. 2023/91 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : FERAGAT

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 05.09.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; 07.10.2020 tarihinde, araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile Konya İli Ereğli İlçesi İvriz istikametine doğru seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolun sağ tarafına takla atarak tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, kazada aynı araç içerisinde bulunan müvekkilinin …’un da yaralanarak hastaneye kaldırıldığını, kazaya karışan …’un sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın … Sigorta Anonim Şirketi tarafından 20.07.2020 başlangıç 20.07.2021 bitiş tarihli olmak üzere … Poliçe numharası ile Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin meydana gelen bu kaza sebebiyle Ereğli Devlet Hastanesine götürüldüğünü, kazadan dolayı klavikula kemik kırığı meydana geldiğini, müvekkilinin sol omzunda hareket kısıtlılığı ortaya çıktığını, müvekkilinin kaza neticesinde aylarca gündelik işlerini ve temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini, müvekkilinin kazadan sonra uzun süren tedavi sürecinde çalışamadığını, başkalarının bakımına muhtaç olduğunu, müvekkilinin tedaviler için hastaneye gidip gelirken sağlık ve tedavi harcamaları, gerek hastanede gerekse evde bakıcı gideri gibi bir takım fatura edilemeyen harcamalar yapmak zorunda kaldığını, yaşadığı bu kaza sebebiyle evde el işi örgüleri yapıp satmakta olan müvekkilinin çalışamadığı süteçte maddi olarak zor durumda kaldığını, davalı … Sigorta Anonim Şirketi’ne müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararlar için 23.11.2020 tarihinde vekaleten başvuru yapıldığını, … Sigorta Anonim Şirketi tarafından … sayılı hasar dosyası oluşturulmuş anca müvekkilde kalıcı bir maluliyet bulunmadığından bahisle herhangi bir ödeme yapılamayacağının bildirildiği, yine davalı … Sigorta Anonim Şirketi ile Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, yapılan görüşmeler anlaşamama ile sonuçlanmış ve 18.12.2020 tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı düzenlendiğini, Arabuluculuk Son Tutanağının dilekçe ekinde olduğunu, müvekkili …’un iş bu kaza sebebiyle uğramış olduğu sürekli iş göremezlikten kaynaklı zararlarına karşılık olmak üzere 100,00 TL, geçici iş göremezlik nedeni ile 700,00 TL, bakıcı gideri 100,00 TL ve kaza sebebiyle işe, yol gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri gibi fatura edilemeyen alacaklarına karşılık olmak üzere 100,00 TL toplam 1.000,00 TL olmak üzere maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini , yargılama hârç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı Sigorta Şirketine tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili 30/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça dava öncesi müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, kanunda öngörülen başvuru şartının gerçekleşmediğini, davacı tarafından, dava öncesi müvekkilinin şirketine başvuru şartı yerine getirilmediğini, bu suretle müvekkil şirketin temerrüde düşmesi söz konusu olmayacağı gibi, henüz miktarı ve niteliği belirlenmemiş bir alacağa dair talep hakkının borcu muaccel hale getirmesi de imkânsız olduğunu, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme için öngörülen sürenin dolmuş olması gerektiğini, davacı taraf dava yoluna gitmeden önce müvekkil şirkete başvurup gerekli belgeleri ibraz etmemekle, kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olup bu suretle dava ikame etme hakkı bulunmamakta olduğunu, bu itibarla dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerekmek olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın, müvekkili olduğu şirkete, 20.07.2020-2021 tarihleri arasında … numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluk sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, ölüm/daimi sakatlık halinde kişi başına azami 410.000.000-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirildiğinde bu miktarın mutlak surette ödeneceğini ve davayı kabul anlamında olmadığını, manevi tazminat poliçe teminatına dahil olmadığını. müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Zira Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesine göre trafik sigortaları, aynı kanunun 85. maddesine göre işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapmakta olduğunu, dolayısıyla, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluğunda olmadığını, kazanın oluşumuna ilişkin kusur beyanları 07.10.2020 tarihinde müvekkilinin şirketine sigortalı araç sürücüsü …’un kaza esnasında kendi şeridinde trafik kurallarına riayet ederek seyir halinde olsa da kazanın kaçınılmaz olduğunu, bu noktada dava konusu kazada müvekkilinin şirketine sigortalı aracın kusur oranının tespiti için dosyanın varsa savcılık/ceza dosyası evraklarının da temini ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur raporu alınmasının, davacı yanın kaza sırasında emniyet kemerini takmadığı için müterafik kusurlu olduğunu, emniyet kemerinin yolculuk esnasında takılması gerektiği kural olarak KTK’da da ifade edildiğini, davacının belirtilen ve benzeri güvenlik önlemini almamış olmasından müvekkil şirketin sorumlu olduğunun kabulü hakkaniyet ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmamakta olduğunu, 18.07.1997 tarih, 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği madde 150 de açık olarak düzenlendiği üzere emniyet kemeri takmama davacının kazanın oluşumunda açıkça kusurlu olduğunun ispatı niteliğinde olduğunu; kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere yapılacak tazminat hesaplamasında bu hususların göz önünde bulundurulması gerekmekte olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için müvekkilinin şirketi işbu davaya konu trafik kazasından sorumlu olacağı kabul edilse dahi hükmedilecek tazminattan davacının müterafik kusurluluğu oranında indirim yapılmasının gerekmekte olduğunu, davacı yana SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının tespiti için ilgili SGK İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması gerekmekte olduğunu, davacının herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna başvurması halinde geçici veya daimi iş göremezlik ödeneği alıp almadığının da öncelikle araştırılması gerektiğini, davacı yanın kalıcı maluliyetinin oluşmadığını işbu husus dosyaya ibraz edilen sağlık kurulu raporu ile de sabit olduğunu, şayet davacı yanın kalıcı maluliyeti söz konusu ise; davacı yanın maluliyeti “özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe” göre tespit edilmesi gerektiğini, 20.07.2020 tanzim tarihli davaya konu poliçe ve 07.10.2020 tarihinde gerçekleşen dava konusu olay, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları ve 26.04.2016 tarihli KTK değişikliğinden sonra meydana geldiğini, maluliyetten kaynaklı tazminat istemleri de 01.06.2015 tarihinden sonra yürürlüğe giren Yeni Genel Şartların ilgili hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, anılan Yeni Genel Şartlar A. 5 maddesi, c bendi 2. Paragrafında “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır. Tazminat ödemesinde, ilgili sağlık hizmet sunucularınca tanzim edilecek trafik kazasına ilişkin belgelerde illiyet bağı ile ilgili tespitin yer alması durumunda bu tespitin aksini ispat sigorta şirketine aittir. Sigortacı söz konusu rapor hakkında ilgili mevzuat uyarınca itiraz usulüne başvurduğunda mağdurun itiraz üzerine yaptığı belgelenmiş harcamaları bu teminat kapsamında karşılamakla yükümlüdür.” hükmüne havi olduğunu, mahkemeniz tarafından, davacının maluliyetinin Yeni genel Şartlar’a uygun bir biçimde, “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe” göre tespit edilmesinin, anılan bu yönetmeliğe göre tespit edilen maluliyet oranı üzerinden tazminat hesaplaması yaptırılmasını talep ettiği, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve eki olan trh 2010 tablosunun uygulanması gerektiğini, sürekli sakatlık tazminatı belirlenirken; vergilendirilmiş gelir yoksa asgari ücret baz alınması gerektiğini, davaya konu poliçenin tabi olduğu Yargıtay yerleşmiş içtihatlarında da benimsendiği üzere aylık gelirin net asgari ücretten fazla olduğunun ispat edilememesi halinde net asgari ücretin esas alınması gerektiğinin hüküm altına alındığını, buna göre dava konusu kazada davacının daimi sakatlığa maruz kalıp kalmadığını, kalmışsa derecesini, gerçek zararının miktarının saptanması için beyan ve taleplerimiz doğrultusunda dosyanın AKTÜER sıfatına haiz bir bilirkişiye tevdii ile tazminat hesaplanmasının yaptırılmasını talep ettiği, davaya konu hadisenin haksız fiil teşkil ettiğini, davacı tarafça talep edilen yasa faizinin yasal bir dayanağı olmadığını “olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi”ne ilişkin talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafça usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan müvekkilinin şirketi yönünden alacağın muacceliyetinden söz edilmeyeceğini, müvekkilinin şirketi davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olup temerrüde düşmediğinden davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla usulüne uygun başvuru yoksa temerrüdün dava tarihi olduğunun kabulü gerekmekte olduğunu, davacı lehine faize hükmedilmesi durumunda da davacı yan ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, kazaya karışan hususi araç olduğunu, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dahi ancak yasal faiz işletilebilecek olduğunu, müvekkil şirketin dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığını, bu sebeple müvekkilinin şirketi, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinden sorumlu olmadığını, müvekkilinin şirketi aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin sistem üzerinden mahkememiz dosyasına göndermiş olduğu 13/02/2023 tarihli dilekçelerinde müvekkilinin talep ve talimatı doğrultusunda, 26/01/2023 tarihinde yapmış oldukları Sulh Protokolü gereğince müvekkilinin mevcut trafik kazası nedeniyle uğramış olduğu zarar davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ödendiğini, iş bu davadan feragat ettiklerini, Sulh Protokolü gereğince … Sigorta A.Ş.’nin feragat sebebiyle karşı vekalet ücreti talebi bulunmadığını, Şirket aleyhine olan yargılama gideri ve vekalet ücretinin hükmedilmemesine karar verilmesini beyan ettiği görüldü.
Davalı şirket vekilinin sistem üzerinden mahkememiz dosyasına göndermiş olduğu 13/02/2023 tarihli dilekçelerinde müvekkilinin talep ve talimatı doğrultusunda davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan ettiği görüldü.
Dava; ” Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)” davasıdır.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK 307. md.) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafından ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. (HMK 309. md.) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (HMK 310. md.) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. 6100 Sayılı HMK yönetmeliğinin Karar verilmiş dosyalara ilişkin işlemler başlığının 57. Maddesi ile Bölge Adliye Ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî Ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 215. Maddesi ve (HMK 311. md.) Feragat ve kabul, beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. (HMK 312 md.) Vekilin davadan feragat edebilmesi için vekaletnamede buna ilişkin özel yetki bulunması gerekir. (HMK 74/1. md.) Dâvadan feragat veya dâvayı kabul veya sulh muhakemesinin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır. (Harçlar Kanunu 22/1. md.) Anlaşmazlık, feragat nedeniyle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. (AAÜT 6. md.) Feragat edilmiş olmasından dolayı davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden genel kurallardan farklı uygulamayı gerektiren davacı lehine bir beyanı olduğu takdirde bu beyana göre işlem yapılmalıdır.
Ayrıca feragat halinde alınacak harç ise; Davadan feragat halinde nispi değil maktu harç alınır. Yargıtay . HD.’nin … Esas, … K. Sayılı 25/03/2014 tarihli kararı ile davadan feragat edilmesi halinde davacıdan nispi değil maktu karar ve ilam harcının 2/3 üne hükmedilmesi gerekir. Feragat beyanı belirtilen kurallarla birlikte değerlendirildiğinde ve Yargıtay HGK 25/01/1984, … , HD’nin 14/12/2010 tarihli … -… sayılı ve . HD’nin 10/02/2005, … -… sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu anlaşıldığından,
Davacı vekilinin 13/02/2023 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettiği hususu dikkate alınarak ayrıca davalı vekilinin 13/02/2023 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettiği anlaşılarak davanın feragat nedeniyle reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davanın FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Peşin alınan 170,78TL. maktu karar ve ilam harcından, karar tarihi itibariyle alınması gereken (ve Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereğince 179,90TL. maktu harcın 1/3’ü olarak hesap edilen) 59,96TL’nin mahsubu ile kalan 20,74TL. harcın istek halinde davacıya İADESİNE,
3-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
Dair, tarafların yokluğunda, bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi.15/02/2023

Katip Hakim